
(Wikimedia Commons: Yuriy Ivanov )
Uzmanlar: ABD, Sovyetler Birliği’nin yanlış yolunu tekrar ettiğinin farkında değil.
Eski sosyalist süper güç Sovyetler Birliği (SSCB) 25 Aralık 1991’de çökerken, SSCB’den farklı olarak Çin‘e özgü sosyalizm yolunu seçen büyük bir güç olan Çin, satın alma gücü paritesi bazında en büyük ekonomi haline geldi. Aynı zamanda Batılı kapitalist modeli seçmeden modernleşme ve sanayileşmeyi gerçekleştirme yolundaki en güçlü ve başarılı sosyalist ülke oldu ve ABD’nin gözünde “en önemli stratejik rakip” konumuna geldi.
Çinli’ler, bir dizi trajedi yaşayan Rus halkına sempati duydukları için 30 yıl önceki çöküş konusunda karışık duygular besliyorlar, ancak aynı zamanda kırmızı devin çöküşünün Çin’in gelişmesi ve gelişmeye devam etmesi için çok değerli bir ders olduğunu da görüyorlar: Çin’e özgü sosyalizm.
Konu hakkında dünya çapında analistler ve bilim adamları arasında yaygın tartışmalar olduğu gibi, son günlerde Çin medyası ve sosyal medya platformlarında da Çinli uzmanlar, yorumcular ve sıradan insanlar arasında SSCB’nin çöküşünün mirasını değerlendiren çok fazla tartışma oldu. Ancak bu Batılıların yaptıkları tartışmalardan farklı. ABD’yi Soğuk Savaş’ın “galibi” olarak tasvir eden ABD ve diğer Batılı ülkelerden birçok medya ve bilim insanı, SSCB’nin çöküşünü sosyalist bir yol seçmesine ve bu tercihin askeri genişleme gibi hatalara yol açtığını iddia edip -güç şovenizmi ve başarısız ekonomik reformlara bağlamaktadır.
Ancak Çin’deki ana akım görüş, sosyalizmin doğru olduğunu, Sovyetler Birliği’nin faşizmi yenmesine ve bir süper güç olmasına yardımcı olduğu yönünde. Çinli uzmanlar, Çin’in bugünkü başarısının bu görüşün doğruluğunu daha da güçlendirdiğini vurgulayarak, SSCB’nin çöküşünün, Joseph Stalin’in sosyalizmden sapması, hatta Sovyetler Birliği’ne ve halkına ihanet etmesinden sonra SSCB liderlerinin hatalarda yattığını söylüyorlar.
Değerli Bir Ders
Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nin eski başkan yardımcısı Li Shenming, Global Times’a şunları söyledi: “Dünyanın dört bir yanından Sovyetler Birliği’nin neden çöktüğüne dair birçok farklı görüş var. Fakat ‘Stalinizm’in’ ya da ‘Sosyalist Sovyetler Birliği Modeli`nin çöküşün ana nedeni olduğu görüsü hâkim olmaya devam etmektedir. ” “Ancak Çin’de, birçok araştırma ve tartışmanın ardından Stalinizm’in temel neden olmadığı konusunda ortak bir noktaya ulaştık ve gerçek neden şu ki, Nikita Kruşçev’den Mihail Gorbaçov’a Sovyetler Birliği liderliği yavaş yavaş Marksizmden, sosyalizmden vehalkınn büyük çoğunluğunun temel çıkarlarından saptı ve sonunda ihanet etti.
Cin’li analist, Sovyetler Birliği liderleri sadece asıl ideallerine ihanet etmekle kalmayıp, halka hizmet etmenin temel misyonları olduğunu unutup diğer ülkelerle güç savaşanlarının tuzağına düştüklerini, Cin’in de dahil olduğu sosyalist blok içindeki yoldaşlarını tehdit etmek, korkutmak askeri yayılma hedefleri ve Afganistan’i işgal ettiklerini belirtti. Çin Renmin Üniversitesi – Rusya St. Petersburg Devlet Üniversitesi Rus Araştırma Merkeziden Wang Xianju, Global Times’a verdiği demeçte, Sovyetler Birligi’nin uzaya uydular gönderebildiğini, geostsratejik ealanlarınırini genişletebildiğini ancak toplumsal çatışmaları gitgide körükleyen gıda, tekstil ve günlük ihtiyaç maddeleri temininde yasanan sorunları çözemedi.
Wang, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) yaptığı açıklamada, elde ettiğimiz ve elde etmek için çaba sarf ettiğimiz tüm gelişmelerin ve başarıların her zaman için sadece tek bir temel amaç için olduğunu vurguladı: insanlara hizmet etmek. Sovyetler Birliği’nin liderleri de sorunları çözmek istediler, ancak liberalleşmenin veya Batılılaşmanın ülkeleri için her şeyi düzeltebileceğine yanlışlıkla inandılar. Li, Gorbaçov veya eski cumhurbaşkanı Boris Yeltsin gibi figürlerin Batılı kapitalist siyasi sistemi ve ideolojiyi benimsediklerini ve nihayetinde selefleri tarafından inşa edilen büyük bir ülkeyi gömdüklerini söyledi.
Global Times’ın yorumcusu Hu Xijin , Sovyetler Birliği’nin dağılması “Çin için bir aşı” gibi, çünkü Çin’e neyin yanlış olduğunu ve hangi yolun çıkmaz sokak olduğunu ve ne tür bir reformun büyük bir ülkenin ve büyük bir partinin ölümüne yol açacağını anlatıp duruyor.

Pekin merkezli ismininaçıklanmasınıi istemeyen diğer bir uluslararası ilişkiler uzmanı, Rusya’nin Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra ABD ve diğer Batılı ülkelerle ilgili bedbaht hatırası, Çin için başka bir aşıdır, “çünkü bize Rusya’nın, sosyalizmi terk edip kendi ülkesini paramparça etse bile Batı tarafından kabul edilmeyeceğini söylüyor” Devamla, “Batı ile mücadele esas olarak ideoloji ya da ‘insan hakları ve özgürlük’ ile ilgili değil, güç ve jeopolitik ile ilgili. Sovyetler Birliği’nin yaptığı gibi bir ‘intihar’ Batı’dan gelen düşmanlığı durdurmayacağı gibi sadece daha fazla aksilikler, kaos, iç savaşlar ve Batı’nin daha fazla askeri yayılmasını” getirecektir dedi.
ABD, SSCB’nin hatalarını tekrarlayacak mı?
Çin, başarılı bir gelişmeyi gerçekleştirmek için dersler çıkardı ve Sovyetler Birliği’nin yaptığı hataları tekrarlamaktan kaçındı. Hem Çin hem de Rusya’dan analistler, ulusal modernizasyon hedefine doğru ilerlemeye devam ederken, Sovyetler Birliği’nin Soğuk Savaşı kazandığına inanan rakibi ABD’nin eski rakibi tarafından yapılan birçok hatayı tekrarlama olasılığının yüksek olduğunu belirtiyorlar. Gorbaçov, eski Sovyetler Birliği lideri olarak istifasının yıldönümünün arifesinde, Cuma günü devlet haber ajansı RIA Novosti’ye verdiği demeçte, Washington’un Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra “kibirli ve kendine güvenen” bir hal aldığını ve bunun NATO askeri ittifakının genişlemesine yol açtığını söyledi. Ancak, Moskova ile Washington arasında yaklaşmakta olan güvenlik görüşmelerini ise memnuniyetle karşıladı.
SSCB’nin dağılmasından sonra Rusya’nın egemenliğine zarar vermeden ABD ile farklı bir çizgide ilişkiler kurmanın mümkün olup olmadığını sorusuna ise eski Sovyet lideri, 1991’de Sovyetler Birligi’nin sona ermesinden sonra “Batı’da, özellikle ABD’de oluşan muzaffer ruh hali”ne dikkat çekti. Gorbaçov, “Kibirli ve özgüvenli oldular. Soğuk Savaş’ta zafer ilan ettiler” dedi. Moskova ve Washington’un dünyayı çatışmadan ve nükleer yarıştan “beraber” alıkoyduklarında ısrar etti. Ama ‘kazananlar’ ise yeni bir imparatorluk kurmaya karar verdiler. Bu nedenle NATO’nun genişlemesi fikri ortaya çıktı” diyen Gorbaçov, “Böyle bir konumda ABD ve Batı ile eşit ilişkilere nasıl güvenilebilir? ” diye ekledi.
TASS’ın haberine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Haziran ayında ABD’nin tipik bir imparatorluk senaryosunu izlediğine ikna olduğunu söyledi: Sınırsız güçlerinden emin olan imparatorluklar, artık onlarla baş edemeyecek duruma gelene kadar kendileri için gereksiz sorunlar yaratıyor. Sovyetler Birliği’nin eski bir vatandaşı olarak size söyleyeyim: “[ABD’nin] sorunu ne biliyor musunuz? İmparatorlukların sorunu, küçük yanlışlıklar ve yanlışları göze alabilecek kadar güçlü olduklarını düşünmeleridir. “dedi medyaya. Putin’in sözleriyle, imparatorluk yöneticileri, ulusların veya grupların gözünü korkutabilecek, ikna edebilecek veya sadakatini satın alabileceklerinden eminler ve tüm sorunların bu şekilde çözülebileceğine inanıyorlar.
Rus lider, “Ancak sorunlar birikmeye devam ediyor. Ve bir noktada, artık bunlarla baş edemiyorlar. Ve ABD şimdi Sovyetler Birliği’nin yolundan yürüyor ve yürüyüşü kendinden emin ve istikrarlı” dedi.
Pekin merkezli anonim uzman da, bugünün ABD’si ile dağılmadan önceki dönem olan 1970’ler-80’lerdeki eski Sovyetler Birliği arasında bazı ilginç benzerlikler bulduk ve “askeri yayılma, gücün kötüye kullanılması, gerontokrasi” gibi bazı benzerlikleri sıraladı. İdeolojisine aşırı güven, hataları düzeltememek ve etkili reformları hayata geçirmemek, fakat kendi Sorunları / karmaşası için diğer ülkeleri suçlamaya istekli olmak ve Soğuk Savaş zihniyetinin yönlendirdiği büyük güç rekabetini sürdürmek. ” ABD bu sorunun varmaz farkına varmaz ise Sovyetler Birliği’nin trajik kaderini yaşamasının çok muhtemel olduğunu söyledi.
Bu makale Global Times‘ta yayınlanan İngilizce orijinal metninden Türkce’ye çevrilmiştir.
Ceviri: Turan Altuner