Şikago Üniversitesi profesörlerinden bir kısım iktisatçı Latin Amerika’dan iktisatçı çıkmadığını düşünmektedirler. Dönem, dünyada soğuk savaş dönemidir ve Latin Amerika’nın kapitalizm dışı bir yönetim düzenine evrilmesi engellenmelidir. Şikago Üniversitesi’nden Milton Friedman ve bir grup öğrencisi Şili’ye bir el atar. 1955 yılında, Şikago Üniversitesi ve Pontificia Universidad Catolica de Chile (kısaca Catolica) arasında bir antlaşma imzalanır ve Şili’de bir ekonomi politikası denemesine girişilir.
ABD’den gelen profesörler Milton Friedman, Gery Becker, Arnold Harberger ve Thedore Schultz’tur. ABD’li profesörlerin yetiştirdikleri Şilili öğrenciler “Chicago Boys” olarak anılır zamanla. Harberger dışındaki üç isim de ekonomi Nobel ödülü alırlar.
11 Eylül 1973’te, General Augusto Pinochet sosyalist Salvador Allende hükümetini devirir. Pinochet, 3.000 kişiye yakın insanın ölümünden, işkenceye maruz kalmasından ya da kaybolmasından sorumludur. Allende, 3 Eylül 1970’te iktidara gelmiştir. Friedman, 21 Mart 1975’te, işte bu diktatör Pinochet’yi ziyarete gider. Friedman, Pinochet’ye bir “şok terapisi” önerir. Nobel ödülüne “layık görüldüğü” tarih ise, Ekim 1976’tır.
Miguel Littín adındaki Şilili film yönetmeni, 1973’teki Pinochet darbesi sonrasında ülkesini terk etmek zorunda kalır. Littín sürgündedir artık. Ülkesindeki ölümleri, işkenceleri, kayıp insanları uzaktan takip eder. Ancak, ülkesini yerinde görmek istemektedir. 1985 yılında, Uruguaylı bir iş insanı kimliğiyle gizlice girer Şili’ye.
Gabriel Garcia Marquez, Littín’in hikâyesini bizzat kendisinden dinlemek ister ve gazetecilik refleksini kullanarak Littín ile 18 saatlik bir röportaj yapar. Bu röportajdan, “Şili’de Gizlice” romanı doğar.
Marquez, Littín’in kamerasına kayıt ettiklerine romancılığını ekler ve Pinochet döneminin siyasi ve iktisadi felâketlerini anlatır:
Listen to “Sanatta Kaybol” on Spreaker.“İşbaşına gelen askeri cunta, ülkenin varlık içinde yüzdüğünü etkileyici bir biçimde göstermek isteyince Allende’nin kamulaştırdığı her şeyi hemen yeniden özelleştirdi, değerli ne varsa özel girişimcilere ve çok uluslu şirketlere sattı. Bunun sonucunda, gösterişli lüks mallarda büyük bir patlama oldu, kamu işlerinde göz boyayıcılık aldı yürüdü. Böylece de ülke görülesi bir zenginlik ve ekonomik denge olduğu yanılsaması yaratılmış oldu”.
“Şu insanlara bak”, dedi. “Bir iş çıkar umuduyla günlerce aç bekliyorlar. Ülkemiz aç”.
Marquez’in Şili üzerine romanlaştırarak anlattıklarını Gülçin Elif Yücel ve Arda Tunca Sanatta Kaybol’da yine “iktisatçı” gözleriyle konuştular.