• Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
No Result
View All Result
Görüş
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
No Result
View All Result
Görüş

Friedrich Hölderlin | “Çöküş Zamanlarında Gerekli mi Şairler?”

6 Mart 2021
Okuma süresi: 9 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de PaylaşPinterest'te PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşEmail ile Paylaş
Şiir

“Şiir kanayan yaraya seslenir.”[2]

Neri(man) “karla, borayla, fırtınayla sınanmış” bir kadındır; ateşi de, ihaneti de görmüştür; her şeye karşın, hâlâ dik durup, diklenen yürekliliğiyle, bilinciyle “Kaldır Başını” diyenlerdendir.

Onu, çok eskilerden; demir parmaklıkların ardından tanırız; onur duyduğumuz yoldaşımızdır Neri(man).

Ama hayır; ona dair bilinenleri anlatmak değil amacımız; onu en iyi anlatan dizelerinden söz edeceğiz; becerebildiğimiz kadarıyla…

Neri(man) aşka, hayata, mücadeleye dokunan dizelerinde kadın(ların) hâlinden, kurtuluşuna ya da Kürt illerindeki büyük acılardan, yok edilmek kastına uğratılan insan(lık)a dek uzanan tablo karşısında, “Kaldır Başını”[3] der.

İlgili İçerikler

İthaka Yolunda Bir Sürgün(*)

Fakir Baykurt Roman Ödülü’nün 2023 Yılı Kazananı Belli Oldu

* * * * *

Friedrich Hölderlin’in, “Çöküş zamanlarında gerekli mi şairler?”[4] sorusuna “Elbette evet, kuşkusuz,” yanıtını verenlerdeniz; tam da bu sorumlulukla süzerek ya da Hilmi Yavuz’un deyimiyle “Kazarak” okuduk dizelerini Neri(man)’ın. Süzmekten, kazıdan sonrası yazılmalıydı…

Friedrich Hegel’in, “Güzel sanatların en üstünü ve en zor olanı şiir sanatıdır,” notunu düştüğü insanî etkinliğin en iyi tarifi, “Bir şiir tanesi, bir asırlık mevsim için yeterlidir,” saptamasıyla José Martí’ye aittir ki, “bir asırlık mevsim için yeterli” olanı da Neri(man)’ın dizelerinde bulmak mümkündür.

Çünkü tarihsel gelenekleriyle biriktirdiği, yaşanmışlıkların -gelecek kaygısıyla taçlandırılmış- toplamıdır. Onun “Aşk İsyandır” (s.71), “Aşk Yarası” (s.72), “Aşığım Sana” (s.79), “Aşk Bitmez” (s.80), “Sarıl Bana” (s.92) dizeleri: “Eşitlikçi özgürlük için göğe bakmalı, şarkı söylemeli, mücadele etmeli, aşık olmalı, acı çekmeli, şiir yazmalı,” dedirtir bizlere!

Neri(man)’ı okurken; “Bir İnsan Soluğu” (s.97), “Sardunya’yla Dertleşme” (s.98) vb’lerin dizelerinde Onu bulursunuz; “Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır,/ Yarım kalan bir şiir belki de,” diyen Ahmet Telli gibi…

Ama bununla, bu kadarla sınırlı değil; O, “Bugünün İnsanı” (s.3), “Bir Gazeteci Kadının Çelmesi” (s.81), “Kokuyor Dünya” (s.20) vd’lerinde yerkürenin, insan(lık)ın hâl(ler)ini anlatır; Georges Braque’ın, “Gerçeklik ancak bir şiir ışınıyla aydınlatıldığında kendini gösterir,” ifadesindeki üzere…

* * * * *

Şairin şiiri, onun kişiliğidir; bütün hayatıdır. Bu anlamda şiirsel yapının, neredeyse organik bir şey olduğundan söz edebiliriz. Yaşayan, kımıldayan, soluk alıp veren canlı bir organizmadır şiir, şairinden mülhem…

Evet şiir yazmak herkesin harcı değildir. Duygu ve yaşamın hakkını vermek işidir o. Duygu yoğunluğu, güçlü bir dil, kocaman yürek ve kafa gerektirir…

Şiir yazmak hayatı bilmekle; “Ben kendi payıma bir iki iyice şiir yazdımsa, bunların tümünün içeriğini önceden iyice pişirdim,” diyen Nâzım Hikmet’ce hakkını vererek yaşamakla eşdeğerdir.

Tam da bunun için Saint Augustine, “Şiir şeytanın şarabıdır”; Robert Burton, “Tüm şairler delidir” dermiş…

Bunlar böyleyken; “Sarıl Bana” (s.92), “Sensiz” (s.93.), “Bırak Beni” (s.94.), “Unutur muyum?” (s.96), “Yıldızların Altında Yeniden Başlamak” (s.89), “Beni Güzel Hatırla”daki (s.86) dizeleriyle Neri(man)’ı okuyup da Gabriel García Márquez’in, “Ben sizden de değilim, diğerlerinden de. Ben, ölüme dair yemin etmeyenlerden, tehdit savurmayanlardan, dinini ve ırkını aklının yerine koymayanlardanım. Ben hâlâ şiir okuyanlardanım. Ben ölürken vatanını yahut dinini değil, ‘sevgiliyi’ düşünecek olanlardanım”…[5]

Ya da Aziz Nesin’in, “Göremeyeceğimiz günler için dövüştük Kavgamızın şiir olması bundan”…

Veya İlhan Berk’in, “Ustalık kazanılır; ama çocuk olmak yitirilirse, şiirin büyük damarlarından biri yok olur,” deyişlerini anımsamamak mümkün mü?

* * * * *

“Gerçekçiliğin estetik boyutlarda yeniden yaratılması”[6] olarak Neri(man)’ın “Hapishaneden Notlar I-II-III-IV-V-VI-VII-VIII-IX” (s.5-6-7-8-9-10-11-12-13-14)…

“Taybet Ana” (s.19), “Ekin Wan Anısına” (s.32), “Heval” (58), “Şengalli Kadınlara” (51), “Hacı Lokman Birlik Anısına” (s.33)…

“Ben Gülistan Doku” (s.47), “Kadın I-II-III-IV” (s.43-44-45-46)…

“Ankara Garı” (s.15), “Bilmiyorsun Acıyı” (s.99), “İki Yaralı Kor” (s.100) dizeleri Andrey Tarkovski’nin, “Şiir benim açımdan bir dünya görüşü, gerçekle olan ilişkimin özel bir biçimidir. Bu açıdan bakıldığında, şiir, insanlara hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir,” saptamasını doğrular…

Bu kadar da değil!

Erica Jong’un, “Her şiir, insanın bedeninin sınırlarını genişletmek için giriştiği bir çabadır”; Cemal Süreya’nın, “Şiir, anayasaya aykırıdır; doğanın ahlâkı kovduğu yerdedir; yasadışıdır”; Alphonse de Lamartine’in, “Şiir, büyük zekâların rüyalarıdır”; Max Jacop’un, “Şair olmak için ilkin insan, sonra da şair-insan olmak gerekir”;[7] ifadeleriyle müsemma Neri(man)’ın dizeleri, çok önemli bir gerçeğin daha altını çizer:

“Şiirler -eğer yaşama yetileri varsa- yaşamak konusunda çok dayanıklı, çok yeteneklidirler, en derinlere işleyen işlemleri atlatabilirler.”[8]

“Şiir bilgidir, kurtuluştur, güç ve terk ediştir. Dünyayı değiştirebilecek güçte bir eylemdir şiir. Doğası gereği devrimcidir. Ruhun eğitilmesi ve içsel özgürlüğün yoludur. Şiir bu dünyaya anlam kazandırır, onu yüceltir; bir başkasını yaratır. Şiir ayırır, birleştirir. Yolculuğa davet, yuvaya geri dönüştür. Esin, soluk alma, bedenin eğitilmesidir. Hiçliğe yakarış, yoklukla yapılan söyleşi: sıkıntı, acı ve ümitsizliktir onu besleyen. Dua, pişmanlık, tövbe, ilahî güce boyun eğiş, huzur bulmadır. Sihir, büyü, efsun. Yücelik, kabulleniş, bilinç dışının yoğunlaşması. Irkların, ulusların ve sınıfların tarihsel açıklamasıdır. Oyun, iş, çile. Görüntü, müzik, simgedir.”[9]

* * * * *

Evet Neri(man)’ın dizleri “Şunu demek istedim,” biçiminde bir cümle kurmaz. Çünkü Onun şiiri açıklanmaya muhtaç değildir. Nettir; durudur; beşerî hakikâti irdeler, yorumlar.

Hisseden, hissettiren hayal gücü, imge dünyasının ipucudur.

Zaten Onun şiirini nitelikli yapan da imgelerin, yaşanmışlığının zenginliğidir.

Ve nihayet! “Acıların bataklığına saplanan/ Kanatlarım/ Uçar mısınız mavi bulutlara” (s.1)

“… Hiç birinin gücü yetmez/ Umudun çığlığını susturmaya” (s.2)

“… İnsanın yüreği sıcak/ Sarıl sımsıkı yaşamaya sarıl” (s.10)

“Silkelen/ Silkelen/ Yaşamak direnmektir” (s.67)

“… Yılmadık, yılmayacağız/ Mayalayacağız devrimi yumruklarımızda” (s.53) vb’i dizeleriyle Onun şiiri dili, dili şiiri yaratır.

Onun dizeleri başkaldırı ve umuttur; bundan şüphemiz yok.

Doç. Dr. Sibel Özbudun

Akademisyen, antropolog, yazar, çevirmen, aktivist. 1956 yılında İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Fransa’ya giderek, üç yıl süresince Fransa’da dil ve Paris VII ve Paris Üniversitelerinde sosyoloji öğrenimi gördü. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü’ne girdi. Mezun oldu. Uzun süre yayıncılık (Havass ve Süreç Yayınları) ve çevirmenlik yapan Özbudun; 1993 yılında, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi görmeye başladı. 1995 yılında aynı bölümde araştırma görevlisi oldu. Doktorasını da aynı üniversitede verdi. İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen Özbudun’un çok sayıda çeviri ve telif eseri bulunmaktadır. Telif eserlerinin çoğu Temel demirer ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır.

Temel Demirer

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:

“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim…  Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”

N O T L A R

[1] İnsancıl, Yıl:31, No:368, Mart 2021…

[2] John Berger.

[3] Neriman Çelik, Kaldır Başını, İnsancıl Yay., 2020, 100 sayfa.

[4] Enis Batur, Karanlık Oda Şarkıları, Simurg Art Yay., 2020.

[5] Gabriel García Márquez, Anlatmak İçin Yaşamak, çev: Pınar Savaş, Can Yay., 2005.

[6] Asım Öztürk, “Gerçekçiliğin Estetik Boyutlarda Yeniden Yaratılmasıdır Şiir”, İnsancıl, Yıl:31, No:365, Aralık 2020, s.22-24.

[7] Max Jacop, Genç Bir Şaire Öğütler, çev: Salah Birsel, Sel Yay., 2017.

[8] Bertolt Brecht, “Şiir Akıldan Korkmamalıdır”, 1930’lar… https://www.cafrande.org/sair-akildan-korkmamalidir-bertolt-brecht/

[9] Octavio Paz, “Şiir ve Şiirsel Eylem”, https://www.izdiham.com/octavio-paz-siir-ve-siirsel-eylem/

İlgili İçerikler

temel demirer
Edebiyat

İthaka Yolunda Bir Sürgün(*)

Fakir Baykurt Roman Ödülü’nün 2023 Yılı Kazananı Belli Oldu
Edebiyat

Fakir Baykurt Roman Ödülü’nün 2023 Yılı Kazananı Belli Oldu

sibel özbudun
Edebiyat

Aşka ve Hayata Dair Tutkulu Dizeler(*)

Son Makaleler

Analitik Bakış
Podcast

Chp’nin İttifak Politikaları ve Kurultay Süreci Üzerine Bir Değerlendirme (2. Bölüm)

Görüş Podcast

Politikacı, yazar Bülent Gürsoy ile CHP’nin Kurultay sürecini mercek altına aldığımız söylemisinizin ikinci bölümü ile yeniden birlikteyiz. İkinci bölümün yayınını...

Analitik Bakış

CHP’nin Kurultay Süreci ve İttifaklar Politikası Üzerine Bir Değerlendirme (1.Bölüm)

Wirtschaftskurs des gerechten Kasachstan

Wirtschaftskurs des gerechten Kasachstan

Sibel_özbudun

Kadınlar Ayaktalar, Çünkü…(1)

Çok Okunanlar

fransa

Friedrich Hölderlin | “Çöküş Zamanlarında Gerekli mi Şairler?”

Romy Schneider | Acılar İçinde Bir Hayat Işıklar İçinde Bir Ölüm

Romy Schneider | Acılar İçinde Bir Hayat Işıklar İçinde Bir Ölüm

film elestrisi

Bir İntikam Filmi: Old Boy (İhtiyar Delikanlı)

Genetik

Zihin, Algı ve Sıradışı Algısal Bozukluklar

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2023 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer

© 2023 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password? Sign Up

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.
 

Yorumlar Yükleniyor...