26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Yerküre Kavruluyor(1)

Doç. Dr. Sibel Özbudun
8 Ağustos 2023
Okuma süresi: 11 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
Sibel_özbudun

“Düşünülemez olanın düşünülür hâle geldiği ve imkânsız olanın gerçekleştiği zamandı.”[2]

Sanırım sorularınızı topluca yanıtlamak daha açımlayıcı olacak…

Öncelikle “küresel ısınma” dediğimiz görüngüyü “faili belli” kılmak gerek. Kapitalist sistem, özellikle sınai kapitalizm 19. yüzyıldan itibaren insan işgücünün olduğu kadar, doğal kaynakların sömürüsünü de insanlık tarihinde misli görülmemiş ölçüde yoğunlaştırdı. Sınai faaliyetler enerji gereksiniyordu, enerji ise fosil yakıtların (önce kömür ardından petrol ve nihayet doğalgaz) hesapsız-sınırsız tüketilmesiyle sağlanabilmekteydi. Fosil yakıtların tüketilmesi sürecinde salınan “sera gazları” ise atmosferde bir sera etkisi yaratarak ısının tutulmasına, dolayısıyla da sıcaklıklarda hızlı bir artışa neden oluyor.

İlgili İçerikler

Su(yumuz) Isınıyorken!(*)

Isınmanın Maliyeti: Eriyip Yok Olmak!

Sanayileşme, yani üretim kapasitesindeki misli görülmemiş artış, yeryüzünde dolaşımda olan malların/ metaların miktar ve çeşitliliğini arttırıyor, kuşkusuz, tabii kapitalistlerin de kârlarını – günümüzün kapitalistleri, geçmişin feodal toprak sahiplerinin hayalini kuramayacağı servetlere hükmediyorlar. İnsanlık ise, sık sık sistemin krizlerine yol açan bu aşırı üretim sarmalında, sürekli su içinde yaşayan, ama hiçbir zaman susuzluğunu gideremeyen bir Tantalos susuzluğuna mahkûm kılınmıştır. Satın aldığınız her şey, daha aldığınız anda demode olduğundan, “ihtiyaç”ları karşılamanın bir yolu yoktur.

Ancak tükettiklerinizi üretmek için kullanılan fosil yakıtların yol açtığı küresel ısınma, dünyayı yaşanılabilir olmaktan çıkartıyor, günbegün cehenneme çeviriyor.

Nasıl mı? Öncelikle iklim değişiyor: Kuraklık ve aşırı yağışlar ve bunların yol açtığı seller, dünyanın farklı bölgelerini eşzamanlı olarak vuruyor. Örneğin, benim bu satırları yazdığım 11 Temmuz 2023 günü Erzincan dağlarına kar yağarken, Adana’da sıcaklık 39 dereceyi görmüş, sıcaklığın bir iki gün içinde 41 dereceyi bulacağı açıklanıyordu. Ya da örneğin Ankara’da bir gün hava sıcaklığı 30’lu derecelerde seyrederken ertesi gün 10 derece birden soğuyup ortalığı seller götürebiliyor – ve bunlar Temmuz ayında oluyor… Bunlar sadece son birkaç gün içerisinde yaşadıklarımız.

Küresel ısınmanın yeryüzünün kaderini değiştirecek vahim sonuçlarından biri de deniz suyu ısısının artması. Örneğin İngiltere Meteoroloji Kurumu’na (Met Office) analizine göre, 2023 Mayısı’nda deniz yüzeyi sıcaklığındaki artış, referans periyot olan 1961-1990 kesitine göre 1.25 dereceye ulaştı.[3] Bu, kutup çevrelerindeki buzulların hızla erimesine yol açtığından,[4] bir yandan kutup çevrelerinin flora (bitki örtüsü) ve faunasını (hayvan örtüsü) dönüşsüz biçimde değiştirir ve çevreye uyarlı türlerin yok olmasına yol açarken, bir yandan da deniz seviyesindeki yerleşimleri tehdit ediyor. Örneğin Hollanda gibi bir ülkenin sular altında kalması, hiç de uzak bir olasılık değil! 

İklim değişikliği, kuraklık, sellerin yol açtığı erozyon, aşırı kimyasal kullanımı vb. etkenlerle tarımsal üretimde daralmaya ve biyoçeşitliliğin azalmasına da yol açıyor. Bir başka deyişle açlık, kıtlık tehlikesi kapıda…

Küresel ısınma öncelikle yoksul coğrafyaları vurduğundan, neden olduğu ekonomik ve sosyal yıkım, devasa çaplı göçleri körüklüyor. Bir yandan daralan kaynakların denetimi uğruna patlak veren savaşlar, bir yandan ormansızlaşma, endüstriyel tarım (monokültür) gibi etkenlerin daha da vahimleştirdiği kıtlık, küresel çapta nüfus hareketlerine yol açarken, zengin ülkelerde bunun karşılığı, ırkçılığın yükselmesi oluyor.

Velhasıl, eskiden kapitalizm “yaratıcı yıkıcılık” olarak tanımlanırdı. Bugünkü halinde ise tüm yaratıcılığını yitirmiş, yalnızca hem insanları, hem doğayı, hem toplumsalı ve hem de yeryüzü yaşamını tüketen topyekûn bir yıkıcılığa dönüşmüş durumda. Bu frenleri patlamış kâr hırsı giderek daralan bir zümreyi akıllara durgunluk veren bir servetin ve sınırsız, dizginsiz bir iktidarın sahibi yaparken, dünya nüfusunun yüzde 90’dan fazlasını yoksullaşma, açlık, yaşam olanaklarının daralması ve şiddetle karşı karşıya bırakıyor.

Nihayetinde olanı Karl Marx, “Kapitalizm iki zenginlik kaynağını yok etme eğilimindedir doğa ve insan,” diye formüle ederken; Friedrich Engels de ekliyordu:

“Bilinmelidir ki; doğal varlıklar üzerinde kazandığımızı zannettiğimiz her zafer için doğa bizden öcünü alır…

İnsan olarak doğa üzerinde kurduğumuz egemenlik, onun yasalarını tanıma ve doğru olarak uygulayabilme üstünlüğüne sahip olabilmemizden öteye gitmemelidir.”[5]

“Peki ya çözüm?” diye sorulabilir. Kestirmeden söyleyeyim, bir avuç süper zenginin cepleri daha da şişecek diye yeryüzü yaşamını yakın ve dolayımsız bir risk altına atan bu sömürücü sistemin son bulması…

Ve emekçi insanlığın, kapitalizmde maruz kaldığı yabancılaşma, değersizleşme, insani özelliklerini yitirme ve tüketim hastalıklarından kurutulmasını sağlayacak köklü, kapsamlı bir rehabilitasyonu: “Sahip olma”nın yerine “olma”yı, bireycilik yerine toplumsallığı, rekabet yerine paylaşmayı, maddi zenginlik yerine iç dünyamızı, sanatsal, bilimsel yetilerimizi geliştirmeyi tercih edeceğimiz bir değer sistemiyle donanmamız. “Zor” mu diyorsunuz? Eğer dünyalılar olarak varlığımızı sürdürmek istiyorsak, önümüzdeki tek açar, bu.

Teşekkür ediyorum.

KÜRTÇE: Kiryarê Germbûna Kurewî Kapîtalîzm e

Germbûna kurewî weke zêdebûna germahiya navînî ya li ser rûyê erdê ku encama kombûna gazên serayê ya li atmosferê tê pênasekirin. Zêdebûna gazên serayê jî encamên kiryarên mirovan e. Ev kiryar guhertinên hewayê, bilindbûna asta deryayê, xerabûna ekosîstemê, kêmbûna berhemên çandiniyê, kêmbûna çavkaniyên avê, pirsgirêkên tenduristiyê bi xwe re derdixe holê.

Der barê mijarê de akademîsyen Sîbel Ozbudun ji rojnameye me re axivî. Ozbudun destpêka axaftina xwe de got ku divê “germbûna kurewî” wekî kiryarê diyar we re pênasekirin û wiha got: “Pergala kapîtalîst, bi taybetî kapîtalîzma pîşesazî, ji sedsala 19’emîn ve bi îstismarkirina çavkaniyên xwezayî û keda mirovan di dîroka mirovahiyê de heta asteke ji nedîtî ve hat. Çalakiyên pîşesaziya enerjiyê hewce dike û enerjî dikare bi karanîna bêsînor a sotemeniyên fosîl (pêşî komir, paşê neft û herî dawî jî gaza xwezayî) were peydakirin. Gazên serayê yên ku di dema bikaranîna sotemeniyên fosîl derdikevin de li atmosferê bandora serayê çêdike. Ev jî dibe sedema germabûna kurewî û bi vî rengî germahî bi lez zêde bibe.”

Cihan roj bi roj vedugere dojehê

Ozbudun diyar kir ku ji bo tiştên mezaxtin werin hilberandin germahiya kurewî ya ku ji ber sotemeniyên fosîl ên tiştên ku tên bikaranîn cîhanê roj bi roj vediguhere dojehê û axaftina xwe wiha domand: “Pîşesazîbûn, ango zêdebûneke nedîtî ya kapasîteya hilberînê û cûr be cûr amûr/malên ku li ser rûyê erdê zêde dike. Helbet kapîtalîzm jî destkeftiyên xwe kontrol dike. Kapîtalîzma îro li ser dewlemendiya ku xwediyên axayên feodal ên berê nedihatin xeyalkirin, serdest in. Ji aliyê din ve mirovahî mehkûmî tîbûna Tantalusê ye ku her dem di nav avê de dijî. Tîbûna zêde gelek caran dibe sedema qeyranên pergalî.”

Guherîna avhewayî

Di axaftina xwe de Ozbudun, balkişand ser guherîna avhewayî û ev tişt got: Ziwabûn, barana zêde û lehiyên bi hev re li deverên cuda yên cîhanê bandor dikin. Mînak li çiyayên Erzinganê dema berf dibare li Edeneyê germahiya hewayê 39 pile ye. Germahiya hewayê rojekê li Enqereyê derdora 30 pile ye, roja din dibe ku 10 pile sar bibe û bibe sedema lehiyê. Îja ev di meha tîrmehê de diqewime. Ev tiştên ku me anî zîman di van çend rojên dawî de hatin jiyîn.”

Xetereya birçîbunê

Ozbudan, da zanîn ku yek jî ji encamên giran ên germbûna kurewî ku dê çarenûsa cîhanê biguherîne, zêdebûna germahiya ava deryayê ye û wiha pê de çû: “Mînak li gorî analîza saziya Meterolojiyê ya Brîtanyayê (Met Office) di gulana 2023’yan de germahiya rûyê behrê bi pileya 1,25 zêde bû. Ji ber ku ev dibe sedema helîna bilez a qeşayên cemsar, ji hêlekê ve ew flora (rûberka riwekî) û fauna (rûberka riwekî) jîngehên polar bi awayekî bêveger diguherîne. Digel ku ew dibe sedema windabûna cureyên hawirdorparêz. Di heman demê de niştecihên li ser asta deryayê jî gefek e. Mînak dibe ku welatek wekî Hollanda di bin avê de bimîne! Faktorên wekî guherîna avhewa, ziwabûn, erozyona ji ber lehiyan, zêde bikaranîna madeyên kîmyewî hwd. jî dibin sedema kêmbûna hilberîna çandiniyê û kêmbûna cihêrengiya biyolojîk. Yanî xetereya birçîbûnê li ber derî ye.”

Çavbirçîtiya bêserûber

Ozbudan, anî ziman ku ji ber germahiya kurewîî bi giranî li erdnîgariyên xizan dixe, aborî û hilweşîna civakî dibe sedema koçberiyên girseyî û wiha dirêjî da axaftina xwe: “Ji aliyekî ve şerên kontrolkirina çavkaniyên kêmbûyî dertên. Ji aliyekî ve faktorên wekî daristanan, çandiniya pîşesaziyê (yekçandî) birçîbûn zêde dibe. Ev yek rê li tevgeriya nifûsa cîhanî vedike. Ji ber vê yekê jî li welatên dewlemend, bertek nijadperestiyê zêde dibin. Bi kurtasî, kapîtalîzm berê wekî “hilweşandina afirîner” dihat pênasekirin. Di rewşa xwe ya heyî de hemû afirîneriya xwe winda kiriye û veguheriye wêraniyeke tevahî ya mirovan, xweza, jiyana civakî û axê. Digel ku ev çavbirçîtiya bêserûber a ji bo qezenckirinê komeke kêmbûyî vediguhere xwediyê serweteke bêsînor. Vê çavbirçîtiya bêserûber a ji bo qezencê komek ku her ku diçe piçûk dibe ber bi dewlemendiya hiş û bêsînor ve diçe. Nifûsa cîhanê ji sedî 90’î bi xizanî, birçîbûn, tengbûna derfetên jiyanê û tunditiyê re rû bi rû ye.”

Rêya çareseriyê

Ozbudun bi bîr xist ku ji bo mirovahiya kedkar ji xerîbî, bêqîmetkirin, windakirina taybetmendiyên mirovî û nexweşiyên serfkirinê yên ku ji ber kapîtalîzmê ne, rehabîlîtasyonek kûr û berfireh were avakirin û axaftina xwe wiha bi dawî kir: “Serweriya ku me wekî mirovan li ser xwezayê ava kiriye, divê ji zagonên naskirin û bi rêkûpêk kirinê wê dernekeve. Divê were pirsîn ku wê ev çawa were çareserkirin. Ez bibêjim, divê dawiya vê pergala îstîsmarker a ku jiyana cîhanî dixe xetera tavilê û tavilê tenê ji ber ku bêrîkên dewlemendên super tije bike bi dawî bibe. Divê em xwe bi pergaleke nirxan a ku tê de li şûna xwedîbûnê, bûyîn li şûna ferdperestiyê, civakîbûn, li şûna hevrikiyê, parvekirin û li şûna dewlemendiya madî, cîhana xwe ya hundirîn, hunerî û zanistî bi pêş bixin, tercîh bikin. Li gor ev “zor” re? Ger em dixwazin wek erdnigaran bijîn, tenê rêya çareseriyê ev e.”

Doç. Dr. Sibel Özbudun

Akademisyen, antropolog, yazar, çevirmen, aktivist. 1956 yılında İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Fransa’ya giderek, üç yıl süresince Fransa’da dil ve Paris VII ve Paris Üniversitelerinde sosyoloji öğrenimi gördü. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü’ne girdi. Mezun oldu. Uzun süre yayıncılık (Havass ve Süreç Yayınları) ve çevirmenlik yapan Özbudun; 1993 yılında, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi görmeye başladı. 1995 yılında aynı bölümde araştırma görevlisi oldu. Doktorasını da aynı üniversitede verdi. İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen Özbudun’un çok sayıda çeviri ve telif eseri bulunmaktadır. Telif eserlerinin çoğu Temel demirer ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır.

N O T L A R

[1] Mizgîn Sonuk, “Sibel Özbudun: Kiryarê Germbûna Kurewî Kapîtalîzm e”, Rojname Xwebun, Hejmar:187, 17-23 Tîrmeh 2023… Xwebun Gazetesi, No:187, 17-23 Temmuz 2023…

Xwebûnê’un sorularına yanıt…

1. Küresel Isınma insanların hayatına nasıl bir etki yapıyor?

2. Küresel ısınmanın nedenleri nelerdir, getireceği felaketler nelerdir?

3. Küresel ısınma doğaya ve ekonomiye nasıl bir etki yapıyor, bunu önlemek için nasıl bir önlem almak gerekir?

4. İnsanlar Küresel Isınmanın ciddiyetin farkında mı yeterince bilgi sahibi mi değilse nasıl bilgilendirmek gerekir?

5. Bu son sıcaklıklar nasıl yorumluyorsunuz?

[2] Arundhati Roy.

[3] “Deniz Yüzeyi Sıcaklıkları 1850’den Beri En Yüksek Seviyeyi Gördü”, 17 Haziran 2023… https://www.avrupademokrat2.com/deniz-yuzeyi-sicakliklari-1850den-beri-en-yuksek-seviyeyi-gordu/

[4] ‘Geophysical Research Letters’ın dikkat çektiği üzere küresel iklim değişikliği, 10 yılda 2 milyar 720 milyon ton buzun erimesine neden oldu. En çok buzul kaybının yaşandığı Alaska’da 80 bin tondan fazla buzul eridi. (“İklim Değişikliği Nedeniyle 10 Yılda Buzulların Yüzde 2’si Eridi”, 3 Mayıs 2023… https://www.avrupademokrat2.com/iklim-degisikligi-nedeniyle-10-yilda-buzullarin-yuzde-2si-eridi/)

[5] Friedrich Engels, Doğanın Diyalektiği, çev: Arif Gelen, Sol Yay., 1970.

İlgili İçerikler

rüzgar enerjisi
Avrupa

2021 Almanya Enerji Tüketimi: Birincil Enerji Kaynakları ve Elektrik Enerjisi Kompozisyonu

Görüş Çeviri

Florian Blümm Almanya 2021'de ne kadar enerji kullandı? Birincil enerji kaynakları dağılımı ve elektrik kompozisyonu nasıldır? Almanya'nın 2021'deki enerji tüketimi...

iklim
Çevre ve İklim

Küresel Güç Atlası | İklim

Görüş Çeviri

Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, çevresel hedeflerine ulaşmak istiyorlarsa, ekonomilerinde ve altyapılarında toptan bir dönüşüme girişmek zorunda kalacaklar. İklim, süratle...

latin amerika

Doğa Kırımı, İklim Krizi ve Kapitalizm

su ve susuzluk

Şu Hayattır, Sussuzluk Ölüm!

Cevre ve iklim

Yale’li Psikolog: İklim Felaketlerinin Olduğu Bir Dünyada, Travma ve Kaygıyla Nasıl Başa Çıkılır?

Çevre ve İklim

Trilyonlarca Ağaç Dikmenin Şaşırtıcı Olumsuzlukları

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.