
Bu kısa makalede, Almanya’nın 2024 yılında Rusya’dan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatındaki artışı inceleyeceğiz. Ayrıca, Rusya’ya uygulanan ambargonun ne kadar etkili olduğunun degerlendirmesini de okuyuculara bırakacağız.
Devlete ait enerji şirketi SEFE’nin, Rusya’nın Yamal LNG projesinden dolaylı gaz alımları bu konuda önemli bir rol oynuyor. Avrupa Birliği gaz piyasasında yaşanan şeffaflık eksikliği ve enerji politikalarının anlaşılması da bu tartışmada göz önünde bulundurulması gereken konular arasında. Yaptırımların ne kadar etkili olduğu ve enerji piyasasındaki şeffaflık sorunu da ayrıca düşünülmesi gereken önemli noktalar.
2022’de başlayan Ukrayna Savaşı, Avrupa Birliği (AB) ve özellikle Almanya için Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmayı öncelikli bir hedef hâline getirmiştir. Ancak son veriler, Almanya’nın bu bağımlılığı tam anlamıyla sona erdiremediğini ortaya koymaktadır. 2025 yılı başında High North News tarafından yayımlanan bir rapor, Almanya’nın 2024 yılında Rusya’dan dolaylı yoldan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatında ciddi bir artış yaşadığını göstermektedir (High North News, 2025). Bu durum, enerji güvenliği, yaptırımların etkinliği ve Avrupa enerji piyasasında şeffaflık gibi konuları yeniden gündeme getirmiştir
Almanya’nın Rus LNG’sine Dolaylı Bağımlılığı: SEFE ve Yamal LNG Projesi
Almanya’nın Rus LNG’sine olan dolaylı bağımlılığı, tamamen federal hükümete ait bir şirket olan SEFE etrafında şekilleniyor. SEFE, 2024 yılı boyunca Rusya’nın Arktik bölgesindeki Yamal LNG projesinden önemli miktarda sıvılaştırılmış doğal gaz alımı gerçekleştirdi. Ancak bu gaz doğrudan Almanya’ya ulaşmıyor; önce Fransa’nın Dunkirk Limanı’na gidiyor, oradan da Avrupa şebekesine entegre edilip boru hatlarıyla Almanya’ya ulaştırılıyor (High North News, 2025).
SEFE’nin 2024 boyunca Yamal LNG’den gerçekleştirdiği 58 sevkiyat, 2023 yılına göre %650’lik bir artış gösteriyor. Toplamda yaklaşık 4,2 milyon ton LNG ithal edildiği belirtiliyor (DUH, 2024). AB içindeki mevcut gaz piyasası düzenlemeleri, ithal edilen gazın kaynağını tam olarak takip etmeyi zorlaştırıyor. Bu nedenle, Belçika veya Fransa üzerinden Almanya’ya ulaşan Rus LNG’sinin menşe bilgileri sıklıkla kayboluyor ve bu gaz, ithalat verilerinde “Belçika gazı” veya “Fransa gazı” olarak kaydediliyor.
Çevre örgütü Deutsche Umwelthilfe (DUH) bu durumu “enerji aklaması” (whitewashing) olarak tanımlıyor (DUH, 2024), yani bir nevi para aklamaya benzer bir durum söz konusu. Tahminlere göre, Almanya’nın toplam gaz ithalatının %3 ila %9,2’si Rus LNG’sinden oluşuyor. Ancak bu oran kesin değil ve şeffaflık eksikliği nedeniyle değişkenlik gösterebiliyor (High North News, 2025).
Almanya ve Avrupa Birliği’nin Tutumu / Sözleşmeler ve Hukuki Engeller
Almanya ve Avrupa Birliği’nin tutumu, sözleşmeler ve hukuki engeller ile şeffaflık sorunları üzerine yoğunlaşıyor. Almanya hükümeti, SEFE’nin Rusya’nın Novatek şirketiyle yaptığı uzun vadeli sözleşmelere bağlı olduğunu vurguluyor.
Bu sözleşmelerin savaş öncesinde imzalanmış olması, hükümetin bu anlaşmaları tek taraflı olarak iptal etmesini hukuken zorlaştırıyor. Alman yetkililere göre, bu sözleşmeleri geçersiz kılmanın tek yolu, tüm AB genelinde alınacak bir ithalat yasağı kararı (force majeure) ile mümkün. Ancak Almanya, 2024 yılında on AB ülkesinin talep ettiği Rus LNG’sine yönelik acil ithalat yasağına katılmamış durumda.
Bu, Berlin’in enerji arz güvenliği ile jeopolitik yaptırımlar arasındaki önceliklerini nasıl belirlediğini gösteriyor. Avrupa gaz piyasasındaki şeffaflık eksikliği, sadece Almanya için değil, tüm Avrupa Birliği için bir sorun oluşturuyor. Birçok AB ülkesi, ithal edilen gazın gerçek menşeinin kaydedilmesi için bir sistem kurulması gerektiğini savunuyor. Belçika gibi ülkeler de, AB genelinde bir gaz izleme mekanizmasının oluşturulmasını destekliyor.
Enerji Güvenliği, Yaptırımlar ve Şeffaflık Almanya’nın Rus LNG’sine olan dolaylı bağımlılığının sürmesi, ekonomik yaptırımların ne kadar etkili olduğuna dair ciddi soru ciddi soruları da beraberinde getiriyor. Eğer enerji ürünleri dolaylı yollarla ithal edilmeye devam ediyorsa, bu yaptırımların beklenen ekonomik baskıyı oluşturması pek mümkün degil.
Büyük sanayi ekonomileri için uzun vadeli enerji sözleşmeleri ve mevcut altyapı yatırımları, enerji bağımsızlığı hedeflerine ulaşmayı zorlaştırıyor ve Yapısal bir bağımlılık oluşturuyor. Almanya örneği, jeopolitik hedeflerle mevcut ekonomik çıkarlar arasında yaşanan bu yapısal gerilimi gözler önüne seriyor.
Görünen o ki enerji piyasasında şeffaflık eksikliği devam edecek ve yaptırımların etkinliği gölgede kalacaktır. Sonuç olarak, 2024 yılı verileri, Almanya’nın Rus LNG’sine olan dolaylı bağımlılığının azalmadığını, aksine arttığını gösteriyor. SEFE’nin Yamal LNG’den yaptığı ithalatlar %650 oranında artarak yaklaşık 4,2 milyon tonluk bir hacme ulaşmış durumda. Avrupa Birliği içinde şeffaflık eksikliği sürdüğü sürece, enerji bağımsızlığı hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve yaptırımların etkili olması zorlaşacaktır.
Kaynakça:
- Deutsche Umwelthilfe (DUH). (2024). Energy Whitewashing in Europe: The Hidden Russian LNG Flows. Berlin: DUH Publications.
- High North News. (2025, January). Germany’s Rising Reliance on Russian Arctic LNG. Retrieved from https://www.highnorthnews.com
- European Commission. (2024). Energy Markets Report 2024. Brussels: European Union Publications.