“Nihil est ut videtur”[1]
Uyuşturucu meselesinin ya da daha doğru bir deyişle narkopolitiğin devreye soktuğu yıkım tüm vahametiyle yerküreden coğrafyamıza karşımızda…
Kapitalizm için bir sermaye birikimi (sömürü) sektörü olarak uyuşturucu “ticareti”nin ne demek olduğu İngiltere’nin 1832’de Çin’e karşı afyon savaşları gerçeğiyle tarihin belleğine kayıtlıdır[2] ve bu bağlamda kapitalizmin “uyuşturucu ile mücadelesi”(?), kocaman bir yalandır.
Geçerken ekleyeyim: ‘Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) raporuna göre, 2020’de yeryüzünde haşhaştan elde edilen afyonun yüzde 85’inden fazlası Afganistan’da üretiliyor. Aynı rapora göre; 2021’de sadece 1 yıl içinde Afganistan’da, tüm dünyadaki kullanıcılara yaklaşık 320 ton saf eroin sağlanıyor.
Afganistan’dan Türkiye’ye doğru akan yoğun göç ile birlikte burada üretilen haşhaş menşeili uyuşturucular da, hızla Türkiye’ye giriyor. Zira Afgan göçmenlerle birlikte uyuşturucu rotası da yeniden düzenlendi. Giriş çıkışlarda hiçbir denetimin olmaması, Afganistan’dan göç eden pek çok kişinin bu yeni oluşturulan rotada birer taşıyıcı olmasına yol açıyor.
Bunun da ötesinde, ülkeye esas uyuşturucu Latin Amerika kartelleri üzerinden giriyor. Bir süredir Latin Amerikalı uyuşturucu kartelleri, Avrupa ve Ortadoğu’ya uyuşturucuyu Türkiye üzerinden sokuyor. Bu uğurda pek çok kartelle ve kimi Latin Amerika hükümetleriyle çeşitli ilişkiler kuruldu. Mersin Limanı bu işler için tahsis edilmiş bir alana çevrildi.[3]
Bunlar böyle olunca uyuşturucu ticareti, tüm yıkıcılığıyla sınırsızlaşıyor!
Örneğin ‘Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) ‘2023 Avrupa Uyuşturucu Raporu’na göre, AB içerisinde 2011-2021’de ele geçirilen uyuşturucudaki en büyük artış yüzde 416 ile kokainde, yüzde 260 ile bitkisel kenevirde, yüzde 135 ile metamfetaminde, yüzde 126 ile eroinde, yüzde 123 ile MDMA’da, yüzde 77 ile kenevir reçinesinde ve yüzde 42 ile amfetaminde tespit edilirken;[4] BM’nin bağlı UNODC’un 2023 raporunda, 2021’de dünyada her 17 kişiden biri, toplamda 296 milyon kişi uyuşturucu kullandı: Yani 2021’de dünyanın yüzde 4’ü esrar kullandı, 1 yılda uyuşturucu kullanma oranı yüzde 18, uyuşturucudan ölenlerin sayısı yüzde 17.5 arttı.
Yine UNODC’un raporunda, dünyada kokain tüketiminde ciddi bir artış yaşandığı, buna bağlı olarak arzın da arttığı bilgisi yer aldı. Verilere göre, kokain üretimi, 2021’de 2020’ye oranla yüzde 35 arttı. Kokain pazarının ABD’de ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde oldukça yoğunlaştığı, ancak Asya, Afrika ve Avrupa’da 2020’deki tahmini 21.5 milyon olan kokain kullanıcısı sayısının 55 milyona çıkabileceğine dikkat çekildi.[5]
Dünya genelindeki en yaygın uyuşturucu maddesi eroin ve 12 ila 21 milyon arasında kişi afyon ve türevi madde kullanıcısı durumundayken; afyon ve türevleri arasında en çok kullanılan uyuşturucu madde sıralamasında yüzde 75’le eroin birinci sırada yer alıyor.[6]
Bunlarla birlikte ABD’de eroin benzeri madde kullanımı patlaması yaşanıyor. 2018’den 70 binden fazla kişi aşırı dozdan yaşamını yitirdi. Söz konusu maddelerden kaynaklanan ölümlerin sayısı, aynı yıl trafik kazalarıyla gerçekleşen ölümleri geçiyorken; her yıl giderek artan rakamlara göre günde 130 Amerikalı eroin benzeri madde kullanımına bağlı hayatını kaybediyor.[7]
Öte yandan ‘ABD Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi’ açıklamasında, 2021’in Nisan’ında sona eren bir yıllık dönemde 100 binden fazla kişinin aşırı doz nedeniyle öldüğü bildirildi. 2020’de de söz konusu nedenden ölümlerin 78 bin civarında olduğu anımsatılarak, yüzde 30 yükseliş görüldüğü ifade edildi.[8]
* * * * *
Gelelim bu meselenin coğrafyamız ile bağıntısına!
Türkiye’de uyuşturucu, büyük bir toplumsal problem hâline geliyor. Çünkü uyuşturucu tüketimi burada artık bireysel değil toplumsal bir karakter kazanmaya başladı. Uyuşturucu baronları ve karteller için paha biçilmez bir yer artık Türkiye. Bunun belli başlı birkaç nedeni var:
Belirttiğim gibi Afganistan’dan Türkiye’ye insan kaçakçılığı işi yapan pek çok çete bir süre sonra daha kârlı olduğu anlaşılan afyon kaçakçılığı işine giriyor. Afganistan’dan çıkan herhangi çeşit bir uyuşturucu çok rahat şekilde insan kaçakçılığı yapan bu çeteler eliyle ülkeye sokuluyor.
Ama ülkeye esas uyuşturucu Latin Amerika’dan giriyor. Meksika’nın en tehlikeli uyuşturucu çetesi Sinaloa kartelinin, fonda mehter marşıyla bozkurt işareti yapan çete üyelerinin Türkiye’deki ortaklarına selam yolladığını gösteren videoları çok konuşuldu. Bu selamlaşma, aslında uyuşturucu trafiğinde oluşan yeni rotayı ifade ediyor.
Kolombiyalı uyuşturucu çetesi Cali kartelinin organize ettiği uyuşturucu sevkıyatının son durağı ise yine Mersin Limanı. Uyuşturucular Kolombiya’dan; çiçek, muz ve kahve kolileri arasında uçakla ABD ve Hollanda rotasını izleyerek İtalya üzerinden Mersin Limanı’na ulaşıyor.
Kolombiya’dan gelen uyuşturucunun bir kısmı Mart 2021’de ele geçirilmişti. Ayrıca Tarım Bakanlığı’nın “Venezüella’dan beyaz peynir ithal edebilir” onayından sonra, Venezüella’dan Türkiye’ye gelen ve Ekram Yıldırım’a ait olduğu söylenen bir gemide, tonlarca kokain yakalanmıştı
Ağustos 2021’de ise Brezilya polisince yakalanan ve son durağı Türkiye olan özel Türk jetinde, 1300 kilo kokain ele geçirildi. İşin ilginç yanı adı geçen uçak, uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından kullanılmış TC-ATA tescilli Gulfstream 4 tipi özel jetti.
Balkan mafyasının önde gelen isimlerinin Türkiye’yi üs seçtiği biliniyor. Mafya lideri Vukotiç geçtiğimiz günlerde İstanbul’da öldürüldü. Sırp mafyasının önemli ismi Milan Vujotiç ise İstanbul’da yakalandı. (Peki, Balkan mafyasını bir mıknatıs gibi Türkiye’ye çeken şey neydi?)
Balkan mafyası uyuşturucu ticareti ile hayatta kalan bir organizasyon. Balkan çeteleri uyuşturucunun Avrupa’ya çıkarılması işinde uzmanlaşmış durumda. Anlaşılıyor ki Türkiye’deki varlıkları da uyuşturucu rotasının Türkiye merkezli şekilde yeniden düzenlenmesiyle alâkâlı.
Uyuşturucunun Türkiye merkezli şekilde yeniden organizasyonu kaçınılmaz olarak coğrafyamızda uyuşturucuya ulaşmayı kolaylaştıran bir etki yarattı. Ulaşımın kolaylaşması beraberinde kullanımının da artması demek. Bunun ne kadar büyük bir tehlike olduğu yakında anlaşılacak.
Uyuşturucu probleminin açtığı derin yaralarla yüzleşiyoruz. Çünkü uyuşmuş beyinler bireysel trajedileri de beraberinde getiriyor. Bağcılar’da kafa kesmeyle sonlanan vahşet, bunun bir prototipiydi. Bu prototip salgına dönüşüyor.
Türkiye’de bugün her sınıftan ve ekonomik gelir grubundan insana göre uyuşturucu bulunabiliyor. İsteyen herkes kendi bütçesine uygun uyuşturucuya çok hızlı ve rahat biçimde ulaşabiliyor. Bir ülkede en hızlı ulaşılabilir şeyin uyuşturucu olması korkunç değil mi?[9]
* * * * *
Elbette ve daha da fazlası söz konusu!
Emniyet Genel Müdürlüğü, eroin ile eroinden sonra en tehlikeli narkotik madde olan sentetik metamfetaminin üretiminde kullanılan hammaddenin trafiğinde de Türkiye’nin güzergâh olduğunu açıkladı. Güney Amerika ve Güney Asya’dan gelen uyuşturucunun ara durağı olan Türkiye aynı zamanda, çift yönlü olarak Afganistan’a hammadde geçirilmesinde de kullanılıyor. Ülkede 2021’in Nisan ayında 4.5 ton eroin üretmeye yetecek miktarda 9 ton sıvı asetik anhidrit ele geçirilmesi trafiğin hacmini gösteriyor.
‘Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi’nin hazırladığı ‘2020 Uyuşturucu Raporu’na göre, Türkiye coğrafi konumu ve genç nüfusu sebebiyle uyuşturucudan doğrudan etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Raporda, Türkiye’nin Asya’da üretilen ve Avrupa’ya transfer edilen başta eroin olmak üzere, afyon türevleri kaçakçılığında hedef ülke olduğu bildirildi.
Aynı zamanda Avrupa’da üretilen ve Asya’ya sevkıyatı yapılan sentetik uyuşturucu ve ara kimyasal kaçakçılığında Türkiye’nin transit ülke olduğu kaydedildi.[10]
Evet, Türkiye onlarca yıldır Avrupa’yı hedefleyen eroin kaçakçılığının kilit noktasında yer alıyor. En çok kullanılan yol; Afganistan-İran-Türkiye-Balkanlar güzergâhı. Buna “Balkan Rotası” deniyor. Afganistan hariç dünyada yakalanan eroinin yüzde 60’ı bu rotada ele geçiriliyor. Avrupa Birliği ülkelerinin tümünde yılda 5 ton eroin yakalanırken Türkiye’de bir senede ele geçirilen eroin 20 tondan fazla. Yani tüm AB’nin 4 katı.[11]
Yine ‘BM Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu’nun (INCB) 2022 raporuna göre Türkiye’nin, uyuşturucuların Orta Doğu ve Avrupa’ya ulaştırılmasında köprü vazifesini görüldüğü teyit edilirken; ülkede 2022’de ele geçirilen kokain, 2021’e kıyasla yüzde 42 artışla 2.8 tona ulaşarak rekor düzeye ulaştığına dikkat çekildi ve 2014-2021 arasındaki 7 yıllık sürede toplam ele geçirilen kokain miktarının tam 7 kat arttığı ifade edildi.[12]
* * * * *
Söz konusu narkopolitiğin yol açtığı beşeri sonuçlara gelince; o da şöyle!
i) Türkiye’de uyuşturucu kullanımını hızla artıyor. Ve daha da acısı bu ülkenin sorunlar yumağının içine bir gündem maddesi olarak bile giremiyor. ‘2022 Türkiye Uyuşturucu Raporu’nda tüm rakamlar mevcut. Uyuşturucu kaçakçılığında Türkiye tarihinin rekorları kırılıyor. Türkiye artık transit ülke olmanın ötesinde büyük bir pazar. 2019’da yakalanan metamfetamin (kısa adıyla met) 1 ton 42 kilo iken bu rakam 2020’de 4 kat artmış, 2021’de de 5.5 tona ulaşmış. 81 ilin tamamında satılıyor.[13]
ii) ‘Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) ‘2023 Uyuşturucu Raporu’na göre, Türkiye en çok eroinin yakalandığı ülke. Rapora göre, AB ülkelerinde 2021 yılında 9.5 ton eroin ele geçirildi. Sadece Türkiye’de ele geçirilen eroin miktarı ise 22.5 ton.[14]
iii) Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ‘2022 Uyuşturucu Raporu’na göre, kokainin Avrupa’ya girdiği kapılardan biri olan Türkiye’de yakalanan kokain miktarında yüzde 44.9, şüpheli sayısında ise yüzde 6 oranında artış kaydedildi.[15]
iv) Ülkede her 5 hükümlüden biri uyuşturucu suçlusu! Ceza infaz kurumlarında 2022 sonu itibarıyla 340 bini aşan nüfusun 60 bin 258’i uyuşturucu suçlularından oluşuyor.[16]
v) ‘Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’ (TUBİM) başta olmak üzere bazı araştırma ve rapor sonuçlarına göre 10 yılda madde kullanmaya başlama yaşının düştüğü ve yaygınlaştığı ortaya çıktı. 10 yılda uyuşturucu madde bağlantılı suçlardan ceza infaz kurumlarında bulunanların sayısı yüzde 401, tedavi merkezlerine ayakta başvuruda yüzde 674, yatan hasta sayısında ise yüzde 381 artış meydana geldir. Alkol ve madde bağımlılığı tedavi ve eğitim merkezlerinin sayı ve yatak kapasitelerinin artırılmasına rağmen artan hasta talebini karşılayamıyor.[17]
vi) Bütün dünyanın kâbusu olan bir şey metamfetamin. Türkiye’de de sokak aralarında satıldığını, internetten bile ulaşıldığını duyuyoruz. Çok tehlikeli bir uyuşturucu, eroin kadar tehlikeli ve bağımlılığa yol açıyor.[18]
vii) Sentetik uyuşturucu metamfetamin kullanımı uyuşturucu kaynaklı her iki ölümden birinin nedeni olacak şekilde büyüdü. 2009’da İstanbul, 2015’de ise 54 ilin sokaklarında görülen metamfetamin 81 ile yayılmış durumda.[19]
viii) Uyuşturucu ticaretinin geçiş noktası olan Türkiye’de uyuşturucu satışları da sosyal medyaya yansımış durumda. WhatsApp, Telegram gibi haberleşme uygulamaları üzerinden kurulan gruplarda zehir tacirleri insanlara ulaşıyor. Özellikle ‘Metin Amca’ diye tabir edilen metamfetamin satışları oldukça fazla. Gruplarda anlaşan alıcı ve satıcılar alışveriş yapıyor. Bunun dışında diğer uyuşturucu ürünleri de satılıyor. Ayrıca silah ve sahte para satışları da bu gruplarda yapılıyor.[20]
ix) Türkiye, metamfetamine bağlı ölümlerde Avrupa’da ikinci sırada yer alırken; madde kullanma yaşı 14’e kadar düştü.[21]
x) Sentetik uyuşturucu kullanımı kaynaklı ölümlerde Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alan Türkiye’de, “Bağımlılıkla Mücadele” için belirlenen hedefler tutturulamadı. Gençlik ve Spor Bakanlığı, hedefteki gençlerin yalnızca yüzde 27’sine ulaşabildi. 2020’de Bağımlılıkla Mücadele eğitimi verilmesi planlanan 171 bin 525 gencin yalnızca 46 bin 500’üne ulaşıldı.
xi) ‘BM Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Dairesi’ (UNODC) verilerine göre, 2019 istatistikleri, sentetik uyuşturucu kullanımı sonucunda yaşanan ölümlerde Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer aldığını ortaya koydu. Türkiye’de büyük ölçüde dini vakıf ve cemaatlere bırakılan, “Uyuşturucu ile mücadele” konusunda Gençlik ve Spor Bakanlığı, belirlediği hedeflere ulaşamadı.[22]
xii) Türkiye’de 2.5 milyon kişi en az bir kez uyuşturucu kullanıyor. Bağımlıların ailelerini ve yakınlarını hesaba kattığımızda, en az 10 milyon kişinin uyuşturucu sorununun etkilerini yakından hissettiği görülür. 2021’de güvenlik birimleri uyuşturucuyla mücadele kapsamında 215 bin 228 operasyon yapmış, 293 bin 905 kişi gözaltına alınmış. Uyuşturucu kullanımı, hızla yayılarak 81 ili sardı.[23]
xiii) Türkiye’de uyuşturucu kullanımının ulaştığı dramatik boyutta; ‘Uyuşturucu ile Mücadele Danışma Hattı’nın (ALO 191) verilerine göre yapılan başvuru sayısında 2022’de adeta patlama yaşadı. Veriler, Türkiye’deki dramatik tabloyu açığa çıkardı: 7 yılda 12 kat artan başvuru sayısı 2022’de 730 bine ulaştı.[24]
xiv) Tedavi gören madde bağımlısı hastaların yüzde 54’ünü işsizler oluştururken son yıllarda merkezlere ayakta başvuruda yüzde 674, yatan hastada yüzde 381, madde bağlantılı ölümde de yüzde 220 artış oldu. Bir türlü çözülemeyen işsizlik sorununun madde bağımlılığının artmasında önemli bir etken olduğu, madde bağımlılığı sorunundan işsiz ve yoksulların çok daha fazla etkilendiği ortaya çıktı. Tedavi gören hastaların yüzde 53.9’u işsiz, yüzde 10.4’ünün düzenli işi yok, yüzde 28.9’unun düzenli işi var ve yüzde 2.7’si ise öğrenci.[25]
xv) Türkiye’de 2022 “uyuşturucuda rekor yılı” olarak kayıtlara geçerken; uyuşturucu ile mücadele çalışmaları kapsamında 2022’de, yalnızca Ticaret Bakanlığı’na bağlı birimlerin 555 adet yakalama gerçekleştirdiği öğrenildi. 2022’de ele geçirilen uyuşturucu maddenin büyüklüğünün 2021’e oranla yüzde 33 daha fazla olduğu bildiriliyor.
Ticaret Bakanlığı’nın 2022 faaliyetlerine ilişkin verilere göre, 2022’de toplam 14 bin 2 ton uyuşturucu madde ele geçirildi. 2022’de Ambarlı Limanı’nda 2.1 ton captagon hap yakalandığı ve bu tutarın, “Türkiye’de tek seferde ele geçirilen en yüksek miktarlı captagon yakalama olayı olduğu” kaydedildi.
Uyuşturucu maddenin yanı sıra uyuşturucu yapımında kullanılan ara kimyasal maddeler de uyuşturucu ile mücadele faaliyetlerine takıldı. Bu kapsamda 2022’de 58 bin 351 kilogram ara kimyasal madde yakalanırken, yakalama oranında 2021’de göre yüzde 30 artış yaşandı.[26]
xvi) Avrupa’daki şehirlerin atık sularında en çok metamfetamine rastlanan ülke Çekya oldu. Bunu Litvanya, Türkiye ve Kıbrıs izledi. EMCDDA’ın 2022 verileri, ülkenin uyuşturucu batağına saplandığını gözler önüne serdi: İstanbul ve Adana, metamfetamin kullanımının yükseldiği kentler arasında.[27]
xvii) Önemli bir örnek![28] Antalya Adliyesi’nde memurların uyuşturucu ticareti: Emanetten çalıp satıyorlarmış! Antalya’da evinde 117 gram kokain ele geçirilen şahıs, kokaini Antalya Adliyesi Adli Emanet Memurluğu’nda görevli zabıt katibi Gençay H.A.’dan aldığını söyledi. Bunun üzerine başlatılan soruşturmada, adliyenin emanetinde kontrol yapıldı ve 6 kilo kokainin eksik olduğu tespit edildi. Memurlar ile şahıslar arasında geneli milyonlarca lirayı bulan yoğun ve düzenli para akışının olduğu belirlendi.[29]
xviii) Türkiye’de yoksul ve eğitimsiz kesim arasında uyuşturucu kullanımı çok yüksek oranda.[30] Emniyetin istatistiklerine göre uyuşturucu kullananların sadece yüzde 7’si yükseköğrenim görenlerden oluşuyor.[31]
xix) Uyuşturucu kullanımı artarken ‘Emniyet Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Faaliyet Raporu’na göre bağımlılıkla mücadele için ayrılan bütçenin sadece üçte birini kullanarak 310.6 milyon TL harcadığı ortaya çıktı.[32]
* * * * *
Ve beşeri yıkım:[33] Küresel çapta artış gösteren uyuşturucu madde sorunu, toplumların geleceğini tehdit etmektedir. Uyuşturucuyla bağlantılı suç ve asayiş olaylarında patlama yaşanmaktadır. Örneğin, Türkiye’de, ceza infaz kurumlarında uyuşturucu madde bağlantılı suçlardan dolayı 100 binin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Yapılan araştırmalar 12-18 yaş arası gençlerin büyük risk altında olduğunu, bağımlıların büyük kısmının 25-35 yaş grubunda olduğunu göstermektedir.[34]
Uzmanlar, “Bir toplumun yüzde 4’ü uyuşturucu illetinin kurbanı olduktan sonra o toplumun kendi kendini sağlıklı bir şekilde idame ettirmesi mümkün değil” diyorlar![35]
Ayrıca eklemeden geçmeyelim: Uyuşturucu coğrafyamızın en derin yaralarından. En tepedekilerin yani uyuşturucu baronlarının Türkiye’de at koşturmasına izin verildiği sürece bitmeyecek.
Farkında mısınız? AB’nin ‘Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin 2019 raporu, (üstelik Türkçe olarak da açıklansa da) her nedense(?) insanlığın, çağımızdaki bu önemli sorununun 98 sayfalık raporu, özetle de olsa, basınımızda yer almadı!
Bir başka önemli sorun da “narkotik olayların” tümü basınımıza ve TV’lere, hatta “uyarıcılar (sitümilan)” bile “uyuşturucu (depresan)” olarak yansıtılıyor olmasıydı ki bu da tesadüf değildi![36]
* * * * *
“İyi de bunlar neden mi”?
“Kapitalizm yasal mafyadır; mafya da yasa dışı kapitalizm” biçiminde ifade edilen diyalektikten!
Bilmem duydunuz mu?
‘Küresel Organize Suç Endeksi’nde Türkiye, 193 ülke arasında 12. sırada.
BM Raporu’nda ise dehşet verici bir tespit var… Rapor’da, “Türkiye’de devletin suç örgütleriyle arasına yeterince mesafe koymadığı” belirtiliyor.
Ve şu ürpertici teşhis konuyor: “Türkiye’de mafyatik yapılar her zamankinden daha fazla devlet içerisinde yer alıyor.
Türk hükümeti, altın ve petrol ticareti, insan kaçakçılığı ve silah kaçakçılığı gibi belirli suçları sık sık kendi ikbali ve siyasi amaçları için kullanıyor.”
Raporun Türkiye bölümünde şunlar deniyor: “Eroin, Türkiye’deki uyuşturucu ticaretinde açık ara birinci sıradadır.
Türkiye’nin, en önemli eroin üreticisi Afganistan’a yakın olması, ayrıca Avrupa ile Ortadoğu’daki önemli tüketici pazarlarına yakınlığı, Türkiye’yi eroin ticaret zincirinde önemli bir geçiş noktası hâline getirmiştir.
Türk organize suç çeteleri, Avrupa’ya toptan eroin ithalatını büyük oranda kontrol ediyor.”[37]
Yine ‘Insight Crime’ yetkililerine göre Türkiye’de uyuşturucuya bulaşmış suç örgütlerinin, Asya’dan Avrupa’ya yapılan eroin sevkıyatından ve kaçakçılıktan edindiği deneyim, Asya ve Avrupa’daki organize suç örgütleriyle bağlantıları, kokain ticareti için de önemli olanaklar sunuyor![38]
Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ile Antalya Milletvekili Rafet Zeybek’in hazırladığı kapağında “Mafya-Siyaset-Ticaret İlişkileri” yazan raporda, Türkiye’deki mafyanın siyaset için mi yoksa siyasetin mafya için mi olduğunu sorgulayan, “narkopolitik” tespiti yapılıyor:
“Başta Meksika, Kolombiya olmak üzere Güney Amerika ülkelerinde uyuşturucu kartellerinin kazançlarını korumak, uyuşturucu ticaretini sorunsuz yapabilmek için kendi ülkelerinde kendi işlerine yardımcı olan siyasilere verdikleri destek üzerine oluşan narkopolitik kavramı ile uyuşturucu kartelleri uyuşturucu ticareti için yasal ve politik koruma sağlayacak siyasilere yerel ve genel destek vermektedirler. Karteller oy satın alma ve baskı ile seçmen üzerinde etki etmekte, destek verdikleri siyasilerde yasal koruma ile yargı ve kolluk garantisi vermektedir. (…)
Sedat Peker’in iddiaları uyuşturucu, rant, “FETÖ” borsası, şantaj üzerine kurulan mafya, ticaret, siyaset üçgeninin Türkiye’de siyasi iktidar mensupları ve onlara yakın patronlar üzerinden işlendiğini göstermiştir.
Tüm süreç içinde Panama’da ele geçen ve Mersin Limanı’na gelecek olan gemide 616 paket kokain yakalanması üzerine yeni uyuşturucu rotalarının belirlenmesi iddialarında eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın deniz ticareti iş sahasında olması, Venezüella ziyaretinde bulunması, Kıbrıslı iş insanı Halil Falyalı ile yakınlığı, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Bodrum’daki marina yönetiminde olması ve bu marina üzerinden dağıtımın organize edilmek istendiği iddiaları, narkopolitik konusunun ülkemizdeki etkinlik düzeyini göstermektedir.”[39]
Denilebilir ki devlet-mafya-siyaset üçgeni bataklığına gömülmüş Türkiye’de artık mafya yeraltında değil. Aksine yer üstünde şov yapıyor.[40]
Türkiye dünyanın kirli ve kanlı parasının temizlendiği çamaşırhaneye dönüştürüldü. Bunun sonucunda Türkiye, OECD’ye bağlı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından gri listeye alındı.
İstanbul Fatih’teki bir döviz bürosunun merkezinde yer aldığı dolandırıcılık davasında kara para itirafları yağdığı gibi:[41] “Varlık barışı adı altında Türkiye’ye TIR’larla para getiriyorduk… İki yılda ticaret hacmimiz 100 milyon avrodur… Bu para kayıt dışıdır.”[42]
* * * * *
Daha fazla söze hacet var mı?
Bu kadarı yeter de artar değil mi?
16 Şubat 2024 18:39:45, İstanbul.
Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:
“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim… Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”
[*] Kaldıraç Dergi, No:272, Mart 2024…
[1] “Hiçbir şey göründüğü gibi değil.”
[2] 1832’de İngiltere’nin Çin’e yönelik afyon satışını önlemek üzere harekete geçen Qing Hanedanı imparatorluğu ile başlayan I. Afyon Savaşı dört yıl sürmüştü; uzun hikâyedir ama sonunda Kırmızı Urbalılar, İngilizler kazandı. Anlaşma masasına karşı tarafı oturtup ziyadesiyle başka haklar kopardılar.
Emperyalizme bunlar yetmedi tabii. Biraz daha almak istiyorlardı, Fransa’yla başka yerlerde kanlı bıçaklı olan İngilizler bu sefer kol kola Çin’e karşı ortak savaşa girecektir. 1856’da başladıktan sonra 4 yıl sürecek bu savaşın bilançosu Çin aleyhine epeyi ağırdır. Bir daha Çin belini kolayca doğrultamadı, Mao’nun Büyük Yürüyüşüne kadar… (Mahmut Şenol, “Afyon Savaşlarının Rövanşı Oynanıyor”, Birgün, 2 Mart 2021, s.5.)
[3] Cem Serhat Halis, “Uyuşturucu Cehennemine Hoş Geldiniz”, Birgün Pazar, Yıl:19, No:812, 2 Ekim 2022, s.3.
[4] Ayça Söylemez, “Son 10 Yılda Yakalanan Kokain Yüzde 416 Arttı”, Birgün, 20 Haziran 2023, s.9.
[5] Ayça Söylemez, “Meksika’nın Hayaletleri”, Birgün, 4 Nisan 2023, s.7.
[6] “Terörün Para Kaynağına Darbe”, Türkiye, 17 Ekim 2013, s.9.
[7] “Eroin Benzeri Madde Kullanımında Patlama: 2018 Yılında 70 Binden Fazla Kişi Öldü”, 5 Mart 2019… http://haber.sol.org.tr/bilim/eroin-benzeri-madde-kullaniminda-patlama-gecen-yil-70-binden-fazla-kisi-oldu-257888
[8] “ABD’de Aşırı Doz Uyuşturucudan Ölenlerin Sayısı Bir Yılda 100 Bini Aştı”, 17 Kasım 2021… https://www.indyturk.com/node/436896
[9] 3 Ekim 2022… https://twitter.com/CanSerhat_Halis/status/1576990038524833792
[10] Nurcan Gökdemir, “Uyuşturucuda Kilit Rota Türkiye”, Birgün, 25 Mayıs 2021, s.5.
[11] Timur Soykan, “Kokainin Yeni Rotası: Türkiye”, Birgün, 10 Mayıs 2021, s.7.
[12] “Türkiye Uyuşturucunun Merkezi: 7 Yılda Ele Geçirilen Kokain Miktarı 7 Kat Arttı”, 29 Haziran 2023… https://odakdergisi2.com/bm-raporuna-gore-turkiye-uyusturucunun-merkezi-7-yilda-ele-gecirilen-kokain-miktari-7-kat-artti-2022-yilinda-ele-gecirilen-kokainde-bir-onceki-yila-gore-yuzde-42-artis-var/
[13] Özlem Yüzak, “Uyuşturucu… 6’lı Masa Neden ‘Tek Ses’ Olmuyor?”, Cumhuriyet, 4 Kasım 2022, s.11.
[14] Ayça Söylemez, “Son 10 Yılda Yakalanan Kokain Yüzde 416 Arttı”, Birgün, 20 Haziran 2023, s.9.
[15] Nurcan Gökdemir, “Türkiye Kokainde Pazar ve Rota”, 17 Temmuz 2022, s.8.
[16] “Ülkede Her 5 Hükümlüden Biri Uyuşturucu Suçlusu”, Birgün, 20 Haziran 2023, s.9.
[17] Sibel Bahçetepe, “Madde Kullanımı Korkutuyor”, Cumhuriyet, 5 Ekim 2017, s.12.
[18] Timur Soykan, “Uyuşturucu Trafiği ve Metamfetamin”, Birgün Pazar, 26 Kasım 2023, s.11.
[19] Nurcan Gökdemir, “İki Ölümden Biri Metamfetamin”, Birgün, 26 Ağustos 2022, s.10.
[20] Mustafa Kömüş, “Sohbet Gruplarında Uyuşturucu Satışı”, Birgün, 20 Haziran 2023, s.9.
[21] Dilan Ayırkan, “Ölümlerde Avrupa’da İkinci Sırada”, Cumhuriyet, 5 Kasım 2022, s.6.
[22] Mustafa M. Bildircin, “… ‘Bağımlılıkla Mücadele’ Hedefi Tutturulamadı”, Birgün, 24 Ekim 2020, s.6.
[23] Yüksel Mansur Kılınç, “Uyuşturucu ve Toplum Huzuru”, Cumhuriyet, 30 Mayıs 2022, s.2.
[24] Mustafa Bildircin, “Bir Yılda 730 Bin ‘İmdat’ Çağrısı”, Birgün, 23 Mart 2023, s.7.
[25] Olcay Büyüktaş, “İşsizlik Madde Bağımlısı Yapıyor”, Cumhuriyet, 6 Ocak 2018, s.2.
[26] Mustafa Bildircin, “Uyuşturucuda Her Yıl Yeni Rekor”, Birgün, 16 Mart 2023, s.6.
[27] “Bu ‘Gurur’ AKP’nin”, Birgün, 30 Mayıs 2023, s.9.
[28] Kürt gençlerinin üzerinde büyük oyunlar oynanıyor, uyuşturucu, fuhuş ve ajanlık Kurdistan’da senelerce uygulanan bir siyasettir. Her geçen gün özellikle bu dönemlerde daha belirgin olarak yaşanıyor. Yeni İçişleri Bakanı Bingöl’de yapılan uyuşturucu operasyonunda 34.6 milyar TL değerinde uyuşturucu yakalandığını ve terör örgütünün finansal kaynağına darbe vurduklarını açıkladı. Peki soruyorum, bu kadar büyük bir ürün için büyük bir arazi gerekmez mi? Bingöl’de o kadar güvenlik içinde bu tarla nasıl ekilmiş? Üstelik Bingöl IŞİD’in eleman topladığı ve AKP’nin büyük oy aldığı Cevdet Yılmaz beyin şehri. Bakan beye sormak gerekir, Güney Amerika’dan gemilerle gelen kokainin Türkiye ayağındaki sahipleri açıklanacak mı? Türkiye uyuşturucu merkezi hâline geldi. 90’lı yıllarda kirli savaş döneminde mafya ve hükümet beraber bu trafiği yönetiyordu. Bugün de aynı sistem devam ediyor. Uyuşturucu kullanma yaşının 10’a düştüğü ve bu sorunla mücadele başlatılmazsa birkaç nesil daha kaybedeceğimiz gün gibi ortada. (Dicle Anter, “Deprem, Yangın ve Uyuşturucu”, Yeni Yaşam, 17 Ağustos 2023, s.6.)
[29] “Antalya Adliyesi’nde Memurların Uyuşturucu Ticareti”, Birgün, 29 Eylül 2023, s.9.
[30] Türkiye gibi yoksulluğun ve sınıfsal uçurumların derin izlerini taşıyan ülkelerdeki “kenar mahallelerde”, çalışarak para kazanma konusunda umudunu yitirmiş geniş yığınlar, mafya ilişkileri ağıyla hayatının kurtulacağına inandırılmış durumda… Anlaşılıyor ki, Latin Amerika’nın en büyük uyuşturucu çeteleri olan, isimleri ve tarihleri filmlere, kitaplara hatta akademik tezlere konu olmuş Sineloa ve Cali gibi büyük uyuşturucu kartellerinin yeni gözbebeği Türkiye… (Can Serhat Halis, “Çeteleşmenin Türkiyelileşmesi”, Birgün Pazar, Yıl:19, No:818, 13 Kasım 2022, s.4.)
[31] Nurcan Gökdemir, “Suç Ülkesinde ‘Ucuz’ Ölümler: Uyuşturucu Kullanımı ‘İşsiz ve Eğitimsiz’ Kesim Arasında Daha Yaygın”, Birgün, 16 Temmuz 2022, s.6.
[32] Mustafa Kömüş, “Uyuşturucu Bütçesinin Sadece 3’te 1’i Harcandı”, Birgün, 8 Mart 2023, s.9.
[33] Doç. Dr. Sinan Alper, “Bağımlıların aileleri de ‘kötü yola düştüğünü’ düşündükleri çocuklarına yeniden bir ahlâki pusula sağlayacak, onların hem bedenlerini hem de ruhlarını temiz tutacak bir yer arayışı içine girdiklerinde çaresizlikten dolayı bu cemaat ve tarikatlara yöneliyor olabilirler,” diyor. (İsmail Arı, “Cemaatleri Seküler Oluşumlar Yenebilir”, Birgün Pazar, 26 Kasım 2023, s.10.)
[34] Özkan Yıldız, “Uyuşturucunun Politik, Ekonomik ve Sosyal Etkileri”, Birgün Pazar, 26 Kasım 2023, s.10.
[35] Mehmet Altan, “Gözleri Çıkarılmış Bir Ama Gibi…”, 28 Ağustos 2023… https://artigercek.com/makale/gozleri-cikarilmis-bir-ama-gibi-263112#google_vignette
[36] Özgen Acar, “Uyuşturucular, Uyarıcılar… (2)”, Cumhuriyet, 18 Haziran 2019, s.12.
[37] Mehmet Altan, “Gözleri Çıkarılmış Bir Ama Gibi…”, 28 Ağustos 2023… https://artigercek.com/makale/gozleri-cikarilmis-bir-ama-gibi-263112#google_vignette
[38] “Uyuşturucunun Merkezi Olduk”, 29 Haziran 2023… https://www.birgun.net/haber/uyusturucunun-merkezi-olduk-449065
[39] Barış Terkoğlu, “Mafya İçin Siyaset, Siyaset İçin Mafya: Narkopolitik İktidar Kuruldu”, Cumhuriyet, 8 Eylül 2022, s.6.
[40] Timur Soykan, “Mafya Yapım Sunar”, Birgün, 26 Aralık 2022, s.7.
[41] Türkiye’de kara paranın çok kolay dolaştığını biliyorlar. Varlık barışlarıyla Türkiye’ye oluk oluk kara para geliyor. Bu kara para, kolay para olarak, bir şekilde aklanabiliyor. Bunun yöntemlerini o kadar çok gördük ki ve bunun bu mafyaları buraya çektiğine defalarca tanık olduk. Kara para dışındaki bir diğer neden ise devletin çürümesi. (Timur Soykan, “Türkiye Nasıl Mafya Üssü Oldu?”, Birgün Pazar, 27 Ağustos 2023, s.10.)
Suç dünyasının şifreli mesajlaşma sistemi EncroChat’i Avrupa polisi deşifre etti. Binlerce suç örgütü mensubu yakalandı. Türkiye’deki suç örgütlerinin EncroChat kullandığını biliyoruz ama operasyon yok.
Üstelik Türkiye’de suç örgütlerinin EncroChat kullandığına dair bilgilere sahibiz. Bazı örnekler şöyle:
1) Erzurum Aziziye’de 24 Ocak 2019’da bir TIR’da 1.5 ton eroin ele geçirildi. Mehmet Zeki Fidan’ın başında olduğu çetenin EncroChat kullandığı iddianamede detaylarıyla anlatıldı. Etkin pişmanlıktan yararlanan bir çete üyesi, şifreli sistemi anlatmıştı.
2) İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti’nin hasmı İlhan Ünğan, 7 Nisan 2019’da İstanbul Bağdat Caddesi’nde öldürüldü. İddianameye göre; tetikçi Efkan Öveç ve onu azmettiren Tolga Hakan Ceyhan’ın telefonlarında EncroChat vardı.
3) İranlı muhalif Mesut Mevlevi Vardanjani 14 Kasım 2019 akşamı, İstanbul Şişli’de yürürken 7 kurşunla vurularak öldürüldü. İddiaya göre; Zindaşti, İran istihbaratı ile anlaşarak bu cinayeti organize etmişti. Tetikçi olduğu öne sürülen Abdulvahap Koçak ve ona silahı temin eden Cengiz Akın’ın telefonlarında EncroChat tespit edildi.
4) Nejat Daş, Çetin Gören’in ve onlarla bağlantılı isimlerin uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlandığı Bataklık Operasyonu iddianamesinde, sanıkların EncroChat kullandığı anlatıldı. Üstelik bu operasyon İngiltere’deki EncroChat operasyonuyla aynı günlerde yapılmıştı. (Timur Soykan, “Mafya-Devletin Şifreli Sırları”, Birgün, 20 Aralık 2021, s.7.)
[42] Timur Soykan, “Kara Para İtirafları”, Birgün, 28 Aralık 2022, s.10.