Bugün değerli yazar Kenan Karabağ ile birlikteyiz. Yedi kitabı bulunan Karabağ, özellikle sözlü tarih çalışmalarından yola çıkarak ilginç romanlar kaleme alan bir yazar. Bugünkü yayınımızda, romanlarının hikayesini ve özellikle Maria Suphi’nin akıbetini nasıl araştırdığını kendisinden dinleyeceğiz.
Maria Suphi’nin Hikayesi
Maria Suphi, Türkiye Komünist Partisi’nin kurucularından Mustafa Suphi’nin eşiydi. Mustafa Suphi ve 15 yoldaşı, Karadeniz’de boğdurulmuştu. Maria Suphi ise esir alınmış, fakat akıbeti hakkında çok az şey biliniyordu. Kenan Karabağ, bu gizemli hikayeyi araştırarak romanlarına taşıdı.
Sözlü Tarihin Peşinde
1956 Ardahan doğumlu olan Kenan Karabağ, edebiyat hayatına şiirle başladı. Daha sonra öyküler yazdı ve nihayetinde roman türüne yöneldi. 1998 yılında “Kura Çözüldü” adlı romanını yazmak için Kars ve Ardahan’da araştırmalar yaptı. Sözlü tarih çalışmaları kapsamında bölgenin yaşlılarıyla görüşerek, onların tanıklıklarından yararlandı.
Bölgedeki Ermeniler, Rumlar, Terekemeler, Malakanlar ve diğer toplulukların izlerini sürerken, özellikle Malakanların vicdani retçi olmaları ve silah kullanmayı reddetmeleri dikkatini çekti. Bu topluluk, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra bölgeye yerleşmişti.
Listen to “Görüş Söyleşileri” on Spreaker.Maria Suphi’nin İzinde
Trabzon’daki araştırmaları sırasında Karabağ, Maria Suphi’nin esir tutulduğu evi tespit etti. Bu ev, Yahya Kahya adlı bir eşkıya tarafından kullanılıyordu. Pencereleri demir parmaklıklarla kapatılmış olan bu evde Maria Suphi’nin işkence gördüğü ve tecavüze uğradığına dair izler vardı.
Karabağ, Maria Suphi’nin akıbetini aydınlatmaya çalışırken birçok engelle karşılaştı. Resmi tarih, bu tür olayları örtbas etmeye eğilimliydi. Ancak sözlü tarih çalışmaları sayesinde, unutulmuş gerçekleri gün yüzüne çıkarmayı başardı.
“Bundan tam yüz yıl evvel; yoldaşları öldürülen ve elleri ayakları bağlı olarak Çömlekçi Limanı’na getirilen bir kadının yaşadığı zamandan kesitler.
Bakü’den yola çıkan kafilenin amansız yolculuğu. Kars günleri. Erzurum’da kışkırtılmış halkla yaşananlar. Karabıyık köyü ve bir zamanların ölümcül aşkı. Kurdun kuşun bile saklandığı dağlarda, tipi altında ölümüne bir yolculuk. Madenhanları, Bayburt ve Gümüşhane önlerinde taş, sopa ve küfür altındaki yolculuğun anatomisi. Dağ başında bir karakolda geçirilen gece ve ölüme yürüyen kafilenin geride bıraktığı izler. Maçka yolculuğu, Kop Dağı’nın fırtınaları altındaki “Onbeşler” ve Yorgaki Otel’deki son gece. Değirmendere önlerinde toplanan kışkırtılmış kalabalık. Abluka altındaki bir avuç insanın ilk defa katilleriyle yüzleşmeleri. Trabzon Çömlekçi Limanı ve kayıkçılar kethüdası Yahya Kahya’nın elindeki infaz emri. Sürmene’de ölüm yolculuğuna çıkan Onbeşler’in son anları; motordaki boğuşma ve Maria Suphi’nin başına gelenler.
Trabzon Çömlekçi sahilinde bir eve kapatılan Maria’nın direnişi. Nemlizade Ragıp ve Rizeli haydutlarla yaşanan anlar. Onbeşler’in nefes kesen hikayesi ve Maria Suphi’nin son anları. Tarihin 100 yıllık sırrı aydınlanıyor.”
Malakanlar ve Vicdani Ret
Karabağ’ın araştırmalarında öne çıkan bir diğer konu da Malakanlar oldu. İnançları gereği insan öldürmeyi en büyük günah sayan bu topluluk, askerlik yapmayı reddediyor ve silah taşımıyorlardı. Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından Kars ve Ardahan’a yerleşmiş olan Malakanların yaşadığı zorluklar ve sürgünler, Karabağ’ın romanlarında önemli bir yer tuttu.
Resmi ve Sözlü Tarih
Kenan Karabağ, resmi tarihin birçok olayı örtbas ettiğini ve manipüle ettiğini belirtiyor. Türkiye gibi ülkelerde sözlü tarihin, gerçekleri ortaya çıkarmak adına büyük önem taşıdığını vurguluyor. Yaşlılarla yaptığı görüşmelerde, resmi tarihle çelişen pek çok anlatıya ulaştı.
Örneğin, Ermeniler ve Rumlarla ilgili resmi anlatıların çoğu gerçeği yansıtmıyordu. Karabağ, bu hikayeleri olduğu gibi aktarmaya çalışarak romanlarında farklı halkların yaşadıklarını da dile getirdi.
Maria Suphi’nin Sonu
Kenan Karabağ, Maria Suphi’nin esir tutulduğu evi bulmuş olsa da, kitabı yayımlanmadan önce bu ev yıkıldı. Böylece Maria’nın trajik hikayesi, bir kez daha tarihin karanlık sayfalarına gömüldü.
Sözlü tarih çalışmalarıyla unutulmuş hikayeleri gün yüzüne çıkaran yazar bir yazar Karabağ. Maria Suphi’nin akıbeti, onun araştırmalarının sadece bir parçası. Romanlarında, resmi tarihin görmezden geldiği olayları işleyerek, gerçekleri anlatmaya çalışıyor.