Kitap fuarları, yalnızca kültürel alışverişin değil, aynı zamanda büyük bir ticari hareketliliğin yaşandığı platformlar olarak da öne çıkıyor. Bu bağlamda, Frankfurt Kitap Fuarı, diğer fuarlardan farklı bir konuma sahip. İlk kez 1949 yılında, Almanya’nın savaş sonrası toparlanma sürecinde düzenlenen bu fuar, bugün dünya yayıncılık sektörünün kalbinin attığı en önemli etkinliklerden biri hâline geldi. Her yıl yüzlerce ülkeden binlerce yayıncı, yazar, çevirmen ve okur Frankfurt’ta buluşarak, milyonlarca dolarlık anlaşmaların yapılmasına olanak tanıyor. Bu bağlamda, Frankfurt Kitap Fuarı, yalnızca yeni kitapların tanıtıldığı bir alan değil; aynı zamanda kitap haklarının satıldığı, çeviri anlaşmalarının yapıldığı, dijital yayıncılık ve yeni medya stratejilerinin tartışıldığı dev bir ticaret merkezi olarak da işlev görüyor. Kitapların farklı dillere çevrilmesi, film ve dizi uyarlamaları için hak satışları gibi büyük ticari fırsatlar burada doğuyor. Fuar, dijital yayıncılık, telif hakları ve yayıncılığın geleceğini belirleyecek teknolojik gelişmelerin de tartışıldığı bir mecra sunuyor.
Onur Konuğu: İtalya
2024 yılında Frankfurt Kitap Fuarı’nda İtalya, onur konuğu olarak yer alacak. 1988 yılında ilk kez onur konuğu olduğu bu fuara 36 yıl sonra geri dönecek olan İtalya, zengin bir programla kültürel bir köprü kuracak. İtalyan Yayıncılar Birliği (AIE – Associazione Italiana Editori) tarafından koordine edilen bu programda, 100’den fazla yazar ve konuğun yer aldığı geniş bir içerik sunulacak. “Gelecekteki Kökler” temasıyla sunulan bu etkinlik, İtalya’nın yalnızca edebi mirasını değil, aynı zamanda toplumsal, sanatsal ve bilimsel katkılarını da görünür kılacak. Claudio Magris (84) ve Dacia Maraini (87) gibi edebi devlerden, Anna Giurickovic Dato (39), Maddalena Fingerle (30) ve Alice Urciuolo (29) gibi genç nesil yazarlara kadar geniş bir yelpaze sunulacak. Bu çeşitlilik, İtalyan edebi ve kültürel üretiminin hem geleneksel hem de modern yönlerini gözler önüne seriyor.
İtalyan yayıncılık sektörü, 3,338 milyar Euro’luk yıllık satış değeri ve 70.000’den fazla istihdamla Avrupa’nın en büyük dördüncü sektörü olarak öne çıkmaktadır. Kitap sektörü, müzik, sinema ve televizyonu geride bırakarak İtalya’nın en büyük kültürel endüstrisi hâline gelmiştir. 1988 yılında Frankfurt Kitap Fuarı’nda onur konuğu olmasıyla sektör büyümüş, 1988’de 50 milyon olan kitap satışı 2023’te 112 milyona ulaşmıştır. Çizgi roman ve romantik edebiyatın genç kitlelerce benimsenmesiyle %13 büyüme sağlanmıştır. 2022 yılında 7.889 çeviri hakkı satışı gerçekleşmiş, bu rakam 2001’e kıyasla dört kat artmıştır.
Stefano Boeri’nin İtalyan Pavyonu ve Sergiler
Stefano Boeri tarafından tasarlanan İtalyan Pavyonu, İtalya’nın toplumsallığını ve edebi kimliğini simgeleyen bir piazza* şeklinde tasarlandı (*Türkçede “meydan” anlamına gelir. Genellikle şehirlerdeki kamu alanları veya pazar yerleri için kullanılır.) Yazarlar ve konuklar için bir buluşma noktası olacak bu alan, İtalyan edebiyatının önemli figürlerine saygı duruşunda bulunulan sergilerle de desteklenecek. Sergilerde, özellikle Aldo Manuzio (1449-1515) ve Andrea Camilleri (1925-2019) gibi figürler öne çıkarken, Napoli Federico II Üniversitesi’nin 800. yıl dönümü gibi önemli tarihsel olaylar da bu kapsamlı programda yer alacak. Etkinlik, yalnızca edebiyatla sınırlı kalmayacak; İtalyan kültürünün diğer boyutlarını da ele alacak. Giacomo Puccini’nin eserlerinin seslendirileceği konserlerden, Lorenzo Mattotti’nin illüstrasyon sergilerine kadar birçok etkinlik, İtalyan sanatsal üretiminin geniş bir yelpazede sunulmasına olanak tanıyacak. Ayrıca, “Destination Frankfurt” Programı kapsamında Almanya’daki İtalyan Kültür Enstitüleri ile iş birliği içinde, İtalya’nın Frankfurt Kitap Fuarı’na hazırlık sürecinde bir dizi kültürel etkinlik düzenleniyor.
Zambak Üzerindeki Kız ve Gelecekteki Kökler
Frankfurt Kitap Fuarı’na özel olarak Lorenzo Mattotti tarafından tasarlanan sembol, fuarın ana teması olan “Gelecekteki Kökler” mottosunu güçlü bir şekilde yansıtıyor. Görselde, havada süzülen bir kız figürü, bir yandan toprağa sağlam bir şekilde kök salmış bir zambak tarafından destekleniyor. Bu estetik imgede zambak, İtalya’nın kültürel mirasına ve köklü geçmişine işaret ederken; süzülen kız figürü ise İtalyan edebiyatının çağdaş dünyadaki yükselişini ve geleceğe yönelik umutlarını temsil ediyor. Mattotti’nin çizdiği bu sembol, geleneksel İtalyan sanat anlayışı ile modern edebiyatın uluslararası çekiciliğini birleştirerek izleyiciye hem duygusal hem de düşünsel bir mesaj vermeyi amaçlıyor.
Katılımcılar ve Eserler
2024 Frankfurt Kitap Fuarı’na katılacak isimler arasında Stefania Auci (56), Alessandro Baricco (66), Claudio Magris (84), Paolo Cognetti (45) ve Dacia Maraini (87) gibi edebiyat dünyasında tanınan isimler yer alıyor. Ayrıca, Guido Tonelli (74) ve Carlo Rovelli (68) gibi bilim dünyasının önemli figürleri de etkinlikte bulunacak. Edebiyat ve bilim dünyasından daha fazla sürpriz ismin bu etkinlikte yer alması bekleniyor.
Çocuk ve Gençlik Edebiyatı
Frankfurt Kitap Fuarı’nda İtalya’nın güçlü edebiyat geleneği sadece yetişkinlere yönelik değil, aynı zamanda çocuk ve gençlik edebiyatı ile de ön plana çıkacak. Pierdomenico Baccalario (49), Davide Morosinotto (43) ve Elisabetta Gnone (58) gibi dünya çapında tanınan yazarlar, fuarda genç okurlarla buluşacak. Baccalario ve Morosinotto, Türkiye’de “Dahiler Sınıfı Serisi” ile tanınıyor ve genç okurlara dünyayı değiştiren dâhileri tanıtırken, macerayı bilgiyle harmanlıyor. Elisabetta Gnone, “Fairy Oak” serisi ile fantastik edebiyat seven gençler için etkileyici bir okuma deneyimi sunuyor. Stefano Turconi (49), Luca Enoch (60) ve Chiara Carminati (49) gibi diğer önemli çocuk ve gençlik edebiyatı yazarları da fuarda yer alacak.
Türkiye’de İtalyan Edebiyatı
İtalyan yazarlar, Türkiye’de yalnızca Batı klasiklerinin ötesinde, çağdaş eserleriyle de okuyucuların ilgi odağına yerleşiyor. Çağdaş eserler, Türkiye ile İtalya arasında kültürel bir köprü kurarken, edebiyatın evrensel gücünü yeniden hatırlatıyor.
Fuarın en önemli katılımcılarından biri olan Susanna Tamaro (67), çağdaş İtalyan edebiyatının kuşkusuz en önemli yazarlarından biri. Tamaro, 1994 yılında yayımlanan ve dünya çapında büyük bir başarıya ulaşan Yüreğinin Götürdüğü Yere Git (Va’ dove ti porta il cuore) adlı romanıyla uluslararası bir üne kavuşmuş, milyonlarca okuyucunun kalbine dokunmuş ve farklı kültürlerden insanlarla duygusal bir bağ kurmayı başarmıştır. Türkiye’de Eren Cendey çevirisiyle okuyucularıyla buluşan Tamaro, derin insan ilişkileri, aile bağları ve içsel yolculukları konu alan eserleriyle dikkat çekiyor.
Can Yayınları ve Eren Cendey çevirisi ile Türkçeye kazandırılan bir diğer önemli İtalyan yazar Sandro Veronesi (65), özellikle Sinekkuşu adlı romanıyla edebi kariyerinin zirvesine ulaşmıştır. 2020 yılında İtalya’nın en prestijli edebiyat ödüllerinden biri olan Premio Strega’yı kazanan Veronesi, bu eserinde yaşamın ve ölümün karşı konulamaz gücü, insanın hayatta kalma çabası ve duygusal zorluklarla nasıl başa çıktığı gibi evrensel temaları ustalıkla işlemiştir.
Fuarın bir diğer ismi, tarih ve edebiyatın sınırlarını ustalıkla birleştiren ve dünya çapında tanınan İtalyan tarihçi Alessandro Barbero (65). Osmanlı İmparatorluğu ve Batı medeniyetleri üzerine yaptığı derinlemesine araştırmalarla, özellikle askeri tarih ve kültürel etkileşimler konusunda önemli eserlere imza atan Barbero, akıcı üslubu ve güçlü anlatımıyla karmaşık tarihsel olayları geniş kitlelere anlaşılır ve çekici bir biçimde sunan bir isim. 5 Mayıs 2023’te İstanbul İtalyan Kültür Merkezi’nde dinlediğim Barbero’nun, ilgiyle okuduğum kitaplarından biri de “Dante”. İlahi Komedya’nın yaratıcısı Dante Alighieri’nin hayatını, Orta Çağ’ın kültürel ve politik atmosferi içinde titizlikle ele alan bu eser, Dante’yi yalnızca bir sanatçı olarak değil, dönemin bir insanı olarak da tanıtıyor. Barbero, 14. yüzyıl İtalya’sının zengin detaylarını okurlarına sunuyor. Kemal Atakay çevirisiyle Kronik Kitap tarafından yayımlanan bu çalışma, tarihçiler ve edebiyatçılar için vazgeçilmez bir kaynak niteliğinde. Barbero’nun İnebahtı: Üç İmparatorluğun Savaşı adlı eseri ise 1571’de Osmanlı, İspanya ve Venedik arasında geçen İnebahtı Savaşı’nı anlatmaktadır. Alfa Yayınları tarafından Erdal Turan çevirisiyle yayımlanan bu kitap, 16. yüzyılın dinî ve politik gerilimlerini derinlemesine inceleyen önemli bir tarih çalışmasıdır.
Alessandro Baricco (66), çağdaş İtalyan edebiyatının önde gelen isimlerinden biri. Şiirsel üslubu, derinlikli karakterleri ve insan ruhunun karmaşıklıklarını işleyen hikâyeleriyle dünya çapında tanınan yazar, özellikle duygusal çatışmalar, içsel yolculuklar ve tarihsel bağlamlarla harmanlanmış eserleriyle dikkat çeker. Türkiye’de de büyük bir ilgi gören Baricco’nun İpek adlı romanı, Şemsa Gezgin çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlanmıştır. 19. yüzyılda Fransa’dan Japonya’ya ipek tüccarlığı yapmak için giden Hervé Joncour’un hikâyesini anlatan bu roman, okuyucuyu aşk ve bağlılık üzerine düşündüren etkileyici bir yolculuğa çıkarır. Aynı zamanda beyazperdeye de uyarlanan bu roman, Baricco’nun dingin ve şiirsel diliyle dikkat çeker. Şemsa Gezgin’in çevirdiği bir diğer Baricco eseri “Bin Dokuz Yüz: Bir Monolog”tur. Bu eserde, 1900 yılının ilk günü bir gemide doğan ve yaşamı boyunca karaya ayak basmamış bir piyano virtüozunun hikâyesi anlatılır. Eser, Giuseppe Tornatore’nin 1900 Efsanesi adlı filmine ilham kaynağı olmuştur. Baricco’nun Türkiye’de en çok bilinen diğer kitabı ise Can Yayınları’ndan çıkan ve Eren Cendey çevirisiyle yayımlanan “Homeros, İlyada”dır. Baricco, İlyada’yı çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumladığı bu eserinde tanrıları destandan çıkararak anlatıyı insan merkezli bir hâle getirmiştir. Birinci tekil şahıs anlatımı kullanarak, destanın insani ve evrensel yönlerine odaklanan Baricco, savaşın estetik boyutunu araştırmış ve çağdaş okuyucuya destanı daha anlaşılır kılmıştır.
Fuarın bir diğer katılımcısı, İtalyan edebiyatının önde gelen yazarlarından ve kültür tarihçilerinden Claudio Magris (84). Mario Vargas Llosa tarafından “günümüzün en büyük yazarlarından biri” olarak tanımlanan Magris, özellikle “Tuna” ve “Krems’te Bükülü Zaman” adlı eserleriyle öne çıkmaktadır. Esin Gören çevirisi ile Yapı Kredi Yayınları tarafından Türk okuyuculara sunulan Magris, Avrupa’nın kültürel ve tarihsel kimliğini derinlemesine inceleyen çalışmalarıyla biliniyor.
Carlo Rovelli (68), çağdaş fizik dünyasının en önemli isimlerinden biri olarak tanınan bir İtalyan teorik fizikçidir. Kuantum fiziği ve zamanın doğası üzerine yaptığı çalışmalarla öne çıkan Rovelli, bilimsel bilgiyi herkesin anlayabileceği bir dilde sunma yeteneğiyle bilinir. Tolga Esmer çevirisiyle Can Yayınları’ndan çıkan “Fizik Üzerine Yedi Kısa Ders” ve “Gerçeklik Göründüğü Gibi Değil” adlı eserleriyle Türk okuyucularıyla buluşan yazar, bilimi yalnızca akademik bir alan olarak değil, hayatın anlamını sorgulayan bir felsefi bakış açısıyla ele alır.
Çağdaş İtalyan edebiyatının öne çıkan isimlerinden Stefania Auci (51), “Sicilya Aslanları” adlı roman serisiyle büyük bir başarı elde etti ve Eren Cendey çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. “Sicilya’nın Taçsız Hanedanı Florio Ailesi’nin Hikayesi” I ve II şeklinde çıkan serinin ilk cildinde, Sicilya’nın en güçlü ailelerinden biri olan Florio ailesinin fakirlikten zenginliğe ve güç imparatorluğuna yükselişi anlatılmaktadır. Florio ailesi, 19. yüzyılda ticaretin ve endüstrinin hızla değiştiği bir dönemde Sicilya’da büyük başarılar elde ederken çeşitli zorluklarla da karşı karşıya kalır. Devam kitabı “Aslanların Kışı” ise Florio ailesinin görkemli yükselişinin ardından yaşadığı zorlukları ve imparatorluğun çöküş sürecini ele alır. Bu iki kitap, Florio ailesinin güç, tutku ve zenginlikle dolu hikâyesini hem tarihsel hem de kişisel bir perspektiften sunarken, Auci’nin akıcı anlatımıyla okurları Sicilya’nın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarır.
2017 yılında Premio Strega ve Fransa’da Médicis Étranger Ödülü’yle onurlandırılan “Sekiz Dağ” adlı eseriyle dünya çapında üne kavuşan Paolo Cognetti (46), fuarın diğer katılımcılarından biri. Doğa ve insan ilişkilerini lirik bir dille aktaran Cognetti, özellikle sakin anlatılar ve doğayla iç içe hikâyeler seven okurlar için dikkat çekici bir isim.
İtalyan edebiyatının keskin gözlem gücü ve mizahi bakışıyla tanınan Giuseppe Culicchia (59) da fuarın bir diğer ismi. Çağdaş hayatın karmaşıklıklarını, insana özgü zaafları ve toplumun farklı kesimlerine dair eleştirilerini esprili olarak anlatan Culicchia, okuyuculara düşündürücü ve eğlenceli bir okuma deneyimi sunar. Aylak Adam Yayınları’nda Nazlı Birgen çevirisiyle yayımlanan “Demek Yazar Olmak İstiyorsun” kitabı, yazarlık serüvenine adım atmak isteyenleri mizahi bir dille karşılıyor. Eser, yazar olmanın ilham ve yetenek kadar sabır, azim ve türlü zorluklarla dolu bir yolculuk olduğunu gözler önüne seriyor.
Donatella Di Pietrantonio (62), çağdaş İtalyan edebiyatının önemli kalemlerinden biri olup, güçlü ve duygusal anlatımıyla biliniyor. 2017 yılında 55. Campiello Ödülü’ne layık görülen ve Türkçe’ye çevrilen ilk eseri “Arminuta: Dönüş”, Kitapsaati Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Di Pietrantonio, bu eserinde terk edilme, aile ve aidiyet kavramlarını derinlemesine işler. 2019 yılında Ankara Kitap Fuarı’nda uluslararası onur konuğu olarak Türkiye’yi ziyaret eden yazar, Türk okurlarıyla doğrudan buluşmuş ve geniş bir hayran kitlesi kazanmıştır.
Erin Doom, son yılların en dikkat çeken İtalyan yazarlarından biri olup, duygusal derinliği ve sürükleyici anlatımıyla geniş bir okur kitlesi kazanmıştır. Büyük sansasyon yaratan romanı “Gözyaşı Ustası”, 26 dile çevrilmiş ve popüler bir filme uyarlanmıştır. Güliz Akyüz Yıldırım çevirisiyle Eksik Parça Yayınları’ndan çıkan bu eser, imkânsız bir aşkın yıkıcı ve sürükleyici hikâyesini gözler önüne sererken, okurları büyüleyici bir efsanenin içine çeker.
Hem inceleme, hem araştırma, hem de popüler tarih sevenlerin kaçırmaması gereken bir diğer İtalyan yazar Guido Barbujani (69) de fuarın katılımcılarından biri. Barbujani, genetik bilimci ve yazar olarak tanınan bir İtalyan entelektüeldir. İletişim Yayınları’ndan Volkan Çandar çevirisiyle çıkan “Irkların İcadı: Irkçılığa Karşı Bilim” adlı kitabıyla da Türk okuyucularının beğenisini kazanmıştır.
Fuarın dikkat çeken bir diğer ismi ise İtalyan filozof Emanuele Coccia (48)’dır. Yaşamın merkezine bitkileri koyarak insan varoluşuna dair yeni bir bakış açısı sunan Coccia, doğanın bilinmeyen yönlerini felsefi bir yaklaşımla ele alırken, ekoloji, biyoloji ve etik gibi alanları birleştirerek okuyucularına evrensel bir düşünme alanı yaratır. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın Kağan Kahveci çevirisiyle yayımladığı “Bitkilerin Yaşamı: Bir Karışım Metafiziği” ve Alara Çakmakçı çevirisiyle yayımlanan “Metamorfozlar”, Türk okuyucuları için doğa ve yaşama dair farkındalık kazandıran, orijinal fikirlerle dolu eserler olarak değerlendirilmektedir.
Diğer bir İtalyan yazar Guido Tonelli (74), dünyanın en saygın parçacık fizikçilerinden biri olarak bilim dünyasında önemli bir yer edinmiştir. Özellikle CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda Higgs bozonunun (Tanrı Parçacığı) keşfi üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinen Tonelli, karmaşık bilimsel kavramları sade ve anlaşılır bir dille anlatma becerisiyle dikkat çeker. Yakamoz Yayıncılık’tan Güliz Akyüz Yıldırım çevirisiyle yayımlanan “Zaman & Kronosu Öldürme Hayali” ve Cansu Aygün çevirisiyle dilimize kazandırılan “Yaratılış”, evrenin ve zamanın gizemlerini keşfetmek isteyen okuyucular için önemli eserlerdir. Tonelli, okuyucularına bilimsel gelişmeleri ve evrenin sırlarını açıklarken, felsefe ve sanatla harmanlanmış bir perspektif sunarak bilimi daha geniş bir bağlama oturtur.
Yukarıda bazılarına değinilse de birçok önemli İtalyan eserinin, geniş kitlelere ulaşarak sinema ve dizi dünyasına uyarlandığını da tekrar belirtelim. Örneğin, Alessandro Baricco’nun “İpek” (Seta) romanı, 2007 yılında aynı adla bir filme uyarlanmıştır. Maurizio de Giovanni’nin “Pizzofalcone’nin Piçleri” (I Bastardi di Pizzofalcone) adlı eseri ise bir diziye ilham kaynağı olmuş, ayrıca sinema dünyasında da yankı bulmuştur. Susanna Tamaro’nun “Yüreğinin Götürdüğü Yere Git” (Va’ dove ti porta il cuore) romanı 1996’da “Follow Your Heart” adıyla beyaz perdeye taşınmıştır. Paolo Cognetti’nin “Sekiz Dağ” (Le otto montagne) eseri de 2022 yılında filme uyarlanarak uluslararası alanda büyük ilgi görmüştür. Ayrıca, Erin Doom’un “Gözyaşı Ustası” romanı da büyük bir başarı yakalayarak bir filme uyarlanmıştır. Bu eserlerin film uyarlamaları, İtalyan edebiyatının küresel etkisini güçlendiren önemli adımlardır.
1984 yılında İstanbul’da doğmuştur. 2002 yılında Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun olmuştur. 2007 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat ve Maliye bölümlerini bitirmiştir. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Sanat Dalı Şan Bölümü’ndeki eğitimini de tamamlamıştır. 2009 yılında İTÜ Ekonomi bölümünde Prof. Dr. Raziye Selim danışmanlığında “yüksek lisans”, 2014’te ise Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünde Prof. Dr. A. Suut Doğruel danışmanlığında “doktora” derecelerini almıştır. 2012 yılında doktora çalışmaları sırasında 6 ay süresince Almanya’da bulunan Johannes Gutenberg University Mainz’da araştırmacı olarak bulunmuştur. 2009-2014 yılları arasında İTÜ İşletme Mühendisliği İktisat kürsüsünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmıştır. Beykent Üniversitesi İİBF Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü’nde doçent olarak görev yapmaktadır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İtalyan Dili ve Edebiyatı bölümündeki öğrenimine devam etmektedir.
Kaynaklar: