Flaman Cizvit misyoner Ferdinand Verbiest’in (1623-1688) Pekin’de Çin İmparatoru için yaptığı maket buharlı aracı saymazsak; ilk otomobil 1886’da yola çıkar, Alman Karl Benz’in (1844-1929) icadıdır. Halk arasındaki adıyla “araba”nın karşılığı otomobil sözcüğü Türkçe yazılı kaynaklarda ilk olarak Ahmet Rasim (1864-1932) tarafından “Şehir Mektupları”nda 1898 tarihli bir denemede kullanılır: Avrupa’da şimdiler otomobil yani buharlı arabalar namı altında zikrolunan âlât-ı cedide…1 Recaîzâde Mahmud Ekrem’in (1847-1914) merkezinde arabanın olduğu modern eleştirisi “Araba Sevdası” romanının, 1896’da Servet-i Fünûn mecmuasında resimli tefrika edildiği günlerden bugünlere araba/otomobil, edebiyatta ve gündelik hayatta üretken bir malzeme olarak atların görevini devralmakla kalmamış uygarlık tarihinin kilometre taşlarından biri olurken; başlangıçta buhar devamındaysa benzin, mazot, otogaz kullanımından bugün elektrik enerjisine evrilmiştir.
Otomobil, ilk zamanlar lüks iken zaman içinde zorunlu ihtiyaç olmuş, polemiği bol bir ekonomi yaratmış, özel statüye tabi bir endüstri ürünüdür. Kullanımı/tüketimi ehliyete tabidir, özel kanunu vardır, kazayla insanın ölümüne yol açabilir, yoğun altyapı (ehliyet, ruhsat, servis, yol güvenliği, sigorta, otopark, akaryakıt istasyonu, uluslararası trafik kuralları vb.) gerektirir, prestij ve tutku objesi olarak yarışlara konu olur, devletler için vergi geliri fenomenidir. Dünyadaki motorlu araç sayısının iki milyara yaklaştığı telaffuz edilmekte; gelişmiş ülkelerde kişi başına bir otomobil düşerken, bu yoğunluk özellikle çevre üzerindeki olumsuz etkileriyle yüzyılımızın değişmeyen gündem maddesi olmak önemini artırarak korumaktadır.
Elektrikli otomobil, çalışma sistemleri (tam elektrikli, hibrit, menzil artırıcı, şarj edilebilir hibrit vb.) özelinde çeşitlilik göstermekle birlikte hedef tam elektrikli sistemdir. Tam elektrikli sistem; batarya, şarj portu, DC/DC çevirici, elektrik motoru, yerleşik şarj cihazı, güç elektroniği kontrolörü, traksiyoner batarya, şanzıman ana bileşenlerinden oluşur. Batarya, enerji gerektiren düzeneğe elektrik sağlar. Şarj Portu; bataryayı şarj istasyonlarında, şarj kablolarıyla şarj etmeye yarar. Traksiyoner Batarya; yolda giderken, motorun kullanması için elektrik depolar. DC/DC Çevirici; otomobili kullanmak veya bataryayı tekrar şarj etmek gerektiğinde traksiyoner bataryadan gelen yüksek voltajlı doğru akım elektrik enerjisini daha düşük voltaj doğru akım elektrik enerjisine çevirir. Güç Elektroniği Kontrolörü; traksiyoner batarya tarafından iletilen enerjiyi, elektrik motorunun hızını ve ürettiği torku kontrol altında tutar. Yerleşik Şarj Cihazı; şarj portu vasıtasıyla gelen AC akımı, traksiyoner bataryayı şarj etmek amacıyla DC akıma dönüştürür. Şanzıman; hareket amaçlı, elektrik motorundan gelen mekanik gücü tekerleklere aktarır. Bir elektrikli otomobilde pedala bastığınızda, pedala bağlı olan potansiyometreler (değişken dirençler), pedala ne kadar kuvvet uyguladığınızı motor kontrolörüne iletir. Motor kontrolörü ise, uyguladığınız kuvvetle doğru orantılı olarak, bataryadan belirli gücü motora iletir. Böylece hız kontrol edilir. Elektrikli otomobil motorları, içten yanmalı motorlar gibi kaputta bulunmaz; tekerleklere bağlı olacak şekilde konumlandırılır.
İklim değişikliği karşısında oldukça kötü gelecek senaryolarıyla karşı karşıyayız. Global ısınmada en önemli olumsuzluk faktörü, karbondioksit salınımı. Karbondioksit salınımında, benzinli/mazotlu araçların rolü oldukça büyük. Fosil yakıt tüketimi, global ısınmanın başrolünde. Eğer bu salınımı azaltmak istiyorsak, fosil yakıt tüketiminden vazgeçmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek zorundayız ki aynı zamanda “yürüyen bilgisayar” olarak nitelendirilen elektrikli otomobil bu bağlamda bir milat. Bir veya daha fazla elektrik motoru kullanarak, bataryalardan ve diğer enerji depolama cihazlarında depoladığı elektriği kullanan elektrikli otomobil, yakıt tasarrufu yanında şehir kirliliğini ve karbon emisyonunu azaltmaktadır. Elektrikli otomobil, çevre duyarlılığına üç katkı sağlamakta: 1) Soluduğumuz hava. Mevcut egzozdan dışarı salınan atık gaz (karbon monoksit, hidrokarbonlar ve azot oksit) sadece global ısınmayı arttırmıyor, insan sağlığı içinde son derece zararlı. 2) Bakım kolaylığı. Elektrikli otomobil, daha az hareketli aksama sahiptir, yağ değişimi gibi sorunlar söz konusu değildir. 3) Sessiz çalışma. Motor yapısı farklıdır. Dünya otomotiv üreticileri, bu gerekçelerle geleceği elektrikli otomobil üzerine planlamakta; elektrikli otomobil, hızlı batarya şarj istasyonları ihtiyacı, bataryaların geri dönüşümü, pil ömrü ve menzil düşüklüğü sorunlarıyla birlikte gelmektedir. Bu altyapı gerekliliklerinin yanında cepteymiş gibi davranılan iki hayati konu göz ardı edilmektedir: Batarya hammaddesinin temini ve ulusal düzeyde bir ülkenin temiz elektrik üretiminin kendisine yeterli olup olmadığı yani elektrik üretmek için fosil yakıt kullanıp kullanmadığıdır.
Piyasada mevcut otomobillerin performansına yakın elektrikli otomobili olanaklı kılan li-ion bataryaların hammaddesinin temini zurnanın zart dediği yerdir! 2040’da dünya otomobil pazarının yüzde altmışını elektrikli otomobillerin oluşturacağı öngörülmektedir ki, bunun anlamı hammadde talebinin katbekat artacağı stratejik gerçeğidir. IEA-Uluslararası Enerji Ajansı (K.T.1974, Merkezi Paris), şarj edilebilir bataryaların düşük karbon enerji sistemlerine geçişteki kritik rolüne istinaden batarya hammaddelerinin daha sürdürülebilir şekilde tüketilmesi uyarısı yapsa da elektrikli otomobil bataryası üretiminde yaygın kullanılan bileşenler olarak nikel, kobalt, alüminyum oksit (NCA), niken manganez kobalt oksit (NMC), lityum demir fosfat (LFP) ve lityum-iyon batarya katotları (Li-ion)2 talebi yeniden “Afrika’ya hücum”u vizyona sokmaktadır.
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015’de imzalanan ve 2016’da yürürlüğe giren bugün itibariyle yüz doksan bir üye devletin taraf olduğu Paris Anlaşması çerçevesinde global sıcaklık artışını bir buçuk-iki dereceyle sınırlandırma hedefli senaryolara göre, yeşil dönüşümün en gözde umut dağıtıcısı olarak elektrikli otomobil, dönüşümde ihtiyaç duyulan teknolojilerin geliştirilmesi ve üretilmesinde madenlerin önemiyle, temiz enerji teknolojilerinin toplam dünya maden talebi içindeki payı 2040 itibariyle bugüne göre on kat artacaktır.
Dönüşüm için gerekli ekipman üretiminde, batarya teknolojilerinde, elektrolizle kaplama işlemlerinde kullanılan kobalt (sert ve koyu renge sahip, dayanıklı ve oksitlenmeye karşı dirençli bir metal) bilinen dünya rezervinin yüzde yetmiş dördü Afrika’dadır; Demokratik Kongo Cumhuriyeti yüzde yetmiş ve Zambiya yüzde dört.
Lityum bilinen dünya rezervinde Zimbabwe dünyada beşinci büyük üretici. Ayrıca, 2018’de Gana’nın Ashanti, Volta ve Western bölgelerinde zengin lityum rezervi keşfedildiği bilinmektedir.3 “Beyaz Altın” lityum, hidrojen ve helyumdan sonra en düşük yoğunluğa sahip üçüncü element olması avantajıyla bugün “bilinen en yüksek enerji depolama kapasitesi”ne sahiptir. Bu yüzden cep telefonlarında, dizüstü bilgisayarlarda, elektrikli otomobillerde “kuş hafifliği”ndeki lityum pilleri kullanılmaktadır.
Nikel bilinen dünya rezervinin yüzde yedisi Afrika’dadır; Güney Afrika Cumhuriyeti yüzde beş ve Madagaskar yüzde iki.
Manganez bilinen dünya rezervinin yüzde altmış biri yine Afrika’da; Güney Afrika Cumhuriyeti yüzde elli dört ve Gabon yüzde yedi.
İklim değişikliği önlemleri elektrikli otomobil üretimini, elektrikli otomobil üretimi de batarya hammadde kaynaklarına ulaşım rekabetini tetikleyecektir. Elektrikli otomobil, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcıdır. Devlet ve/veya devlet dışı aktörlerin açık ve/veya gizli, askerȋ ve/veya askerȋ olmayan yollarla bir devleti/ülkeyi (zayıflatmak, zarar vermek amaçlı) hedef alarak yürüttükleri yeni nesil eylemlerin (yanıltıcı bilgilendirme, siber saldırı, ekonomik baskı, düzensiz silahlı grupları konuşlandırılmak, düzenli kuvvetler kullanmak) toplamı olarak tanımlayabileceğimiz “hibrit tehditler”; elektrikli otomobille birlikte Afrika sahnesi “gri alan” tasarımında güncellemektedir. Özellikle batarya teknolojileri konusunda büyük yatırımlar yapan ülkelerin ve şirketlerin, hammadde kaynaklarının kontrolü bağlamında Afrika trafiği gözle görülür yoğunlaşırken; agresif çözümlerle her yol denenmektedir. Örneğin; Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Ruanda, Uganda ve Burundi sınırındaki doğu bölgelerinde, zengin altın ve kobalt yataklarının sözüm ona güvenliğini sağlamak amaçlı terör yıllardır artarak sürmektedir. Talep, madenlerde çocuk işçilerin çalıştırılması, maden çıkarırken su kaynaklarının zehirlenmesi gibi insan hakları ihlallerini yoğunlaştıracaktır.
UNCTAD-BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı, ILO-Uluslararası Çalışma Örgütü, HRW-İnsan Hakları İzleme Örgütü (eski adı Helsinki Watch) gibi “ver gülüm-ver gülüm işlevli uluslararası kuruluşlar”ın yaptırımdan ziyade “vicdanî gargara”yla konuyu geçiştirdikleri kanıksanmış gerçektir. Örneklersek; 1978’de, New York’ta, üç yayıncı -sözüm ona insan hakları aktivisti- tarafından sivil toplum kuruluşu olarak kurulan HRW, yirmi bir dünya şehrinde (Amsterdam, Beyrut, Berlin, Brüksel, Chicago, Cenevre, Johannesburg, İsveç, Londra, Los Angeles, Nairobi, Paris, San Francisco, San Paulo, Silikon Vallery, Sidney, Tokyo, Oslo, Toronto, Washington DC, Zürih) organize ofisleriyle düzenli izleme raporları yayımlamaktadır. İzleme, belirli bir durum ya da olayla ilgili olarak neyin yanlış olduğunu belirlemek ve bunların düzeltilmesi için alınması gereken önlemleri tanımlamak ya da mevcut durumun iyileştirilmesi için alınan önlemlerin işe yarayıp yaramadığını tespit etmek amaçlı faaliyettir. HRW kıdemli danışmanlarından Jim Wormington4, elektrikli araçların üretimine geçişle, pil üretiminde kullanılan kritik minerallere talebin global rekabeti önemli ölçüde artıracağına dikkat çekerken; bu kritik minerallerin genellikle azgelişmiş ülkelerde bulunduğunu ve bunlar çıkarılırken büyük insan hakları ihlâlleri yaşanacağını satır aralarında geçiştirmektedir. Gine’de madencilik şirketleri, alüminyum cevheri olarak dünyanın en büyük boksit yataklarını işletmek ve otomobil endüstrisine hammadde sağlamak için, çiftçileri topraklarından uzaklaştırıp, su kaynaklarına zarar verirken; “çevreci teknoloji” elektrikli otomobilin tedarik zinciri, aslında, “çevreci üretim süreci”ni yalanlamıyor mu?
Elektrikli otomobil üretimindeki tüm süreçlerin uluslararası toplum nezdinde gözden geçirilmesi şarttır. Ama nasıl? HRW bunları raporlarken, kurucusu ve eski Başkanı Robert L. Bernstein’in örgütü ahlaki erozyona uğramakla eleştirmesi akıllara bin bir acaba getirmektedir.5 R.L.Bernstein bir röportajında şöyle diyor: “Her şeyi haber yapamazsınız, her şeyi araştıramazsınız. Bir taraf seçmeniz gerekir.”
Ayrıca; kömür ve nükleer enerjiden vazgeçmeyi sürekli gündeminde tutan Avrupa Birliği üyeleri gerek pandeminin yarattığı ekonomik kriz gerekse Ukrayna-Rusya Savaşı süreçlerinde enerjide Rusya’ya bağımlılıktan kaynaklanan sorunlar nedeniyle, doğalgaz tüketimini sınırlayıp, hızla bu kaynaklara yeniden yöneldiler ve çevreci söylemleri sümen altı yaptılar. Kapitalizmin işime nasıl gelirse mantığına bir başka örnek; 1990’daki ilk elektrikli otomobil serüvenidir. Bu ilginç hikâyeyi Chris Paine’in 2006’da yaptığı “Elektrikli Arabaları Kim Öldürdü?” belgeselinden öğrenmekte fayda vardır6: Petrol kartelleri, GM-General Motors ve ABD/Kaliforniya Eyalet Yönetimi üçgeninde bir çıkar hesaplaşması. Sonrası yine sümen altı.
Gerek HRW, gerekse “Elektrikli Arabaları Kim Öldürdü?” belgeseli deneyiminden dersle “ne de olsa Afrika kullanışlı aparat”tır. “Uygar Avrupalılar” ülkelerinde azalan kaynakları çoğaltmak için “ilkel” eski sömürgelerine “hicret” ediyorsa; av mevsimi demektir. Bu defa, elektrikli otomobilin öncü markası Tesla’nın Afrika doğumlu patronu Elan Musk (1971, Pretorya) Afrika’yı sümen altı mı yapacaktır yoksa “ekmek arası” mı?
1962, İzmir doğumlu. İşletme eğitimli. Danışmanlık şirketi kurucu ortağı. DEİK Türkiye-Tanzanya İş Konseyi Kurucu Başkanlığı yaptı (2011). Tanzanya İşbirliği Forumu Başkanı (2014-). Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Afrikatürk dergisini projelendirdi ve yayımladı (2019). Afrika Menekşesi adlı öyküsü, Tarık Dursun K. Öykü Ödülü’nde “yayımlanmaya değer” bulundu (2019). Dünya Siyasetinde Afrika adlı akademik kitap serisinin bölüm yazarlarından (2020-). Afrika Şiiri’ne dair ülkemizdeki en kapsamlı araştırma-incelemeyi yaptı ve yayımladı (2021). Afrika üzerine yazıyor, seminerler veriyor, arada Afrika’da yaşıyor.
- Nişanyan, Sevan (2012), Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, İstanbul: Everest Yayını, s.463., Ahmet Rasim (2009) Şehir Mektupları, İstanbul: Antik Yayını, Onunucu Mektup.
- Total lithium demand by sector and scenario, 05.5.2021, www.iea.org, erişim tarihi: 11.10.2022
- Gana’da lityum minerali keşfedildi, 17.01.2018, aa.com.tr, erişim tarihi: 11.10.2022.
- If Electric Cars are the Future, Let’s Make them Responsibly, 10.8.2022, www.hrw.org, erişim tarihi: 11.10.2022.
- İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne bir eleştiri de kurucusundan, 04.11.2009, www.dünya.com, erişim tarihi:11.10.2022.
- Elektrikli Arabayı Kim Öldürdü?/Who Killed the Electric Car? Yönetmen: Chris Paine, 2006-ABD yapımı. Youtube’dan izlenebilir.