
Girizgâh
İnsanın doğasından kaynaklanan bir ihtiyaç mıdır sanat, yoksa sadece belirli kesimlerin sosyal statü ifade etmek amacıyla yarattıkları bir kavram mı? Yoksa, insanın medeniyet kurabilecek noktaya gelmesiyle beraber anlam mı değiştirdi sanat?
Sanat, insanın iletişim aracı olarak mağaralardaki çizimlere kadar gidiyor. Bu anlamda sanat, insanın kendini ifade ediş şekli midir?
Sanat, bir iletişim aracı görevini gördükten sonra dini inançların (3 büyük din öncesi inançlar) ifade edilmesi olarak karşımıza çıkmıyor mu? Yani, bir kendini ifade ediş, duyguların, düşüncelerin, inançların ifadesi olarak yine bir “ihtiyaç” olarak karşımıza çıkmıyor mu? Hatta, imparatorlukların, krallıkların, devletlerin gücünün sembollerle temsili olarak da karşımıza çıkmıyor mu sanat?
Sanat, medeniyet kavramının gelişmesiyle sınıfsal bir boyut kazanıyor. Sınıfsız insan topluluklarının ihtiyacı olmaktan çıkmaya başlıyor ve sınıfsal bir boyut kazanıyor. Zaman içinde, sınıfsal boyut ticari bir boyuta da evriliyor. Sanat, sanki “büyük ölçüde” aristokrasinin ve burjuvazinin tekeline giriyor. Bu sınıflardan olmayanların ürettiği sanat da elbette ki var ama o sanatın içeriği daha çok kötü yaşam koşullarının ifade bulduğu bir sanat mı?
Ticarileşen sanat bir ekonomiye dönüşüyor. Örneğin bugün, Avusturya’da adeta bir Mozart ekonomisi ya da bir Mozart turizmi var. Bu, sanatı ticari bir mala ve hatta ikinci el piyasası olan spekülatif bir ürüne dönüştürüyor ve artık sanatın insanın kendini ifade etme aracı olma vasfı gölgeleniyor ve unutuluyor mu?
Listen to “Sanatta Kaybol” on Spreaker.Sanat, sosyal ve ekonomik adaletin sağlanmasında nasıl bir araç olabilir? Sessiz kalanları temsil etmek veya toplumsal dönüşüm ve aktivizm yaratma işlevi olabilir mi bunlar? Bir nevi, dünyayı değiştirme islevi olabilir mi? ABD’de, köleliği kaldırmak isteyenlerin İlahi Komedya’dan etkilenmiş olması bir kerelik bir vaka mı, sanatın temel özelliği mi?
Bir sanat eseri, sanatçının niyetiyle ve işe koyulması ile başlıyor. Ancak alıcılar tarafından farklı şekillerde yorumlanabilir, hatta aynı kişi farklı zamanlarda aynı eseri farklı şekillerde algılayabilir. Sanat, sanatçısı tarafından mı tanımlanır, alıcısı tarafından mı?
Yukarıdaki sorulara yanıt vermek hiç kolay değil. İnsanlık binlerce yıllık medeniyet serüveninde kendini, yaşadığı dünyayı sorguluyor. Kendini anlatmaya çalışıyor. Bu soruları, “Sanat Nedir?” adlı eserinde Tolstoy’da son derece çarpıcı bir şekilde soruyor ve cevaplıyor.
Bu zor sorulara Gülçin Elif Yücel ve Arda Tunca Sanatta Kaybol’daki konukları Aylin Seçkin ile cevap aramaya çalıştılar.
Prof. Dr. Aylin Seçkin Kimdir?

1991’de Boğaziçi Ekonomiyi’yi bitirdikten sonra Jean Monnet bursuyla Université Libre de Bruxelles’de Avrupa Ekonomisi Master’ı ve 1999’da da Carleton Üniversitesinden Doktora derecesini aldı. Carleton, Université de Montréal, Mount Allison üniversitelerinde ve Cirano Araştırma Merkezinde görev aldıktan sonra Türkiye’ye dönen Seçkin İstanbul Bilgi Ünüversitesinde çalışarak 2009’da Doçent, 2015’te de Profesör derecelerini aldı. 2023’ten beri Ottawa Üniversitesinde görevli Aylin Seçkin’in sanat, eğlence ve yaşlılık ekonomisi üzerine sayısız akademik makalesi bulunmaktadır. Sanatın Ekonomisi adında bir kitabı ve Her Şeyin Ekonomisi adında Flutv yayınları vardır.
Konuyla ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler Prof. Dr. Aylin Seçkin’in yazdigi Sanatın Ekonomisi adlı eserinden yararlanabilirler:
“Estetik, felsefe hatta siyasetin konularından biri olarak kabul edilen sanat, ekonominin de ilgi alanına giriyor. Bir piyasa olarak sanat, 1970’li yıllardan itibaren dikkat çekici şekilde öne çıkan bir araştıma ve inceleme konusu olsa da, sanat piyasasının kökleri aslında antik döneme kadar dayanıyor. Sanat eserinin bir yatırım aracı olarak yatırım portföylerine girmesi ise yine 1980’li yıllardan itibaren başlıyor. Üstelik sanat eseri yalnızca finans sektöründe değil, emlak sektöründe de bir artı değer olarak ele alınıyor.
Akademisyen Ekonomist Aylin Seçkin’in yazdığı Sanatın Ekonomisi, bir meta olarak sanat eserinin sanatçının atölyesinden çıkıp koleksiyoncuya ulaşması ve gerek müzayedeler gerekse galeriler yoluyla el değiştirerek satılmasının ardında işleyen ekonomik sistemi anlaşılır bir dille açıklıyor. Sanat eserinin sahip olduğu ekonomik değeri, para piyasalarındaki yatırım gücünü, fhttps://www.dr.com.tr/Kitap/Sanatin-Ekonomisi/Aylin-Seckin/Sanat-Tasarim/Sanat-Tarihi-ve-Kurami/urunno=0001930619001arklı coğrafyalardaki sanat piyasalarını, kripto piyasalarda sanat satışını ele alan Sanatın Ekonomisi, yalnızca sanat ekonomistlerinin değil, sanat tarihçilerinin, kuramcıların, sanatçıların, galericilerin, müzayedecilerin, koleksiyoncuların ve tüm sanat severlerin aklına gelebilecek sorulara ışık tutuyor.”
(Tanıtım Bülteninden)