Ekonomik şiddet, ekonomik kontrolün ve ekonomik üstünlüğün bir güç aracı olarak kullanıldığı bir istismar biçimidir. Genellikle tabulaştırılan utanç verici bir konudur ve özellikle kadınları etkiler. Ekonomik gücün kötüye kullanılması, etkilenen kadınlar için ekonomik istikrarsızlık, varoluşsal güvensizlik, psikolojik stres, sağlık sorunları ve toksik bir ilişkiyi terk edememe gibi ciddi sonuçlar doğurur. Aile içi şiddet bağlamında ekonomik bağımlılığın yapısal bileşenleri ekonomi, yasal prosodürler, toplumsal ve kültürel değer yargılarıdır ve sadece kadınların bireysel bir sorunu değildir.
Kadına yönelik fiziksel şiddetin sonuçları genellikle açıkça görülebilir. Psikolojik şiddette ise durum daha zordur. Alman Sosyoloji profesörü Petra Brzank bir röportajında şiddetin özel bir biçiminin ekonomik şiddet olduğunu söylüyor. Bu genellikle kasıtlı ve sistematik olarak gerçekleştirilir. İlişkilerde şiddete maruz kalan her üç veya dört kişiden biri kadın. Bunu polisin suç istatistiklerinde de görmek mümkün. Yanı şiddet mağdurlarının büyük çoğunluğu kadın şiddet uygulayanlar ise erkekler.
2014’te tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen temel haklar araştırmasında Almanyada kadınların yüzde onbiri hayatlarının bir döneminde ekonomik şiddete maruz kaldıklarını belirtmiştir. Ancak bu oranın muhtemelen çok düşük olduğu düşünülmektedir. Bu oran Türkiye ve benzeri ülkelerde daha yüksek.
Devamını podcast yayınımızdan dinleyebilirsiniz.
Not: Yayının başlangıncında Prof. Dr. Serap Durusoy diyeceğime, yanlışlıkla Prof. Dr. Serap Aksoy demişim, düzeltir, özür dilerim. (Turan Altuner)
Listen to “Görüş Söyleşileri” on Spreaker.