Yaklaşık dört sene önce bugünlerde (19 Eylül 2016) kaybettiğimiz usta oyuncu Tarık Akan hemen her türünde eser verdiği ülke sinemasına adını altın harflerle yazdırmış nadir isimlerden. Akciğer kanseri nedeniyle hayata veda eden Tarık Akan’ın geçmişini ve oynadığı filmleri bir kez daha hatırlamak, dev oyuncunun mirasına sahip çıkmak adına önemli bir yerde duruyor.
Aşağıda değinileceği gibi Tarık Akan’ın kariyerindeki en önemli olay, romantik- komedi ve melodram tarzı filmlerin yakışıklı ve parlak jönü olmaktan toplumsal içerikli sinemada yer alan bir oyuncuya dönüşmesi olarak sayılabilir elbette. Ülkenin 70’li ve 80’li yıllarda içinden geçtiği koşullardan bağımsız olmayan ve hatta onlara paralellik gösteren bu dönüşüm Akan’ın politik sinemacılığı için de anahtar niteliğinde. Hatta oyuncunun 12 eylül döneminde yaşadıkları da bu politik tutumun bir nevi bedeli işlevi görüyor.
Asıl adı, Tarık Tahsin Üregül olan oyuncu 13 Aralık 1949 tarihinde İstanbul‘da bir abla ve bir ağabeyden sonra üçüncü çocuk olarak doğdu. Bir dönem subay olan babası Yaşar Üregül’ün görevi nedeniyle Erzurum, Dumlupınar‘da yaşadı. Babasının başka bir yere tayini üzerine Kayseri‘ye taşındılar ve Akan ilkokulu burada tamamladı. Babasının emekliliği üzerine tekrar İstanbul’a taşındılar ve Bakırköy‘e yerleştiler. Bakırköy’e taşındıktan sonra ortaokul ve liseyi burada tamamladı. Lise’yi bitirdikten sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi‘ne girdi ve burada makine mühendisliği bölümünü okudu. Sinemaya geçmeden önce Bakırköy’deki plajlarda can kurtaranlık yapmaya başladı. Aynı zamanda sokaklarda işportacılık da yaptı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, Makine Mühendisliği okuduktan sonra Gazetecilik Yüksek Okulu‘na girdi ve bu okuldan mezun oldu. 1969 yılından sonra, 1970 yılında Ses dergisinin düzenlediği Sinema Artist Yarışması adlı yarışmaya katılarak birinci oldu. Yarışmada birinci olduktan sonra 1971 yılında ilk kez Filiz Akın ve Ekrem Bora‘nın başrol oynadığı sinema filmi Emine ile oyunculuk kariyeri başlamış oldu. 1979 yılında askerlik görevini yedek subay olarak Denizli‘de yaptı. Sinemacılığın kötü gittiği 1978-1981 yılları arasında ticari taksi alarak kiralama sistemi ile ticaret hayatına devam etti. Tarık Akan, 1980 yılında 12 Eylül Darbesi‘nde 12 yıl hapis cezası ile yargılanmış ancak 2,5 ay hücre hapsi cezası aldı. 7 Ağustos 1986 tarihinde Yasemin Erkut ile evlendi ve bu evlilikten 1986 yılında Barış Zeki Üregül dünyaya geldi. Ardından 1988 yılında ikiz olan Yaşar Özgür ile Özlem dünyaya geldi. 1991 yılında Bakırköy’de olan Taş Mektep adlı ilkokulun ortaklarından birisi olmuştur.
1995 yılında Aziz Nesin‘in vefatından sonra görevini devralan oğlu Ali Nesin‘den Nesin Vakfı başkanlığını devralmıştır. 2002 yılında Anne kafamda bit var isimli bir kitap çıkarmıştır. Kitabında 12 Eylül Darbesi‘nden sonra yaşadıklarını kaleme almıştır.
Altın bir kariyerin başlangıcı
1970 yılında Ses dergisinin oyunculuk yarışmasına katılarak birinci olmuş ve 1971 yılında ilk sinema filmi Emine ile oyunculuk kariyeri başlamıştır. Bir anda Yeşilçam’ın en yakışıklı oyuncularından birisi haline gelmiştir. Daha sonra 1972 yılında Suçlu adlı filmde oynayan Akan, bu filmle 1973 yılında Altın Portakal Film Festivali‘nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü almıştır. 1973 yılında Yeşilçam’ın en iyi duygusal filmlerinden birisi olarak bilinen Canım Kardeşim (1973) adlı filmde Halit Akçatepe ile başrol oynamıştır. 1974 yılında Ertem Eğilmez‘in yönettiği Rıfat Ilgaz‘ın aynı adlı eserinden uyarlanan Hababam Sınıfı (1975) adlı filmde Damat Ferit adlı karakteri canlandırmıştır, film 1975 yılında vizyona girmiş ve Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden birisi olmuştur. Ardından Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1976) adlı, serinin ikinci filminde rol almıştır. Film Akan’ın oynadığı son Hababam Sınıfı ve serinin gelmiş geçmiş en çok hasılat yapan filmi olmuştur. Gülşen Bubikoğlu ile oynadığı her filmde büyük başarı elde eden Akan’ın, 1975 yılında yine Bubikoğlu ile birlikte oynadıkları Ah Nerede adlı romantik-komedi filmi büyük başarı elde etmiştir.
1970’li yıllarda oynadığı filmlerle adından sıkça söz ettiren aktör boyu, giyinişi ve saç stili ile 70’li yıllara damgasını vurarak Yeşilçam’ın büyük jönleri arasına adını yazdırmıştır. Yeşilçam’ın “cici çocuğu” olarak bilinen Akan, 1977 yılında Zeki Ökten‘in yönetmenliğini üstlendiği başrollerini Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile paylaştığı Sürü adlı filmde oynamıştır. 70’li yıllardaki tarzından uzaklaşmış, artık bıyıklı olarak film çekmeye başlamıştır. Sürü adlı film ile çok büyük başarı sağlamıştır. Ardından 1978 yılında Cüneyt Arkın ile beraber başrol oynadığı Maden adlı film ile artık her türlü filmde oynayabileceğini kanıtlamıştır. 1982 yılında Şerif Gören ve Yılmaz Güney‘in yönettiği Altın Palmiye ödüllü Yol filmi ile çok büyük başarı elde etmiş ve dünyaya adını duyurmuştur. Film 1982 yılında Cannes Film Festivali‘nde Altın Palmiye ödülünü alan tek film olmuştur ve Akan, En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde aday olmuştur. 1990 yılında başrolünü oynadığı Karartma Geceleri adlı film Yeşilçam’ın klasikleri arasında yer almıştır. Tarık Akan, Altın Portakal Film Festivali adlı ödül yarışmasında yedi ödül alan tek erkek oyuncudur.
Tarık Akan 1972 yılında vizyona giren filmi, Beyoğlu Güzeli adlı filmde Hülya Koçyiğit ile başrolde oynamıştır. Ertem Eğilmez ile ilk kez çalışırken, aynı zamanda 1970’li yıllarda kendisiyle eşleşmiş olan “Ferit” adlı karakteri oynadığı ilk filmidir. 1971 yılında Vefasız ve Melek mi, Şeytan mı? adlı filmlerde yer almıştır. 1972 yılında ise ilk olarak Sisli Hatıralar adlı filmde Türkân Şoray ile başrol oynamıştır. Ardından Azat Kuşu ve Kaderimin Oyunu adlı filmlerde oynamıştır. Aynı yıl ilk romantik-komedi filmi olan Mehmet Dinler‘in yönettiği Suçlu adlı filmde Fatma Belgen ile başrol oynamıştır. İlk büyük başarısı bu filmle olmuştur. Filmde oynayan Akan, 1973 yılında Altın Portakal Film Festivali‘nde En iyi Erkek Oyuncu ödülünü almıştır. Ardından Yeşilçam’ın büyük talep gören oyuncuları arasına girmiştir. Bu başarısının ardından Para, Aşkların En Güzeli ve Üç Sevgili adlı filmlerde oymamıştır. 1972 yılında Hülya Koçyiğit, Adile Naşit, Münir Özkul ve Hulusi Kentmen gibi büyük oyuncuların yer aldığı Sev Kardeşim adlı filmde yer almış aynı yıl Kemal Sunal ile birlikte oynadığı ve Sunal’ın ilk filmi olan Tatlı Dillim adlı filmde Filiz Akın ile başrol oynamıştır. Filmde Halit Akçatepe, Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Münir Özkul gibi oyuncular da yer almıştır. 1972 yılında oynadığı son film olan Feryat adlı film ise Emel Sayın ile ilk defa başrol oynadığı film olmuştur. 1973 yılına gelindiğinde ilk olarak Yeryüzünde Bir Melek adlı filmde oynamıştır. Ardından Necla Nazır ile birlikte başrol oynadığı Umut Dünyası adlı filmde yer almıştır. Daha sonra Emel Sayın ile birlikte Yalancı Yarim adlı filmde başrol oynamıştır. 1973 yılında Halit Akçatepe ve dönemin çocuk oyuncusu olan Kahraman Kıral ile birlikte Canım Kardeşim adlı filmde başrol oynamıştır. Film Yeşilçam’ın klasikleri arasına girmiş ve en iyi dram filmlerinden birisi olmuştur. 1973 yılında son olarak Bebek Yüzlü adlı filmde oynamıştır.
1974 yılında vizyona giren Oh Olsun filminde Hale Soygazi ile birlikte başrol oynamıştır. Ardından Lütfi Ömer Akad‘ın yönettiği Esir Hayat filminde Perihan Savaş ile başrol oynamıştır. Memleketim, Kanlı Deniz gibi filmlerde oynadıktan sonra, Mahçup Delikanlı ve Boşver Arkadaş adlı filmlerde boy göstermiştir. 1975 yılında Yeşilçam’ın en iyi filmlerinden birisi olarak gösterilen ve büyük oyuncu kadrosunun yer aldığı Mavi Boncuk adlı filmde yer almıştır. Filmdeki Emel Sayın’ı kaçırma sahnesi ise Yeşilçam’ın akılda kalan büyük sahnelerinden birisi olmuştur. Ardından Yeşilçam’ın gelmiş geçmiş en büyük komedi filmlerinden birisi olarak kabul edilen Hababam Sınıfı adlı filmde “Damat Ferit” adlı karakteri canlandırmıştır. Film 1975 yılında gişede hasılat rekoru kırmıştır. Film İmdb adlı internet sitesinde 9.5/10 alarak tarihin en yüksek puanlarından birini almış, büyük başarılara imza atmıştır. Hababam Sınıfı’nın ardından, Ateş Böceği adlı romantik-komedi filminde Necla Nazır ile başrol oynamış, film vizyona girdiğinde büyük başarı göstermiştir. Ardından, Çapkın Hırsız ve Gece Kuşu Zehra gibi filmlerde başrol oynamıştır. Bu filmlerin ardından 1975 yılında art arda üç romantik-komedi filminde oynamıştır. Delisin ve Evcilik Oyunu filmlerindeki büyük başarısından sonra Yeşilçam’ın bilinen en iyi romantik-komedi filmlerinden birisi olarak kabul edilen Ah Nerede adlı filmde Gülşen Bubikoğlu ile başrol oynamıştır. Film vizyona girdiği dönemde büyük bir hasılat elde etmiştir. 1976 yılında Yeşilçam sinemasının en kalabalık kadrolarından birisi olarak kabul edilen Bizim Aile adlı filmde rol almıştır. Film klasikler arasına adını yazdırmıştır ve en iyi Türk filmlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir. Aynı yıl Gizli Kuvvet ve Cani adlı filmlerde oynamıştır. 70’li yıllarda Gülşen Bubikoğlu ile oynadığı romantik-komedi filmleri ile büyük sükse yapmıştır. Bubikoğlu ile Kader Bağlayınca adlı bir filmde daha oynamıştır. 1976 yılında son olarak Öyle Olsun ve Aşk Dediğin Laf Değildir adlı filmlerde rol almıştır.
Kariyerinde değişim
1976 yılından sonra ciddi bir karar alarak değişme kararı almıştır. Oynadığı romantik-komedi filmleri ile büyük ün kazanmıştır. Romantik-komedi filmlerinin çizgisinden çıkıp daha ciddi filmlerde oynama kararı aldığında henüz 28 yaşındadır. 1977 yılından sonra bıyık bırakarak daha ağır rollerde oynamıştır. 1977 yılında az da olsa yine romantik-komedi ve komedi filmlerinde oynamıştır. Bunlardan ilki 1970’li yıllarda Gülşen Bubikoğlu ile birlikte oynadığı son romantik-komedi filmi Bizim Kız adlı film olmuştur. Aynı yıl Öztürk Serengil ve Robert Widmark ile bir komedi filminde rol almıştır. 1970’li yıllarda oynadığı son komedi filmi ve oynadığı son bıyıksız film Sevgili Dayım adlı film olmuştur. Bıyıklı olarak oynadığı ilk film Baraj adlı dram, gerilim filmi olmuştur. Ardından Nehir adlı filmde rol almıştır. 1978 yılında Şeref Sözü adlı Perihan Savaş ile oynadığı dram filmi vizyona girmiştir. Daha sonra Maden adlı filmde Cüneyt Arkın ile başrol oynamıştır. Film çok büyük başarı elde etmiştir. Yeşilçam tarihinin en iyi filmlerinden birisi olarak kabul edilmiştir. Bu büyük başarının ardından, Seninle Son Defa adlı filmde oynamıştır. Filmin bir bölümü Kıbrıs‘ta çekilmiştir. Ardından Erden Kıral‘ın (https://tr.wikipedia.org/wiki/Erden_K%C4%B1ral) ilk uzun metrajlı filmi olan Kanal adlı filmde oynamıştır. Filmin müzikleri, 1979 yılında Altın Portakal Film Festivali‘nde En İyi Müzik Ödülü‘nü almıştır. Bu filmden sonra, 1978 yılında çekimlerine başlanan ve 1979 yılında vizyona giren, Zeki Ökten‘in en iyi filmlerinden birisi olarak bilinen Sürü adlı filmde Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile birlikte başrolleri paylaşmıştır. Film büyük yankı uyandırmış ve Yeşilçam’ın en iyi filmleri arasına girmeyi başarmıştır. Film, 12 Ekim 2011 tarihinde düzenlenen Altın Portakal Film Festivali’nde Geç Gelen Altın Portakallar gecesinde En İyi Film ödülünü almıştır. Ödülün filmden 31 yıl sonra alınmasının nedeni ise, 12 Eylül Darbesi‘nden dolayı 1980 yılında ödül gecesinin düzenlenememesidir. 1978 yılında son olarak Lekeli Melek adlı filmde rol almıştır. 1979 yılına gelindiğinde, ilk olarak Atıf Yılmaz‘ın yönettiği Adak adlı filmde Necla Nazır ile başrol oynamıştır. Ardından, Demiryol adlı filmde usta oyuncu Fikret Hakan ile birlikte başrol oynamıştır. Film, Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film”, “En İyi Yonetmen” (Yavuz Özkan), “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” (Sevda Tolga) ve “En İyi Erkek Oyuncu” (Fikret Hakan) dalında dört ödül alarak büyük başarı göstermiştir. 1980 yılında 12 Eylül Darbesi‘nden dolayı Yeşilçam’da çok az film çekilmekteydi. Tarık Akan, bu nedenle bu yıl içerisinde hiçbir filmde rol almamıştır. 1981 yılında ilk olarak Müjde Ar ile başrol oynadığı Deli Kan adlı filmde oynamıştır. Filmin yönetmeni Atıf Yılmaz, filmi Zeyyat Selimoğlu‘nun 1976 yılında yayınlanan Deprem adlı hikâye kitabından uyarlamıştır. Ardından, Herhangi Bir Kadın adlı filmde yer almıştır. Bu filmden sonra Yılmaz Güney ve Şerif Gören‘in birlikte yönetmenliğini üstlendiği Yeşilçam’ın gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden birisi olan Yol adlı filmde Şerif Sezer ile birlikte başrol oynamıştır. Film 1982 yılında dünyanın en prestijli ödül törenlerinden birisi olarak kabul edilen Cannes Film Festivali‘nde en büyük ödül olan Altın Palmiye‘yi alarak Türkiye’ye bir ilki yaşatmıştır. Film dünya çapında gösterime girmiştir. Tarık Akan, Cannes’a “En İyi Erkek Oyuncu” dalında aday gösterilmiştir. Filmi, 1983 yılından sonra izlemek yasaklanmıştır. Fakat, 1999 yılında İmaj stüdyoları tarafından tekrar restore edilerek aynı yılın Şubat ayında gösterime girmiştir.
1982 yılında Nazmi Özer‘in Arkadaşım adlı filminde oynamıştır. Daha sonra, Fatma Girik ile birlikte başrollerini paylaştığı Kaçak adlı filmde yer almıştır. Filmin ilk versiyonunu 1962 yılında Lütfi Ömer Akad, Üç Tekerlekli Bisiklet adıyla çekmiştir. 1983 yılında ilk olarak Derman adlı filmde Hülya Koçyiğit ile birlikte başrol oynamıştır. Ardından, Çocuklar Çiçektir ve Gecenin Sonu gibi filmlerde rol aldıktan sonra, Beyaz Ölüm adlı polisiye-suç filminde Ahu Tuğba ile başrol oynamıştır. 1984 yılında ilk olarak Zeki Ökten‘in yönettiği Pehlivan adlı filmde oynamıştır. Akan, bu filmdeki performansı ile 21. Altın Portakal Film Festivali‘nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazanmıştır. Sonra, oyuncu kadrosunda Ahu Tuğba, Nuri Alço, Diler Saraç ve Şemsi İnkaya gibi isimlerin bulunduğu Yosma adlı filmde oynamıştır. Ardından, Damga ve Kayıp Kızlar adlı filmlerde oynamıştır. 1984 senesinde oynadığı son film, 70’li yıllarda oynadığı her filmle olay olduğu partneri Gülşen Bubikoğlu ile birlikte Alev Alev filmiyle olmuştur. Filmin bir diğer başrol oyuncusu ise usta aktör Cüneyt Arkın olmuştur. 1985 yılında Muammer Özer‘in yönettiği Bir Avuç Cennet adlı filmde Hale Soygazi ile birlikte başrol oynamıştır. Türkiye-İsveç ortak yapımı olan film yurt içi ve yurt dışında toplam beş ödül kazanmıştır. Bunlardan birisi “İsveç Göçmen Filmleri Festivali”, Özel Ödülü’dür. Filmin ardından, 1985 yılında oynadığı ikinci film Kan adlı filmde “Haydar Ali” rolünü canlandırmıştır. Daha sonra, Hülya Avşar‘la birlikte başrol oynadığı Tele Kızlar adlı filmde “Şahin” karakterini canlandırmıştır. 1985 yılında son olarak Son Darbe ve Paramparça adlı filmlerde oynamıştır. 1986 yılında Halkalı Köfte, Adem ile Havva, Acı Dünyalar, Ses ve Kıskıvrak gibi filmlerde oynadıktan sonra, Erdal Özyağcılar ve Oya Aydoğan ile birlikte başrol oynadığı Beyoğlu’nun Arka Yakası adlı filmde oynamıştır. 1987 yılı içerisinde Yağmur Kaçakları, Skandal, Su Da Yanar gibi çeşitli filmlerde oynamıştır. Fakat aynı yıl oynadığı Çark adlı film çok büyük bir çıkış yapmıştır. İşçi sınıfının en örgütsüz ve en çok ezilen kesimlerinin yaşantısına ışık tutan özelliğiyle dönemin en dikkat çekici filmlerinden birisi olmuştur. 1987 yılında son olarak Kızımın Kanı adlı filmde oynamıştır. 1988 yılında sadece üç filmde rol almıştır. Bunlar El Kapıları, Dönüş ve Üçüncü Göz adlı filmlerdir. 1989 yılında İkili Oyunlar, İsa, Musa, Meryem, Leyla ile Mecnun ve Kimlik adlı filmlerde oynamıştır, bunlardan en çok ses getireni Meral Konrat ile birlikte oynadığı “İsa, Musa, Meryem” filmi olmuştur.
Burada ülkenin politik iklimiyle Tarık Akan’ın oyunculuk tarzı arasındaki paralellikleri vurgulamakta fayda var. 70’li yılların başında aşk hikâyeleri anlatılan bir romantik-komedi veya aşk filmi kahramanı varken, ülkede solun giderek yükseldiği 75 sonrası Tarık Akan’ın da politik bir sinema anlayışına yönlendiğini söyleyebiliriz. Bu yönelim 12 Eylül 1980 darbesiyle kesintiye uğramış ve video filmleri furyasıyla birlikte daha çok polisiye karakterler canlandırmaya başlamıştır.
Tarık Akan 1990’lı yıllarda ise daha az sinema filmlerinde yer almıştır. 1990 yılında Bir Küçük Bulut, Devlerin Ölümü ve Berdel gibi filmlerde oynadıktan sonra aynı yıl oynadığı son film Karartma Geceli adlı filmde Nurseli İdiz ile birlikte başrol oynamıştır. Rıfat Ilgaz‘ın aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanan film 1991 senesinde senesinde yurt içinde ve yurt dışında birçok ödül almıştır. 1991 yılında Bir Kadın Düşmanı ve Uzun İnce Bir Yol adlı filmlerde oynadıktan sonra, aynı yıl oynadığı Siyabend ile Heco adlı, iki Kürt gencin aşk yaşamını anlatan filmde bir kez daha dikkatleri üzerine çekmiştir. 1992 yılında hiçbir filmde oynamamış, fakat ilk kez bir televizyon dizisinde rol almıştır. Taşların Sırrı adlı dizide “Kuray” adlı karakteri canlandırmıştır. 1993 yılında ise ne TV dizisinde ne de sinema filminde oynamamıştır. 1994 yılına gelindiğinde Yolcu ve Çözülmeler adlı iki sinema filminde oynamıştır. 1995 yılında ise beş yönetmene ait beş kısa filmden oluşan Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey adlı filmde rol almıştır. 1996 yılında hiçbir filmde rol almayan oyuncu, 1997 yılında bir yıllık bir sürenin ardından Mektup ve Antika Talanı adlı iki filmde oynamıştır. 1998 senesinde de hiçbir filmde rol almamıştır. 1999 yılında ilk olarak Hayal Kurma Oyunları adlı filmde Ayşegül Aldinç ile başrol oynamıştır. Ardından aynı sene oynadığı 1980 darbesinin bir aile üzerindeki etkisini anlatan Eylül Fırtınası adlı filmde Zara, Nejat İşler, Hazım Körmükçü, Kutay Özcan ve Deniz Türkali ile beraber oynamıştır. 2000 ve 2002 yılları arasında oyunculuğa ara veren Akan, 2002 yılında tekrar beyaz perdeye geri dönmüştür. İlk olarak Gülüm adlı filmde oynamış, daha sonra Abdülhamid Düşerken adlı, kadrosunda büyük oyuncuların yer aldığı ve Yeşilçam tarihinin 1 milyon doları aşan bütçesiyle o zamana kadar çekilmiş en pahalı filminde oynamıştır. Ardından TRT 1‘de yayınlanan gençlik dizisi Koçum Benim‘de başrol oynamıştır.
Koçum Benim adlı dizisi devam ederken, 2001 yılında çekilen Vizontele adında klasik olmuş olan filmin, 2004 yılında çekilen ikinci filmi Vizontele Tuuba adlı filmde “Güner Sernikli” adlı karakteri canlandırmıştır. Aynı yıl Koçum Benim adlı dizisi bittikten sonra Gece Yürüyüşü adlı televizyon dizisinde oynamış fakat dizi fazla sürmemiştir. 2006 yılında Ankara Cinayeti adlı filmde oynamıştır. Aynı yıl dördüncü televizyon dizisi olan Ahh İstanbul adlı dizide oynamıştır, fakat bu dizisi de fazla sürmemiştir. Oyunculuğa iki yıl ara veren Tarık Akan, 2009 yılında Şerif Sezer ile birlikte Yol filminin ardından Deli Deli Olma adlı sinema filminde oynamıştır. Film iyi bir hasılat elde etmiştir. Filmde Akan’ın gençliğini büyük oğlu Barış Zeki Üregül oynamıştır.
Wikipedia’ya göre Tarık Akan, siyasi görüşünü şu ifadeler ile açıklamaktadır. “Sanatçı dediğin andan itibaren; dünyaya bakışı, yaşamı, görüşleri, her şeyi politiktir. Bu politik düşünce hiçbir zaman gerici, muhafazakâr, tutucu bir politika değildir.” 1978 yılından itibaren Maden filmi ile sosyal mesaj içerikli filmlerde ağırlıklı rol almaya başladı. Özellikle, Yılmaz Güney‘in projeleri olan Sürü ve Yol filmleri ile politik filmlerde oynayabileceğini göstermiştir.
1979 yılında İzmir‘de Nâzım Hikmet‘in doğum yıl dönümüne katılmak ve Barış Derneği’ne üye olmak suçlarından yine yargılanır. Spor salonunda yapılan o doğum yıl dönümüne binlerce insan katılmışken bir tek Tarık Akan’a dava açılmıştır. 1987 yılında davadan beraat etmiştir. Tarık Akan, 1980 darbesinden sonra, Almanya’da yaptığı bir konuşma sonrası yurda dönüşünde tutuklandı ve 2,5 ay ceza evinde kaldıktan sonra 31 Mart 1982’de beraat etmiştir. 2013 yılında yapılan Gezi Parkı protestoları destek vermek için protestolara da katılmıştır.
Tarık Akan 12 Eylül Darbesi‘nin ardından Almanya’daki konuşmasından ötürü tutuklanarak cezaevinde kaldığı süreyi ve yargılama sürecini, 2002’de Can Yayınları’ndan çıkan Anne Kafamda Bir Var isimli kitabında kaleme aldı. Dönemin önemli olaylarına da değindiği anı kitabı ilk kez 2002’de yayımlanmış ve daha sonra da onlarca yeni baskıları yapılmıştı. Kitabın bir bölümünde de Yol filminin yapım öyküsüne yer verilmiştir.
1979 İstanbul doğumlu. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü’nde tamamladı. Ardından Londra’daki Middlesex Üniversitesi’nde felsefe üzerine yüksek lisansını yaptı ve uzun seneler Londra’da yaşadı. Halen Hacettepe Üniversitesi’nde felsefe bölümünde doktora öğrencisidir. Bugüne kadar aralarında çevirmenlik ve editörlüğün de bulunduğu pek çok işte çalıştı. Aynı zamanda şair. Pek çok dergi ve fanzinde şiiirleri yayımlandı.