Jack London 1912’de Kızıl Veba’yı yazar. 1912’de, 2013 için bir salgın hastalık hayali kurar. Hayalinde, bu salgının etkilerini anlatır. Roman, 2073’te geçer. Yani, 101 yıl sonrası için 1912’de tasarladığı bir salgından 60 yıl sonrasıdır romanda anlatılan. Bu uzak gelecekte, insanlık büyük bir yıkımla karşı karşıya kalır ve modern medeniyetin tamamen çöktüğü bir dünya tasvir edilir.”
Jack London Kızıl Veba’yı yazdığında, henüz İspanyol Gribi insanlığı vurmamış, iki dünya savaşı yaşanmamıştır. Dolayısıyla, yazarın bu tür büyük küresel olayları öngörebilmesi ve bunların toplumsal ve ekonomik etkilerini tasavvur edebilmesi olağanüstü bir öngörü yeteneğini gösterir.
Jack London, yaşadığı dönemden hemen hemen 120 yıl önce başlayan sanayi devrimlerinin sosyal etkilerini gözlemlemektedir. Yazarak hayatını kazanmak ister. İyi bir eğitim alarak, kendi ifadesiyle “beynini kullanarak” yaşamını idame ettirmek durumundadır. Gazetecilik yapar, yazılar ve kitaplar yazar. Bu süreçte, sanayi devrimlerinin toplumsal dokuyu nasıl değiştirdiğine tanık olur ve bu gözlemlerini eserlerine yansıtır.
Jack London’un görüşleri, okumaları ile öğrendiklerinden çok, kendi yaşam tecrübesi ve gözlemleriyle şekillenir. Yazar, işçi sınıfının içinde bulunduğu zorlukları ve adaletsizlikleri bizzat deneyimler.
Listen to “Sanatta Kaybol” on Spreaker.The Crowd adlı oluşum, işçi haklarını savunan sosyalistlerden oluşmaktadır. London, grubun içindedir. Bu bağlamda, yazarın sosyalist düşünceleri ve işçi hareketlerine olan desteği, eserlerinde derin izler bırakır.
Kızıl Veba’da, insanın ekonomik faaliyetlerinin bir sonucu olan büyük bir salgının medeniyeti nasıl yok ettiği anlatılmaktadır. Roman, bir kapitalist sistem eleştirisidir, bir iklim krizi eleştirisidir, sosyal eşitsizlikleri anlatmaktadır. London, ekonomik sistemlerin doğrudan toplumsal yapı üzerindeki etkilerini çarpıcı bir biçimde gözler önüne serer. Jack London’un 1912’de, sanki bugünleri anlatır gibi bir roman yazmış olması insanı şaşkınlığa düşürecek türden değil mi? Sanayi devrimlerinden gelen etkilerin yanında, ABD’de yaşanan 1893 Paniği’nin işçi hareketlerini tetiklemiş olması da ayrıca dikkate değer. Bu ekonomik kriz, işçi sınıfının yaşam koşullarını derinden etkileyerek, toplumsal huzursuzlukları artırmıştır.
Edebiyatın, ekonomik ve sosyal analizlerle nasıl zenginleşebileceğini gösteren bu eser, günümüz sorunlarına ışık tutmaya devam ediyor. Sanatta Kaybol’da, edebiyat ve iktisat arasındaki ilişkileri bize çok güçlü bir anlatımla sunan Jack London ve O’nun Kızıl Veba’sı ile yeniden yayındayız.