
CP Cavafy’nin ünlü şiiri “Barbarları Beklerken”, bir imparatorluğun çöküşünü ve içsel çürümesini derin bir şekilde ele alırken, modern dünyadaki jeopolitik durumları anlamamıza da ışık tutabilir. Şiir, imparatorluğun sakinlerinin liderlerine ve kurumlarına olan güvenlerini kaybetmeleriyle başlar. Onlara, barbarların geleceği ve fethedeceği söylenir. Ancak beklenmedik bir şekilde barbarlar gelmez ve durum değişir: “Çünkü gece olmuştur ve barbarlar gelmemiştir. Sınırdan yeni dönen bazı adamlar, artık barbarların olmadığını söylüyor. Peki şimdi biz ne yapacağız barbarlar olmadan? O insanlar bir tür çözüm gibiydi.”
Bu dizeler, barbarların aslında gerçek bir tehdit olmadığını vurgularken, liderlerin halkı sürekli bir dış tehdit ile oyalayarak kendi içsel eksikliklerini ve çözümsüzlüklerini gizlemeye çalıştığını anlatıyor. Cavafy’nin şiirinde barbarlar, halkın gözünden kaybolan bir düşman figürü; aslında var olmayan, ama yönetim tarafından sürekli olarak kurgulanan bir tehditten ibaret. Bu, günümüzdeki liderlerin, halkın dikkatini iç sorunlardan uzak tutmak ve kendi başarısızlıklarını gizlemek için yarattıkları düşmanları simgeliyor.
Constantine.P. Cavafy Kimdir?

C.P. Cavafy, 20. yüzyılın en önemli Yunan şairlerinden biri olarak tanınır. 1863 yılında Mısır’ın İskenderiye şehrinde dünyaya gelmiş ve ailesiyle birlikte Liverpool’a taşındıktan sonra gençlik yıllarını burada geçirmiştir. Babası vefat ettikten sonra ailesi tekrar İskenderiye’ye dönmüş ve 1882’de İstanbul’a gitmişlerdir. Cavafy, burada şiir yazmaya başlamış ve cinsel kimliğini keşfetmiştir. Daha sonra İskenderiye’ye geri dönüp gazetecilik yapmış, ardından Mısır Borsa’sında ve Kamu Çalışmaları Bakanlığı’nda çalışarak 30 yıl boyunca bürokratlık yapmıştır. Cavafy, hayatı boyunca yalnızca birkaç şiir yayımlamış ve eserlerini çoğunlukla arkadaşlarıyla paylaşmıştır. Yaşamı boyunca geniş bir üne kavuşamamış olsa da, sonradan eserleri büyük bir takdirle karşılanmıştır. 1933 yılında kanser nedeniyle hayata veda etmiştir.
Liderler ve Sahte Düşmanlar
Günümüz dünyasında, özellikle savaş ve militarizmin hâkim olduğu bir dönemde, liderler benzer stratejileri sürdürmeye devam ediyor. Çöküşte olan devletler, güçlerini yeniden kazanmak için dışarıda düşmanlar yaratma yoluna gidiyor.
Savaş, genellikle bir çözüm olarak sunulsa da, arkasında ekonomik çıkarlar, ulusal güvenlik endişeleri ve ideolojik eğilimler yatıyor. Örneğin, Avrupa’da son yıllarda güvenlik kaygıları ön plana çıkarken, savaş hazırlıkları ve silahlanma gibi militarist söylemler güçleniyor. Avrupa Komiseri Hadja Lahbib’in geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamalarda, Avrupa halkını 72 saatlik bir hayatta kalma kiti hazırlamaya teşvik ettiğini hatırlayabiliriz. Bu kitte su, konserve yiyecekler, ilaçlar ve küçük bir radyo gibi hayatta kalma malzemeleri yer alıyor. Bu tür öneriler, halkın savaş ve felaketlere karşı hazırlıklı olmasını sağlamak amacıyla yapılmış olsa da, aynı zamanda halkın korkularını besleyen ve onları bir tehdit ile yüz yüze getiren bir yaklaşımı simgeliyor.
Savaşın Gerçek Yüzü
Cavafy’nin şiirindeki “barbarlar”, savaşın insanlık üzerindeki gerçek etkilerini de gözler önüne seriyor. Aslında savaş, ekonomik çıkarlar ve teknolojiye dayalı güç dinamikleriyle şekillenen bir alan haline gelmiş durumda. Örneğin, son yıllarda Çin’in büyük ekonomik büyümesi ve teknolojik atılımları, dünya siyaseti üzerindeki etkisini artırdı. Avrupa ise, savunma harcamalarına ayırdığı dev bütçelere rağmen, bilimsel ve teknolojik gelişmelerde geride kalmaya devam ediyor. Avrupa’nın 800 milyar Euro’luk savunma harcaması hedefi, sadece askeri harcamaları artırmakla kalmıyor, aynı zamanda bilimsel araştırmalar ve yenilikçi projelere ayrılan fonları da ciddi şekilde etkiliyor. Horizon Europe gibi önemli araştırma programlarından yapılan kesintiler, Avrupa’nın uzun vadede ekonomik ve teknolojik alanda geri kalmasına yol açabilir.
Sonuç olarak, savaş ve militarizm, liderlerin halkı oyalamak için kullandığı araçlar olmaktan başka bir şey olmamalıdır. Cavafy’nin şiirinde de vurgulandığı gibi, barbarlar ya da düşmanlar yaratıldığında, aslında halkın gerçek sorunlarından kaçış ve bu sorunların çözülmesinin engellenmesi söz konusudur. Bugün de benzer bir durumla karşı karşıyayız; dünya genelindeki liderler, halkın dikkatini dış tehditlere yönlendirirken, kendi içsel çöküşlerini ve başarısızlıklarını gizlemeye çalışıyorlar. Bu, sadece siyasetin değil, insanlık tarihinin de bir gerçeğidir: Başarısız liderler, kendilerini kurtarmak için düşmanlar yaratır ve bu düşmanlar, halkın çözüm aramak yerine korkularına odaklanmasını sağlar.
Barbarları Beklerken (Türkce tercümesi)
Forumda toplanmış neyi bekliyoruz?
Barbarlar bugün burada olacaklar.
Senato’da neden hiçbir şey olmuyor? Senatörler neden yasama yapmadan oturuyorlar? Çünkü barbarlar bugün geliyor.
Senatörlerin şimdi kanun yapmasının ne anlamı var? Barbarlar geldiğinde, yasama işini onlar yapacak.
İmparatorumuz neden bu kadar erken kalktı ve neden şehrin ana kapısında tacını giymiş bir halde oturuyor?
Çünkü barbarlar bugün geliyor
ve imparator onların liderini karşılamak için bekliyor. Hatta ona vermek için bir parşömen bile var, unvanlarla, heybetli isimlerle dolu.
Neden iki konsülümüz ve pretorlarımız bugün işlemeli, kırmızı togalarını giyerek dışarı çıktılar? Neden bu kadar çok ametist taşlı bilezikler taktılar, neden muhteşem zümrütlerle ışıldayan yüzükler taktılar? Neden gümüş ve altınla güzelce işlenmiş zarif bastonlar taşıyorlar?
Çünkü bugün barbarlar geliyor
Dipnotlar:
[1] Lahbib, H. (2024). “Emergency Preparedness and 72-Hour Survival Kits” [Avrupa Komiseri Hadja Lahbib’in 2024’teki açıklamaları].
[2] European Commission. (2025). “Horizon Europe Research Programme and Military Budgeting”. Avrupa Komisyonu, 2025.
ve bu gibi şeyler barbarların gözlerini kamaştırıyor.
Seçkin hatiplerimiz neden her zamanki gibi gelip konuşmalarını yapmıyor, söyleyeceklerini söylemiyorlar?
Çünkü barbarlar bugün geliyor retorik ve topluluk önünde konuşmaktan sıkıldılar. Bu ani şaşkınlık, bu kafa karışıklığı neden? (İnsanların yüzleri ne kadar ciddileşti.)
Sokaklar ve meydanlar neden bu kadar hızlı boşalıyor, herkes düşüncelere dalmış evlerine gidiyor?
Çünkü gece çöktü ve barbarlar gelmedi. Ve sınırdan gelen bazı adamlarımız barbarların olmadığını söylüyor.
Şimdi barbarlar olmadan biz ne yapacagız?
O insanlar bir çeşit çözümdü.