26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Ankara Meyhaneleri (2. Bölüm)

Görüş Podcast
2 Kasım 2023
Okuma süresi: 15 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
Kent Söyleşileri

Didem Gündü Bulut

Ankara’nın 1923 yılından bu yana kentleşme geçmişini incelediğimizde hızlı büyüme, kırdan kente göç ve nüfus artışı ile birlikte kent merkezinin 20-30 yılda bir değişim yaşadığını görebiliriz. 1923-1950 yılları arasında Ankara’da şehir merkezi Ulus’tu. İlk merkez kayması 1950 yılında, Ulus’tan Yenişehir’e (Kızılay’a) doğru yaşandı. 1980-2000 yılları arasında Çankaya-Gaziosmanpaşa, 2000’den sonra ise Çayyolu-Konutkent eksenli merkez kaymalarından bahsedilebilir.

1950-1980 yılları arasında Ankara’da şehir merkezi konumunu sürdüren Yenişehir semtini çoğunlukla ‘Kızılay’ olarak biliriz. Kızılay adlandırması, semtinin merkezine 1929 yılında yapılan Kızılay binasından gelmektedir. 1979 yılında yıktırılan bu binanın yerinde şimdilerde çok katlı bir AVM var. Ancak, meydan ve semt yine de ‘Kızılay’ adı ile anılmaya devam ediyor. Anlaşılan binayı yıkmak kolay ama belleklerden ve dilden silebilmek hiç de kolay değil. Zaten yazmaktaki amacımız, belleklerden silinmesin diye not düşebilmek değil mi?

İlgili İçerikler

Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

Kızılay semtinin ilk meyhaneleri

Kızılay’da 1940 yılından önce bir tane bile lokanta bulunmadığı düşünüldüğünde, bugün gelinen nokta baş döndürücü olarak nitelenebilir. Kentin ilk merkez kaymasının yaşandığı Yenişehir semtinde, köşe taşı işlevi görmüş meyhane ve içkili lokantalar bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır. Bu kapsamda Süreyya Gazinosu, Misuri Lokantası, Piknik ve Washington Restaurant’ı kısaca anlattıktan sonra ağırlıklı olarak Tavukçu, Körfez ve Kumsal lokantaları üzerinde duracağız. Bu üç lokanta, iç içe geçmiş ticari ilişkileri, ortaklıkları, hemşerilikleri ve tarzlarıyla birbirinin benzeri ya da devamı niteliğindedir. Bu bakımdan Tavukçu, Körfez ve Kumsal gerçek bir üçleme oluşturur.

Listen to “Kent Söyleşileri” on Spreaker.

Süreyya Gazinosu

Yenişehir semtinde ilk olarak 1943 yılında, müzikli ve yemekli bir gece kulübü olan Süreyya Gazinosu

açıldı. Gazino, Kızılay Meydanı’nda bugünkü Soysal Pasajı’nın bulunduğu yerdeydi. Burada daha

önceden Soysal Apartmanı adıyla bilinen geniş ve 4 katlı bir apartman vardı. Apartmanın bodrum katı

Süreyya Gazinosuydu. 1950’li yıllarda Ulus Sineması ve 1960’lı yıllarda Cevat Restoran da aynı binanın

girişinde hizmet verdiler. Süreyya Gazinosu, uzun yıllar Karpiç’te çalışmış eski Rus Teğmen Serj ve

karısı Anavasili tarafından açılmıştı. Serj’e, Süreyya adı Karpiç’te çalıştığı yıllarda Atatürk tarafından

verilmişti. Kravatsız müşterilerin kapıdan kibarca geri çevrildiği bu gazino, 1950’li yıllarda çok popüler

oldu. Karpiç ekolüne ve disiplinine bağlı olarak çalışan gazino, önceleri CHP sonrasında ise DP’nin ileri

gelenlerinin mekanı haline geldi. 1960 darbesi sonrası sahibi hakkında çeşitli söylentiler çıkartıldı ve

davalar açıldı. Bütün bunlara fazlasıyla içerleyen Serj, 1964 yılında bir daha açmamak üzere gazinoyu

kapattı ve İstanbul’a gitti.

Missuri Lokantası

Yenişehir semtinde meyhane anlamında ilk açılan yer, Beşir Tarakçı’nın sahibi olduğu Missuri

Lokantası’dır. 1949 yılına ait Ankara Rehberi’nde Yenişehir semtinde adı geçen iki lokantadan biridir. (Diğer lokanta ise Ziya Gökalp Bulvarı’ndan Selanik Caddesi’ne girişte köşede bahçe içinde bulunan

Buket Lokantası’dır.) Adını Amerika’nın ünlü savaş gemisi Missouri’den alan lokanta, 1946 yılında bu

geminin İstanbul’a gelmesinden sonra Sakarya Caddesi’nin Bayındır I Sokak ile kesiştiği köşede bahçe

içinde tipik bir Yenişehir evinde açıldı. (Adres olarak Sakarya Caddesi No: 60 olarak kayıtlı.)

İkinci Dünya Savaşı sonunda Japonya’nın teslim olduğunu belirten antlaşmanın imzalandığı Missouri

gemisinin İstanbul’a gelmesi ile Amerikan hayranlığı adeta doruk yaptı. Camilerin minareleri arasına

“Hoş geldin Missouri” yazmak, halı fabrikalarına Missouri yazan halılar dokutmak, Tekel’in özel

Missouri sigarası çıkartması, PTT’nin Missouri pulları basması, hatta Beyaz Rusların ülkemiz mutfağına

kazandırdıkları Rus Salatası’nın adının “Amerikan Salatası” olarak değiştirilmesi gibi yaşanmışlıklar

hayranlığın boyutlarını göstermesi açısından anlamlıdır. Bunca çılgınlık arasında bir vatandaşın açtığı

lokantanın adını “Missuri” koyması aslında çok hafif kalmaktadır.

Missuri Lokantası, masada servisin yanı sıra ayakta servis alanlara ucuz şarap sunan (Kavaklıdere

Şarabı kadehi 30 Krş) salaş bir meyhaneydi. Dönemin edebiyatçı ve yazarlarından bazıları Missuri’ye gelirler ve soba başında derin sohbetler yapılırdı. Şahap Sıtkı’nın, Fethi Giray’ın, Mehmet Kemal’in

Missuri’ye giderken şaraplarını yanlarında götürürlerdi. 1960 öncesi dönemin gençliği de Missuri’nin

müşterileri arasındaydı. Hatta Siyasal, Hukuk ve DTCF’nin ‘solcu’ öğrencileri meyhanenin adını

umursamaksızın buranın müdavimi olmuşlardı. Missuri adından hoşlanmayan antiemperyalist gençler

ise arka bahçesindeki mor salkımlardan esinlenerek buraya kendi aralarında “Mor salkım meyhanesi”

adını takmışlardı. “555K” günlerinde Missuri en kalabalık dönemini yaşadı. Sonrasında zamanla tarihe

karıştı.

Piknik

1953 yılında Tuna Caddesi’nin Bulvarla kesiştiği köşede ilk apartmanın altında açılan Piknik, Rumeli

kökenli Reşat ve Vahit Önat kardeşler tarafından farklı bir konseptle sunuldu. İlk açıldığı dönemde

kabaca üç bölümden oluşuyordu. Şarküteri ürünlerinin satıldığı bölüm, ayakta durulan veya

taburelere oturularak sandviç vb şeyler yenen bölüm ve oturularak bira eşliğinde yemek yenilebilen

bölüm. Piknik’in yapısında zamanla bazı değişiklikler oldu. 1970’li yıllarda şarküteri bölümü kapatıldı.

Bitişiğindeki Bekir Lokantası işletmeye dahil edilerek Piknik genişletildi (Bekir, Süreyya Gazinosu’nun

aşçılarından biriydi. Kendi ismiyle kendi lokantasını açtı. Özellikle iş yemekleri için tercih edilen kaliteli

bir yerdi. Ancak uzun süre devam ettiremedi.)

Ankaralılar “Arjantin bira” tabir edilen büyük bardaklarda sunulan fıçı bira ile Piknik sayesinde

tanıştılar. Piknik 1982 yılında bulunduğu binanın yıkılma kararı alınması sonrasında İnkilap-I Sokak’taki

yerine taşındı. 1986 yılında Reşat ve Vahit Önat kardeşler Piknik’i devrettiler. Piknik bu tarihten sonra

Net Piknik adıyla aynı yerde çalışmaya devam etti. Son yıllarda müşteri kalitesi düşmekle birlikte

günümüzde de varlığını sürdürüyor.

Washington Restaurant

Ankara’da yeme-içme alanında adeta bir okul işlevi görmüş olan Karpiç’ten yetişme iki aşçı olan

Hüseyin ve Yunus Şişman, 1940 yılına kadar Karpiç’te çalıştılar. 1940 yılına bir süre Amerika’ya giden

iki kardeş burada Türkiye Büyükelçiliği’nin lokanta bölümünde görev yaptılar. Amerika dönüşü 1955

yılında İnkilap Sokak’ta Washington adıyla kendi lokantalarını açtılar. Mutfağında Karpiç ekolü ve

Amerikan tarzının bir karışımını uygulayan Washington, 1962 yılında Bayındır-I Sokak’a taşındı ve

1980 yılına kadar burada hizmet verdi. Rumeli İşkembecisi’nin karşısı dersek yeri daha iyi

anlaşılacaktır. Kot pantolonla gelenlerin geri çevrildiği, daha çok bürokrat kesime hitap eden bir

anlayışla çalışan restoranın yerine daha sonra, benzer bir tarza sahip olan Göksu Restaurant açıldı.

Tavukçu Lokantası

1920’li yılların başında, 30 bin nüfuslu bakımsız bir Anadolu kasabası görünümünde olan Ankara’da,

dışarıda yemek yeme alışkanlığı olmadığı gibi yemek yenebilecek bir lokanta olduğu da söylenemez.

Bu yıllarda daha çok şehir dışından gelenlere hizmet etmesi amacıyla Osmanlı’daki “aşevi” mantığında

açılmış birkaç dükkan bulabilmek mümkündü. Bu yerler arasında, Atpazarı’ndaki sokak köftecileri,

Koyunpazarı’nda okka ile döner satan dönerciler, Balık Pazarı Caddesi’nde kereste depolarının olduğu

yerde (şimdiki hal civarı) Ankara tavası yapan yerler ve Hacı Bayram tarafında Kuyulu Kahve

civarındaki birkaç börekçi sayılabilir. Cumhuriyetin ilanı ve başkent seçilmesini takiben Ankara,

1930’lu yıllarla birlikte ciddi bir gelişme içine girdi. 1932 yılında Ankara’da 22 adet birinci ve 29 adet

ikinci sınıf lokanta bulunduğu göz önüne alındığında gelişimin epeyce hızlı yaşandığı söylenebilir.

Tavukçu Lokantası’nın kurulması da işte bu dönemlere denk geliyor. Anlatmaya isterseniz önce

kurucusu ile başlayalım. Arnavut kökenli olduğundan “Arnavut Hüsamettin” adıyla tanınan

Hüsamettin Sencer, 1900’lü yılların başında dünyaya gelmiş. Ankara’ya ne zaman geldiği konusunda

bir bilgiye sahip değiliz. Lokantacılığa genç yaşlarda başlamış. İlk lokantasını 1930 yılında “Tavukçu

Lokantası” adıyla Ulus’ta açmış. O dönemde Ankara’ya tavuk sadece Samsun tarafından

getiriliyormuş. Lokantanın yerinin Anafartalar Caddesi üzerindeki Yeni Sinema’nın (Eski Sümer

Sineması) karşısında olduğu biliniyor. Menüsünde iki çeşit bulunan Tavukçu Lokantası, uzun yıllar

sadece tavuk suyuna çorba ve tavuklu pilav sunan küçük bir esnaf lokantası olarak varlığını

sürdürmüş.

Ulus’tan Kızılay’a

Tavukçu Lokantası, 1932 yılında Ankara’da ikinci sınıf lokantalar içinde yer alan 29 işletmeden

birisiydi. Tavukçu Lokantası’nın sahibi Arnavut Hüsamettin daha sonra 1939 yılında Ulus’ta Zincirli

Camisi karşısındaki Çiçek Lokantası’nı açtı. 1956 yılında ise Denizciler Caddesi’ndeki Boğaziçi

Lokantası’nın ortaklarından biri oldu. Boğaziçi Lokantası’nda yakın akrabası Mehmet Boyacıoğlu olan ortaklığı, 1970 yılına kadar devam etti.

Tavukçu Lokantası, 1954 ve 1983 yılları arasında Sakarya Caddesi’ndeki yerinde müşterilerine hizmet

etti. Burası soba ile ısıtılan küçük bir yerdi. 1969 yılına gelindiğinde işler iyi gitmedi ve lokanta iflas

etti. İsmail Poyraz’ın Tavukçu ile olan ortaklığı bu yıl başladı. 1969 yılında Tavukçu’nun İsmail Poyraz

ile birlikte 2 ortağı daha bulunuyordu. İsmail Poyraz 3 yıllık bir uğraştan sonra yepyeni bir Tavukçu

yaratmayı başardı.

Artık İsmail Poyraz’ı tanımanın sırası geldi sanırım. İsmail Poyraz, 1935 Rize-Pazar doğumlu. 1950

yılında 15 yaşında Ankara’ya gelerek çeşitli işlerde çalışmaya başlamış. Ulus semtinde fırında,

pastanede ve kahvede iş bulmuş. Daha sonra o yıllarda Ulus’taki Cihan Sokak’ta (şimdiki Zafer Sokak;

Anafartalar Caddesi’nden Hükümet Caddesi’ne girdiğinizde sağdan ikinci sokak) hizmet veren

Karadeniz Lokantası’nda sırasıyla bulaşıkçı, komi ve garson olarak çalışmasını sürdürmüş. Hemşinli 3

ortağın işlettiği Karadeniz Lokantası, 1950’li yılların ortalarında Ulus’tan Kızılay’a, İzmir Caddesi’ne

taşınmış. İsmail Poyraz, Karadeniz Lokantası’nda garsonluk yaptığı sırada, 1969 yılında Tavukçu’ya

ortak olmuş ve Tavukçu’yu işletmeye başlamış. Daha sonra 1972 yılında açılan Körfez Lokantası’nın

da ortağı olmuş. 1983 yılında Tavukçu Lokantası’nın bulunduğu apartman için yıkım kararı çıkartılınca,

şimdiki yeri olan, İnkilap Sokak No: 25/A Kızılay adresindeki 2 katlı binaya taşınmış. Taşınılan yeni

yerin mülk sahibi, Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası’nda Gelirler Genel Müdürlüğü yapmış olan

Reşat Pura, Karadeniz Lokantası döneminden beri İsmail Poyraz’ın yakın dostu olmuş bir kişi. Reşat

Pura bir süre sonra bu mülkü kendi mirasçısı olmadığı için İsmail Poyraz’a bağışlamış.

Samuel Beckett’ın garsonluk yaptığı lokanta!..

Genel klasmanda değerlendirildiğinde Tavukçu, salaş meyhaneler kategorisinde başa

güreşenlerdendir. İlk gittiğinizde öğrenci yurdu yemekhanesine girdiğiniz izlenimine kapılmanız

kaçınılmazdır. Beyaz örtülerle örtülmüş, metal bacaklı ve formika kaplı masalar, seramik fayans döşeli

zemin, hiçbir şey asılı olmayan krem rengindeki duvarlar ve beyaz flüoresan lambalarla sağlanan

aydınlatma. Bazılarının “hastane gibi meyhane” dediği Tavukçu için İsmail Poyraz’ın “doğrudur;

insanlar buraya gelir tedavi olur” yorumu, Temel fıkrası tadındadır. Tavukçu’da fonda hiçbir zaman müzik çalmaz. Mekana her zaman çatal bıçak sesleriyle yoğrulmuş ağır bir uğultu hakimdir. Kısa süre

sonra siz de o uğultunun bir parçası haline geldiğinizi çoğu zaman fark etmezsiniz bile. Tavukçu’nun

dekorasyonsuzluğu öyle had safhadadır ki en ufak bir şey eklemeye kalksanız yapmacık olduğu belli

olur ve sırıtmaya başlar. Buraya rezervasyonla gidilmez, ama gidildiğinde de yer bulunmaz. İsmail

Poyraz böyle durumlarda hep araya girer ve bir kenara masa atıp sizi geri göndermez. Hal böyle

olunca yan masadaki tuzluğa ulaşmak da, muhabbete katılmak da çok zor olmaz.

Yaz aylarında sarmaşıkların gizlediği küçük bahçesine masalar atılır. Yazın bahçede yer bulabilmenin

tek koşulu erken gitmektir. Ana caddeye kadar yayılan anason kokusu olmasa burada bir meyhane

olduğu hiç kimsenin aklına gelmez. Tavukçunun müdavimi olan kişiler çoğunlukla orta gelir grubunu

oluşturan insanlardır. Kızılay esnafı, memurlar, üniversite öğrencileri, taksi şoförleri, felsefeciler,

Ankara Sanat Tiyatrosu oyuncuları ve bazen de tanınmış entelektüel simaları Tavukçu’da görebilmek mümkündür. Tavukçu, Aziz Nesin’den Rıfat Ilgaz’a, Ahmet Arif’ten Çetin Altan’a, Fazıl Say’dan Yaşar

Kemal’e, Uğur Mumcu’dan Turan Güneş’e, Örsan Öymen’den Rutkay Aziz’e kadar bildik isimlerin

yolunun kesiştiği bir mekan olma özelliğini hep korumuştur. Tek kadın olarak bile gitseniz Tavukçu’da

kimsenin sizi rahatsız etmeyeceğinden emin olabilirsiniz. Günden güne seviyesi düşen Kızılay’daki

içkili mekanlar içinde güvenerek gidebileceğiniz, sohbet eşliğinde rakınızı keyifle içebileceğiniz bir yer

düşünüyorsanız, Tavukçu ideal bir seçimdir.

Körfez Lokantası

Kızılay semtinin klasik meyhanelerinden biri de Tavukçu ile aynı ekole sahip olan Körfez Lokantası’dır.

1972-2002 yılları arasında 30 yıl boyunca Bayındır Sokak’taki iki katlı tarihi binada hizmet vermiş olan Körfez Lokantası’nın aramızdan ayrılışı, gelişen Kızılay’da yükselen rant gelirleriyle ilgilidir. Fransız

Kültür’ün hemen arkasında, böylesine değerli bir yere iş hanı yapıp paraya para dememek varken,

küçük bir tarihi binayı yaşatmakta diretmek sahiplerine çok anlamlı gelmemiş olmalı. Bugün orada ne

Fransız Kültür binası kaldı, ne de Eşref Özand’ın 1931 yılında ev olarak yaptırdığı bina. Ankara’nın kent

tarihi ve kültüründen önemli bir sayfa daha kopartıldı.

Kumsal Lokantası

Tavukçu, Körfez ve Kumsal üçlememizin son lokantası olan Kumsal’ın hikayesi aslında Körfez

Lokantası’nın bulunduğu binanın 2002 yılında yıkılmasıyla başlıyor. Körfez’in sahibi Nazmi Canlı bunun

üzerine yeni bir yer arayışına giriyor. Birçok yere bakıyor ama bir türlü karar veremiyor. Açılış

uzayınca personele maaş ödemektense tazminatlarının ödenmesi yoluna gidiliyor. Bir aşçısı ile bir

garsonu Gölbaşı’nda bir restoranda çalışmaya başlıyor. Aşçılardan diğeri ve 8 garson ise aldıkları

tazminatları birleştirerek 9 ortaklı bir lokanta açmaya karar veriyorlar. 2002 yılında işletmeye açılan

Kumsal Lokantası’nın hayatımıza girmesi bu şekilde oluyor. Nazmi Canlı, 2005 yılında Körfez’i tekrar

açmayı başarıyor ama işler eskisi gibi gitmiyor ve 2008 yılında işletme faaliyetine son veriyor.

Körfez’in bu şekilde perdeyi kapatması sonrasında geleneğin tek temsilcisi olarak Kumsal kalıyor.

Kumsal’ın 9 ortağından biri sonradan işten ayrılıyor. Kumsal şu anda 8 ortaklı olarak 10 yıldır hizmet

vermeye devam ediyor.

Yazar ve Kaynakça : YAVUZ İŞCEN

İlgili İçerikler

Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları
Podcast

Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

Görüş Podcast

Geçmişin izlerini sürmek, unutulmuş hikâyeleri gün yüzüne çıkarmak ve tarihin sesini bugüne taşımak… Kenan Karabağ’ın Kura Çözüldü romanı tam da...

Kenan_Karabag
Podcast

Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

Görüş Podcast

Bugün değerli yazar Kenan Karabağ ile birlikteyiz. Yedi kitabı bulunan Karabağ, özellikle sözlü tarih çalışmalarından yola çıkarak ilginç romanlar kaleme...

AKIN öztürk

Hukuk, Ahlak ve Toplumsal Çöküş

ekonomi

Krizin Gölgesinde En Uzun Beş Yıl (2018-2023) ve Küresel Gelişmelerin Ortasında

Prof. Dr. Serap Durusoy

Kadına Yönelik Ekonomik Şiddetin Dramatik Sonuçları

Sanat ve edebiyat

Müziğin Devrimci Ruhu: Neveser Kökdeş

Gündem

İktisat: Çözüm mü, Sorunun Nedeni mi?

Sanat ve edebiyat

Felsefenin, Müziğin ve Karşıtlıkların Otobiyografisi: Martin Eden

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.