
Podcast | Turan Altuner – Aydın Sezer
Jeopolitik Analist Aydın Sezer ile Afganistan’da Taliban’ın zaferi ve bölgesel etkileri üzerine konuştuk.
Bugün Afganistan konusunu konuşacağız. Biliyorsunuz Taliban büyük bir zaferle Kabil’e girdi, Kabil’de kontrolü ele aldı. Amerika’nın desteklediği hükümet üyeleri, Gani başta olmak üzere hemen hemen bütün generalleri ve General Dostum gibileri yurtdışına kaçtı.
Biz de bu konuyu Aydın Sezer Bey ile konuşalım dedik. Aydın Sezer Bey zaten hepinizin, özellikle uluslararası ilişkilerle ilgilenenlerin yakından tanıdığı bir analist. Aydın Sezer’in Medya Günlüğü‘nde yayınlanan bir makalesinden yola çıkarak bu söyleşimizi yapacağız.
Çok ilginçtir, Aydın Sezer Bey bundan birkaç gün önce sözkonusu gazetede yayınlanan makalesinde – aynen alıntılıyorum, “Şoygu 2012 yılında kendisini Rusya Savunma Bakanlığı koltuğunda buldu. Afganistan savaşının travmasını çoktan üzerinden atmış olmasına rağmen Taliban’ı dünyada hiçbir ülke terörist örgüt saymazken, Rusya’nın 2003 yılında terörist örgüt listesine aldığını farketti. Aklına parlak bir fikir geldi. Taliban’ın desteklenmesi konusunu önce Lavrov’a açtı. Lavrov kısa bir süre şok geçirmesine rağmen birlikte Putin’e gittiler. Sonuçta Taliban’ın terörist örgüt sıfatını değiştirmeden temas sağlanmasına karar verdiler.”
Bu, Aydın Bey’in iki, üç gün önce Medya Günlüğü gazetesinde yayınlanan makalesinden. Benim de geçen yıl hem Alman basınında, hem de Newyork Times‘ta yayınlanan konuyla ilgili makaleler aklıma geldi. Şimdi bu makaleleleri de buldum. Newyork Times 29 Temmuz 2020 de “Rusya’nın Taliban’a yardım ettiğini, ABD ve Nato birliklerine yönelik saldırıları teşvik ettiğini ve hatta öldürülecek olan olan ABD ve NATO askerlerinin başına para ödülü” koyduğunu iddia etmişti bir makalesinde. Yine buna benzer bir iddia, Alman Die Zeit gazetesinde yayınlanan başka bir makalede, 27 Temmuz 2020′ de yani Newyork Times‘dan iki gün önce dile getirilmişti.
Aydın Bey’in sözkonusu makalesini de okuyunca artık bunun bilinen birşey olduğunu düşündüm. Rusların, Talibana yardım ettikleri konusunu Türkiye basınında ilk defa Aydın Sezer’in Medya Günlüğünde yayınlanan makalesinden okudum.
Bugün ABD ve NATO askerlerinin Afganistan’dan çekilmesi ile ilgili Gorbaçov’un da bir açıklaması var. Biz de şimdi Aydın Bey’e şunu soralım:
Aydın Bey ilk sorumla başlamak istiyorum. ABD’nin 84 milyar dolar harcayıp, son derece modern silahlarla donattığı ve 400 bin kişiden oluşan bir Afganistan ordusu vardı. Bu son derece modern silaharla donatılmış olan ordu bir hafta içinde savaşmadan çöktü, Taliban Afganistan’ı ele geçirdi ve Afganistan artık tamamen Taliban’ın hakimiyeti altında girdi. Bunu nasıl okumak gerek Aydın Bey? Diğer taraftan da Taliban’ın 70 bin savaşçısı var – ki bunlar eğitim ve stratejik kapasite olarak pek te yetkin insanlar değiller. Bunu bizzat Afganistanlıların kendileri söylüyor. Nasıl oldu da Afganistan bir hafta içinde çöktü, bunun bir açıklaması var mı? Bir de siz diyorsunuz ki, Rusya Taliban’ı destekledi. Bunu biraz açar mısınız lütfen? Çok önemli, pek de bilinmeyen bir konudur.
Söylesinin tamamini dinlemek icin lütfen podcast yayinimizi dinleyin.
Aydın Sezer Kimdir?

Aydın Sezer, ODTÜ, İktisadi ve İdari Bilimler mezunudur. 19 yıl Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın çeşitli birimlerinde görev yaptı. Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Anlaşmalar Genel Müdürlüğü Afrika Ülkeleri Dairesi Başkanlığı ve Anlaşmalar Genel Müdürlüğü Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı görevlerinde de bulunmuştur. Bunların yanı sıra Kahire ve Moskova Büyükelçiliklerinde Ticaret Müşavirliği görevlerinde bulunmuştur. Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nde (American University in Cairo) İş İdaresi eğitimi ve 1992 yılında Cenevre’de GATT (bugünkü adıyla Dünya Ticaret Örgütü) Dış Ticaret Eğitimi Programı’nı tamamlayarak ‘Dış Ticaret Diploması’ almıştır.
Çeşitli yayın kuruluşları ve televizyonlarda jeopolitik analist olarak sıkça bilgilerine başvurulup, uluslararası ilişkiler ve dış politika hakkında yorumlar yapmaktadır. Ayrıca kendi deyimiyle „serbest siyasetçidir“.