26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Fransız Sineması: Sinematik İsyan ve Yeni Dalga’nın Kalıcı Etkisi

Görüş Redaksiyon
4 Ağustos 2025
Okuma süresi: 10 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş

Sinemada bir devrim hayal edin. Her filmin aynı kalıplardan çıktığı, stüdyoların cilalı ve kusursuz kareler sunduğu bir dünya. Sonra bir grup genç yönetmen, el kameralarını alıp, doğal ışıkta çekimler yaparak tüm kuralları yıkıyor.1 İşte buna Yeni Dalga deniyor. Bu hareketin başlangıcı, sinemaya yepyeni bir nefes getirirken, aynı zamanda sanat ve eğlence arasındaki gereksiz bir uçurumu da beraberinde getirdi. Bu makalede, Fransız Yeni Dalgası’nın (Nouvelle Vague) köklerini, temel ilkelerini ve sinema dünyasına bıraktığı silinmez izleri mercek altina alacağız. Acaba bu hareket sadece bir isyan mıydı, yoksa sanatsal bir kurtuluş muydu?

Sanatsal Bir Özgürleşme mi, Yoksa Kuralsızlık mı?

Yeni Dalga’nın en dikkat çekici özelliklerinden biri, el kameralarının ve doğal ışığın kullanımıdır. O dönemin stüdyo sistemine karşı bir duruş sergileyen bu yaklaşım, bir yandan bütçe kısıtlamalarını aşmanın pratik bir yolu olarak görülürken, diğer yandan da sanatın kişisel bir ifade biçimi olduğunu kanıtlayan bir sembol haline geldi. Eclair marka hafif ve ucuz kameraların kullanımı, yönetmenlere stüdyo dışına çıkma ve Paris sokaklarında çekim yapma imkanı sundu. Bu, filmlerin daha samimi, daha gerçekçi ve hayatın akışını yakalamaya daha uygun olmasını sağladı.

İlgili İçerikler

Nijerya Sineması

Filozof Yönetmenler’in Düşündürdükleri Ya da Yedinci Sanatın Felsefesi

Ancak bu teknik seçimler, sadece birer sanatsal tercih miydi, yoksa bütçesel kısıtlamaların bir sonucu muydu? Bu soru, Yeni Dalga’nın ruhunu anlamak için kritik öneme sahiptir. Eleştirmenlerin bazıları, bu “amatör” görünen kamera hareketlerini, o dönemde mükemmeliyetçiliğiyle tanınan Hitchcock gibi ustaların kusursuz çekimleriyle karşılaştırdığında, Yeni Dalga’yı teknik olarak zayıf buldular. Ancak bu, Yeni Dalga’nın temel amacını gözden kaçırmak olur. Hitchcock kontrol ve mükemmellik peşindeyken, Yeni Dalga yönetmenleri hayatın kendisini, ham ve filtresiz bir şekilde yakalamayı amaçlıyordu. Bu “titrek” kamera kullanımı, amatörlük değil, kasvetli bir aciliyetin ve anlık bir gerçekçiliğin yansımasıydı. Bu, sinemanın bir fabrika ürünü değil, kişisel bir ifade aracı olduğu fikrini pekiştirdi.2

Yeni Dalga’nın bu cesur denemeleri, dönemin gişe rakamlarına yansımasa da, sinema okullarında yıllarca ders olarak okutulmaya devam etti. Bu, hareketin anlık ticari başarısının ötesinde, sinema sanatının geleceğini şekillendiren bir etkiye sahip olduğunun en büyük kanıtlarindan biridir. Doğal ışığın yarattığı o “muhteşem gerçekçilik,” sadece bütçe kısıtlamalarının bir sonucu değildi; aksine, tamamen yeni bir görsel dilin ve anlatım biçiminin doğuşuydu. Bir kısıtlamayı devrim niteliğinde bir şeye dönüştürmek, inovasyonun tanımı değil midir? Yoksa bu, sadece dehalık olarak yeniden markalanmış sınırlamalar mıdır?

Goddard ve Truffaut: İki Farklı Devrimci Ruh

Fransız Yeni Dalgası’nı anlamak için, hareketin iki ikonik isminin filmlerine yakından bakmak gerekir: Jean-Luc Godard’ın Serseri Aşıklar (À bout de souffle) ve François Truffaut’nun 400 Darbe (Les Quatre Cents Coups). Her iki film de hareketin poster çocuğu niteliğindedir, ancak dünyaya bakış açıları ve sanatsal yaklaşımları birbirinden oldukça farklıdır.

Godard’ın Serseri Aşıklar filmi, kopuk kurguları (jump cuts), düzensiz temposu ve geleneksel hikaye anlatımına adeta alay eden tarzıyla dikkat çeker. Godard, zaman ve beklentilerle oynayarak, hikayenin pürüzsüz akışı yerine, hayatın kaotik ve enerjik yapısını yakalamayı amaçlamıştır. Bu kurgu tekniği, Hollywood’un kurallarına uymadığı için eleştirilse de, Godard’ın niyeti de buydu: sinemanın sınırlarını zorlamak ve seyircinin pasif bir alıcı olmaktan çıkmasını sağlamak. Kopuk kurgular rastgele değil, bilinçli bir ritim ve anlatım aracıdır. İzleyiciyi baş kahraman Michelle’in huzursuz ve dürtüsel zihnine sokar. Bu, sadece bir gösteriş değil, hikaye anlatımının bir parçasıdır.

Öte yandan, Truffaut’nun 400 Darbe filmi, geleneksel yapıdan saparken bile, duygusal ve neredeyse şiirsel bir gerçekçiliğe dayanır. Antoine Doinel’in çocukluğuna dair ham ve filtrelenmemiş hikayesi, izleyicilerle çok daha güçlü bir duygusal bağ kurmuştur. Truffaut’nun bu yaklaşımı, sinemanın duygusal gücünü yitirmeden de yenilikçi olabileceğini kanıtlar. 400 Darbe, duygusal olarak devrimci bir filmken, Serseri Aşıklar biçimsel olarak devrimci bir filmdir. Her ikisi de önemlidir, ancak farklı sorular sorarlar. Bugün modern eleştirmenler arasında yapılan anketlerde, Truffaut’nun filmi genellikle daha yüksek sıralarda yer alsa da, bu sadece onun stilinin daha “sevilebilir” olduğu anlamına gelebilir. Oysa Serseri Aşıklar, kelimenin tam anlamıyla film kurgusunu değiştirmiş ve sinema diline yeni bir boyut getirmiştir.

Bu iki farklı yaklaşım, Yeni Dalga’nın tek bir kalıba sığdırılamayacağını gösterir. Godard, sinemayı yapıbozuma uğratırken, Truffaut onu insanileştirmiş, Agnès Varda ise yeniden tanımlamıştır. Hareketin gücü, tek tip olmamasında, aksine bu çeşitlilikte yatıyordu.

Hollywood ve Yeni Dalga: Kaçırılan Bir Fırsat mı?

Peki, ya Hollywood 1960’larda Yeni Dalga’nın kurallarını tamamen benimsemiş olsaydı? Bugünün her gişe rekorları kıran filminde kopuk kurgular, doğal aydınlatma ve parçalı anlatılar olsaydı, sinema daha zengin mi olurdu, yoksa izlenemez bir hale mi gelirdi?

Yeni Dalga’nın etkisi, bağımsız sinemada çok güçlü bir şekilde hissedilmiştir, ancak ana akım sinemada bu durum farklıdır. Hollywood’un gişe başarısı ve kitlesel eğlenceye olan odağı, Yeni Dalga’nın belirsizlik, karmaşa ve risk alma ruhuyla taban tabana zıttır. Gişe filmlerini belirsizlik üzerine inşa edemezsiniz. Çoğu insan film izlemeye gerçeklikten kaçmak için gider, varoluşun anlamsızlığını düşünmek için değil. Bu nedenle Yeni Dalga, niş bir hareket olarak işe yaradı. Bunu geniş bir kitleye yaydığınızda, sonuç sadece kafa karışıklığı olurdu.

Ancak bu durum, eğlence kavramını dar bir çerçevede ele almak anlamına gelir. Belki de Hollywood, Yeni Dalga’yı bir meydan okuma olarak görüp, gişe filmlerini yeniden tanımlayabilirdi. Daha az formül, daha fazla risk. Böyle bir dünyada, gişe filmlerinin sadece eğlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda daha düşündürücü ve sanatsal olabileceğini de görebilirdik. Martin Scorsese gibi, Yeni Dalga’nın enerjisini alıp, bunu klasik hikaye anlatımıyla birleştiren yönetmenler mükemmel bir örnektir. Hollywood, şablonları kovalamak yerine bu tür bir yaklaşıma öncelik verseydi, belki de bugün süper kahraman filmlerinin yorgunluğunu yaşamazdık.

Ne yazık ki Hollywood, Yeni Dalga’nın sadece yüzeysel numaralarını aldı, ruhunu değil. El kamerasının dinamizmini ve hızlı kurguları aksiyon sahnelerinde kullandı, ancak hareketin temelindeki varoluşsal sorgulamayı ve sanatsal cesareti göz ardı etti. Bu, sinemanın bir “içerik fabrikasına” dönüşmesini engelleyebilecek büyük bir fırsattı.

Yeni Dalga’nın Dijital Çağdaki Yankıları: TikTok Yaratıcıları Yeni Godardlar mı?

Bugün, ucuz kameralar ve kuralları yıkma ruhu, sosyal medyada, özellikle de TikTok‘ta yeniden canlanıyor. Birçok kişi, TikTok yaratıcılarını günümüzün Godardları olarak görüyor. 15 saniyelik bir dans trendi ile Serseri Aşıklar‘ı aynı kefeye koymak ilk bakışta mantıksız gelebilir. Ancak mesele içeriğin aynı olması değil, ruhun aynı olmasıdır.

Yeni Dalga, erişilebilirliği ve kasvetli bir niyeti bir araya getirdi. Herkes bir Eclair kamera alıp film çekebilirdi, ama Goddard bunu bilinçli bir niyetle yaptı. Bugün herkes bir telefonla içerik üretebilir, ancak Yeni Dalga’nın ruhunu taşıyanlar, algoritmaların dayattığı trendlere karşı çıkarak, vizyonlarını ön planda tutanlardır.

Yeni Dalga sinemayı bir sanat formu olarak yüceltmek için kuralları yıkarken, sosyal medya neyi yıkıyor? Belki de dikkat sürelerini daraltıyor. Herkesin üç saatlik bir Bergman filmini izlemek için zamanı veya sabrı olmayabilir, ancak bir dakikalık bir videoda büyük bir fikirle karşılaşabilmek mümkün.

Elbette, Yeni Dalga’nın anti-kuruluşçu ruhu ile, kurumsal algoritmalar tarafından yönlendirilen bir platformda içerik üretmek arasında büyük bir fark vardır. Ancak günümüzün punk rock’ı, bu algoritmaları alt etmekten geçiyor. Bir trend sesi alıp, onu politik bir açıklama yapmak için kullanmak, Godard düzeyinde bir altüst etme eylemidir.

TikTok’un rastgeleliği, Yeni Dalga’nın el kameralarıyla çektiği ham ve cilasız anları hatırlatır. İkisi de kasıtlı hamlığı ve anlık gerçeği yakalamakla ilgilidir. Yeni Dalga’nın en büyük başarısı, hareketin ikonları olan Godardlar, Truffautlar ve Vardalar olduğu kadar, aynı zamanda o dalgaya binip batan düzinelerce film yapımcısının da varlığıdır. Bu, hareketin sadece bir elit grup için değil, herkes için bir deneme kapısı açtığını gösterir. Bugünün dijital yaratıcıları da benzer bir kaderi paylaşıyor. Algoritmanın ödüllendirdiği tutarlılığa karşı vizyonu önceliklendirenler, Yeni Dalga’nın isyancı ruhunu en iyi şekilde temsil ediyorlar.

Unutulan Yönetmenler ve Yeni Dalga’nın Karanlık Yüzü

Yeni Dalga’nın tarihini genellikle Goddard, Truffaut ve Varda gibi ikonlar üzerinden anlatırız.3 Ancak bu hikayenin karanlık bir yüzü de var: O dalgaya binmeye çalışıp batan onlarca yönetmen. Bu hareket, sinemanın demokratikleştiğini iddia etse de, çoğu yönetmen maddi sıkıntılarla boğuştu ve ikinci bir film çekme şansı bulamadı. Jacques Rosier gibi parlak bir film (Adieu, Philippine) çeken, ancak ardından on yıllarca finansman için mücadele eden isimler, hareketin zaferlerinin yanı sıra trajedilerini de gösterir.

Yeni Dalga’nın poster çocuklarının neredeyse tamamının beyaz, erkek ve bağlantıları olan kişiler olması, hareketin iddia ettiği kadar eşitlikçi olmadığını gösterir. Varda gibi kadın yönetmenler istisna niteliğindeydi, kural değil. Bu, Yeni Dalga’nın dehasının gerçek olduğu kadar, kör noktalarının da gerçek olduğunu gösterir. Ancak bu, hareketin değerini düşürmez. Aksine, onu daha karmaşık ve insani kılar.

Belki de Yeni Dalga’nın gerçek mirası, hatırladığımız filmler değil, bir başkasına kamera alması için ilham veren filmlerdir. Hareketin en büyük başarısı, sinemanın sadece birkaç kişiye ait olduğu büyüsünü bozmasıydı. Bu, sadece başarılı olanların değil, deneyen herkesin bir parçası olduğu bir devrimdi.

Bitmeyen Tartışma

Yeni Dalga’nın mirası, tek bir ders değil, bir meydan okumadır. O, aynı anda hem bir isyan hem de bir kibir, hem bir özgürlük hem de bir dışlama hareketidir. Bu yüzden bizi hala büyüler ve düşündürür. Bu, mükemmel bir sanatın değil, kusurlarıyla insan olan bir sanatın hikayesidir.

Belki de sorulması gereken soru, Yeni Dalga’nın devrimci mi yoksa abartılmış mı olduğu değil, her ikisiyle de nasıl başa çıkacağımızdır. 60 yıl sonra bile, gerçek sanatın ne olduğu, onu kimin yapabileceği ve kuralların çiğnenmek için mi yoksa bükülmek için mi olduğu sorularını tartışmaya devam ediyoruz. Ve eğer Yeni Dalga’nın kalıcı hediyesi, bizi tartıştırmaya, sorgulamaya ve farklı görmeye devam etmek değilse, o zaman nedir peki?


Kaynaklar

  • Marie, M. (2018). The French New Wave: An Artistic School. Wiley-Blackwell. (Bu kitap, Fransız Yeni Dalgası’nın sanatsal ve entelektüel kökenlerini ayrıntılı olarak inceler ve Godard, Truffaut, Varda gibi en önemli yönetmenlere odaklanır.)
  • Monaco, J. (2009). The New Wave: A Critical Anthology. University of California Press. (Hareketin ortaya çıkışını, eleştirel değerlendirmelerini ve dünya sinemasına etkilerini ele alan makalelerin ve denemelerin bir derlemesidir.)
  • Varda, A. (2018). Varda by Agnès. Janus Films. (Agnès Varda’nın kendi filmi aracılığıyla, Yeni Dalga içindeki benzersiz konumunu ve feminist sinema üzerindeki etkisini anlatan bir belgeseldir.)
  • Thompson, K. (2008). Film History: An Introduction. McGraw-Hill Education. (Bu ders kitabı, Yeni Dalga’yı 20. yüzyıl sinema tarihi bağlamında konumlandırır ve hareketin teknik yeniliklerini ve estetik yaklaşımlarını açıklar.)
  • Godard, J.-L. (1960). À bout de souffle (Breathless). (Filmin kendisi, Yeni Dalga tekniklerini ve temasını anlamak için en önemli birincil kaynaktır.)
  • Truffaut, F. (1959). Les Quatre Cents Coups (The 400 Blows). (Film, hareketin daha duygusal ve kişisel anlatım tarzını anlamak için bir diğer önemli birincil kaynaktır.)4

İlgili İçerikler

Sanatta Kaybol, Gülcin Elif Yücel
Sinema

Amadeus ve Yengeç Sepeti

Gülçin Elif Yücel

1984 yapımı "Amadeus" Peter Shaffer'ın oyunundan uyarlanmış, yönetmen Milos Forman’ın elinden çıkmış biyografik bir drama filmidir. Film kadar derindir ki,...

Buri Bilge Ceylan
Sinema

İstanbul Dışında: Nuri Bilge Ceylan’dan “Kuru Otlar Üstüne”

Görüş Çeviri

Küçük hikayelerle büyük seyler anlatmak: Nuri Bilge Ceylan'ın filmleri Türk toplumunun adeta bir mikrokozmosuFotoğraf: Eksystent Filmverleih Thomas Abeltshauser Filmde, Anadolu'ya...

temel demirer

Ütopya Kaybına Karşı Politik Sinema(*)

sibel özbudun

Umudun Adı ve Devrime Çağrıydı Yılmaz Güney(1)

temel demirer

Seni Çok özleyeceğiz 68’li Godard(*)

fatma girik

“Bizden” Biri: Fatma Girik(*)

vietnam

Savaş ve Sanat: Savaşın Sanata yansıması 

Genco Erkal Ya da Parrhesia Meselesi[1]

Genco Erkal Ya da Parrhesia Meselesi[1]

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.