25 Eylül 2025, Perşembe
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Lenin’in Vasiyeti Sahte mi?

Ahmet Açan
14 Mayıs 2025
Okuma süresi: 20 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
sovyetler Edebiyati

Sadık Güleç 2019 yılında gazete duvar da bu başlıkta bir makale yazdı. Ancak yazı aslen Stephen Kotkin’in henüz yeni çıkan Stalin kitabının 1. cildinin tanıtımını içeriyordu ve yüzeysel olarak bu konuya değinmişti. Ancak daha sonra troçkist.org Kotkin ve Sadık Gürbüz’ü “şarlatanlıkla” suçlayarak çok ağır bir yazıyla yanıt verdi. Bu da benim yanıtım.

Lenin neden özellikle Stalin’i genel sekreter olarak seçti?

“Lenin ardılı için asla isim vermedi. Ancak Mart 1922 tarihli önemli bir yasa ile, açıkça Stalin için, partide yeni “genel sekreterlik” makamını tesis etti. Lenin’in, hiçbir zaman gerçekten Stalin’ e bu denli yetki vermeyi istemediğine dair, anlaşılabilir nedenlerle, hikayeler uyduruldu. Ancak bu hikayeler gerçeklerle çelişiyor. Lenin birçok farklı konuda Stalin’i sırdaşı yapmıştı ve daha Ağustos-Eylül l921’de parti işlerini denetlemesi için neredeyse tam zamanlı olarak onu görevlendirmişti; Stalin, politbüro toplantı gündemini saptıyor ve görevlileri tayin ediyordu. O günlerde daha başka iki Merkez Komite sekreterinin olduğu doğruydu ama Stalin her ikisinin de üstüydü. Bu üst olma durumuna rağmen, 27 Mart-2 Nisan 1922 II. Parti Kongresi’nde yapılan atama duyurusuyla Lenin Stalin’in bu egemen konumunun altını çiziyor ve 3 Nisan Merkez Komite toplantısında resmiyet kazandırıyordu. Lenin her ikisine de katılmıştı.

İlgili İçerikler

Erzincan’in Üzerindeki Karanlik / The Night Over Erzinga

Alman Devrimi: Rosa Luxemburg’un Trajedisi ve Zaferi

Stalin kongrede 16 aleyhte oya karşı 193 lehte oyla “genel sekreter” seçilmişti; geri kalanlar (273 delege), oy hakkına sahip delegelerin yarısından fazlası, çekimser kaldı. Bu Lenin’in girişimiydi ve elbette ne yaptığının farkındaydı. (Lenin) Kremlin’de II. Kongre’nin açılışından hemen önce yan odada en güvenilir 27 adamının katıldığı bir komplo toplantısı düzenleyerek Troçki yandaşlarına karşı kendi tercih ettiği adayların Merkez Komite’ye seçilmesini garanti altına almaya çalıştı; Lenin’in listesinde Stalin adı “genel sekreter” olarak işaretlenmişti.

Kongrede, beklendiği gibi, Lenin’in listesinde yer alan 27 aday seçildi. Delegelerden biri (Preobrajenski) Stalin’in eşzamanlı onca görevi nasıl taşıyacağını sorduğunda Lenin koruması altındaki Stalin’i kararlı bir biçimde savundu. (…) Parti’nin baştan beri önde gelen yöneticisi ya da parti sekreteri (Nisan 1917’den beri) Yakov Sverdlov’un bilinen özelliği, bir yetkilinin ağzından kaçırdığı gibi “partimizi diger herkesten iyi tanıması,” idi.

Aslında, sadece altı personelle, ülke ölçeginde 1917’de 600 olan parti komiteleri sayısı mantar gibi çogalarak 1919 yılında 8 bine yükseldiginden Sverdlov fazlasıyla meşguldü ve eş zamanlı olarak Sovyet merkez yürütme komitesinin başkanlığını da (devlet başkanlığını) yürütüyor, Bolşevik olmayan sosyalistlerle ilişkileri yönlendiriyordu. Sverdlov 1919 yılında veremden ölünce, Lenin onun yerine birisini bulmak konusunda umutsuzluga kapıldı. (…) Parti aygıtında, şifre uzmanı Yelena Stasova sekreterliği üstlendi fakat birkaç ay sonra “kendisini siyasal meselelerde yetersiz bulduğu için,” 1919 sonlannda görevi bıraktı.

Onun yerini S. Petersburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ve finans komiseri Nikolay Krestinski aldı. Krestinski eş zamanlı olarak politbüro ve orgbüro mensubuydu ve bu arada, partinin en tepesindeki yetkili makam olan sekreterliği üstlendi. Dillere destan bir hafızaya sahipti ama yine de işin kapsamı onu şaşkına çevirdi. (…) incelenmeden üst üste yığılan dosyalar ve yetkililer arasındaki tehlikeli güç çekişmeleri neredeyse her yerde parti çalışmalarını felce uğrattı. Lenin, partinin yeni “yetkili sekreteri” görevine Vyaçeslav Mololov’u  atadı. Yanına, her ikisi de vasat örgütçüler olan Yemelyan Yaroslavski ve Vasili Mihaylov atandı. Her ikisi de görevde uzun süre kalamadı. Çalışma saatleri uzun ve görev zorluydu: Sekreterlik bir yandan yetkililerin sarhoşluk, rüşvet, siyasal cehalet raporları ve ehliyetli kadroların sağlanması istekleriyle bunalıyor, diğer yandan atanan ya da atanmaya aday olanların yardım, izin ya da lütuf beklentisi ile cebelleşiyordu.

Parti sekreterligi 1921 yılı boyunca 254.468 ziyaretçinin -hafta sonu dahil günde ortalama 700 kişi- parti ofislerinin kapısını çaldığını kayda geçirmişti. Ancak Lenin Nisan 1922’de, Molotov’un üstü olarak ve Yaroslavski’nin yerine Stalin’i “genel sekreter” yaptıktan sonra verim aldı. (…) Stalin’in yükselmesine ilişkin açıklamalar, haklı olarak bu durumu, Komünist Parti’nin bazı önemli niteliklerine, özellikle merkezi atama sistemine ve bilgi, gündem, tabanla bağlantılar, tüm devlet organlarının denetimi üzerinde benzeri görülmemiş bir hakimiyete yol açan komplocu gizlilliğe bağlıyor.

Tüm bunlar elbette kurumsal ve kişisel yükselme için kullanılabilir fakat bu mekanizmalann daha da güçlendirilmesi ve kullanışlı hale getirilmesi gerekiyordu. Troçki bilinen tespitinde, “aygıtı yaratan Stalin değildi, aygıt Stalin’i yarattı,” diyor. Ancak durum kesinlikle tam tersi. Stalin aygıtı yarattı ve bu çok büyük bir başarıydı.” Peki bir antikomünist tarihçi neden Stalin övüyor? Çünkü Kotkin’e göre Stalin Lenin’inden daha az “kötü” değildi: “Göreceğimiz gibi, Stalin görev başında öğreniyor, önemli hatalar yapıyordu. Fakat, üstün örgütsel beceriler, büyük bir çalışma iştahı, stratejik bir düşünme biçimi ve ustası Lenin’i andıran bir vicdansızlık sergiliyordu.” [1]

Peki ne oldu da Lenin, açıkça Stalin’i düşünerek yarattığı genel sekreterlik makamından sadece on beş ay sonra Stalin’i uzaklaştırmak istedi? Eğer öyle ise dikte ettiği bu metinde neden yerine geçecek kişiyi önermiyordu? Ve neden metinde Troçki’nin de adı geçiyordu? Metin şöyleydi:

“Stalin çok kaba ve bu, biz Komünistler arasında kolaylıkla katlanılabilir olsa da genel sekreterlik makamında katlanılamaz bir zaaftır. Bu nedenle yoldaşlara Stalin’i makamından uzaklaştıracak bir yol bulmalarını ve onun yerine, her açıdan farklı özelliklere sahip, yani yoldaşlara karşı daha toleranslı, vefalı, saygılı ve düşünceli, daha az kaprisli birini getirmelerini öneriyorum. Bu sadece bir ayrıntı gibi görülebilir. Ancak hizipleşmeden korunma açısından ve yukarıda sözünü ettiğim Stalin-Troçki ilişkisi açısından bu ayrıntının belirleyici bir önem kazanabileceğini düşünüyorum”[2]

Kotkin şöyle anlatıyor: “Lenin’in Troçki’ye kızgınlığı uzun bir döneme yayılacak biçimde bolca belgelenmişti ama Lenin’in Stalin’ e sözde öfkesi, 1923 bahar ve yaz aylarında aniden, esrarlı belgelerle ortaya çıktı. Bu belgelerin en önemlisi Lenin’in Vasiyeti olarak bilinen, Lenin’in karısı Nadejda Krupskaya tarafından, Lenin’in yanında çalışan kadınların, özellikle de Maria Volodiçeva ve sekretaryanın başındaki Lidya Fotiyeva’nın yardımları ya da tezgahlarıyla ortaya atılmıştı. Lenin’e atfedilen bu çok önemli belgelerin asılları yoktur (“vasiyet” gibi bir başlık yoktur ve aslında ortaya ilk atıldıkların da herhangi bir başlık da taşımamaktadır). Bir Rus araştırmacının dikkatle yaptığı ayrıntılı incelemenin de gösterdigi gibi orijinallikleri hiçbir zaman kanıtlanamamıştır.”

Profesör Kotkin’in Rus araştırmacı dediği Moskova Devlet Üniversitesi Siyasi Tarih Bölümü doçenti Valentin Saharov’un 2003 yılında yazdığı ve tam adı “Lenin’in Politik Vasiyeti: tarihi gerçeklik ve siyasi mitler” adında 733 sayfalık jürili çalışma. Batılı akademisyenlerin “Neostalinist” olarak nitelediği ve aslen Lenin-Stalin sürekliliğini anlatan bu kitap ilginç bir şekilde Putin Rusya’sında ödül de aldı. Kitabın Rusça tam metni pdf olarak internetten indirilebilir. Saharov, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra arşivlerde ortaya çıkan tüm metinleri titizlikle incelemiş. Profesör Tropin imzalı önsözde yazar, vasiyetle ilgili Troçki’nin “Devrimcilerin Portreleri” adlı kitabındaki iddialarını çürüterek, bahsi geçen metni Lenin’in yazdığını kanıtlamanın mümkün olmadığını, aksine metnin Lenin’e ait olmadığını gösteren pek çok argüman bulunduğunu gösteriyor. Peki nedir bunlar?

“1923 Mayıs ayı sonlarında Krupskaya, Lenin’in dikte ettirdiğini iddia ettiği çok kısa bir belge ortaya çıkardı. Ancak bu sözde diktasyon, Lenin sekreterliğinin belge kayıt defterine işlenmemişti. Daktilodan çıkmış bir metindi ve stenografik orijinal yazı arşivlerde bulunamadı. 1929 yılında Volodiçeva, önce metni yazdığını, sonra beş kopya olarak çoğalttığını sonra da Pravda’ya göndermek üzere temiz bir kopya daktilo ettiğini söylüyordu.

Dolayısıyla en az üç versiyonu olmalıdır. Ancak bugün, ilk önce elle yazılan metinler (stenografi) ve yeniden yazılmış kopyaları mevcut değildir. Diktasyonda, çoğaltılmış kopyalar, düzeltmeler, eklemeler ve sonra da, mesela Lenin’in kopya edilmiş metnin üstünden geçmiş olduğunun görülmesi gerekir. Dikte edilmiş metinler nadiren tek hamlelidir. Lenin, felçli olmayan sol eliyle dahi metni parafe etmemiştir. Troçki’nin söylediğine göre daktilo edilmiş metnin başlığı yoktu. Daha, sonra, başlık eklenecekti -“Lenin’in Vasiyeti” ya da “Kongre’ye Mektup” – ve metnin, Lenin’in ölümünden sonra açılması talimatı üzerine nasıl mumla mühürlenen bir zarfa konuldugu ile ilgili ayrıntılı bir hikaye uydurulmuştu.”[3]

Burada son derece ilginç bir şey daha var. Krupskaya metnin 1922 Aralığında yazıldığını söylüyor. Öte yandan metin 1922 Haziran ayına kadar ortaya çıkmadı ve bu arada Nisan ayında 12. Parti kongresi yapıldı. Valentin Saharov, Aralık 1922’de dikte ettirildiği düşünülen metnin yazarının,  sanki 1923 baharındaki 12. Parti Kongresi’ndeki konuşmaları bildiğini söylüyor! Kotkin de bu görüştedir. “25 Nisan’da sona eren Kongre’de, Krupskaya dahil hiç kimse, Lenin’in sözde metninin mevcudiyetine dair bir imada bulunmadı. Krupskaya neden bu belgeyi 12. Parti Kongresi’nde göstermeyi tercih etmemişti? (…)

Ayrıca, 2 Temmuz 1923’te ya da hemen öncesinde, Krupskaya’nın Zinovyev’e verdiği devlet planlama komisyonu ile ilgili Lenin’ e ait olduğu iddia edilen metinde, şaşırtıcı da olsa Troçki’nin uzun süredir elde etmeye çalıştığı ekonomik diktatörlük arzusu (troçkist.org’a yanıt olarak bununla ne kastedildiğini ilerde açıkladım. A.A.) destekleniyordu, oysa ikinci ağır inme sürecinde Lenin bu çabaya karşı dişe diş mücadele etmişti. Kesin olan şudur: Mucize eseri dikte ettirilmiş olan bu metin, Lenin’in en yakın özel çevresinden Krupskaya’nın katkısı olmadan çıkamazdı. (…) Troçki daha sonra bu dikte edilmiş metne dahli olabileceği şüphesine yol açabilecek bir açıklama yaptı.

Bu metin, “son konuşmamızda Lenin’in bana yaptığı öneriyi tamamlıyor ve netleştiriyor,” demişti. Troçki’ye göre Lenin, “bürokrasiyi canlandırdığı, memurlar arasında karışılık yarattığı için ve ayrıca keyfi yönetimi ile genel kabalığı nedeniyle 12. Kongre’de Stalin’e yıkıcı bir darbe indirmek üzere sistemli olarak hazırlanıyordu. Troçki neşeyle ekliyordu: “aygıt-görevlilerine ve bürokratlara karşı ‘Lenin ve Troçki bloğu düşüncesi o günlerde sadece Lenin’in ve benim bildiğim bir şeydi.” Troçki, My Life, s. 479-81. Bunu başka hiç kimsenin “bilmiyor” olmasının nedeni, Troçki’nin hayal etmiş olmasıydı.

Troçki, Lenin ile arasında geçtiğini söylediği konuşma için bir tarih vermiyor. (…)  Lenin’in yanında geçirdiği çeyrek asrın sonunda Krupskaya siyasal entrika konusunda usta seviyesine yükselmişti ve hiç şüphe yok ki Lenin’in isteklerini bildiğine samimiyetle inanıyordu. Rejimin derinliklerinde, Stalin’in “sınırsız” gücünün görebiliyordu ve kurduğu oyun -eğer böyle bir oyun kurulduysa- Gürcü’nün Lenin’in tek halefi statüsüne yükselmesini engellemeye yönelik gibiydi. (…) Destekleyen herhangi bir kanıt olmamasına rağmen, altı kişinin değerlendirildiği başlıksız, daktilo ile yazılmış metnin Lenin tarafından dikte ettirilmiş olma ihtimali yok sayılamaz. Lenin’in düşüncelerini bilen birinin, zar zor duyduğu gerçek sözlere ve jestlere bu biçimi vermiş olması da muhtemeldir. Ancak, herhangi bir dikte ettirme söz konusu olmadan, bazı aracılar Lenin adına cümleler yazmış da olabilir. 1923 Mayıs sonu zamanlaması, 12. Parti Kongresi sonuçlarının -Stalin’in zaferi, Troçki’nin bozguna uğraması- oluşturduğu koşullarda, parti içi mücadelenin bir parçası olarak söz de Lenin metinleri üretilmiş olabileceğini düşündürüyor.”[4] Belki de çok daha tuhaf olan şudur. Gerçekte Troçki hiçbir zaman Stalin’in abarttığı gibi bir güç olmamıştı…

1924-28 Stalin Beş Kez İstifa Ediyor

Molotov’a göre Stalin de bu mektupta “Krupskaya” parmağı olduğunu anlamıştı ama – Krupskaya kuşkusuz Troçkist değildi ve Troçki’den çok da haz etmezdi ama Stalin’le fena kapışmışlardı – mektubun gerçekliğini hiç sorgulamadı. Stalin 1924- 28 yılları arasında bu mektuptan dolayı en az  beş kez istifa etti. (Kotkin 6 diyor) Bunlar bilinen. İlki 13. Kongre öncesi, mektup önce MK’ya okundu. “Stalin çekilmeyi teklif etti. Troçki’nin aktardığına göre, “evet ben kesinlikle kabayım,” demişti Stalin. “İlyiç sizden sadece dışa dönük nezaket konusunda benden farklı birini bulmanızı istiyor. Tamam o zaman, öyle birisini bulun.” Ancak Stalin yandaşlarıyla dolu salondan bir ses yükseldi: “Bunun önemi yok. Biz kabalıktan çekinmeyiz, tüm partimiz kaba, proleter.”[5] MK halka açıklanmasını yasakladı ama mektubun kopyaları kongre delegelerine verildi. Kongreye 736 bin işçiyi temsilen 1164 delege gelmişti. Her bir bölge mektubu bağımsız olarak değerlendirdi.

Stalin yoldaşın istifası kimse tarafından kabul görmedi. İşin tuhafı Troçki de Stalin’in sekreterlikten ayrılmasını savunmamıştı. Ama mektup demoklesin kılıcı gibi sürekli Troçki ve Troçkistler tarafından el altından çoğaltılıp sürekli dağıtılıyordu.

1926 yılında New York Times gazetesi Lenin vasiyetinin tam metnini yayınlayınca “19 Ekim’de, bu kez yazılı olarak Stalin yine istifa etti. Yaklaşan Merkez Komite genel toplantısına yazdığı notta, “Lenin’in ayrılmasından ve sonra da vefatından sonra Zinovyev ve Kamenev yoldaşlarla politbürodaki bir buçuk yıllık ortak çalışmamızın bana net biçimde gösterdiği, tek dar bir kurumun içinde bu yoldaşlarla dürüst, samimi bir ortak siyasi çalışmanın imkansızlığıdır,” diyordu. “Bu bağlamda, politbürodan ayrıldığımı göz önüne almanızı rica ederim.” Politbüro üyesi olmayan birinin sekreterliğe ve orgbüroya başkanlık etmesi mümkün olamayacağından, bu makamları da bıraktığımın bilinmesini isterim diye de ekliyordu. İki ay istiyor ve sonrasında, devrim öncesi sürgünde sıkışıp kaldığı Sibirya Turukhansk’a ya da uzak Yakutia’ya, hatta yurtdışına tayinini istiyordu.”[6]

1927 Eylül ayında, bir politbüro toplantısında Troçki bir kez daha Lenin’in Vasiyeti’ni gündeme getirince Stalin patladı: “13. Parti Kongresi sonrasındaki ilk Merkez Komite’de genel sekreterlik görevinden azlimi talep ettim. Konu kongrede de tartışıldı. Her bir delegasyon konuyu tartıştı ve Troçki, Zinovyev ve Kamenev de dahil olmak üzere, tüm delegasyonlar, oybirliğiyle Stalin’i makamında kalmaya zorladılar. Ne yapabilirdim? Makamımı terk mi edecektim? (…) Bir yıl sonra, genel kurula bir kez daha istifamı sundum fakat yine beni kalmaya zorladılar.”[7]

17 Aralık’ta Troçki, Zinovyev, Kamenev ve tüm muhalefet partiden ihraç edildi. Stalin, şimdi artık Lenin’in Vasiyetini yerine getirebilirsiniz diyerek 19 Aralık’da bir kez daha istifasını sundu. Aslında toplamda bu bilinen beşinci istifasıydı: “ Mayıs 1924 tarihli 13. Parti Kongresi’nin öncesinde ve hemen sonrasında, 19 Ağustos 1926 tarihli Merkez Komite’ye mektupta, Merkez Komite adına Rikov’a gönderdiği 27 Aralık 1926 tarihli mektupta ve şimdi bir kez daha, 19 Aralık 1927’de. Lenin’in Vasiyeti gün yüzüne çıktıktan sonra toplanan üç parti kongresinin sadece birinde (on dördüncü) istifa etmemişti ve onda da “sınırsız gücüne” ilişkin ağız dalaşı yaşanmıştı. Hiç kimse Stalin’i mecbur etmediği halde tekrar tekrar istifasını sunuyordu.

En sonuncusunda şunu söyledi: “Artık, genel sekreterlik görevinden azledilme isteğimin genel kurul tarafından reddini haklı gösterecek bir zemin kalmadı. Ayrıca, hesaba katmamazlık edemeyeceğimiz Lenin’in talimatı var ve bence artık yürürlüğe konması gerekiyor.” Reddedildi. Bunun üzerine Stalin “Belki de Merkez Komite, genel sekreterlik kurumunu ortadan kaldırmayı uygun bulacaktır. Partimizin tarihinde böyle bir makamın mevcut olmadığı dönemler vardı. “Voroşilov yeniden araya girdi fakat Stalin, Merkez Komite’ye hizmet eden diğer sekreterliklerin üzerinde bir genel sekreterlik tesis edilmeden önceki parti tarihini kısaca anlatarak yanıt verdi. “Bu ölü kurumun neden muhafaza edilmesi gerektiğini anlamıyorum,” diyordu.

Tepede, genel sekreterlik kurumu ile ilişkilendirilmiş fiili özel yetki ve görevler yokken, yerelde bozukluklar var ve sekreterlik denilen bu kurumlaşma nedeniyle yoldaşlar arasında tartışma çıkıyor, mesela milli Merkez Komiteler de. Birçok genel sekreter var ve yerelde onların özel hakları var. Buna neden ihtiyacımız var?” Bu makamın kaldırılmasını istiyordu. “Bunu yapmak kolay, parti statüsü içinde değil.”Bu öneri de reddedildi. 15. Kongre sonrasının ilk genel kurulunda Rikov genel sekreterlik makamının mevcudiyetini tasdik ettikten sonra dahi Stalin tatmin olmamıştı. “Yoldaşlar ilk oylama sırasında oy kullanmadım, unuttum,” diyerek araya giriyordu. “Benim oyumun aleyhte olduğunu kabul ederek değerlendirin.”[8]

Tuhaf olan şu: Daha en başından itibaren başta Troçki olmak üzere kimse genel sekreterliğin muazzam yükünü üstlenmeye gönüllü olmadı. Troçki, genel sekreterliğe hiç aday olmadığı gibi ona önerilen üst düzey makamların hiçbirini de kabul etmemişti. Mesela Lenin ona hükümet başkan yardımcılığını önermişti. Reddetti. 1917 yılında yine Lenin İçişleri Bakanlığı’nı önerdi, gene reddetti. Troçki bunu, düşmanlarımıza ülkemizin bir yahudi tarafından yönetildiğini söyleme fırsatı vermemek için geri çevirdim, şeklinde açıklasa da Kotkin bu açıklamayı ikna edici bulmaz: “Bu ifşaata itibar etmek zor zira Troçki hükümette diğer üst düzey atamaları kabul etmişti.”[9] O Devlet Planlamayı istiyordu. Ancak NEP’e karşı olduğu için Lenin ona bu görevi teklif etmedi. Aslında sonradan Stalin Troçki’ye devlet planlama komisyonu başkanlığını da önerdi. Ama Troçki tuhaf bir şekilde bunu da reddetti!

Peki öyleyse nasıl oluyor da Troçkistler sanki Troçki’nin böyle bir niyeti varmış gibi onun yerine Stalin’in gelmesine ağıt yakıyor?

Bir Lenin Troçki bloğu mu vardı?

Lenin’in vasiyeti konusunda ana tartışma, aslında Lenin’in Stalin’e uzak, Troçki’ye yakın olduğu iddiasıdır. Troçki ve Troçkist yazarlar Lenin’in Stalin’e 12. Kongre öncesi bir “bomba” hazırladığını iddia ediyor. O dönemde Stalinle Lenin’in bilinen tek anlaşmazlığı Gürcü sorunu üzerineydi. Gürcü Stalin “Rus şovenizmi” ile suçlandı! Kotkin’e göre Gürcü sorununda haklı olan Lenin değil, Stalin’di: “Lenin Gürcistan hatta Ukrayna’ya hiç ayak basmamıştı; Stalin’in çeşitli alanlarda çok daha fazla doğrudan deneyimi vardı ve siyasi sadakat sağlamak için milliyetçiliğe müsamaha etmek gerektiğinin bilincinde olsa da devletin milliyetçiliği yumuşatması gerektiğini düşünüyordu.

Gürcüleri imparatorluk Rusya’sının küçük kurbanı gören Lenin’den farklı olarak, Stalin Gürcü milli şovenizminin diğer Kafkas halkları üzerinde nasıl tahakküm kurduğunu biliyordu. Bunun da ötesinde, Gürcü Komünistlerin gerçek gündeminin sadece konfederasyon aracılığıyla de facto Gürcistan bağımsızlığı olduğundan son derece haklı olarak, şüpheleniyordu.”[10] Bu konuda Stalin’in Lenin’le sert tartışmalar yaptığı biliniyor. Peki Troçki’yle arası çok mu iyiydi? Kotkin şöyle anlatıyor:

“Lenin’in hastalığı Troçki ile ilişkilerini de etkiledi. Hiç kimse ona Troçki kadar acı çektirmemişti. Bir politbüro toplantısı sırasında ingilizce çalışmakta olan Troçki kısa bir süre ara vererek politbüronun zayıf örgütlenmesini eleştirdi ve bu durum Lenin’in kontrolünü kaybetmesine yol açmıştı. Diğer bir politbüro toplantısında Bolşevik lidere “holigan” diyerek “tebeşir gibi bembeyaz” olmasına sebep olmuştu.

Mart 1921’de Lenin Troçki’yi, “politika hakkında bilgi sahibi olmadığı için … dengesiz” addetmişti. 1921 yazında Lenin, Troçki’nin Ukrayna’ya gönderilmesi için dolap çevirenler arasındaydı; buna karşılık Troçki, parti disiplinini ihlal ederek direndi, Lenin geri adım attı. Yine de, Lenin parti kurallarını ihlal ederek, “politbüro toplantılarını Troçki olmaksızın yapmamızı önerdi,” diye anlatıyordu Molotov. “Ona komplo kurduk.” Anlattıkları resmi kayıtlarla da çakışan Molotov devam ediyordu: “Lenin’in Stalin ile ilişkileri, iş temelinde olsa da daha yakındı.” Fakat artık, 1922 yılında, Lenin, Stalin ile Troçki arasında bir denge kurmaya çalışıyordu. (…) Stalin Avrasya boyunca işlevsel bir devlet kurma çabasına gömülmüşken, Troçki ekonominin dümenini ele geçirmeye çalışıyordu.

1922 baharında ki II. Parti Kongresi’nden -Stalin’in Komünist Parti Genel Sekreteri olarak atandığı kongre- hemen önce, Lenin’e gönderdiği kritik notta Troçki, bölgesel parti örgütlerinin tarımsal ekim kampanyaları ya da fabrikaların kiraya verilmesi gibi ekonomik meselelerle meşgul olduklarından yakındı. “Parti, parti olarak, doğrudan yönetim ve denetim faaliyetinden kurtarılmazsa, partiyi bürokratizmden ve ekonomiyi de yolsuzluktan temizlemek imkânsız olacaktır.” Troçki, partinin ilgisini gençlerin kuramsal konularda yetiştirilmesi gibi konulara yoğunlaştırması çağrısı yapıyordu.

Lenin, gelen bu notun üstüne şöyle yazdı: “Arşive.” Troçki, ekonomik planlama yapmayan ama yöneticilere geçici danışmanlık hizmeti sunan devlet planlama komisyonunun yetkilerinin geniş ölçüde arttırılmasını önererek, “ekonomik diktatörlük” kurma mücadelesini sürdürdü. Ancak Troçki’nin arzuladığı tarzda bir planlama NEP ile uyumlu değildi. Troçki, küçük burjuva köylü okyanusunda boğulmakta olan bir devrim uyarısı yapıyordu. Lenin’in uyarısı ise, köylülerin Bolşeviklerin “yargıcı” oldukları yönündeydi: Kırsal emekçiler Bolşeviklerin siyasal “kredisini” devam ettiriyordu ve eğer Bolşevikler yaşam standartlarını yükseltmeyi başaramazsa buna son verebilirlerdi. Lenin, köylülerle bir işçi sınıfı “ittifakı” yapılmasının kaçınılmazlığından söz ediyordu “zira henüz Avrupa işçi sınıfının zaferine bel bağlamak söz konusu değil” idi.

11. Kongrede yenilgisinin ardından Troçki, Lenin’in önerilerinin devlet performansının geliştirilmesinde etkisiz kalabileceği yönünde eleştirilere başladı. 1922 Ekim ayında yaptığı bir konuşmada Troçki, eğer dünya kapitalizmi bir on yıl daha ayakta kalmayı başarırsa “proleter devrimi dünya ölçeğinde ve tabii ki Sovyet Rusya’da ebediyen yok edecek güce ulaşacaktır,” deyince, Lenin ile aralarındaki tartışma alevlendi. ( Lenin Zinovyev’e “Troçki’nin saldırgan ruh hali katlanmış,” diyordu. Deutscher, Prophett Unarmed, s.42  Çekirdek kadro içinde Troçki’den başka hiç kimse devlet planlama komisyonuna olağan dışı diktatoryal yetkiler verilmesini istemiyordu.)

Hiç şüphe yok ki Troçki Lenin’in NEP yaklaşımını değiştirmeye çalışıyor ve onu cevap vermesi için kışkırtıyordu. 20 Kasım 1922’de Moskova Sovyeti’nde Lenin -bu son kez topluluk huzuruna çıkışıydı- “başarıya yalnız başımıza ulaşacağımızdan … hiç bir zaman şüphe etmedik,” diyordu. “Sosyalizm artık uzak geleceğin meselesi değildir,” diye vurguluyordu. Troçki, Lenin’in çaresizliğini teşhir etmeyi sürdürdü ve derhal planlama yoluyla sanayileşmeye geçilmesini talep etti. Aslında Lenin sabırlı olunmasını öneriyordu: Şimdilik rejim tamamıyla güvendeydi ve zaman içinde, eğer kapitalist ilişkileri düzenleme görevini ifa ederse, mücadeleden galip çıkacaktı. Troçki ise ekonomide sosyalizm şimdi inşa edilmeli yoksa fırsat sonsuza dek kaçırılmış olacak diyordu. (…) 

Troçki’nin iddiasına göre, Lenin 21 Aralık’ta kendisine gönderilmek üzere Krupskaya’ya sıcak bir mektup dikte ettirmişti (“en sıcak yoldaşça selamlarımla”). Lenin dış ticaret tekeli mücadelesini kazandığı için Troçki’ye teşekkür ediyordu. Ancak Troçki’nin arşivindeki sözde mektup orijinal değildi, kopyanın kopyasıydı; Lenin’in arşivindeki mektup ise o kopyanın kopyasıydı. (Valentin Saharov’a göre 1923 yılında, yurtdışında yayınlanan Menşevik dergi Sosyalistiçeski vestnik’de Lenin’in Troçki’ye yazdığı mektup kuşkuyla yayınlandı. Ayrıca, mektup “N. Lenin” diye imzalanmıştı ki Lenin bu imzayı kullanmayı çok önce bırakmıştı ve kaydeden olarak da “N. K. Ulyanova” imzası vardı ki bu ismi Krupskaya hiçbir zaman kullanmamıştı.

Lenin arşivindeki kopyanın üzerinde Krupskaya’nın Troçki’ye el yazısıyla yazdığı Lenin’e telefonla cevap vermesi notu vardı ancak bu notun ne zaman yazıldığı bilinmiyor. Saharov, Politiçeskoe zaveşanie, s. 387)  21 Aralık tarihinde dikte edilen mektupla ilgili şüpheleri daha da artıran Krupskaya’nın 22 Aralık’ta ortaya attığı uydurulmuş iddiadır: Güya Stalin Lenin’in Troçki’ye sözde tebrik mektubunu bir gün önce öğrenmiş, telefon açarak Krupskaya’yı haşlamıştı.

Aslında Stalin Krupskaya’ya kızacaktır ama bu bir ay sonranın olayıdır ve göreceğimiz gibi, zamanlamadaki farklılık çok önemlidir. (Yani Stalin, Lenin’in mektupta bahsettiği Krupskaya’ya “kabalığı” henüz yapmamıştır.)  17 Ocak’ta Stalin Troçki’ye devlet planlama komisyonu başkanı ve hükümet başkan yardımcısı olmasını önerdi. Troçki yine reddetti.

Lenin’in ciddi hastalığına rağmen Lenin’in baş yardımcısı olmayı reddederek aslında Troçki hükümet yönetimini devralmayı reddediyordu. Bu açıklanamaz görünüyor. Yapılabilecek açıklamalardan biri, (Troçki’nin bu mektuplaşmalar da yazdığı üzere), Sokolnikov’un “maliye diktatörlüğünün” yerine bir “sanayi diktatörlüğünün” geçmesi gerektiği konusunda Troçki’nin ısrar etmesi ama bunu Lenin’in kesin bir biçimde reddetmesiydi. Yine önemli bir diğer unsur, parti başkanı olarak Stalin’in hükümet üzerinde denetimi olduğunu (birçok diğer aracın yanı sıra nomenklatura süreci aracılığıyla) Troçki’nin anlamış olmasıydı. Her ne kadar açıkça söylemese de Stalin’in altında bir pozisyonda çalışmak istemiyordu.[11] Demek ki Troçkistlerin iddia ettiği gibi Lenin’in Stalin’e verdiği genel sekreterlik hiç de düşük bir mevki değilmiş.

Türkiye’de troçkist.net, Sadık Güleç’in Kotkin’in kitabını tanıttığı duvar sitesinde “Lenin’in Stalin Vasiyeti sahte mi” yazısına uzun bir makaleyle yanıt verdi. Açıkçası Sadık Güleç’in yazısı çok yetersizdi ve yeterice güçlü bir şekilde konuyu ele almamıştı. Ancak şaşırtıcı olan şey gerek Sadık Güleç’in gerekse troçkist.net yazarının, vasiyetle ilgili temel kaynağın tarih doktoru doçent Valentin Saharov’un 2003 yılında yazdığı kitap olduğunu anlamamış olmaları! Dolayısıyla yazı aslında hayaletlerle savaşıyor! Troçkist.net’in en güçlü argümanı 90’lı yıllarda tarihçi Buranov’un Lenin’in Vasiyetinin orijinal belgesini bulduğunu ve asıl Stalin’in bu belge üzerinde tahrifat yaptığı iddiası. (Buranov, Stalin’in, metinde Lenin’in olumsuz Troçki değerlendirilmelerini bizzat eklediğini iddia ediyor.) Kotkin’in kitabında Buranov yok ama Saharov Buranov’a yanıt veriyor. Kısaca Saharov, 1) Buranov’un belgesinin orijinal olmadığını 2) Tahrifatın ise Hruşçov döneminde yapıldığını gösteriyor: “Bu, Lenin metinlerinin “işlenmesinin”, Lenin’in “Vasiyet”inin “Hruşçovcu” tarih yazımının oluştuğu dönemde gerçekleştiğini gösteriyor; bu dönemde, Stalin’in “kişilik kültü” eleştiri kampanyasının önemli bir parçası olan “Kongre’ye Mektup” miti, tarih bilimine ve toplumsal bilince yerleştiriliyordu.” [12] Sonuç olarak Troçki’nin aslında hiç iktidara talip olmadığını görüyoruz.

Not: Görüş gazetesi, farklı disiplinlerden, farklı görüş ve içeriklere açık bir platformdur. Yayınlanan tüm makaleler yazarın kişisel görüşlerini yansıtır ve Görüş gazetesinin editoryal politikalarıyla uyumlu olmak zorunda değildir.

Kaynakca:


[1]     Stephen Kotkin, Stalin, cilt: 1 sf: 534, 551-552

[2]     Kotkin, sf: 661

[3]     Kotkin, sf: 652

[4]     Kotkin, sf: 655-657

[5]     Kotkin sf: 715

[6]     Kotkin, sf: 799

[7]     Kotkin sf: 839

[8]     Kotkin, sf: 850-852

[9]     Kotkin, sf: 684

[10]   Kotkin, sf: 622

[11]   Kotkin, sf:539, 628-

[12]   Politiçeskoe Zaveşaniye Lenina, sf: 288

İlgili İçerikler

Frida_Kahlo ve Leon Trotsky
Tarih

Sanat, Devrim ve Kırık Kalpler: Frida Kahlo – Leon Trotsky Aşkı

Görüş Redaksiyon

Bugün sizlerle 20. yüzyılın iki önemli ismi – Frida Kahlo ve Leon Trotsky – arasındaki pek bilinmeyen bir ilişkiye odaklanacağız....

Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları
Podcast

Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

Görüş Podcast

Geçmişin izlerini sürmek, unutulmuş hikâyeleri gün yüzüne çıkarmak ve tarihin sesini bugüne taşımak… Kenan Karabağ’ın Kura Çözüldü romanı tam da...

sibel özbudun

ENTELEKTÜEL; 1789+1848+1871+1917’DİR!

Dr. Ismail Sarp Aykurt

Alternatif Bir Sporun Tarihsel Uğrakları – 1

temel demirer

“Ecdat” Hikayeleri(*)

sibel özbudun

‘Aleviliğin Özü‘: Hakikati Hurafelerden Ayırmak(*)

Tamer Uysal

Şehir’den Devlet’e Ütopya Yazını

temel demirer

Dinin İşlevi ve “Ne”ligine dair sorunlar(*)

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.