19 Ekim 2025, Pazar
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Dünyayı Sarsan Sarışın: Marilyn Monroe

Barış Yıldırım
9 Ağustos 2020
Okuma süresi: 13 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş

İlgili İçerikler

Fransız Sineması: Sinematik İsyan ve Yeni Dalga’nın Kalıcı Etkisi

Nijerya Sineması

Baris Yildirim huysuz virjin

Yanımdaki hep bir gazetede Marilyn Monroe’nun resimlerine bakıyor

Marilyn Monroe öldü diyorum ona

Ölümü siyah bir kakül gibi alnına düşürmesini bildi

Şimdiyse cennette Nietzsche’nin metresi olması gerekir

Cemal Süreya/Göçebe

Cemal Süreya’nın en bilinen şiirlerinden Göçebe’de geçen bölümde yapılan vurgular, modern toplumumuzun Marilyn Monroe karakterine bakışını özetler niteliktedir. Buna göre Monroe, birinci olarak, ölümü siyah bir kakül gibi beyaz teni ve sarı saçlarına rağmen alnına düşürmesini bilmiştir. Bir diğer deyişle Monroe ölümün dahi yakışacağı bir güzellik temsilidir. Öyle ki onun eşdeğeri gelmiş geçmiş en önemli filozoflardan ve modern toplum eleştirmenlerinden Nietzsche’dir. Bu iki kişi cennette birlikte olmalıdırlar. Yani Süreya’nın Monroe’ya bakışında ona karşı tüm toplumun bakışı somutlaşmıştır: metres olarak, seks sembolü olarak gelmiş geçmiş en güzel kadınlardan birisi olarak Marilyn Monroe…

Çalkantılı özel hayatı, psikolojik sorunları, Amerika Başkanı Kennedy ile aşk yaşadığı dedikoduları ve gizemli ölümü, güzelliği ve canlandırdığı karakterlerle adını ölümsüzler arasına yazdırmış bir ikondur adı geçen.

Gerçek ismi Norma Jeane Mortenson olan Marilyn Monroe 1 Haziran 1926’da dünyaya geldi ve 5 Ağustos 1962’de hayata veda etti. Amerikalı oyuncu ve model olarak bilinse de yaşadığı döneme damgasını vurmuş bir ikon olarak tarihe geçti. Filmlerde özellikle “aptal sarışın” rolleriyle isminden söz ettirdi. 20. Yüzyılın en ünlü sinema yıldızlarından ve seks sembollerinden birisi olan Monroe on senelik sinema tarihinde 200 milyon dolar hasılata ulaşarak da isminden söz ettirdi. 1962 senesinde daha 36 yaşında hayatını beklenmedik bir şekilde kaybetse de büyük bir popüler kültür simgesi olmaya devam etmektedir.

Marilyn Monroe

Monroe’nun büyük başarılar sığdırdığı kısacık ömrü de birbirinden ilginç olaylar ve çalkantılarla geçti. Los Angeles’ta doğup büyüyen Monroe, çocukluğunun çoğunu koruyucu aile evlerinde ve yetimhanede geçirdi ve ilk evliliğini henüz 16 yaşındayken yaptı. Savaş yıllarında bir fabrikada çalışırken tanıştırıldığı bir fotoğrafçı aracılığıyla başarılı bir mankenlik kariyerine başladı. Bunun ardından şöhret basamaklarını hızla yükselen genç kadın, Twentieth Century-Fox ve Columbia Pictures gibi büyük firmalarla kısa süreli film sözleşmelerine yol açtı. Bir süre kısa filmlerde rol aldıktan sonra 1951 senesinde Fox ile yeni bir sözleşme imzaladı ve sonraki iki yıl boyunca Genç Hissetmek ve Tehlikeli Oyun gibi çeşitli komedi filmlerinde ve İki Sevgi Arasında ve Tehlikeli Bakıcı gibi dram filmlerinde rol alan popüler bir oyuncu haline geldi.

Ancak şöhret basamaklarını tırmanmak çok kolay olmadı. Monroe bir yıldız olmadan önce çıplak fotoğraflar çektirdiğini söylediğinde bir skandal patlak verdi ancak ünü sönümlenmek şöyle dursun daha da arttı.

1953 senesinde Monroe üç filmde başrolde yer alarak en popüler Hollywood yıldızlarından biri oldu. Cinsel cazibesine dayanan Niagara ve “aptal sarışın” imajını oluşturan komedi filmleri Erkekler Sarışınları Sever ve Milyoner Avcıları Monroe’nun kariyerinde zirveye ulaşmasını sağladı. Ancak filmlerdeki başarısına rağmen hep aynı rollerin verilmesi ve düşük ücret alması nedeniyle sorunlar yaşadı. Bir süre filmlerde oynamayı reddettiği için filmlerde gözükmesine izin verilmese de kariyerinin en büyük gişe başarısı olan Yaz Bekarı’nda 1955 senesinde yer aldı.

Sektörde yaşadığı sorunları çözüme kavuşturmak isteyen Monroe 1954’ün sonunda bir film yapım şirketi kurdu ve şirkete Marilyn Monroe Productions (MMP) adını verdi. 1955’te kendisini şirketi geliştirmeye adadı ve ActorsStudio‘da oyunculuk metodu öğrenmeye başladı. Otobüs Durağı‘nda (1956) eleştirmenlerce övülen performansından ve MMP’nin Prens ve Şov kızı (1957) adındaki ilk bağımsız prodüksiyonunda yer almasından sonra, Bazıları Sıcak Sever‘deki (1959) oyunculuğuyla En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Küre‘yi kazandı. Son tamamladığı film dram türündeki Uygunsuzlar oldu (1961).

Marilyn Monroe’nun en bilinen fotoğraflarından

Monroe’nun filmlerdeki başarısı kadar çalkantılı özel hayatı da sürekli gündemde kalmasına yol açtı. Madde kullanımı, depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi sorunlar yaşadı. Önce Emekli beyzbol yıldızı Joe Di Maggio ve oyun yazarı Arthur Miller ile evlendi. Her iki evliliği de boşanmayla sonuçlandı. 5 Ağustos’ta evinde ölü bulundu. Resmi makamlar ölümün aşırı dozda barbitürat kullanımından kaynaklanan bir intihar olduğunu açıklasa da ölüm sebebi üzerine pek çok spekülasyon yapıldı ve komplo teorisi oluşturuldu. Monroe 1999 yılında ise Amerikan Film Enstitüsü’nün tüm zamanların en büyük kadın film yıldızları sıralamasında altıncı sıraya yerleşti.

Anlatının burası Marilyn Monroe’nun iki yönünden birine dikkat çekmektedir: bir film yıldızı ve seks sembolü olarak bir kadının başarı öyküsüdür. Marliyn Monroe çok genç yaşlarda kariyerinin zirvesine çıkmıştır ancak bunun için çok ağır bir bedel ödemesi gerekmiştir. Hem “aptal sarışın” hem de cinsel bir meta olarak görülen Monroe toplumun ve batı dünyasının değerlerinin sömürücü, metalaştırıcı yönleriyle mücadele ederken bir yandan da daha çocukluğundan beraberinde getirdiği sorunlarla boğuşmaktaydı.

Wikipedia internet sitesinde belirtilene göre Norma Jeane Mortenson isimli Marilyn Los Angeles Devlet Hastanesi’nde doğmuştur ama gerçek babasının kim olduğu konusunda bir muamma vardır. Buna göre Marilyn’in babası ya annesinin ilk eşi ya da ikinci eşidir. Anne Gladys Pearl Gifford’un daha önceki evliliğinden de iki çocuğu vardır. Ancak anne şizofreni tanısıyla hastaneye kaldırıldığında Marilyn de yetimhaneye verilir. Anlatıya göre Marilyn’in dayısı da hastaneye yatırılmış ve çıktıktan sonra kendisini asmıştır. Anneannesi ve dedesine de manik depresyon tanısı konmuştu. Annesi daha sonra taburcu olmuş ve Marilyn’i yanına almışsa da ilişkilerinde yaşanan sorunlar ve ruhsal rahatsızlıkları nedeniyle Marilyn dönem dönem tekrar yetimhaneye verilmiş, bir dönemde de 9 yaşında annesinin sevgilisinin tacizine maruz kalmıştır. Bu durum üzerine başka bir akrabasının yanına giden Monroe orada da evin iki oğlunun cinsel saldırılarına maruz kalmış bunun üzerine kendi rahatsızlıkları da olan halasının evine gönderilmiştir. Ancak halasını hastalığı artınca tekrar annesi ve kendisine daha önce tacizde bulunduğu Ervin Goddard’ın yanına dönmüş 16 yaşındayken bir komşusunun 21 yaşındaki oğluyla evlenmiş ancak dört yıl sonra boşanarak mankenlik yapmaya başlamıştır.

Bu tarihten itibaren Monroe yukarıda bahsettiğimiz kariyer başarı basamaklarını teker teker tırmandı ancak her zaman psikolojik sorunları olan birisi olarak algılandı. Monroe giderek setlerde çalışması zor bir oyuncu olarak tanınmaya başladı. Özellikle setlere sürekli geç gelmesi (ya da hiç gelmemesi), repliklerini hatırlamada güçlükler çekmesi, performansından tatmin olana kadar sürekli baştan çekim talep etmesi ve önce Natasha Lytess sonra da Paula Strasberg isimli oyuncu koçlarının direktiflerine aşırı itimat etmesi yönetmenler arasında hoşnutsuzluklara sebep oldu. Ayrıca uykusuzluk ve gerginlik için kullandığı barbitüratlar ve amfetaminler, sahne korkusu, kendine güvensizliği ve mükemmeliyetçi yapısı da, film setlerinde yarattığı çeşitli problemlere sebep olarak görülmüştür. Uyku ve enerji için film sektöründeki oyuncular arasında ilaç kullanımı, 1950’li yıllarda standart bir uygulama olmasına rağmen, Monroe’nun uyguladığı bu tip geçici çözümler onun uykusuzluk, depresyon ve ruh hali değişikliklerinin yıllar içinde daha da kötüleşmesine sebep olmuştur. Monroe aynı zamanda alkolü de zaman zaman ilaçlarıyla birlikte kullanarak yaşadığı problemlere bu şekilde çözüm üretmeye çalışmıştır.

Yukarıda bahsedildiği gibi Monroe 1953 senesinde oynadığı Niagara filmindeki başarısıyla şöhreti yakaladı ancak kısa bir zaman sonra ünlü olmadan önce basına verdiği çıplak pozlar nedeniyle bir skandal patlak verdi. Ancak Monroe iddiaları reddetmeyip kabul ederek bu fotoğrafları parasızlıktan çektirdiğini söyledi ve bu pozlar ünlü Playboy dergisinin ilk sayısında yayımlandı.

Bundan sonra oynadığı filmlerin başarısı git gelli bir seyir izlediyse de Marilyn Monroe kendisine sunulan ve sürekli aynı rolleri canlandırmasını isteyen filmleri ve yapımcıları reddetti ve New York’taki “Actor’s Studio”da oyunculuk eğitimi aldı. Burada üçüncü eşi yazar Arthur Milller ile tanışan Monroe daha sonra onunla evlendi.

Bazıları Sıcak Sever Monroe’nun en sevilen filmlerinden

New York‘tayken arkadaşı fotoğrafçı Milton H. Greene ile kendi prodüksiyon şirketi Marilyn Monroe Productions’ı kurdu. Bu arada Monroe’nun yokluğu sırasında stüdyo tarafından seyirciye sunulan Jayne Mansfield ve Sheree North gibi alternatiflerinin başarısız olması ve “The Seven Year Itch” filminin gişedeki başarısı üzerine Zanuck onu geri çağırıp istediği şartları yerine getirerek yeni bir sözleşme yaptı. Monroe, bundan sonra sadece onayladığı senaryolar ve kendi belirlediği yönetmenlerle çalışacak ve Fox dışındaki diğer stüdyolar ile filmler çevirebilecekti. 1955 yılında stüdyo ile yaptığı bu yeni sözleşmeye ve prodüksiyon şirketine bağlı olarak Joshua Logan tarafından yönetilen ilk filmi “Bus Stop“‘ı çevirdi. Bu filmdeki salon şarkıcısı Cherie rolüyle kariyerindeki en iyi dramatik performasını göstererek eleştirmenlerden büyük övgü aldı ve Altın Küre Ödülü‘ne aday oldu. Bu filmin ardından eşi Arthur Miller‘la Londra’ya giderek Laurence Olivier ile birlikte The Princeandthe Showgirl isimli filmi çevirdi. Bu filmi eleştirmenlerden karışık eleştiriler almasına ve fazla hasılat yapmamasına rağmen, özellikle Avrupa’da Monroe yine oyunculuğu ile büyük övgü kazandı ve Oscar Ödülü‘ne denk ödüller olarak görülen İtalyan David di Donatello ve Fransız Crystal Star Ödülleri‘ni kazandı. Aynı zamanda da İngiliz BAFTA ödülüne aday oldu. Filmin tamamlanmasının ardından Londra’dan dönen Monroe hamile olduğunun öğrendi. Ancak bir dış gebelik geçirdiği tespit edilince çocuğunu aldırmak zorunda kaldı.

Wikipedia’daki bilgilere göre sanatçının son yılları da sorunlar içinde geçti. Bazıları Sıcak Sever filmi kariyerindeki en başarılı ve en popüler filmi oldu. Monroe bu filmdeki oyunculuğuyla bir Altın Küre Ödülü kazandı. Ancak filmin ve Monroe’nun büyük başarısı kadar perde arkasında yaşanan olaylar da yine bu dönemde su yüzüne çıkmaya başladı. Özellikle Monroe’nun sete sürekli geç gelmesi, repliklerini hatırlayamaması, zaman zaman odasından çıkmayarak çekimlere katılmayı reddetmesi yönetmen Billy Wilder ile arasında büyük çatışmalara yol açtı. Bunların dışında çekimler sırasında hamile olduğunu keşfeden Monroe, filmin tamamlanmasının ardından düşük yaptı. Bu filmden sonra çevirdiği “Let’s Make Love” filmi ise kritik ve ticari açıdan başarısız oldu. Yine de film de söylediği “My Heart Belongs to Daddy” şarkısı büyük beğeni kazandı. Ayrıca bu filmdeki rol arkadaşı Yves Montand ile kısa bir yasak ilişki yaşadı.

Marilyn, daha sonra senaryosunu kocası Arthur Miller‘ın yazdığı 1961 yapımı “The Misfits” filminde çocukluk idolü Clark Gable ile birlikte baş rolde oynadı. Film boyunca Monroe’nun psikolojik ve fiziksel sorunları, alkol ve reçeteli hap bağımlılığı, iki sefer yorgunluk ve sinir bozukluğu sebebiyle hastaneye yatırılması ve sete sürekli geç gelmesi nedeniyle çekimlerde çok fazla sorun ve gecikmeler yaşanmasına rağmen, Monroe ve diğer oyuncular gösterdikleri performanslarla eleştirmenlerin ve seyircilerin ilgisini çekti. Ancak film yüksek beklentilere rağmen karışık eleştiriler aldı ve gişede fazla hasılat yapamadı.

Marilyn Monroe üçüncü eşi Arthur Miller ile

Bu filmden sonra Monroe, kocası Arthur Miller’dan boşandı. Boşanmadan sonra depresyon sebebiyle Payne Whitney Psikiyatri Kliniği’ne yatarak bir süre tedavi gördü. 1962 yılında “Something’s Gotto Give” adlı komedi filminde oynamaya karar verdi. Bu film, onun aynı zamanda ilk çıplak sahnesini de içeriyordu. Ancak film boyunca hasta olduğunu öne sürerek sete az gelmesi ve onun yerine hakkında aşk söylentilerinin çıktığı J.F. Kennedy‘nin doğum günü için şarkı söylemeye gitmesi üzerine Fox şirketi tarafından filmden kovuldu, sözleşmesi iptal edildi ve film şirketi tarafından kendisine tazminat davası açıldı. Fox şirketi filmi tamamlamak için oyuncu Lee Remick ile anlaşmasına rağmen Monroe’nun filmdeki rol arkadaşı Dean Martin‘in başka bir oyuncuyla çalışmak istememesi üzerine işe geri alındı ve kendisiyle yeni bir sözleşme yapıldı. Ancak filmin çekimleri tekrar başlamadan önce yüksek dozda sakinleştirici ilaç alarak 6 Ağustos 1962’de Brentwood, Los Angeles’taki evinin yatak odasında henüz 36 yaşındayken hayata veda etti.

Ölümünün ardından yapılan otopsi sonucunda ölüm sebebi yüksek dozda Barbitürat alımı sonucu muhtemel intihar olarak ilan edilmesine karşın, olay yerindeki delil yetersizliği, otopside alınan dokuların daha sonradan kaybolması ve başta kahyası EuniceMurray olmak üzere görgü tanıklarının çelişkili ifadeleri sonucu ölüm sebebinin cinayet olduğuna ve politik sebeplerden Cia, Mafya ve Kennedy ailesinin buna sebep olduklarına dair tam olarak kanıtlanamamış birçok komplo teorisi ortaya atıldı. Monroe’nun bedeni daha sonra eski kocası Joe Dimaggio‘ya teslim edildi ve onun düzenlediği bir cenaze töreni ile 8 Ağustos 1962 yılında ise Westwood Village Memorial Park Mezarlığı’nda defnedildi.

Baris Yildirim
Barış Yıldırım

1979 İstanbul doğumlu. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü’nde tamamladı. Ardından Londra’daki Middlesex Üniversitesi’nde felsefe üzerine yüksek lisansını yaptı ve uzun seneler Londra’da yaşadı. Halen Hacettepe Üniversitesi’nde felsefe bölümünde doktora öğrencisidir. Bugüne kadar aralarında çevirmenlik ve editörlüğün de bulunduğu pek çok işte çalıştı. Aynı zamanda şair. Pek çok dergi ve fanzinde şiiirleri yayımlandı.

İlgili İçerikler

temel demirer
Kültür & Sanat

Filozof Yönetmenler’in Düşündürdükleri Ya da Yedinci Sanatın Felsefesi

Temel Demirer

"Sinema benim için bir düştür. Estetizmin çeşitli öğeleriyle, ayık olarak gördüğüm bir düş.”. Sinema meselesinde -biliyorum- çokça yazdım. Ancak daha...

Sanatta Kaybol, Gülcin Elif Yücel
Sinema

Amadeus ve Yengeç Sepeti

Gülçin Elif Yücel

1984 yapımı "Amadeus" Peter Shaffer'ın oyunundan uyarlanmış, yönetmen Milos Forman’ın elinden çıkmış biyografik bir drama filmidir. Film kadar derindir ki,...

Buri Bilge Ceylan

İstanbul Dışında: Nuri Bilge Ceylan’dan “Kuru Otlar Üstüne”

temel demirer

Ütopya Kaybına Karşı Politik Sinema(*)

sibel özbudun

Umudun Adı ve Devrime Çağrıydı Yılmaz Güney(1)

temel demirer

Seni Çok özleyeceğiz 68’li Godard(*)

fatma girik

“Bizden” Biri: Fatma Girik(*)

vietnam

Savaş ve Sanat: Savaşın Sanata yansıması 

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı
Ekonomi

Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

Görüş Redaksiyon

2025 sonbaharında Washington’da alınan bir karar, dünya finans piyasalarında sarsıcı bir zincirleme reaksiyona yol açtı. Yüzeyde sıradan bir ticaret politikası...

israil ve siyonizm

İsrail Devleti ve Siyonizmin Kökenleri

Cingeneler ve romanlar

Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

nadir toprak elementleri

Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.