19 Ekim 2025, Pazar
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Dede Efendi’li, Itrî’li, Limonciyan’lı Klasik Mûsikî

Temel Demirer
1 Şubat 2021
Okuma süresi: 14 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
dede efendi, itri

Batı felsefesinde kadim Yunan filozofu Pythagoras’ın, müziğin mucidi olarak kabul edildiğinin[1] altını çizerek ekleyeyim: Teorik ve soyut olarak “Müziğin çok önemli” olduğunun altını ısrarla çizenlerdenim. Çünkü…

“Müzik mucizeler yaratabilir.”[2]

İlgili İçerikler

Toplumsal Manifestodur Müzik!

Lirik Bir Ses; Gamze Söyler…

“Müzik doğanın ta kendisidir.”[3]

“Müzisyenin -ortaya koyduğu- manaları, bilinmeyen şeylerin sırları hakkındaki ifadelerinin güzelliğini ancak tabii arzularından temizlenmiş ve hayvani isteklerinden uzaklaşmış yüce nefisler anlar.”

“Eğer müzisyen sanatında ustaysa kişiyi faziletlere sevk eder, rezilliklere değil!”

“Mûsikînin, mantığın açıklama konusunda acze düştüğü bir üstünlüğü vardır ve -mantık- bunu kelimelerle ortaya çıkaramaz…”

“Müzik her ne kadar diri olmasa da, kalplerin derinliklerinden ve nefislerin sırlarından haber veren güçlü bir hatiptir.”[4]

“Müzik eğitimi eğitimlerin en iyisidir. Hiçbir şey insanın içine ritim ve düzen kadar işlemez.”[5]

“Müzik gibisi var mıdır? Durup dururken bir melodi gelir aklına, söylemeye başlarsın, sessiz, içinden yalnızca, varlığını melodiye içirip doyurursun, melodi tüm güçlerine ve devinimlerine el koyar – ve sende yaşadığı süre içindeki tesadüfi, kötü, kaba, kasvetli ne varsa silip atar, dünyayı da alır kapsamına, zoru kolaylaştırır, donup kalmış nesneleri kanatlandırır.”[6]

* * * * *

Söz konusu (ve hatta daha da fazla) özellikleriyle müziğin birçok türü içinde, bir de coğrafyamızın -menşei tartışmalı- klasik mûsikîsi var ki, üzerine bir çok şey söylenebilir.

Önce şuradan başlamakta yarar var: Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, “Hakikâtte eski mûsikîmiz belki bizim en öz olan sanatımızdır. Türk ruhu hiçbir sanatta bu kadar serbest surette kendi kendisi olmamış, bu kadar derin ve yüksek kemale mutlak bir hamle ile erişmemiştir. O ne büyük ibdadır; o ne zenginliktir”; Yahya Kemal Beyatlı’nın, “Çok insan anlayamaz eski mûsikîmizden,/ ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden” dese de, “Klasik Türk Sanat Müziği” yoktur; klasik mûsikî vardır. Osmanlı döneminde söz konusu müziğe sadece “mûsikî” denmekteydi.[7]

“Klasik Türk Müziği” terimindeki “Türk” sıfatı, Cumhuriyet döneminde Osmanlı’dan mülhem müziğe[8] -yani bir zamanlar yasaklanan, şimdi bize “öteki”nin hatırlattığı mûsikîye- karşı türetilmiştir.[9]

Osmanlı müziğinin Bizans ve İran müziği kaynaklı olduğuna ilişkin “iddia”lara Hüseyin Sadeddin Arel ve Rauf Yekta gibi müzikologlarlar karşı çıkmışlardı.

Oysa açık ve net biçimde Bizans müziğinden mülhemdir. Tamam aynı coğrafyada yaşayan toplumlar birbirinden etkilenir. Müzikte de Türklerin Doğu Roma’dan ve farklı etnisitelerden etkilenmesi gayet olağandır. Ama buna “Türk Müziği” demek yanlıştır.

Saray müziğinden mülhem; içinde ‘Rast’, ‘Hicaz’ gibi Arap, ‘Muhayyer Kürdî’ gibi Kürt, ‘Segah’, ‘Beyatı’ gibi Türk, ‘Hüseyni’ gibi Ermeni, vb’i kökenli makamları barındıran zenginliğe “Türk sanat müziği” yerine, “makamsal klasik mûsikî” denmesi doğru olur.

İçinde Anadolu, Rumeli, Ortadoğu, Kürdistan, İran, Arabistan ve daha birçok coğrafyadan müziğin yer aldığı formla; Doğu’nun ve Batı’nın telli sazlarının yer aldığı zerafetin, naifliğin klasik mûsikîsidir o. Tek seslidir, aynı anda birçok enstürman icraya katılır ama polyphonic olmazlar hepsi aynı melodiyi çalarlarken; klasik mûsikînin önemli bestekârı Dede Efendi’den İtri’ye, Tatyos Efendi’den Selahattin Pınar’a, Hacı Arif Bey’den Münir Nurettin Selçuk’a uzanan; Zeki Müren’li, Müzeyyen Senar’lı, Hamiyet Yüceses’li; İsmail Bergamalı, Ercümend Batanay, Mustafa Kandıralı, Tanburi Cemil gibi unutulmaz virtüözlerin yaratısıdır.

Söz konusu olgu Halil Cibran’ın ifadesiyle, “Mûsikî gerçekten ruhların dilidir ve ezgiler kalbin kirişlerini titreten tatlı esintilerdir… Mûsikî, şiir ve resim gibi, insanın farklı durumlarını gösterir, kalbin arzularının siluetini resmeder, ruhun yamaçlarındaki gölgeleri aydınlatır, zihinde amaçsızca dolanana biçim verir, bedenin en güzel arzularını tasvir eder”ken;[10] klasik mûsikî, ilk örneklerine XVI. yüzyıldan bu yana tanık olduğumuz ve XX. yüzyıldan başlarına kadar gelen bir akımdır. İtrî, III. Selim, Dede Efendi, Dellâlzade İsmail Efendi, Zekâi Dede, Ali Ufkî[11] ve sonrasında da Zeki Arif Ataergin, Lemi Atlı vd’leriyle biçimlenmiştir.

Bilenler bilir, klasik mûsikî, meşk edilerek aktarılırdı ustalardan genç hanende ve sazendelere. Bir başka ifadeyle, nota kullanılmazdı. Yaygın biçimde kullanılan ilk nota sistemini kuran Dede Efendi’nin öğrencisi Ermeni müzisyen Hampartzum Limonciyan’dı.

Beşiktaş Mevlevihânesi’nde Hammamizâde İsmail Dede Efendi’den klasik müzik meşk ederken fark etmişti aslında durumda bir tuhaflık olduğunu. Çünkü, hocası, gözlerini kapatıp karşısında oturuyor ve eserleri kendisine tekrar ettiriyordu. Bu eserlerin hiçbirinin kayıtlı olmaması dehşete düşürmüştü genç talebeyi.[12] Bu dehşet, kendi adıyla anılan bir nota sistemi kurmaya ve bu sistem aracılığıyla klasik müziğin en önemli eserlerini kayıt altına almaya kadar götürecekti onu.

İsmi Hampartsum (Hamparsum) Limonciyan’dı. Klasik müziğin hem Doğusuna hem de Batısına bir hayli âşinaydı. Zaten bu nedenle dikkatini çekmişti Dede Efendi’nin. Kurduğu nota sistemi, Donizetti İstanbul’a gelip de Batı müziğinde kullanılan notaları tanıtana kadar kullanılacak ve böylece pek çok eseri kaybolmaktan kurtarılacaktı.

1768’de İstanbul’da doğan Hampartzum Limonciyan, devrin geleneklerine uygun olarak hem kilisede, hem de mevlevihanede eğitim gördü. Kendisi de, daha sonra Ermeni kiliselerinde koro ve ilâhi dersleri verirken, bir yandan da Beşiktaş Mevlevihanesi’nde Dede Efendi’den klasik müzik meşk etti. Hocası Dede Efendi vasıtasıyla, kendisi de bir Mevlevi ve aynı zamanda bestekâr olan Padişah III. Selim’in huzuruna kabul edildi. Oluşturduğu nota sistemi, Dede Efendi tarafından çok beğenildi.[13]

Sonra… Sonrasına ilişkin olarak Bayram Bilge Tokel, “Kulaklarımız gürültüye adapte ediliyor ve gerçek mûsikîyi duyabilmemiz her gün biraz daha zorlaşıyor. Bu zoru kolay kılmak yolunda kaliteli yapımlara imza atan kişi ve kuruluşları, yayınladıkları albümleri tanımak ve tanıtmak durumundayız. (…) Öyle ya ilâhiden nefese, mevlevi âyininden âyin-i cem’e dinî mûsikîmizin en seçkin örneklerinden; ayrıca Meragi’den Itrî’ye, Dede Efendi’den Hacı Arif Bey’e, Sadettin Kaynak’dan Münir Nurettin’e kadar bestekârlarımızın seçme eserlerinden bizleri ve çocuklarımızı kim haberdar edecek?”[14] derken İlber Ortaylı da ekliyor:

“Güncel olmayan sanatçılardan da birkaç örnek vereyim. Hiç şüphesiz Dede Efendi’yi bilmeniz gerekiyor; Hafız Pos’u, Abdülkadir Meragi’yi tanımanız gerekiyor. Buhurizade Mustafa Itri’den, Hacı Arif Bey’den haberdar olmanız, onların isimlerini hatırınızda tutmanız yetmez; bestelerini de bileceksiniz. Rahmi Bey’in 19’uncu asrın arabeski diye de tanınan eserlerini öğreneceksiniz. Bugüne yaklaşalım, Mesut Cemil’i dinlemeden de olmaz. Münir Nurettin Selçuk var, Safiye Ayla var…”[15]

Bu konuda kimi “itirazlara” Sabahattin Ali’nin yanıtı şudur:

“Ben hiçbir müziğin içerisinde güzel, kuvvetli, heyecanlı taraflar bulunan hiçbir sanat şubesinin şekil mülahazaları yüzünden düşmanı olamam. Sanat bir ifadedir; her devir, her medeniyet başka türlü duyar ve pek tabii olarak başka türlü ifade eder. Bence en iptidai zenci müziği bile sanat eseridir. Kaldı ki, bizim alaturka dediğimiz şeklin bir tekamül seyri, fevkâlâde incelmiş ve mükemmelleşmiş tarafları vardır. O ruhu ve o medeniyeti bırakırken onun ifade şeklini muhafaza edecek değiliz, lakin topyekûn inkâr da ancak barbarların kârıdır. Benim nefretim buralarda çalınan şeylere!.. Bunlar alaturka değil, bunlar alafranga değil, her şeyden evvel müzik değil… Şark ve Garp müziğini birbirinden ayırmaya çalışmadan evvel her iki nev’in iyisini kötüsünden ayırmaya çalışmalıyız… Otuz kırk seneden beri bu memlekette yarım sayfalık bile güzel beste yazılmamıştır. Buralarda çalınanlar bayağılığın, ademi iktidarın (güçsüzlüğün) ifadesidir.”[16]

* * * * *

XX. yüzyılın ortalarından bugüne kadar gelen dönem çağdaş dönemdir. Bu dönemin en önemli temsilcilerinden biri Münir Nurettin Selçuk’tur. Bu dönemde beste, ağır ve yürük semâi gibi formlar arka planda kalırken, modern müzik anlayışına uygun kısa süreli, kısa güfteli ve hareketli şarkı ve fantezi formları klasik mûsikîde hâkim duruma gelmiştir.

Zamanında buna ‘Alaturka’ da derlermiş. ‘Alaturka’ kelimesi İtalyancadan gelir “Alla Turca/ Türk Gibi, Türk Usulü’ anlamına gelirken; seferlerde Mehteran’ı gören Avrupa bestekârları, gerek ritimsel bakımdan gerek ezgisel bakımdan müziğe benzer eserler ortaya konunca; bu eserlere ‘Alla Turca’ demişler[17] ve sonra bu sıfat “Türk Sanat Müziği”ne dönmüştür.

Ancak tekrarda yarar var: 1950 sonrasında güncel hâliyle belirginleşen müzik akımı, “Türk Sanat Müziği”nden ziyade azınlıklar müziği kategorisine girer. Bizim “x efendi, y bey” şeklinde tanımladığımız bestekârların çoğu azınlıklardandır.

Çoğunluğun dillerindeki ‘Benzemez Kimse Sana’, ‘Huysuz ve Tatlı Kadın’, ‘Kimseye Etmem Şikâyet’, ‘Ömrümüzün Son Demi’, ‘Geçmesin Günümüz’, ‘Şimdi Uzaklardasın’, ‘Söyleyemem Derdimi’, ‘Bakmıyor Çeşm-i Siyah Feryade’, ‘Seni Ben Ellerin Olsun Diye mi Sevdim’, ‘Muhabbet Bağına’, ‘Eski Dostlar’, ‘Samanyolu’, ‘Veda Busesi’, ‘Duydum ki Unutmuşsun’, ‘Beklenen Şarkı’, ‘Mehtaplı Gecelerde Hep Seni Andım’, ‘Bir İhtimal Daha Var’, ‘Kapın Her Çalındıkça’, ‘Bu Akşam Bütün Meyhaneleri’, ‘At Kadehi Elinden’, ‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız’, ‘Agora Meyhanesi’yle hâlâ dillerden düşmeyen…

Avni Anıl, Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Yusuf Nalkesen gibi bestekârlarla; Mustafa Nafiz Irmak, Bekir Mutlu, İlham Behlül Pektaş gibi güftekârlar yaşatılan…

Alaaddin Şensoy, Behiye Aksoy, Emel Sayın, Gönül Akkor, Gönül Yazar, Hamiyet Yüceses, Kamuran Akkor, Muazzez Abacı, Mustafa Sağyasar, Münir Nurettin Selçuk, Müzeyyen Senar, Nalan Altınors, Nesrin Sipahi, Safiye Ayla, Samime Sanay, Sami Aksu, Seçil Heper, Yıldırım Gürses, Zeki Müren, vb’leriyle kulaklarımızda yankılan mûsikî belleklere kayıtlıdır.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, “Hayatlarına biraz duygu, istisnai zamanlar katmak istiyorlar. Herkes kendi boşluğunu bir parça duygu ile doldurmak, kendini süslemek istiyor, fakat mûsikîden o kadar anlamıyorlar ki, şarkıları güfteleri için seviyorlar,”[18] uyarısını “es” geçmeden;

“Ben seni ellerin olsun diye mi sevdim…”

“Aşk bu mu sevda bu mu?/ Ben seni unutmak için sevmedim…”

“Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin…”

“Her akşam güneşin battığı yerden/ Gözlerin doğuyor gecelerime…”

“Aşkların en güzelini yalnız sende bulmuştum/ Artık hatıran kaldı boş kalan çerçevede…”

“Şarkılar seni söyler…”

“Gizli aşk bu söyleyemem derdimi hiç kimseye…”

“Tadı yok sensiz geçen ne baharın ne yazın…”

“Gözümü bağlasalar görmesem hiç yüzünü…”

“Silemezler gönlümden ne aşkını ne seni…”

“Akşam oldu hüzünlendim ben yine…”

“Benzemez kimse sana…”

“Belki bir sabah geleceksin…” nidalarının güftelerini terennüm etmeyen var mıdır?[19]

Bunlar böyleyken; “Bugün sanat müziği denen şey, arabeskidir alaturkanın”[20] mı dediniz? Hayır!

Temel Demirer

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:

“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim…  Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”

N O T L A R


[1] Zeki Tez, Matematiğin Kültürel Tarihi, Doruk Yay., 2008, s.193.

[2] Paulo Coelho, Veronika Ölmek İstiyor, Çev: Haldun Pamir, Can Yay., 2010, s.81.

[3] Münir Tireli, Bir Erkin Koray Kitabı, Ada Yay., 1998, s.50.

[4] İhvân-ı Safâ Risâleleri Cilt:1, Anonim, Çev: Ömer Bozkurt, Ayrıntı Yay., 2017.

[5] Platon, Devlet, çev: Sabahattin Eyüboğlu-M. Ali Cimcoz, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., 2017, s.94.

[6] Hermann Hesse, Gertrud, çev: Kamuran Şipal, Yapı Kredi Yay., 2019, s.7.

[7] “Osmanlı saray müziği, osmanische hofmusik diyelim, XVII. yüzyıldan ya da Lale Devri’nden 1850-60’lara kadar. Rafine ve hoş bir müziktir. Zevkle dinlenir. Çağdaş batı müziğine oranla ifade yelpazesi ve keşif cüreti çok kısıtlıdır. ‘Ne zarif bir dil, keşke söyleyecek bir şeyi olsaydı’ dedirtir.” (Sevan Nişanyan, “Alaturka Nağmeler”, 28 Haziran 2014… http://nisanyan1.blogspot.com/2014/06/)

[8] “Osmanlı döneminde Edirne’de kurulan II. Beyazıt Külliyesi’ndeki ıslahanede ruh hastalarının çeşitli müzik makamlarıyla tedavi edildiği bilinir. Külliyenin ortasındaki şadırvandan akan su sesinin bunalımları rahatlattığı söylenir. O külliyede ruh hastalıklarını tedavi eden çeşitli müzik makamlarından bazıları şöyle sınıflanır: Uşşak Makamı: Kalp, karaciğer, sıtma ve mide hastalıklarının ilacıdır; Neva Makamı: Gönül okşayıcıdır, kötü düşünceleri uzaklaştırır. Hüseyni Makamı: Özellikle çocuklara ferahlık verir. Ateş düşürür…” (Evin İlyasoğlu, “Batsın Bu Dünya”, Cumhuriyet, 29 Mayıs 2019, s.13.)

[9] Bkz: Laika Karabey Akıncı, Garplı Gözüyle Türk Mûsikîsi, Doğan Güneş Yay., 1963; Kurt-Ursula Reinhard, Türkiye’nin Müziği I-II, Çev: Sinemis Sun, Sun Yayınevi, 2007; Anna Grosser Rilke, Avrupa Saraylarından Yıldız’a-İstanbul’da Bir Hoş Sada, Çev: Deniz Banoğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., 2009; Evin İlyasoğlu, 25 Türk Bestecisi, Pan Yay.,1989; Hatice Tuncer, “Türkiye’nin Müzik Motoru: Gelişim”, Cumhuriyet, 3 Mayıs 2009, s.10; Doğan Hızlan, “Bugün Türk Müziği”, Hürriyet, 17 Ağustos 2009, s.20; Namık Sinan Turan, “Osmanlı’nın Son Döneminde Opera”, Evrensel Kültür, No:248, Aralık 2011, s.22-26; Serhan Bali, “Simón Rattle: Türkler Türk Müziği İstiyor”, Radikal, 28 Eylül 2012, s.38-39; Baran Çağsu, “… ‘Yarın’ların ‘Umut’lu Şarkıları ve 1970’ler”, Cumhuriyet Kitap, No:1520, 4 Nisan, 2019, s.10.

[10] Halil Cibran, Bütün Eserleri, çev: Sufi Kolektif, Kafekültür Yay., 2014, s.7-15.

[11] Ali Ufkî’nin (1610-1677), asıl ismi Wojciech Bobowski, köle olarak IV. Murad döneminde saraya satıldı. Kendisine, Ali adı verildi ve sonradan mahlasıyla birlikte Ali Ufkî olarak anılmaya başlandı. Sarayda müzik eğitimi gördü. Eserlerini notaya aldı… Sarayda müzik eğitimi alan birinin, bugün bize dinleyecek önemli eserler bırakmış olması hem dönemin müzik eğitimini, hem de müzik beğenisini etkili bir şekilde aktaracaktır. Ali Ufkî, Mecmû’ua-yı Saz ü Söz gibi önemli bir eser bırakmıştır bugünlere. Klasik müziğimizin dünden bugüne ustalıkla geçmesini bu müzik adamları sağlamıştır. (Doğan Hızlan, “Türk Müziğine Çok Yönlü Bakışlar”, Hürriyet, 17 Ağustos 2009, s.20.)

[12] “Tarihi müzik mirasımızın yüzde 90’ı yok olup gitmiş; yazıya, notaya geçirilmediği için, kütüphane hâlinde nesillere aktarılmadığı için… Mehter müziğinin bile birçok sesi kaybolmuştur. Bugün dinlediğimiz ‘mehter marşları’nın pek çoğu 19. yüzyılda, hatta 20. yüzyılın başlarında bestelenmiş eserlerdir.” (Taha Akyol, “Bu Arada Müziği Düşünmek”, Milliyet, 26 Kasım 2009, s.15.)

[13] Sefa Kaplan, “Klasik Müziğimizi Notalayan Müzisyen”, Hürriyet, 24 Aralık 2010, s.6.

[14] Bayram Bilge Tokel, Bağımıza Gazel Düştü, Akçağ Yay., 2002.

[15] İlber Ortaylı, Bir Ömür Nasıl Yaşanır? – Ne İzlemeli?/ Ne Dinlemeli?/ Ne Okumalı?-Müzik Üzerine, Kronik Kitap, 2019, s.201.

[16] Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan, YKY., 2016, s.158.

[17] Şefik Kahramankaptan, Mehter’den Alaturka’ya – From Mehter to Alla Turca, Ark Yay., 2009.

[18] Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Dergah Yay., 2015.

[19] “Çok iyi bilirim ki gramofoncular beste sahiplerinin ihtiyaçlarından daima kendi hesaplarına istifade etmişlerdi; iki liraya beste satın almışlardır, beş liraya beş kişilik saz takımı kiralamışlardır ve böyle kolayca doldurdukları plakları ve bu karışık, üslûpsuz kültürleri yüksek fiyatlara satmışlardır” (Bir Kültür Savaşçısı Dr. Osman Şevki Uludağ-Mûsikî Yazıları, Hazırlayan: İrem Ela Yıldızeli Pan Yayınları, 2009.)

[20] Selahattin Hilav’la Konuşmalar, Hazırlayan: Selahattin Bağdatlı, YKY., 2012.

İlgili İçerikler

su ve susuzluk
Müzik

Müzik Gerçeğin (ve Müzisyenin) Aynasıdır

Temel Demirer

“Yeni bir müzik için yeni kulaklar. En uzaklar için yeni gözler… Şimdiye kadar sağır kalınmış doğrular için yeni bir vicdan.”...

Hasan Saltık
Kültür & Sanat

Hasan Saltık’ın Ardından | Güle Güle Müziğin Güzel Abisi

Nida ATEŞ

Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrım. Ama, ayrıca, aldığın şu hayat Fena değildir... Üstü kalsın...Cemal Süreya... Müzikle amatör ya da...

su ve susuzluk

Beethoven, Mozart, Chopin ve Heavy Metal

karamsarlik

Gomidas’lı Halk Müziği(miz)[*]

türküler

“Ah Bu Türküler, Türkülerimiz, Ana Sütü Gibi Candan, Ana Sütü Gibi Temiz”

Hasan Saltık

BİR TOPLUMSAL HATIRLAMA PRATİĞİ OLARAK MÜZİK

karamsarlik

Kimlik ve Müzik | BLUES, CAZ, ROCK VE ÖTESİ…[*]

jazz, rock ve blues

YER İLE GÖK ARASINDAKİ UYUM: KLASİK MÜZİK[*]

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı
Ekonomi

Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

Görüş Redaksiyon

2025 sonbaharında Washington’da alınan bir karar, dünya finans piyasalarında sarsıcı bir zincirleme reaksiyona yol açtı. Yüzeyde sıradan bir ticaret politikası...

israil ve siyonizm

İsrail Devleti ve Siyonizmin Kökenleri

Cingeneler ve romanlar

Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

nadir toprak elementleri

Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.