26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Çekirdek Enflasyona ve Fahiş Fiyat Denetimine Umut Bağlamak

Prof. Dr. Serap Durusoy
15 Eylül 2021
Okuma süresi: 10 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş

İlgili İçerikler

Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

enflasyon

Türkiye ekonomisinin patalojik sorunlarından birisi olan enflasyon, Ağustos ayına ilişkin verilerin açıklanmasından sonra politika faizini aşan bir düzeye gelmesi ile ekonomi gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. Birçok ülke enflasyonun artması yönünde politika uygularken ülkemiz maalesef yüksek enflasyonla karşı karşıya. Bu yüksek enflasyon aynı zamanda kamuoyunda bazı iktisadi kavramların yeni yeni duyulmasına ve tanınmasına yol açıyor. Genel olarak yakın zamana kadar enflasyona ilişkin kamuoyunda manşet enflasyon yani TÜFE daha fazla dikkat çekerken, kur şokunun yaşandığı 2018 yılından itibaren ÜFE ve TÜFE makasının genişlemesi ile bu defa dikkatler ÜFE’ye yoğunlaştı. TÜFE Ağustos’ta aylık yüzde 1.12, yıllık ise yüzde 19.25 olarak gerçekleşirken özel kapsamlı TÜFE göstergelerinden “B” Ağustos’ta yıllık olarak yüzde 18.46, “C” ise yüzde 16.76 olarak açıklandı. Endekste yer alan 415 maddeden, 5’inin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 49 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadığı, 307’maddenin ise ortalama fiyatında artış gerçekleştiği gözlemlendi. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar yüzde 29,00 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 22,91 ile ev eşyası ve yüzde 21,76 ile ulaştırma ve yüzde 19.30 ile konut oldu. Ana harcama gruplarının enflasyona katkısında aylık ve yıllık bazda gıdanın zirvede olması oldukça önemli. Öte yandan Yİ-ÜFE’ de görülen artışta dikkat çekici oldu. ÜFE’nin aylık bazda yüzde 2,77 yıllık bazda ise yüzde 45,52 olması üretici fiyatlarındaki artışın da sürdüğünü gösterdi. Sanayinin önemli sektörlerindeki yıllık değişime bakıldığında elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 48.39, imalatta yüzde 45.37 madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 31.81, su temininde ise yüzde 28.61 artış görüldü.

Aslında hem enflasyonla mücadelede hem de reel sektörün dinamiklerini göstermesi açısından oldukça önemli olan ÜFE’deki yüksek patika ve TÜFE ile arasındaki makasın yine rekor tazeleyerek genişlemesi çift yönlü bir mağduriyet yaratıyor. Çünkü bu durum bir yandan üreticilerin cirolarını azaltarak üreticiler üzerinde olumsuz bir etki yaratırken, diğer yandan da düşük gelirli hane halkının alım gücünü olumsuz yönde etkileyerek yoksulluğu artırarak yoksul ve zengin arasındaki uçurumu büyütüyor.

Her yıl ocak ayında enflasyon sepetine ilişkin yapılan düzenleme çerçevesinde bu yıl TÜİK’in hesaplamasında gıda ve alkolsüz içecekler, konut, ev eşyası, haberleşme ve sağlığın ağırlığı artırıldı. Sepetteki en yüksek pay yüzde 22.77 den yüzde 24 ‘e çıkarılarak gıdaya verildi. TÜİK’in gıda sepetinde çeşitli oranlarla ağırlıklandırılmış gıda maddeleri bulunuyor. Ancak hane halkının alım gücünü, temel gıda maddelerinde (yumurta, et ve süt, balık yağ, şeker, sebze ve meyveler ) yaşanan artışların belirlediği ve dar gelirlinin harcama kaleminin büyük bir çoğunluğunun gıdadan oluştuğu göz önüne alındığında hane halkının hissettiği ve açıklanan enflasyon arasındaki fark önemli bir sorun oluşturmaya devam ediyor.

Aslında 2021 yılında dünya genelinde enflasyona gıda damgasını vurdu. Çünkü sadece Türkiye’de değil dünyada pandemi kaynaklı bir küresel gıda enflasyonu söz konusu. Nitekim FAO’nun uluslararası gıda ticaretinden en yüksek işlem hacmine sahip ürünlerin fiyatlarını aylık olarak takip ettiği gıda fiyatları endeksinde fiyatlarındaki artışın son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştığı ve sorunun küresel bir niteliğe büründüğü açıklandı. Endekste yer alan alt sektörlerde de artışların gözlemlendiği değerlendirmesi yapıldı. Tahıl ürünleri endeksi, bitkisel yağ fiyat endeksi, şeker fiyatı endeksi ve süt ürünleri endeksinin yukarı yönde bir eğilim göstermesine karşın kümes hayvanları fiyatında azalma eğiliminin olduğu belirtildi. Benzeri olarak FAO yayınladığı gıda durumu raporunda çoğunluğu Afrika’da olmak üzere 45 ülkenin gıdada dış yardıma bağımlı olduğunu açıkladı.

Ancak gıda enflasyonu Türkiye’de birçok içsel nedenden de besleniyor. Bunlar pandemi, mevsimsel etkiler, kur geçişkenliği, TLnin değerindeki kayıp, tarımsal üretimde dışa bağımlı olma, köylerin mahalleye dönüştürülmesi nedeniyle yaşanılan arazi kayıpları, kredi faiz borçları olarak sıralanabilir. Özellikle iklim değişikliklerinin yol açtığı rekolte kaybı, tarım ürünlerinin Euro ve Dolar bazında üretilip TL bazında satılmasının getirdiği maliyet artışı fiyatlara yansıyor. Dolayısıyla spekülatif etkilerin manipülatif etkiye dönüşmesi söz konusu. Tarım sektöründeki girdilerin (ilaç, gübre, tohum, plastik kasa gibi) büyük bir çoğunluğunun ithal edilmesi yani ithalata dayalı bir üretim modelinin varlığı, pazar imkanlarının sınırlı oluşu, üreticiden marketlere ulaşana kadar geçen süredeki artışlar ve tarıma yönelik teşviklerin yeterli olmaması üreticilerin karşılaştığı önemli sorunları oluşturmakta. 2006’ da çıkarılan kanunla tarım teşviklerinin GSMH’nın % 1’nin altında olmaması kararlaştırılmasına rağmen yapılan teşvikler bu oranın altında kaldığı gibi teşviklerin zamanında verilmediği hatta o yılın teşvikinin daha sonraki yıla sarktığı görülmekte. Öte yandan yem fiyatlarındaki artışlar hayvancılığı da etkilemekte. Nüfustaki artışa rağmen et ve süt üretiminin aynı düzeyde artmaması önümüzdeki günlerde bu ürünlerin fiyatlarındaki artışları daha da yukarı taşıyacak. Benzeri olarak balıkçılığın büyük bir çoğunluğunun üretim balıkçılığı olması ve bunun içinde yemin dışarıdan ithali balık üretimini sınırlayarak balık fiyatlarını da artırmakta. Ayrıca açıklanan son rakamlarda gıdada görülen artışta mevsimsellik kaynaklı pozitif bir geçişkenlik yine gerçekleşmediği gibi Temmuz ayında yaşanılan orman yangınları ve su baskınlarının tarım, seracılık ve hayvancılığı etkilemesi de eklenince gıda fiyatlarındaki artış politika faizinin üzerinde bir enflasyonu beraberinde getirdi.

Rakamların bu denli yüksek çıkması haliyle dikkatlerin piyasalarda yön belirleyici olan ve majör bir öneme sahip olan MB’nın 23 Eylüldeki faiz kararına odaklanmasına yol açtı. Elbette ki faiz indiriminin herhangi bir rasyonalitesinin olmayacağı muhakkak. Çünkü indirim daha sonraki dönemde daha yüksek faiz artışı yapılmasına ve ekonominin kontrol edilmez bir duruma gelmesine yol açacak.

Bilindiği üzere finansman ihtiyacı olan Türkiye’nin, getiri sağlayabilmesi için Ağbal döneminde önden yüklemeli olarak faiz oranı 200 baz puan artırılmıştı. MB’nın bu aksiyonu, siyasi otoritenin Ağbal’ı görevden alması ile sonuçlandı. Ekonomi politikasının çok önemli bir ayağını oluşturan para politikası uygulayıcısı MB Başkanları’nın sık değişimi hiç şüphe yok ki para politikasını yönetilebilir olmaktan uzaklaştırmakla kalmayıp, daha sonraki dönemler için faiz düşüşüne de gölge düşürdü. İşte bu olumsuz havayı ortadan kaldırabilmek için Kavcıoğlu göreve gelir gelmez takvimde bir revizyon ve politika değişikliği olmayacağını, enflasyonla mücadelenin birinci öncelik olduğunu açıklasa da para politikasındaki belirsizlik, güvensizliği de beraberinde getirdi. Nitekim Kavcıoğlu’nun göreve geldiğinden beri faiz artışlarını pas geçmesi ve faiz oranını yüzde 19 seviyesinde sabit tutması bunu doğruladı. Ayrıca yakın zamanda Cumhurbaşkanı’nın faiz indirimi açıklamasından sonra MB’nın söylemindeki değişiklik daha güçlü oldu. MB önceki açıklamalarında enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar politika faizinin enflasyonunun üzerinde olacağını belirtmesine rağmen “enflasyonda geçici oynaklık görülebilir” şeklindeki ifadesi, bankanın enflasyondaki bu yükselişi geçici olarak görüp faiz kararını bu doğrultuda verebileceği endişesini de artırdı. Kuşkusuz endişeyi artıran bir diğer söylem değişikliği ise Alman-Türk Ticaret Sanayi Odası tarafından düzenlenen toplantıda MB’nın yaptığı açıklamada (mevsimsellik özelliği gösteren ve hava koşullarına bağlı olan gıda grubu ürünleri enflasyonu ile enerji enflasyonunun dışarda tutulduğu) çekirdek enflasyonun önemini vurgulamasıyla oldu. Elbette ki Yeni Zelanda, Finlandiya ve Avusturalya gibi enflasyon hedeflemesi politikasında, çekirdek enflasyon da dikkate alınabilir. Ancak Türkiye’de çekirdek enflasyonun tüketici enflasyonu sepetindeki ağırlığının yüzde 56 olduğu düşünüldüğünde bu verinin hane halkı için iyi bir gösterge olmayacağı aşikar.

Öte yandan gıda ve özellikle tarım ürünleri fiyatlarındaki dalgalanmaların önüne geçmek, suni fiyat dalgalanmalarını engellemek ve gıdadaki israfı önleyebilmek için hükümetin uzun süredir erken uyarı sistemi ve hal yasasına yönelik hazırlık içerisinde olduğu biliniyor. Nitekim Cumhurbaşkanı’nın gecen aylarda açıkladığı yeni ekonomi paketinde de Gıda Komitesi’nin politika önerilerinin şekillenebilmesi ve piyasanın etkin çalışabilmesini temin için gıdada anlık veri akışını sağlayacak erken uyarı sistemi sayesinde karar alma hızının artacağı ifade edilmişti. Ayrıca pakette kamuoyunda “Hal Yasası” olarak bilinen 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da yapılacak düzenlemeyle, sebze ve meyve ticareti sektöründe köklü dönüşümler yapılacağı, hal yasası kapsamında fırsatçılığın önüne geçileceği öngörülürken, hallerin altyapısının yenilenerek modernizasyonun sağlanacağı belirtilmişti. Henüz bu yasaların yürürlüğe girmemesi ve gıda fiyatlarındaki son artışlar bu defa kamu oyunu fahiş fiyat kavramıyla tanıştırdı. Cumhurbaşkanının enflasyona ilişkin verdiği mesajların ardından Ticaret Bakanlığı’nın Adana, Ankara, Antalya, Bursa, İstanbul İzmir, Mersin ve Samsun hallerinde es zamanlı denetim yapılması kararı verildi. Yapılan açıklamada üreticiden tüketiciye tedarik kanallarının takip edilmesi ve kayıt dışı işlemlerin tespit edileceği belirtildiği gibi ayrıca marketlerdeki fiyat artışlarının önüne geçmek için de etiket denetimleri yapılmaya başlandı.

Fren tutmayan enflasyonu ve özellikle gıda enflasyonunu önlemeye ilişkin bu uygulamalara rağmen

– Kurda istikrar sağlanamaması (gıdada ithal girdi kullanımına bağlı olarak maliyetler üzerindeki baskının fiyatlara geçişkenliğinin engellenememesi)

– Sözel yönlendirmenin net ve öngörülebilir olmaması,

-MB’sı politikalarının belirsizlik içermesi ve öngörü sağlayamaması,

-MB’nın beklenti oluşturma ve yönetme fonksiyonundaki var olan aşınma devam ettiği sürece para politikası ve diğer ekonomi politikalarını uygulamak yerine siyasi otoritenin talimatları ile yapılacak fiyat kontrolleri otoriter ekonomiye doğru evrilmeyi beslemekten öteye geçemeyecek gibi görünüyor.

prod.dr.serap durusoy
Prof. Dr. Serap Durusoy

Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ekonomi bölümünden 1993 yılında mezun olmuştur. Aynı üniversitede lisansüstü eğitim alarak 1999 yılında doktorasını tamamlamış, doçentliğini ise 2009’da makro ekonomi alanında almıştır. 2011 yılında Amerika Birleşik Devletleri İndiana Üniversitesi’nde Kadına Yönelik Ekonomik Şiddet konusunda araştırma yapmak üzere misafir öğretim üyesi olarak bulunmuştur. 2014’de iktisat politikası alanında profesör olan Durusoy halen Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde kıdemli profesör olarak görev yapmaktadır. Uzmanlık alanı küreselleşme, ekonomi politikaları, kadın istihdamı olan Durusoy’un cok sayıda kitap ve kitap bölümü, bilimsel makalesi, yurt dışı ve yurt içi kongre ve konferanları mevcuttur. Bir çok ulusal ve uluslar arası bilimsel derginin editörlüğünü, yayın kurulu üyeliğini ve bilimsel hakemliğini yapmaktadır. Elginkan Vakfı Eğitim Merkezi’nde Küreselleşme ve Küresel Rekabet konusunda çok defa eğitim vermiştir. Türk – Japon Kültür ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcılığı, Türkiye Ekonomi Kurumu, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Kadın Gücü İnisiyatifi ve Bolu Mali Müsavirler Odası gibi birçok sivil toplum kuruluşunda üyeliği ve yönetim kurulu üyeliği bulunmaktadır. Ayrıca dijital platformda yayın yapan Gazete Pencere’ de her Perşembe ekonomi gündemi ile ilgili köşe yazıları yazmaktadır.

İlgili İçerikler

Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek
ABD

Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

Görüş Redaksiyon

1980'lerden bu yana küresel kapitalist ekonominin geçirdiği en dikkat çekici dönüşümlerden biri, finansal sektörün reel ekonomi üzerindeki ağırlığının artması, yani...

Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet
Ekonomi

Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

Görüş Redaksiyon

Buenos Aires, Arjantin’de çeşitli insan hakları, sosyal ve siyasi örgütlerin üyeleri ile sendikalar, Plaza de Mayo Anneleri’nin 39. Geleneksel Direniş...

temel demirer

Kapitalist Yıkımdan Çöküşe(1)

temel demirer

Özelleştirme Soygunu Üstüne

Keynes, Kapitalizmin Krizi ve Çok kutuplu Dünya

Keynes, Kapitalizmin Krizi ve Çok kutuplu Dünya

Çin’in 2025 Yurt Dışı Yatırımları: Temel Pazarlar ve Sektörel Eğilimler

Çin’in 2025 Yurt Dışı Yatırımları: Temel Pazarlar ve Sektörel Eğilimler

ABD Ekonomisi ve Popülist -Fantezi Politikaları

ABD Ekonomisi ve Popülist -Fantezi Politikaları

temel demirer

“Teknoloji”, “Otomasyon”, “Robot”, Vd.’lerinin” Sınıf Mücadelesine” Etkileri (“İddiaları”) Üzerine

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.