26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Yazar(lık) Ya da İki Kemal[*]

Temel Demirer
5 Şubat 2022
Okuma süresi: 15 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
yaşar kemal

“Üzerinde yaşadığımız dünyanın durumunu görmeyenin o dünya üzerine yazacak hemen hiçbir şeyi yoktur.” [1]

Saint Just’ün, “Ahlâk, zorbalardan daha güçlüdür,” ifadesindeki eylemdir yazmak; iki Kemal’in öğrettiği üzere…

Çünkü hakkını vererek yazmak, başkaldırmaktır; Doris Lessing, “Edebiyat, sahip olduğumuz en iyi öteki gözü elde etme; kendimizi kendimizden koparak görme yollarından biri,” diye…

İlgili İçerikler

Yazmak Eylemi ile Sözün Gücü

Militan, İdamlık, Sürgün: Abdulkadir Konuk(*)

Bu nedenledir ki yazarın aslî işlevi göz boyacılığa, kandırmacalara prim vermeyip kendini büyük görmemek, kendini toplumun bir parçası saymak, toplumsal soru(n)lara taraf olmak, karanlığa ışık tutmak, gerçeği arayıp, dillendirmek/ yazmaktır. Çünkü o; muhalif olmayı (ve kalmayı) başarabilen, toplumsal olayları veya aksaklıkları belirtmenin bir görev olduğunun bilincindedir.

Jean Paul Sartre’ın, “Neyi yazacağını değil, nasıl yazacağını bilen insandır” diye tarif ettiği yazar, inandıklarını, bağlandıklarını, tahayyüllerini kaleme alır.

Hangi amaçla yazdığının bilincindeki yazar için Aziz Nesin, “Her yazar, yalnız kendisi için yazar ve yalnız kendini yazar. Yazarlar her ne yazarlarsa kendilerini yazdıkları gibi, okurlar da her ne okurlarsa kendilerini okurlar,” der, doğrudur; yazmak geriye bir iz bırakmaktır. Hiç yaşlanmaz yazarlar, gözleri çocuk kalır hep. Yani “Yazar, yetişkin olmayı asla başaramayan bir insandır,” Martin Amis’in ifadesindeki üzere…

Yazmak kaygı ve kurgu işi olmaktan öte, hayata dokunmak, tutunmak ve boylu boyunca içinde yer almak hâli; olanı dillendirip, olmayanı kurgulayarak okuru düşünmeye iteklemektir.

Gözlemci olması yanında; yazarın belleği de çok güçlüdür. O hiç unutmaz. Toplumu açıkça eleştiren yeni, sıra dışı fikirlere sahiptirler.

Antole France’a bir çocuk gelip sorar: “Sizce yazar olayım mı?”, O da, “Eğer olmamak elindeyse olma!” diye yanıtlar; gerçekten de zorlu bir iş olan yazarlık bir başkasına ulaşabilmek içindir. Karanlık şafağını içinde taşır. (Geçerken: Coğrafyamızda yazarlara reva görülenlere bakın: Sabahattin Ali’yi öldürdüler, Aziz Nesin’i yakmak istediler, Ömer Seyfettin’i kadavra yaptılar. Mehmet Uzun sürgünde öldü(rül)dü. Orhan Kemal amelelik yapardı. Nâzım Hikmet’i vatan haini ilan ettiler.)

Kalemi, kâğıtları ile insan(lık)ı, olduğu (“olağan” denilen!) ruh hâlinden/ konumundan, ortamdan kopartma gücüne sahip kişidir.

Bir yanıyla da sadece yazmakla değil, görmekle, kavramakla, çözümlemekle uğraşan yazar; herhangi bir andaki, herhangi bir durumu, görebildiği tüm bileşenleri ile kâğıda aktarır. Böylece insanların bakıp da gör(e)mediklerini de görmesini sağlar.

Scott Fitzgerald’ın, “Yazarlar, tam olarak diğer insanlardan değildir. Eğer bir şeyseler, tek bir insan olmaya çabalayan birçok insandırlar,” diye nitelediği o; aynı anda aynı yerde bulunamayacak çok insan ile konuşamayacağı için yazandır. Dışardan bakan eleştirel bir göze sahiptir.

Yazarın yazdıklarının, yazacakları yanında pek fazla bir kıymet-i harbiyesi olamaz. Çünkü iyi yazar, daima kendiyle kavga hâlinde olan insanlardan çıkar. Yazmak için yazmaz yazar. Yazarak bulmak, keşfetmek, görmek, idrak etmek, göstermek için yazar. Bu sonu gelemez bir serüvendir.

Yazar üreten insandır. Bu nedenle yazarlar ağaçlar gibi yüzyıllarca yaşayabilir ve insanlar o ağacın meyvelerinden faydalanmayı sürdürürler.

Düşünce anlatıcısı yazar(lık) başkalarının hayatlarına girip, o hayatlarda yaşayabiliyor olabilmektir.

Yazmak geniş zamanlı bir hâlidir. Kalem ve kelam ikilisini cem eden yazar gerçeği toplumsallaştırır.

Bir şey daha: William Faulkner’in, “İyi yazarın başarıya ya da zengin olmaya aldıracak zamanı da yoktur,” notunu düştüğü o; yazdığı için sevinmeli, sattığı (para) için değil…

Dahası: “İnsan, bazı şeyler söylemeyi seçtiği için değil, onları belli bir biçimde söylemeyi seçtiği için yazardır…”

“Yazar, konuşan kimsedir: O gösterir, ortaya koyar, buyurur, yadsır, çağırır, yalvarır, hakaret eder, inandırır, araya sokuşturur. Bunu boş yere yaptığı zaman ozanlaşmaz. Hiçbir şey söylemeden yazan konuşan bir düzyazı yazarı olur.”

“Evrenin vazgeçilmez, önemli bir öğesi olmak isteyen yazar, bu evrendeki haksızlıklardan nasıl sıyrılabilir acaba? Oysa onun da payı bulunmalıdır bu haksızlıklarda; ama yazarın haksızlık yaratmayı kabul edişi, ancak bu haksızlıkları ortadan kaldırmak üzere girişilmiş bir aşma hareketi içindedir.”

 “Yazarın okuyucular üzerinde etkin olduğu doğru değildir, o yalnızca okuyucuların özgürlüklerine çağrıda bulunur; yapıtlarının etkili olabilmesi için, okuyucunun koşulsuz bir kararla, bunları üstlenmesi gerekir.”

“Aslında yazara para verilmez: çağına göre az çok beslenir o. Başka türlü de olamaz, çünkü onun etkinliği gereksiz’dir: Bir toplumun kendi bilincine varması hiç mi hiç yararlı değildir, hatta kimi zaman zararlı’dır.”

“Yazar, kalemiyle toplumun çıkarlarına hizmet etmeyi seçmiş olsa bile, üretmez, tüketir…”[2]

Özetle Henri Barbusse’ün, “İnsanın kendini ifade etmesinin en kusursuz yoludur edebiyat,” notunu düştüğü yazmak bir eylem iken; “Kalem (de) aklın dilidir,” Miguel de Cervantes’in ifadesiyle…

* * * * *

Biz(ler)e yazmanın bir eylem olduğunu öğreten iki Kemal’den birisi “Yerler, gökler, yani bu dünya, yardımla, iyilikle durur oğlum!” diyen Türkiye Komünist Parti’li (TKP) Orhan Kemal’dir.[3]

Her ne kadar oğlu Işık Öğütçü Onun için “Hümanist, devrimci ve mücadeleci bir insandı,”[4] dese de; “Hümanist” sıfatı yerine “Komünist”in eklenmesi gereken Orhan Kemal şöyle derdi:

“Sen bana ekmek veriyorsun ha? Sen kimsin de bana ekmek vereceksin? Çalışıyorum ben, alnımın teriyle kazanıyorum onu… Bana ekmek veriyormuş… Ben çalışmayım da sen bana ekmek ver… Ulan siz değil ekmek, günahınızı bile vermezsiniz bedavadan…”[5]

“En iyisi, ne açlar, ne de suçlular olmalı. Kimse kimseye muhtaç olmamalı!”

“Şimdi mal, mülk, para kimdeyse itibar onda. Bu dünya, bu haksız dünya niye bozuluyor günden güne? Belli bir şey, eski hatıralar, eski saygılar unutuldu- ondan…”

“Bozuldu ağa bozuldu, dünya kökünden bozuldu. Üstüne bastığım toprak ayaklarımın altından kayıyor sanki. Bugün dünü arıyoruz, yarın da bugünü arayacağımızdan şüphen olmasın…”

“Eski günleri getir, bugünlere gaz döküp yakalım…”

“Bilirim gençlik nedir. Deli gençlik insanı çılgına çevirir, attığı adımı bildirmez eder…”

“Olma kula kul, öpme el ayak, kirlenmesin ağzın…”

“Böyle gelmiş ama böyle gider mi bilmem?..”

“İsterseniz dağları dümdüz edersiniz. İstemezseniz de düz yolda yolunu şaşırtırsınız adama…”

“Tekrar bahar geldi, arkasından yaz. Kimsesizlerin sahibi güneş tam zamanında yetişti…”

“Neden, niçin bırakılmıyordu insanlar dilediklerince yaşamaya!”

“İnsan doğru oturup doğru konuşmalı…”

“Güçlü bir hafıza en ağır cezadır. İşin kötüsü; iyi anları nadiren, kötü anları sıklıkla hatırlatır…”

“Ölmek kolay, yaşamak zor. İnsanoğlu zora sarılmalı. Yılmamalı kolay kolay…”

“Kederli, mahzun, acılı olmak için sebepler mevcuttur, fakat ümitsiz olmak için tek bir sebep mevcut değildir. Daha acı, daha mahzun ol, fakat sevincin ve ümidin pırıl pırıl parlasın…”

* * * * *

“Orhan Kemal bizim Maksim Gorki’miz, İgnozio Silone’miz, Emile Zola’mızdır.”[6]

O; “Yapıtlarındaki insan ve yaşam gerçekliği, toplumsal yapımıza tutulan ışık oldu. Yoksul ve yoksun insanları edebiyata taşıyan, aydınlık tohumları saçan, sevgi ve öfke rüzgârı estiren ustası oldu edebiyatımızın.”[7]

* * * * *

Orhan Kemal’e gönderdiği mektupların birinde, “Ben bildiğin gibiyim, hemen hemen hiç değişmedim gibi bir şey, yahut, bu bana öyle geliyor, belki de beni görürsen ihtiyarlamış bulursun, belki de tersine gençleşmiş. (…) Sen kim bilir ne güzel şeyler yazıyorsundur, geçenlerde bir hikâyeni okudum, iftihar ettim. Romanının neşredildiğini bir bayram müjdesi gibi bekliyorum,”[8] diyen Nâzım Hikmet, onun  hapishane arkadaşıdır.

Aynı zamanda biraz da hocası sayılır: Onu şiirde başarısız bulup düzyazıya yönlendiren Nâzım Hikmet olmuştur. Böylece Türkiye proletaryası kendisine hep sadık kalan bir büyük romancı kazanmıştır…

Orhan Kemal için bu nitelemeyi ilk kim çıkarttı, bilmiyoruz. Ama her şeyden önce, “küçük insan” ne demek? Belki başka dillerde bunun yerleşik karşılıkları daha anlamlıdır, ama Türkçe’de biz Orhan Kemal hakkında konuşanlar dışında bu deyimin kullanıldığına tanık olmuyoruz. Kimdir “küçük insan”?

Zaten Orhan Kemal’in “küçük insanlar”ı yazdığını ileri sürenlerin meramı da bizim tanımladığımız “küçük insanlar” değildir. Onlar büyük romancının anlattığı insanların düpedüz proleter olduğunu söylememek için bu terimi geliştirmiş gibi görünüyorlar. Yoksul, sıradan, zavallı insanları anlatıyor demek, proletaryanın hayatını anlatıyor demekten daha iyi gelir bu insanlara. Buna yalın biçimde ilerici küçük burjuvanın proletarya ya da işçi sınıfı kavramını halk kategorisi içinde eritmeye yatkın tutumu olarak nitelemeliyiz. Aynen, Orhan Kemal ve benzeri yazarlar için kullanılan “toplumcu” teriminin söylediğinden fazlasını sakladığı gibi. “Toplumcu” değil. Orhan Kemal komünisttir.

Orhan Kemal, Türk dilindeki edebiyatta, herkesten daha fazla proletaryanın romancısıdır. Herkesten daha fazla fabrika ve kapitalist çiftlik ortamında geçer romanları. Herkesten daha fazla sınıf mücadelesi anlatır. En karmaşık, en ham, en az örgütlü biçimlerini de, en arı hâlinde işçi sınıfının sömürüye karşı ayaklandığı anları da anlatır. Proletaryanın gerçek hayatını anlatır. Sadece fabrikada ve kapitalist çiftlikte değil. Mahallede, kahvede, evde de. İşçi mahalleleri ve evleri Orhan Kemal’de romanın karakterlerinden biriymiş gibi uzun uzun tasvir edilir.[9]

Ustalarımızdandır O; tıpkı “Dünyada çok şey kolay da, insan olmak zor,”[10] diyen Yaşar Kemal gibi…[11]

* * * * *

Osmaniye’nin Hemite ilçesinde 1923’de dünyaya gelen Yaşar Kemal, yaşamının sonuna kadar Anadolu topaklarında yaşadığı, tanık olduğu tüm halkların acılarını, hüzünlerini, destanlarını okurlarına sundu. 28 Şubat 2015’te ise “o güzel atlara” binerek aramızdan ayrıldı.

1940’ların başında Adana’da TKP üyesi devrimcilerle tanışıp, sosyalizmi benimsedi. 1950’de komünizm propagandası yapmak “suç”undan tutuklandı ve Kozan hapishanesinde bir yıl hapis yattı. 1962’de Türkiye İşçi Partisi üyesi oldu. 1960’ların bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde yer aldı.

17 yaşından ölümüne değin sosyalist politikanın içinde yer aldı. “Kürt Sorunu” hakkında görüşlerini fütursuzca kaleme alan Yaşar Kemal, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin azınlıklara, özellikle de Kürtlere karşı ırkçı tavırlar içerisinde bulunduğunu ifade etti.

Yazıları nedeniyle çeşitli cezalar aldı. “Ayrılıkçı propaganda” suçlaması ile yargılandı.

Sait Faik’in, “Türklerin en Kürdü; Kürtlerin en Türkü”[12] diye tanımladığı O hayatı boyunca, “İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar,” ifadesindeki üzere düşünüp, davranmıştı. Ve eklemişti:

“O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık…”

“Evrende iki sonsuz doğurgan yaratıcı güç vardır. Biri insan, öbürü doğa. İnsan, yaratıcılığını yitirdiği gün, doğa yaratıcılığını bitirdiği gün her şey bitecektir…”

“Bizi düşünmeye alıştırmamışlar. Üstelik de düşünmeyelim diye ellerinden geleni yapmışlar. Düşünmeye çalışanları da hep öldürmüşler…”

“Bir toplum, hoşgörüsü kadar güçlü, sağlam, haklıdır. Zulmü kadar zalim, zayıftır…”

“Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hâle gelmeli ki… Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi…”

“Umutsuzluk tutsaklığın gıdasıdır. Umutsuzluk köleliğin anasıdır. Umutsuzluk yüreğin yıkımıdır…”

* * * * *

“Dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir,” diyen Yaşar Kemal, ardında İnce Memed’i bıraktı. 1947’de “İnce Memed”i yazdı; sonra kitabına ara verdi; 1953-1954 de ise tamamladı.

Romanı yazma nedeninin eşkıya amcasının oğlunun dağda vurulması olduğunu 1987’deki bir söyleşisinde belirtip, çocukluğunun eşkıyalığın içinde geçtiğini, dayısının “en büyük” eşkıyalardan biri olduğunu söylemişti.

“Yaşar Kemal’in bir anlatıcı olarak bize sunduğu bellek; yarının insanının hatırlayacağı, öğrenmek, keşfetmek, anlamak, taşıyıp gösterdiklerinin her biri üzerine inşa edebilecekleri için gereksindiği bellektir.”[13]

“Yaşar Kemal’in anlatılarında kurduğu dünyanın dili, sesi, rengi, tınısı Anadolu coğrafyasının gerçekliğini taşır.

Yaşar Kemal o coğrafyada yaşayıp özümsediklerini, karşılaşıp buluştuklarını, tanıklıklarını bir bir anlatı dünyasında dile getirir. Anadolu ki, melez bir coğrafyadır. İnsanı, kültürü, doğası, börtü böceğiyle bu içselleşip kaynaşmanın rengidir, soluğudur, biçimidir.”[14]

O sadece bir isyancı değildir. Doğanın kendisidir.

Evet, “Yaşar Kemal’de doğa bir dildir, bir destandır.

Yaşar Kemal’de doğa, bireyle bütünlenir, toplumla bütünlenir, yaşamla bütünlenir… Bunu başka türlü de söyleyebiliriz: Doğa yaşamın bir parçasıdır. İnsanın bir parçası, toplumun bir parçasıdır… Ama aynı zamanda doğa yaşamın bütünüdür.

Yaşar Kemal’de doğa, olaylara bir fon oluşturmaz, olayın kendisidir. Doğa sıfat değil öznedir.

Yaşar Kemal’de doğa, karakterlere eşlik etmez, bir ‘atmosfer’ yaratmaz. Başlı başına bir karakterdir. Bir roman kişisidir. Başroldedir.

Yaşar Kemal’de doğa insandır. Ama aynı zamanda bir devinimdir, bir ses, bir koku, bir ışık, bir susuştur, bir derinliktir… Bütün duyularımıza seslenir.”[15]

* * * * *

Doris Lessing’in, “Bir yazar dünyanın vicdanıdır,” vurgusuyla diyeceklerimi toparlarsam: “Davası, meselesi olmayan kitap, kitap değildir… Davası olan kitap kavgası olan kitap demektir. Kavgasız kitap hareketsiz kitaptır, hareketsiz kitap ise ölüdür,” uyarısındaki üzere Nâzım Hikmet’in; yazarlık iki Kemal’in yazdıklarından öğrenilmelidir…

Temel Demirer

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:

“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim…  Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”

N O T L A R

[*] Güney Dergisi, No:99, Ocak-Şubat-Mart 2022…

[1] Elias Canetti.

[2] Jean-Paul Sartre, Edebiyat Nedir?, çev: Bertan Onaran, De Yayınevi, 1967.

[3] Bkz: Temel Demirer, “Tarihe ‘İnsanî Boyut’ Katan Yazar: Orhan Kemal”, Esmer, No:64/1, Eylül 2010… Temel Demirer, “Eğilip Bükülmeyen Bir Yaşam: Orhan Kemal”, Newroz, Yıl:8, No:260, 30 Kasım 2014… Temel Demirer, “Orhan Kemal: Ustadır, Yeri Ayrıdır, Mühimdir”, Ümüş Eylül, Yıl:6, No:22, Ocak Şubat Mart 2017…

[4] Kadir İncesu, “Orhan Kemal Halk İçin Halkla Birlikte Yaşadı”, 2 Haziran 2021… https://www.evrensel.net/haber/434301/orhan-kemal-aniliyor-halk-icin-halkla-birlikte-yasadi

[5] Orhan Kemal, Grev, Everest Yay., 2007.

[6] Özdemir İnce, “Orhan Kemal”, Cumhuriyet, 1 Haziran 2021, s.3.

[7] Öner Yağcı, “Haziran’da Ölmek Zor”, Cumhuriyet, 5 Haziran 2021, s.17.

[8] Adnan Binyazar, “Orhan Kemal’e Mektuplar”, Cumhuriyet Kitap, No:1641, 29 Temmuz 2021, s.6.

[9] Sungur Savran, “… ‘Küçük İnsanların Yazarı’ Değil Proletaryanın Romancısı, ‘Romantik Komünist’ Değil Bolşevik Şair!”, 3 Haziran 2021… https://gercekgazetesi.net/teori-tarih/kucuk-insanlarin-yazari-degil-proletaryanin-romancisi-romantik-komunist-degil-bolsevik

[10] Yaşar Kemal, İnce Memed I, Yapı Kredi Yay., 2007.

[11] Bkz: Temel Demirer, “İki Kemal: Orhan ile Yaşar…”, Esmer Dergisi, No:47, Ocak 2009… Temel Demirer, “Çukurovalı, Kürt, TİP’li ve Yazar: Yaşar Kemal”, Esmer, No:65/1, Ekim 2010… Sibel Özbudun-Temel Demirer, “Daima Yaşayacaktır, İsmiyle Müsemma Yaşar Kemal”, Newroz, Yıl:8, No:268, 16 Haziran 2015… Temel Demirer, “Halkın -Başkaldıran- Arzuhâlcisi: Yaşar Kemal”, Güney Dergisi, No:88, Nisan Mayıs Haziran 2019…

[12] Zeynep Oral, “Türklerin En Kürdü, Kürtlerin En Türkü Yaşar Kemal’i Özlemek!”, Cumhuriyet, 28 Şubat 2021, s.15.

[13] Feridun Andaç, “Yaşar Kemal’le Başladığımız Yerde”, Cumhuriyet, 15 Mart 2021, s.2.

[14] Feridun Andaç, “Özdemir İnce’den ‘Yaşar Kemal Türkiye’dir’…”, Cumhuriyet Kitap, No:1571, 26 Mart 2020, s.6.

[15] Zeynep Oral, “Yaşar Kemal Çevre Bilincinde Öncüdür”, Cumhuriyet, 7 Haziran 2020, s.19.

İlgili İçerikler

Barbarları Beklerken
Edebiyat

Barbarları Beklerken

Görüş Redaksiyon

CP Cavafy'nin ünlü şiiri "Barbarları Beklerken", bir imparatorluğun çöküşünü ve içsel çürümesini derin bir şekilde ele alırken, modern dünyadaki jeopolitik...

sibel özbudun
Edebiyat

Anlatılmayanı Analtan; Görünmeyi Gösteren Hikayeler(*)

Doç. Dr. Sibel Özbudun

“Bir kitap, yürekten yazılmışsa ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir.” Bafra T-Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki Haydar Demir’in, ‘Kokulu Rüzgâr’ başlıklı kitabında...

İktisatta Matematik, İstatistik ve Ekonometrinin Gelişimi

Martin Eden’ın Açtığı Yol: Nietzsche, R. Wagner, Böyle Buyurdu Zerdüşt, R. Strauss

temel demirer

İyi ki Yazdılar(*)

Zekeriya Simsek

Ölümünün 100. Yılında KAFKA ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER

temel demirer

Giderek Eksiliyoruz: Firuzan, Marion Levi…(*)

sibel özbudun

Mitostan Masala, Masaldan Hayata… Gazel’in Şahmaran’ı(*)

temel demirer

Vicdanı Şiirine Dahil Etti Salih Bolat(*)

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.