26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

“Şiir İhtiyacı Olanındır” | Figen’in (Yüksekdağ) Dizeleriyle Şiir Üstüne[*]

Doç. Dr. Sibel Özbudun
5 Ocak 2021
Okuma süresi: 16 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
Fiden Yüksekdag

“Bazıları şiir sevmez, çünkü onların yaraları yoktur. Ama yaraladıkları vardır.”[1]

Öncelikle ve altını defalarca çizerek belirtelim: Figen (Yüksekdağ) dostumuz, kardeşimizdir elbette; ama bunların da ötesinde yoldaşımızdır ve Onun ‘Yıkılacak Duvarlar’ını[2] defalarca okuduk, okuduk, okuduk…

Söz konusu okumalarla ortaya çıkan, “Figen’in (Yüksekdağ) Dizeleriyle Şiir Üstüne”, itiraf etmeliyiz ki, Ondan mülhemdir.

İlgili İçerikler

Yazmak Eylemi ile Sözün Gücü

Militan, İdamlık, Sürgün: Abdulkadir Konuk(*)

* * * * *

“Eli kalem tutan her hevesli şiir yazıyor. Oysa heves yetmez, şiir ayrıcalık gerektirir.”[3]

Ya da “Son günlerde, özellikle akademik çevrede, iki dostum bu soruya muhatap oluyor: ‘Şiir öldü mü?’ ‘Şiir ölüyor mu’?”[4] türünden soru(n)lara prim vermeyenlerdeniz.

Yikilacak Duvarlar: Amazon.de: Yüksekdag, Figen: Fremdsprachige Bücher
HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın cezaevinde yazdığı şiirlerden oluşan “Yıkılacak Duvarlar” 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Ceylan Yayınları tarafından yayınlandı.

Kanımızca: “Şiir ihtiyacı olanındır”. Öyleyse herkesindir. Bazen şairin ihtiyacı vardır şiire, yazar, bazen de okurun ihtiyacı vardır, okur. O yüzden fazla abartıp, ‘memleketimizde şiir çok yazılıyor, az okunuyor’ filan dememek gerekir. Zira bunun şiirle hiçbir ilgisi yoktur. Şiire ne? Bazen çok okunur, bazen az. Daha doğrusu ‘Il Postino’ (1994) filmindeki postacı demişti ya, “Şiir ihtiyacı olanındır.”[5]

Evet şiir ihtiyaçtır; ihtiyacı olanındır; “Şiir başkaldıranların, haksızlığa uğrayanların sesidir, evet; çünkü şiir çoğunluğun kabullerindeki hapishaneyi, herkesin rahatlık duyduğu değerlerdeki işkence aletini görebilme ayrıcalığına sahip insanların yakınlık duydukları bir etkinliktir. Şiir okumak bu büyük hapishanedeki kardeşlerin birbirlerinden haberleri olmalarına, işkenceye birlikte direnmelerine yarar.”[6]

Aşk gibi bir şeydir; dönüşü olmayan yürüyüşün, eylemin adıdır.

“Şiir, ihtiyacım olduğu her an kendimi verebileceğim bir şey… bir acil çıkış kapısı, bir can simidi”dir.[7]

İnce iştir; kalın kafalara tesir etmezken; “Yağmurun, ağaçların altında yürümeyen biri şiiri asla anlayamaz.”[8]

Kaybedilenler ile kazanılanları ve umudu yazar şiir; “Şiir, kanayan bir yaradan ya da gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır,” Halil Cibran’ın ifadesiyle…

Yani kullanabilenin elinde silah, anlayanın bağrında kurşundur; kalıba sığmayan bir şeydir.

* * * * *

Tarihte bilinen ilk yazılı şiir örnekleri 4500 yıl öncesine, Sümerli bir kadın şaire aitti…

Enheduanna prenses, teolog ve şairdir. Ondan günümüze kil tabletler üzerine yazılmış 43 lirik şiir, bazı düz yazı metinleri, adının yazılı olduğu 2 mühür ve yüzünün resmedildiği disk şeklinde bir kireç taşı kaldı sadece; Sümer ve Akad’ı birleştirerek ilk merkezi devleti kurucusu Kral I. Sargon’un kızı olan Entheduanna, Sümer panteonun en saygın ve güçlü tanrısı, ay tanrısı mabedinin baş rahibesiydi…

Enheduanna’dan beri şairin şiiri, onun kişiliğidir; hayatına mündemiçtir; şiirsel yapı organik bir şeydir; yaşayan, kımıldayan, soluk alıp veren canlı bir organizmadır…

ANF | Figen Yüksekdağ bleibt im Gefängnis
1971 yılında Adana, Yumurtalık’ta doğdu. İlkokulu Yumurtalık’ta, liseyi ise Adana Ceyhan Lisesi’nde okuyan Yüksekdağ, aynı yıllarda kadın hareketi alanındaki çalışmalarına başladı. 1992 yılında Adana’da katıldığı 1 Mayıs gösterileri sonrasında tutuklandı ve 1 ay cezaevinde kaldı. Lise yılları ve sonrasında Liseli Öğrenciler Birliği, Liseli Emekçi Kadınlar Birliği ve Demokratik Liseliler Birliği kurucuları arasında yer aldı. Bu dönemde sırasıyla Özgür Gençlik, Atılım ve Sosyalist Kadın dergilerinde yazarlık ve editörlük görevlerini yürüttü. Üniversite Öğrenci Dernekleri’nin kurucuları arasında yer aldı. 1998 yılında Atılım Gazetesi yayın kuruluna dahil oldu.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) çatısı altında yürütülen partilileşme sürecinde ESP’yi genel başkanlık düzeyinde temsil etti. 22 Haziran 2014 tarihinde Ankara’da toplanan HDP II. Kongresi’nde Selahattin Demirtaş ile birlikte partinin Eş Genel Başkanlığına seçildi. 4 Kasım 2016’da Ankara’daki evinde gözaltına alınan ve Diyarbakır’a gönderilen Yüksekdağ, burada çıkarıldığı 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce aynı gün içerisinde tutuklandı.Tutuklanmasının ardından Kocaeli F Tipi Cezaevi’ne götürüldü. 21 Şubat 2017 tarihinde hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası gerekçe gösterilerek vekilliği düşürüldü. Kaynak: Haberler.com

Friedrich Hegel’in, “Güzel sanatların en üstünü ve en zor olanı şiir sanatıdır”; Wallence Stevens’in, “Solucanlardan ipek giysi üretene şair denir,” notunu düştükleri saptamaları “es” geçmeden; içinde olduğunuz mücadele dışında başka bir yerde aramayın şiiri/ şairi…

Figen’in (Yüksekdağ) dizeleri de böyle diyor…

* * * * *

“Toprağa gömülü kelimeleri/ kazıp çıkardım şimdi” (s.16) diye özetlenmesi mümkün olan ‘Yıkılacak Duvarlar’lar, “Şiirlerin esin perilerine sonsuz teşekkür”le (s.11) başlar.

Suna Aras’ın, “Figen neyse şiiri odur,” (s.7) betimlemesiyle müsemma yapıt, “Sen beni görmedin/ ‘Görüldü’lü şiirler yazarım/ tutsak gecelerimde”nin (s.36) ‘Deli Güller’e (s.40-41) hasret tasviridir bir yerde.

Onun dizelerindeki sır, ‘Kadının Gücü’ndendir (s.18-19); ya da ‘Meseldeki Karınca’nın “Hiç değilse yolunda ölürüm” (s.21) ısrarındadır; veya ‘Taybet Ana’dır. (s.24-25). Sonra da ‘Akan Düşler’in (s.26-31) 33 Düş Yolcusu’yladır her daim, “Kırmızı fularları onların/ dallarıma takılı kaldı.” (s.49) “Hadi gidelim/ yola çıkma vakti çoktan geldi/ Toparlayın/ umutları öfkeleri sevinçleri/ sıkı bağlayın ağzını vazgeçişlerin…” (s.31) kararlılığıyla…

“Direniş bir şölendir” Figen’in ‘Direniş Dünyası”nda (s.35) ve ‘Bulutlu Başım’da ise zulmün acısına isyandır; “Bulutlar doluyor gözümün gökyüzüne/ Barikatlar yıkılırken gecenin içine/ bodrumlar yanarken…” (s.14) dizelerindeki üzere.

Lakin umut her daim gündemdedir ‘Açarken’deki “Bir güneş gördü bunu/ bir de/ tomurcuğa bakan çocuk” (s.15.) mısralarında Figen’in

 “Son söz” mü? O daha söylenmemiş (ama bir gün mutlaka söylenecek) iken ekler Figen, “… yıkılacak çok şey vardır/ duvar duvar üstüne gelmiş/ şu hapislik çağında”… (s.45)

‘Kıyametin Habercisi’ndeki üzere: “Ya birlikte yanacağız artık/ ya da yaşayacağız sonuna kadar”… (s.47)

‘İleri’deki, “Durmak biraz da ölmektir// Zamanın akrebi zehirlerken/ yaşanan her anı” (s.57) vazgeçmeyişiyle…

Kolay mı? “Aşkı bulmak/ vadideki bir nehrin/ doruklara bakması gibidir” (s.62.) diye haykıran bir sevdalıdır O, “Sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz” hakikâtinin bilinç ve sorumluluğunda!

İtiraf etmeliyiz ki içindeki çocuk şiir olan ve hâlâ şiir kalan Figen’in (Yüksekdağ) dizelerini okumak kolay olmadı.

Yazmanın cesaret isteyen bir şey olması yanında; şiir okumanın bile başlı başına bir iş olduğu “bugün(ler)de”; Johann Wolfgang von Goethe’nin, “Bir sanat eserini anlayamadığımda ‘karışık olan sanatçının zihni mi yoksa benim zihnim mi?’ diye sorarım kendime,” deyişini unutmadan okuduğumuz dizeleriyle Onu; Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, “Şiir yazanlar üç dört kez daha fazla yaşarlar başkalarından” ya da Şükrü Erbaş’ın, “İnsanlık ne kadar büyük bir yalnızlığı, yabancılaşmayı, sevgisizliği ve yıkımı yaşıyor olursa olsun, dünyanın herhangi bir yerinde şiir yazan biri varsa ve onu okuyan bir başkası varsa, barıştan, aşktan, özgürlükten ve güzellikten umudu kesmeye yer yoktur,” saptamalarında bulmamak mümkün mü?

* * * * *

“Şiir bir üst dildir,” gerçeğini anımsatan Figen’in (Yüksekdağ) iyi bir iş yapmış.

Bir tedirginlik, itiraz sanatı olarak şiirin, herkesi yanına alarak çoğullaşma/ toplumsallaşma olduğunu bir kere daha hatırlatmış.

Metin Üstündağ’ın, “Fesleğen çiçeği gibi. Geçerken eliniz değer, müthiş bir koku; genziniz bayram eder”; Jean-Paul Sartre’ın, “Yitiren kazanıyor oyunu,”[9] sözleriyle betimlediği şiir, hayatla, mücadeleyle bir bağ kurduğu vakit, bizim için var olmaya başlar. Olması gereken sırrın anahtarını verir. Onu okuduktan sonra yerküreye, insan(lık)a farklı gözle bakıp, nefes almaya başlarız; çarpan yüreği(mizi)n sorumluluklarıyla…

Kolay mı? Yaşanan, yapılan şeydir; yazdığın, paylaşarak çoğullaştırdığındır şiir; sözcüklerin damıtılmış hâlidir; “Gerçekçiliğin estetik boyutlarda yeniden yaratılmasıdır”.[10]

Tam da bunun için ‘Poetika’ başlıklı yapıtında Aristoteles, “Poesie (şiir) tarih bilgisinden daha felsefidir,”[11] der.

Evet, evet önemlidir, aykırıdır, dik durur, diklenip, meydan okur; büyülü bir şeydir; Can (Yücel) Baba’nın, “Ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın! Davetsiz misafirdir, pat diye gelir o, ya bir Afrika menekşesini, ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık,” ifadesindeki üzere.

Şiir iletişim, icat, dölleme, keşif, üretim ve yaratının bileşimidir. “Şiir, alacakaranlıkta görebilen bekleyiştir, günbatımının sezgileriyle dolu uçurumdur, eşikte bekleyiştir.”[12]

Johann Wolfgang von Goethe’nin dediği gibi, “Şiir gökyüzüne çizilmiş resimdir.” Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana…

“Şiir, yaşamın en has çığlığı, …insanın direnişidir”;[13] “Şiir büyük onarıcı”dır;[14] “Gerçek ozanlar şiirin yalnız kendilerine ait olduğuna asla inanmadılar. İnsanların dudağında söz asla kurumadı; sözcükler, şarkılar, çığlıklar hiç durmadan yinelenir, çarpışır, birbirlerine karışırlar. Dilin işlevinin devinim alanı abartıya, taşkınlığa ve tutarsızlığa varacak kadar yaygındır. Sözcükler dünyayı anlatır, sözcükler insanı anlatır; insanın gördüğünü ve duyumsadığını, var olan şeyi, var olmuş olan şeyi, ilk çağları, zamanın ve anın geçmişini, geleceğini, istenci, istemdışını, korkuyu, var olmayanı ve var olacak olanı istemeyi anlatır…”[15]

Metin Altıok’un ifadesiyle de, “Şiirin bir söz sanatı olduğu bilinen bir gerçektir. Çünkü şiir iletişim aracı olarak sözcükleri, yani genel olarak dili kullanır. Dili kullanırken de kendine özgü bir üst-dil yaratır. Bu üst-dil günlük dilden çok farklı, incelmiş ve başkalaşmış bir dildir. Şiir anlam ya da duygu yükünü bu üst-dil aracılığıyla aktarır okuruna. Kendisiyle okur arasında bu dile dayalı bir köprü kurar. Duygu ve düşünce akışını bu köprüyle iletir okura. Şair ise sözcüklere yüklediği görselliği okurun imgeleminde canlandırır. Çünkü genel olarak sanattan anlamak sanatsal bir inceliğe sahip olmayı gerektirir.”

Toparlarsak: Şiir, iletişim aracıdır. Coşkulu söylemdir!

Pablo Neruda’nın, “Ekmek gibidir, herkes tarafından bölüşülmelidir,” dediği şiir “hüzündür, aşktır, heyecandır, mutluluktur.”

Şiirler hayat tarzının ifadesidir. Sevgi yoksunu insanların bir türlü sevemedikleri şeydir şiir…

Şiir paylaşmaktır. Şiir heyecandır! Şiir duyguların tufanıdır…

Ve Franz Kafka için “Şiir, insanların kafalarına yeni gözler eklemektir. Gerçeği değiştirmektir.”[16]

Nihayetinde “Şiir sanatı, insanın ne olduğuna dair ayaklanmasıdır,” James Branch Cabell’in hepimize hatırlattığı üzere…

* * * * *

Kolay mı? Eduardo Carranza’nın, “Şiir kanını kaynatmıyorsa, aniden sırlara pencereler açmıyorsa, dünyayı keşfetmene yardım etmiyorsa, umutsuz yüreğinin yalnızlıkta ve aşkta, şenlikte ve sevgisizlikte eşlikçisi değilse ne işe yarar?” sorusundaki üzere acıya meydan okuyan ölümsüzlüktür; öznenin estetik oluşumudur şiir…

Tam da bu nedenle “Şiir bir nevi ağarmadır, bir nevi beyazlaşma, yani gece karanlıksa bari geceliğimiz beyaz olsun deriz, isteriz,” Behçet Necatigil’in işaret ettiği gibi.

Bir sevme biçimidir; bir eylemdir şiir, sözcüklerle sevdaya, isyana, hayata yaslanan…

Ayrıca bir yanıttır şiir: Şimdiye dek okunanlara, söylenenlere, bilinenlere dair yol açıcı bir yanıt.

O her daim yaşamla insanın (bilincinin) kesiştiği kavşaktayken; yaşamı avucumuzda atan bir kalp gibi hissettirendir; “Bilineni bilinmeze, görüneni görünmeze, duyulanı duyulmaza, kısacası, somutu soyuta itme değildir şiir’in işi. Tam tersi: bilinmezi bilinir, görünmezi görünür, duyulmazı duyulur, duyumsanmazı duyumsanır, algılanmazı algılanabilir yapmaktır,” satırlarındaki üzere Hasan Hüseyin Korkmazgil’in…

Duygu, bilinç ve hayal dizgesi şiir, küllenen ateşi alevlendirmektir; “Öncülük ve sözcülük eder: direnmenin, kavganın, savaşın sözlüğü olur,” Ceyhun Atıf Kansu’nun satırlarından mülhem ve “şuraya bir cümle koydum/ bırak acılarımızı birileri duysun…/ hem zaten şiir niye var?/ dünyanın acısını başkaları da duysun,”[17] dercesine…

[jetpack_subscription_form show_subscribers_total=”false” button_on_newline=”false” custom_font_size=”16″ custom_border_radius=”0″ custom_border_weight=”1″ custom_border_color=”#ff6900″ custom_padding=”15″ custom_spacing=”10″ submit_button_classes=”has-ff-6900-border-color has-text-color has-white-color has-background has-luminous-vivid-orange-background-color” email_field_classes=”has-ff-6900-border-color” show_only_email_and_button=”true”]

“Şiir bir yoğunlaşmadır, pratik ve faal birinin gözünde deneyim gibi görünmeyen çok sayıda deneyimin yoğunlaşmasından kaynaklanan yeni bir şeydir.”[18]

O hikâye böyleyken; “Kim öldürebilir ki şiiri? Şiir kedi gibi yedi canlıdır. İşkence ederler, sokaklarda sürüklerler, üstüne tükürürler, alay ederler, etrafını dört duvarlarla çevirirler, sürgüne yollarlar, fakat o bütün bunları yaşar, sonunda tertemiz biz yüzle ve gülümseyerek ortaya çıkar,” satırlarıyla Pablo Neruda’yı doğrulayıp, beraat ettirmiyor mu tarih… Figen’in (Yüksekdağ) dizeleri gibi? Elbette!

Doç. Dr. Sibel Özbudun

Akademisyen, antropolog, yazar, çevirmen, aktivist. 1956 yılında İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Fransa’ya giderek, üç yıl süresince Fransa’da dil ve Paris VII ve Paris Üniversitelerinde sosyoloji öğrenimi gördü. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü’ne girdi. Mezun oldu. Uzun süre yayıncılık (Havass ve Süreç Yayınları) ve çevirmenlik yapan Özbudun; 1993 yılında, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi görmeye başladı. 1995 yılında aynı bölümde araştırma görevlisi oldu. Doktorasını da aynı üniversitede verdi. İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen Özbudun’un çok sayıda çeviri ve telif eseri bulunmaktadır. Telif eserlerinin çoğu Temel demirer ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır.

Temel Demirer

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:

“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim…  Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”

N O T L A R

[*] Güney Kültür-Sanat-Edebiyat Dergisi, No: 95, Ocak-Şubat-Mart 2021…

[1] Attilâ İlhan.

[2] Figen Yüksekdağ, Yıkılacak Duvarlar, Ceylan Yay., 2020, 63 sayfa.

[3] Adnan Binyazar, “Şiir Çevirileri”, Cumhuriyet, 28 Ağustos 2020, s.14.

[4] Doğan Hızlan, “Şiir Ölüyor mu?”, Hürriyet, 13 Ağustos 2020, s.14.

[5] Haydar Ergülen, “Neruda’nın Postacısı’ndan Şiir Var!”, Birgün, 7 Ağustos 2019, s.15.

[6] İsmet Özel, Şiir Okuma Kılavuzu,  Tiyo Yayı., 2013.

[7] John Fowles, Büyücü, çev: Meram Arvas, Ayrıntı Yay., 2006.

[8] Osho, Provokatör Mistik, çev: Niran Elçi, Omega Yay., 2007.

[9] Jean-Paul Sartre, Edebiyat Nedir?, çev: Bertan Onaran, Can Yay., 2005.

[10] Asım Öztürk, “Gerçekçiliğin Estetik Boyutlarda Yeniden Yaratılmasıdır Şiir”, İnsancıl Dergisi, Yıl:30, No:358, Mayıs 2020, s.45-47.

[11] Aristoteles, Poetika-Şiir Sanatı Üstüne, çev: Furkan Akderin, Say Yay., 2011.

[12] Hermann Broch, Vergilius’un Ölümü, çev: Ahmet Cemal, İthaki Yay., 2012.

[13] Öner Yağcı, “Savaş, Barış ve Şiir”, Cumhuriyet, 11 Ocak 2020, s.14.

[14] Mazlum Vesek, “Şair Hüseyin Köse: Şiir Yıkım Sonrasının Büyük Onarıcısı”, Birgün, 10 Haziran 2019, s.14.

[15] Paul Eluard, Şiirin Dolambaçlı Yolları, çev: Sevim Atken, Telos Yay., 1977, s.11.

[16] Atilla Köprülüoğlu, “27 Yıl Önce Sivas ‘Ta Yakılan Şair…”, 9 Temmuz 2020… https://www.denizliekspres.com.tr/27-yil-once-sivas-ta-ya-ilan-sair-siirleri-dillerde-metin-altiok-yuregimizde/26095/

[17] Birhan Keskin, Fakir Kene, Metis Yay., 2016.

[18] T.S. Eliot, “Gelenek ve Bireysel Yetenek”, 29 Ekim 2015…  https://oggito.com/icerikler/gelenek-ve-bireysel-yetenek-ts-eliot/8560

İlgili İçerikler

Barbarları Beklerken
Edebiyat

Barbarları Beklerken

Görüş Redaksiyon

CP Cavafy'nin ünlü şiiri "Barbarları Beklerken", bir imparatorluğun çöküşünü ve içsel çürümesini derin bir şekilde ele alırken, modern dünyadaki jeopolitik...

sibel özbudun
Edebiyat

Anlatılmayanı Analtan; Görünmeyi Gösteren Hikayeler(*)

Doç. Dr. Sibel Özbudun

“Bir kitap, yürekten yazılmışsa ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir.” Bafra T-Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki Haydar Demir’in, ‘Kokulu Rüzgâr’ başlıklı kitabında...

İktisatta Matematik, İstatistik ve Ekonometrinin Gelişimi

Martin Eden’ın Açtığı Yol: Nietzsche, R. Wagner, Böyle Buyurdu Zerdüşt, R. Strauss

temel demirer

İyi ki Yazdılar(*)

Zekeriya Simsek

Ölümünün 100. Yılında KAFKA ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER

temel demirer

Giderek Eksiliyoruz: Firuzan, Marion Levi…(*)

sibel özbudun

Mitostan Masala, Masaldan Hayata… Gazel’in Şahmaran’ı(*)

temel demirer

Vicdanı Şiirine Dahil Etti Salih Bolat(*)

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.