
Elon musk’ın çığır açıcı Space X projesinden sonra bir başka heyecan verici projesi Neuralink’i Amerika ile aynı anda izledik. Ülkemizde gece saatlerine denk gelmesine rağmen birçok bilim düşkününün bilgisayar ekranlarına nefessiz kilitlendiğini hayal edebilirsiniz.
Öncelikle Neuralink nedir bu sorunun cevabıyla başlayalım; beynimizin içine yerleştirilmiş çok küçük bir alet sayesinde zihnimizi bilgisayarlara bağlayan sisteme deniyor. Bunu da bilim insanları canlı yayın sırasında domuzların beynine yerleştirdikleri cihaz ile gösteriyorlar. Burada amac beyin ve omurgada gerçekleşen sorunların, beyine yerleştiren bu cihaz ile nasıl sonuçlar alındığını canlı yayında gözler önüne sermekti.
İnsan vücudu ve beyni yaş aldıkça işlevinin kalitesini yitirmeye başlar, misal, görme ve işitme yetersizlikleri, hafıza ile ilgili sorunlardan söz edebiliriz. Ayrıca nörolojik sorunlar denince de, felç, beyin hasarı, körlük, depresyon, kaygı bozukluğu, kronik uykusuzluk hastalığı, bağımlılık problemlerini örnek verebiliriz. İşte bu saydığım sorunların hepsinin Neuralink sayesinde ortadan kalkacağını Elon Musk canlı yayında anlatıyordu.
Aynı zamanda mühendis olan Elon Musk dahi projesini anlatırken beyni bir makinaya benzetiyor ve beyinde oluşan sorunları da elektronik problem olarak ifade ediyordu. Bu sebeple kafatasının üst orta kısmı delinerek beyine herhangi bir kanama olmadan yine bir robot makine tarafından fakat bir uzman beyin cerrahı-nörolog gözetiminde yerleştiriliyordu. Bu cihaz 23 mm genişliğinde 8 mm yüksekliğinde yuvarlak şekilde tasarlanmış bağlantı başına 1024 kanalı olan, megabit kablosuz internet hızıyla ve tüm gün pil tüketen cihazın beyine verdiği sinyaller ile, benim anladığım zihinsel ve fiziksel olarak bildiğimizden daha sağlıklı ve daha güçlü kalmanın artık imkanlı olduğundan söz ediliyordu.
Bu aletin yerleştirilmesi bir saatten az bir sürede gerçekleşiyormuş. Kişinin anestezi alması yani bayıltılmasına gerek kalmadan ve aynı gün hastaneden çıkabileceğini Elon Musk iddia etti. Hatta Elon Musk bu işlemin bir benzetmeyle, göz bozukluklarında kullanılan göz çizdirme ameliyatı kadar kolay olduğundan söz etti. Cihazdan alınan bilgiler veri halinde cep telefonunuza indireceğiniz bir aplikasyon veya saat şeklinde takacağınız bir alet ile toplanıyor ve takibini oradan yapabiliyorsunuz.
Elon Musk’ın bu projeyi dünya ile aynı anda paylaşma istediğinin bir diğer amacının ise bu iş ile ilgilenen yetenekli bilim insanlarını kendilerinden ve çalışmalarından haberdar edip, ekibine katılmalarını sağlamak olduğunu belirtti. Belli ki bu alanda yaratıcı, yetenekli insanları arttırıp dünyanın geleceğini değiştiren insanların çokluğuna ihtiyaç vardı.
Neuralink uygulamasının gelişimi ve bu cihaz vesilesi ile ilerde insanların yararlanacağı konular oldukça kapsamlı ve sadece bilim-kurgu filmlerinde olur diyeceğimiz tarzda olacağa benziyor. Şöyle ki, gelecekte beynine cihaz yerleştirilen kişiler, bilgisayarlar ile kolayca bağlantı kurabilecek ve bir bilgiye ulaşmak istediğinde beynine bilgiyi anında kaydedebilecek. Yani şimdi ki gibi bir şeyler öğrenmek için ders çalışıp, çaba göstermek, tekrarlamak yerine bunlara gerek kalmadan bilgiyi aktarır aktarmaz öğrenebilmek mümkün olacak. Buna tam olarak cyborg; bir makina-insan melezlenmesi deniyor.
Cyborg olmak ile insanların kazancı, insani kırılganlıklarının en aza indirilecek olmasıdır. Şeytanın avukatlığını yapmak gerekirse, üzerinize ağır bir şey tepeden aşağı düşse veya bir uçak kazası geçirirseniz, bu duruma cyborg olarak bile karşı gelinemeyceğini düşünüyorum ama konuyu saptırmadan devam edelim.
Etrafımızda veya günlük hayatımızda kullanmak durumunda olduğumuz teknolojik aletler ile artık dokunulmadan beyine yerleştirilen cihaz sayesinde tek komut ile iletişime geçip, kullanabileceğiz. Örneğin, evdeki elektronik aletleri bir komut ile çalıştırıp, durdurabilecek, para çekmek için ATM’de hiçbir tuşa basmadan yine tek bir komut ile paramızı çekebilecegiz. Hatta yine Elon Musk’ın şirket değeri 1 trilyon dolar olan Tesla marka elektrikli arabayı şimdilerde bir aplikasyon vesilesiyle park yerinden çağırabiliyoruz ve araba kendi kendine yani sürücüsüz vaziyette olduğunuz yere geliyor. Fakat şimdi bu yeni çığır açan cihaz vesilesi ile aplikasyona bile gerek kalmadan düşünceyle olduğumuz yere aracı getirtebileceğiz.
Vücudumuzda bulunan nöro sensörler sayesinde herhangi bir rahatsızlığımız olduğunda hastalığı tespit etme ya da bozulan hücremizi bize haber veren bir iç denetleme sistemi ile doktora gidip sadece ilacı kendisinden alma ya da doğrudan tedavi olma şansına sahip olabileceğiz. İlerleyen dönemlerde bilgiyi bilgisayarlardan kaydetme özelliği olacağı için birkaç saniye içinde konu ne ise o konu hakkında doktor kadar bilgili ya da neye ihtiyacımız var ise ve hangi mesleği ilgilendiriyorsa o konuda zorlanmadan bir gün içinde öğrenip beceri sahibi olabileceğiz. Düşünsenize, hangi lisanı istersek bir gün içinde o lisanı konuşabileceğiz.
Elon Musk canlı yayında açıkça yapay zekalardan korktuğunu ve bu nedenle insanları üstün bir hale getirmenin yollarını aradığını ifade ediyor. Asıl amacının insanları ölümsüzleştirmenin yollarını bulmak olduğunu çoğu röportajında da belirtiyor. Fakat Elon Musk’ın niyeti ne olursa olsun her güzel niyetle başlayan icadın kötü insanların eline geçtiğinde bambaşka bir senaryoda insanlığı felakete götüren bir hal alabileceğini de göz ardı etmemek gerekir. Misal, beyninizde bulunan alete bir hacker (Yetkisiz erişen) giriş yapar ise ve komutları bu iyi niyetli olmayan kişiden alırsak, suç işleyebilir, istemediğimiz şeyleri yapabilir hatta istemediğimiz bir partiye oy bile verebiliriz.
Tüm bu örneklerden de anladığımız gibi corona virüsün varlığından beri bizde ve tüm dünya haber kanallarında da geçen “Yeni dünya düzeni” ifadesi daha da anlamlanmaya başladı diyebiliriz. Yeni dünya düzeninin sahiden kanunlarının, sınırlarının yeniden yapılandırılması ve kötü senaryoların gerçekleşmemesi için önlemlerin alınması gerekir.
Son olarak tüm bu gelişmeler insanın daha güçlendirildiğini, gerekirse Cyborg’leştirebildiğini ve ileri senaryolarda makinalar üzerinde kişinin bedeni ölse de zihninin sonsuza kadar yaşayacağı bildirilse de, bir çağın bitişine şahitlik etmeyi çok daha etkileyici ve aynı zamanda dramatik buluyorum. Yuval Noah Harari’nin kitabında ve röportajlarında ifade ettiği gibi, yaşayan son özgür düşünen “Homo saphiens” yani insanlarız.

Spor psikoloğu Zeynep Eylem Şenkal İstanbul doğumludur. Doksanlı yıllarda profesyonel olarak hem milli takımda hem de Fenerbahçe kulübünde voleybol oynadı. Marmara Üniversitesi Spor Bilimlerinden mezun olduktan sonra sporcu pskolojisi konusunda çalışmalar yapmaya başladı. İngiltere Londra’da beş yıl kaldı ve burada BBP University’de yüksek lisans psikoloji eğitimini tamamladıktan sonra “Premier League” takımlarından Chelsea ve Arsenal futbol kulübünde çalıştı. Şu anda İstanbul’da Fransız Lape hastanesinde çalışmaktadır.
Zeynep Eylem Şenkal’ın farklı konularda ödülleri vardır. Pertevnial Lisesinde Liseler arası 5000 metre koşusunda birinci oldu, okuluna kupa kazandırdı. Fenerbahçe genç takımında oynarken lig şampiyonluğunu kazanan takımın ilk altısında oynadı. Okulu Marmara Üniversitesinin takımında üniversiteler arası şampiyonluk kazanan takımın ilk altısında oynadı.
Formula 1 takımlarından Redbull ile beş yıl boyunca çalıştı ve 230 dünya şehri gördü.
Sporun dışında da başarıları bulunan Zeynep Eylem Şenkal 1996 Türkiye Best Model seçildi. 1998 yılında Kore’de yapılan “Miss Universe” yarışmasında dünya birincisi seçildi. 15 tiyatro oyununda baş rolde oynadı. En son tiyatro oyunu “Necmiq” ile “En iyi komedi oyunu” ödülünü ekibi ile beraber kazandı. Onlarca televizyon programı sundu. Sinema ve dizi filmlerde oynadı. Ayrıca tiyatro öğrencilerine drama dersleri verdi.
Zeynep Eylem Şenkal tüm bu tecrübelerini harmanlayarak ünlü ya da değil sporcu ve ya kendini geliştirmek isteyen bireylerle mesleği kapsamında; kişinin kendisinin potansiyelinin sınırlarına erişebilmesi için bilimin ve teknolojinin ışığında kişiye özel fiziksel ve zihinsel çalışmalar yürütmektedir.
Daha fazla bilgi için www.eylemsenkal.com