20 Ekim 2025, Pazartesi
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

  • Politika
    sibel özbudun

    Nafile” Çabalar Ya Da İp(lerin)e Un Sermek(*)

    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

  • Politika
    sibel özbudun

    Nafile” Çabalar Ya Da İp(lerin)e Un Sermek(*)

    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Neden “Totalitarizmde” İnsanlar Liberalizmden Daha Özgürdür?

Ahmet Açan
11 Mayıs 2021
Okuma süresi: 8 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
Sovyetler ve totalitarizm

Tabi burada sosyalizmden bahsediyoruz ama liberalizm için ne fark eder ki? Bu başlığı bir liberal okuduğunda, muhtemelen dudağında küçümseyici bir gülümsemeyle liberalizmin en iddialı, en güçlü olduğu özgürlük alanında, çoktan “lanetlemiş” sosyalizmin nasıl olup da daha özgürlükçü olabileceğini, acaba sözcüklere nasıl “takla attırdığımızı” merak edecektir. Oysa laf salatası yapıp, işleri karmaşıklaştıracak değilim. Sıradan bir marksist için son derece bariz bir konuyu olabildiğince basit anlatmaya çalışacağım.

Bu yazı Sovyetler’de Özgürlük başlıklı makalemin bir devamıdır ve asıl olarak konuya burada girilmektedir. Liberaller sosyalizmi eleştirirken, örneğin Sovyetler Birliği’nin yurttaşlarına eğitim, barınak, sağlık, iş vb gibi temel ihtiyaçlarını devletin ücretsiz karşıladığını hiç dikkate almadan (zaten onlara göre devlet bu konulara burnunu sokmamalıdır!), Sovyetleri, tüm bunların olmadığı ABD’deki gibi özgür olmamakla suçlar! Bu bir bakıma, istediğim gibi yiyeyim, içeyim, hareket etmeyeyim ama aynı zamanda hiç kilo almayayım, tamamen sağlıklı olayım, kalp damarlarım tıkanmasın vb demek değil midir?

İlgili İçerikler

Nafile” Çabalar Ya Da İp(lerin)e Un Sermek(*)

Tarih Sıkıştırırken…[*]

Liberalizm hiç durmadan soyut bir “özgürlük” demagojisi yaparken, özgürlükle güvenlik arasında uzlaşmaz bir çelişki, sürekli bir çatışma olduğu gerçeğini saklamaya çalışır. Ama her ikisi de aynı oranda olamaz. Yani hem margarin yiyip, karbonhidrat tüketip hem de kalbim tıkanmasın, kalp krizi geçirmeyim diyemezsiniz!

Liberalizme göre devlet, ekonomik ve siyasal kurumlar kurarak bireyin kendi kaderini özgürce kendisinin kurmasını sağlamakla yükümlüdür. Yani bireyin yaşamı, diğer bireylerle girişeceği serbest rekabet içinde özgürce kendi eylemine bağlı olacaktır. Liberal özgürlük, kişinin kendi yaşamını, potansiyellerini ve bunların gerçekleştirilmesini kendi sorumluluğu ile yürütmesi anlamına gelir. Devletin tek işlevi bu güvenceyi sağlamaktır. Ama bu arada siz işsiz, evsiz, eğitimsiz, gıdasız vb kalırsanız bunda kimsenin suçu, günahı yoktur. Bunlar çağdaş endüstri toplumunun yan etkileri hatta belki de gerekleridir. Zaten suç da sistemin değil, sizindir. Kendinizi yeterince eğitememişsiniz, yeterince çalışmamışsınız hatta muhtemelen tembelsinizdir. Sorunu çözmek için binlerce kişisel gelişimci onbinlerce kitap yazarak sorunun aslında bizzat sizde olduğuna sizi ikna etmeye çalışır. Ama en önemlisi sosyalizm gibi totaliter bir rejimde değil demokratik bir rejimde yaşıyor olmanızdır! İşsiz olmanız, aç olmanız, çocuklarınıza bakamıyor olmanız, gelecek umudunuzun olmaması vb bunlar önemli değildir. Önemli olan özgür olmanızdır!

Marx’a göre siyasal ve entelektüel özgürlük için gerekli ön koşul yaşamak için yapılan günlük mücadeleden kurtulmaktır. Marksizme göre özgürlük, ancak ekonomi bireyin kaderi olmaktan çıktığı ölçüde anlamlıdır. Çünkü serbest rekabet anlamındaki ekonomik özgürlük, insanın tüm zamanını ve enerjisini “yabancılaşmış çalışma” düzeninde, yaşamın ihtiyaçlarını sağlamak için harcamasını zorunlu kılar. Dolayısıyla bu birey aslında özgür bir birey değildir. Bunu kavramak için Marksist olmaya da gerek yok. Dostoyevski, Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları adlı kitabında Fransız Devrimi’nin getirdiği bu liberal özgürlüğü şöyle tarif eder:

“Nedir liberte? Özgürlük. Ne özgürlüğü? Herkese yasalar çerçevesinde her istediğini yapabilmesi için eşit hak. Her istediğini ne zaman yapabilir insan? Milyonları olunca. Özgürlük herkese birer milyon veriyor mu? Hayır. Milyonu olmayan insan nedir? Milyonu olmayan insan her istediğini yapan değil, her isteneni yapan insandır.” Dostoyevski, Batı Diye Diye, Bilgi Yayınevi

Böylece gerçek yaşamda bireyin sosyal güvenliğe kavuşma isteği, özgürlük değerinden üstün tutulduğu ve hatta özgürlük pahasına elde edilmek istendiği halde, liberalizm bu bağımsızlık ve özerkliğin feda edilmesine karşı çıkar. Halbuki özgürlük, ekonomik güvenlik içinde somutlaşmadıkça, yani ihtiyaçlardan kurtulunmadıkça, halkın büyük çoğunluğu için sadece birer ideoloji hatta hayal olarak kalmaya mahkumdur.

Sovyet ahlak felsefesi ise, özgürlükle güvenlik arasındaki çatışmayı çözmek için özgürlüğün “olumsuz” yönlerini ortadan kaldırmada Sovyet devletini destekler. Özgürlüğün “olumsuz” yönleri, bireyin, halkın büyük çoğunluğu için yetersiz olan kendi araçlarıyla başbaşa kaldığı alanlardır. Bu durumda eskiden bireye özgü olmuş olan hakların büyük bölümü, topluma özgü duruma gelir. Ve ihtiyaçlar alanı, bireylerin değil de, bu bireylerin üstündeki devletin ussal denetimi altına girer ve bu haklar devleti ilgilendiren haklar durumuna gelir. Bu ise kuşkusuz bireysel “özgürlükten” bazı tavizler vermek anlamına gelecektir. Mesela Sovyetler Birliğin’de tam 5 kez içkiyi içmeyi sınırlayan yasaklar getirilmiştir. (Bu yüzden Türkiye’de içki yasaklarına en çok solcuların karşı çıkması bayağı ironik bir durumdur!) Ayrıca insan sağlığına zararlı gıdaların üretilmesi de, satışı da yasaktır. Ama totalitarizm tahmin edildiği kadar “totaliter” de değildir. Mesela sigaraya yasak getirilmemiştir ama daha 1930 yıllarından itibaren afişlerle nikotinin sağlığa ne kadar zararlı olduğu anlatılırdı. Mesela şimdi pek çok liberal ülkede sigaraya getirilen kısıtlamalar eski Sovyetler’den çok daha geniştir. Kısaca sağlık ücretlerini bedava alıyorsanız, sağlığınızı bozma gibi “olumsuz” özgürlükleriniz sınırlandırılır. Ya da devlet sizin en temel ihtiyaçlarınızı ücretsiz karşılıyorsa çalışmama özgürlüğünüz yoktur. Cahil kalma özgürlüğünüz de kısıtlanmıştır. Gibi… Ama bu sadece bunun maliyetini ben karşılıyorsan bana yük olamazsın anlamında değil, genel olarak toplumun çıkarlarına aykırı olduğu için böyledir.


NİKOTİN ZEHİRDİR! BİR DAMLASI KÜÇÜK BİR HAYVANI (Görselde tavşan) ÖLDÜRÜR

“Aristo, bizim türümüzdeki yaratıklar için, tabiri caizse, en iyi yaşam imkanı sağlayan belirli bir yaşam tarzının var olduğuna inanıyordu. (…) Bunun anlamı kabaca söylemek gerekirse, her birimizin bir diğerimiz için kendini gerçekleştirme vesilesi olmasıdır. Ben ancak senin kendini-tamamlamanın (self-fulfilment) aracı olarak, kendimi tamamlayabilirim, sen de benimkini. Aristo’nun kendisinde, bu karşıklılığa dair pek fazla vurgu yoktur. Bu etiğin siyasal formuna sosyalizm diyoruz ki buna göre, Marks’ın da yorumladığı gibi, her bir bireyin özgür gelişimi, bütünün özgür gelişiminin koşuludur. Sosyalizm, kendini gerçekleştirme düşüncesini, Aristo’nun aksine, herkesin eyleme müdahil olması gerektiği yolundaki Yahudi-Hıristiyan ya da demokratik-Aydınlanmacı amentüyle harmanlayarak evrenselleştirmemiz durumunda ne olur sorusuna bir cevaptır. Eğer bu böyleyse ve insanlar doğal olarak siyasal toplumda yaşıyorlarsa, siyasal hayatı, herkesin birbirinin yolunu kesmeden kendi eşsiz kapasitesini gerçekleştirebileceği şekilde düzenlemeye çalışabiliriz, ki bu liberalizm olarak bilinen doktrindir; ya da siyasal kurumları, insanların kendini gerçekleştirme süreçlerini mümkün olduğunca karşılıklı kılacak şekilde örgütleyebiliriz, bu da sosyalizm denilen kuramdır. Sosyalizmin liberalizme üstün olduğunu öngören yargının bir nedeni, insanların, yalnızca, kendini-tamamlama anlamındaki kişisel tatminleri açısından birbirlerinin ihtiyaçlarını gözetmek zorunda oldukları için değil, gerçekte en derin kişisel tatminlerini ancak ötekiler üzerinden sağladıkları için de, siyasal hayvanlar oldukları yönündeki inançtır.” Terry Eagleton, Kuramdan Sonra

NOT: Burada liberal teori ve pratikte biz de en çok övülen ABD liberalizminin özgürlük anlayışını ele aldım. Öte yandan başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa kapitalizmi, klasik liberal teoriye pek uyamadı! Kuşkusuz ki bunun nedeni bir Sovyetler, bir Doğu Almanya’nın “tehdit” unsuru olduğu koşullarda, kendi halkına geniş sosyal haklar vermek zorunda kalmasıydı. Bunun maddi yükünü ise Bretton Woods anlaşmasıyla başta ABD olmak üzere Asya ve Afrika ülkelerinin sömürüsünden gelen artı değerle karşıladılar.

“Kapitalist ülkeler içinde en güçlü sosyal devletlerden bir tanesinin Federal Almanya’da kurulmuş olmasında Doğu Almanya’nın dolaysız payı vardır. DAC’nin varlığı FAC’deki işçiler ve diğer çalışanlar için de daha gelişmiş bir refah anlamına geliyordu. Bir sendikacının belirttiği gibi, toplu sözleşme masasında daima üç taraf bulunuyordu: İşveren tarafı, işçi tarafı ve görünmeyen DAC tarafı. FAC’de sosyal haklar ve ücret zamları daima DAC dikkate alınarak belirleniyordu.” Engin Erkiner, 1989 Berlin Duvarı, sf:180.

Bizim bir türlü sosyal demokratlara anlatamadığımız şey tam da budur! Sosyal Demokratlar bize bazı Avrupa ülkelerini örnek vererek kapitalizmin hiç de fena bir sistem olmadığını kanıtlamaya çalışır. Ama öte yandan 1917 Ekim Devrimine kadar neden hiçbir kapitalist ülkenin aklına Sağlık Bakanlığı kurmanın gelmediğini anlatmazlar! Zaten muhtemelen duymamışlardır bile! Lenin, devrimden hemen sonra Sağlık Bakanlığını kurdu. Kapitalist ülkeler hep Sovyetler’i izledi.

“Sovyetler Birliği tıbbının amacı tek başına hasta bireyleri iyileştirmekten çok sağlıklı bir toplum yaratmaktır. Örneğin hava kirliliğine karşı dünyada önlem alan ilk ülke olmuştur. Ekim Devriminden sonra Amerikalı fizyolog ve psikolog William Andrew Horsley Gantt, sağlık araştırması yapmak gayesiyle Amerikan Yardım İdaresi heyetiyle 1922 yılında Petrograd kentinde çalışmaya başladı. Gantt, Sovyetler Birliği’nde sağlık alanında yaşanan gelişmeleri 1924 yılından itibaren düzenli olarak British Medical Journal’da yayımlamaya başladı. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere gibi dünyanın en zengin ve gelişmiş ülkelerinde dahi başa çıkılamayan verem gibi sağlık sorunlarında elde edilen başarılar inanılmazdı. Rockefeller, Sovyetler Birliği sağlık çalışmalarından çok etkilenen Amerikan Yardım İdaresini kapattırdı! Hastalıkları yalnızca biyolojiyle açıklayan ve bireylerin kişisel sorunu olarak kabul eden Rockefeller Tıp anlayışı, gözlemcilerin Sovyetler Birliği’ni (Amerikalı hemşire Anna Jones Haines gibi) “sağlık cenneti” gibi göstermesini komünist zırvası olarak yaftaladı! Ama Gantt’ı transfer etti. Ona John Hopkins psikiyatri kliniğinde 1929 yılında Pavlovian Laboratuvarını kurdurdu. Gant, 1964’e kadar buranın başkanlığını yaptı. 1970’te Nobel Tıp Ödülü’nü aldı. Öte yanda Rockefeller, Türkiye’de Hıfzısıhhaları kurarak, Türkiye’nin Sovyetlerle sağlık üzerinden ilişki kurmasını engelledi.” Soner Yalçın, Kara Kutu, sf:75-76

Bugün sosyalizm yok ve dünya kapitalizmi fabrikalarını ucuz emeğin yoğunlukta olduğu Çin ve Hindistan’a kaydırmaktadır. Avrupa işçi ve emekçi sınıfının, dünyanın üçde biri sosyalistken edindiği rahatlığı kaybedip kaybetmeyeceğini hep birlikte göreceğiz…

Ahmet Acan
Ahmet Açan

1996 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesini bitirdi. Rusya ve Kazakistan’da inşaat firmalarında tercüman olarak çalıştı. Ülkeye döndükten sonra Akdeniz Üniversitesi’nde Felsefe Yüksek Lisansı yaptı. Rusça Profesyonel Turist rehberi oldu. Turizm krize girdiği zamanlar Rusça’dan çeviriler yaptı. Çevirdiği kitaplar: Fransız Devriminde Kadınlar, Kor Kitap, Jurbinler, Yordam edebiyat, Böyle Dedi Kaganoviç, Verba. Koçetov’un Yerşov Kardeşler romanını e-kitap olarak yayınladı.

İlgili İçerikler

tükenmislik
Diğer

Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

Görüş Redaksiyon

Neoliberalizm, özgürlük kavramını nasıl gasp etti? Nihai kontrol vaadini, modern çalışan için ezici bir tükenmişlik ve anksiyete kaynağına nasıl dönüştürdü?Bu...

sibel özbudun
Politika

TARİH, TEORİ, BUGÜN

Doç. Dr. Sibel Özbudun

“Aslında insanlar sizi hayal kırıklığına uğratmıyor, sadece siz yanlış insanlar üzerinden hayal kuruyorsunuz.” Kürt meselesi (Filistin ile birlikte) Ortadoğu’nun aslî/...

Sibel_özbudun

Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

istanbul üniversitesi

Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

think tanks

Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

Sibel_özbudun

Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

temel demirer

Empyerlist Zorbalığın Trump’lı Aşaması

Sibel_özbudun

“Fabrika Kızları” Kafa Tutuyor… Osmanlı’dan Günümüze Kadın İşçi Eylemlerine Bir Bakış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı
Ekonomi

Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

Görüş Redaksiyon

2025 sonbaharında Washington’da alınan bir karar, dünya finans piyasalarında sarsıcı bir zincirleme reaksiyona yol açtı. Yüzeyde sıradan bir ticaret politikası...

israil ve siyonizm

İsrail Devleti ve Siyonizmin Kökenleri

Cingeneler ve romanlar

Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

nadir toprak elementleri

Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.