26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Kurumsallaşma ve Kurumsal Yönetişim

Dr. Selim Soydemir
8 Ekim 2021
Okuma süresi: 39 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş

Giriş


Şablonlar ve klişeler özellikle konuşmalarda tartışmalar da çok kullanılan, konuşmacıyı büyük yükten kurtaran araçlardır. Her alanda kolaylıkla uygulanabilir, üstelik çok şey biliyormuş veya büyük laflar ediyormuş havası da yaratılabilir. Bu nedenle de pek çok uygulama, kavram, yöntem zaman içinde önemini yitirmiş, içi boşaltılmış, sadece büyük havası ve çekiciliği kalmıştır.

Kurumsal Yönetişim (KY) de böyle bir kavramdır. Pek çok sorundan kurtuluşun sihirli kelimesi, sorunlar yumağını çözecek anahtar olarak görülmüştür. Kelimeyi kullandığınızda veya kitaplar yazdığınız da, hatta bütün yöneticilerle toplanıp törenle imzalayıp yayınladığınız da sorunlar bitecektir. Kavrama, tanrısal bir güç yüklenmiştir. Ama söz konusu kavram toplum ve yöneticiler tarafından ne içselleştirilmekte ne de etraflı olarak tartışılmakta, sadece kelimenin sihirine bel bağlanmaktadır. Kullanılıp, görevi bittiğinde de bir kenara atılmakta ve unutulmaktadır.

İlgili İçerikler

Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

Son zamanlarda gündeme gelen Sayıştay Raporları, muhalefetin anayasa ve sistem değişikliği tartışmaları kurumsallaşma ve kurumsal yönetişim konusunu tartışmaya açmıştır.

Bu çalışmada kurumsallaşma ve kurumsal yönetişim kavramlarından hareketle hareketle, Türkiye’e kurumsal yönetişim ilkeleri, ilişkili taraf işlemleri ve rafa kaldırıldığı düşünülen Ekonomik Reform paketi içindeki kurumsal yönetişim ele alınacaktır.

1. Genel Olarak

Yönetim ve Yönetişim kavramları her nekadar birinden farklı olsalar da zaman zaman bir birinin yerine kullanılmaktadır. Fakat, yönetim yukarıdan aşağıya bir yol takip ederken, yönetişim bütün tarafların etkileşimini esas almaktadır.

  • Yönetim (government): Özellikle kamu idaresinde kullanılan şekliyle, hiyerarşik nitelikteki bürokratik yapıya paralel olarak, yukarıdan aşağıya tek taraflı kararları (emir komuta ve kontrol) ile yürütülen bir yönetim/idare yöntemidir. Şirketlerde de patron (iktidar) ve ondan başlayan bir sistemi ifade eder.
  • Yönetişim (governance): Kararlardan etkilenenlerin de dahil olduğu yönetim sürecinde rol oynayan bütün tarafların arasındaki karşılıklı etkileşimleri, bürokratik pramit/hiyerarşi yapı yanında karar oluşturulması süreçlerine etkin bir şekilde katılmalarını ifade eden, karşılıklı etkileşime ve ortak akıla ve birlikte yaparıza dayalı bir yaklaşımdır (Fidan Y.2011).

Bu çerçevede yönetişim kurumsallaşma olgusunun bir yansıması olan karşılıklı ilişki ve faaliyetlerin eşgüdümünü ve organizasyonunu içerir. Dolayısıyla çeşitli taraflar arasında (örneğin, devlet, şirket, kooperatif, dernek, vakıf ve kulüp gibi) kaynakların ve gücün kullanımı ve paylaşımı anlamındaki ilişkiler setinde yönetişim olgusu gündeme gelecektir . Nitekim yönetişim kavramı kamudan, sivil toplum kuruluşlarına, şirketlerden kooperatiflere kadar her alandan kendine yer bulmaktadır.

Son yılların önemli kavramı olan, küreselleşmenin ve küresel ısınmanın ulaştığı Dünya’nın korunması, daha uzun süreler üstünde yaşanması için katılımcı/kapsayıcı büyümenin temel girdilerinden birisi de her alandaki kurumsal yönetişimdir.

2. Kurumsallaşma

Kurumsal yönetişimin dayandığı kavamlardan olan kurumsallaşma sosyal hayatta düzenli bir şekilde ve sürekli olarak tekrar eden, sosyal normlar tarafından yasaklanan veya korunan ve sosyal yapılarda önemli yeri olan sosyal uygulamaları/davranışları tanımlamak için kullanılmaktadır (Abercrombie N., S.Hill ve B.S. Turner 2000:180). Formel (yasal düzenlemeler) veya informel (ahlak, din, gelenek görenek, akrabalık) kurumlar şeklinde ortaya çıkabilir ve çok çeşitli rollerin işbirliğine dayanır. Özellikle, toplumların küçük gruplardan çıkarak gelişmesi, karmaşıklaşması, büyümesi ve uzak coğrafyalarla ilişkiye geçmesi kurumsallaşmalarda etkin olmuştur (Soydemir S.2018). Kurum kavramının altını çizen olgulardan birisi de kurallara ve kuralların da değiştirilme biçimlerinin önceden belirlenmiş kurallara bağlandığı sistemlerdir (North D.C. 2010:55-56, Neyaptı B.2019).

Kurum dendiğinde genellikle bir organizasyon, bir teşkilat, kuruluş akla gelmektedir. Hâlbuki dünyada kurum dendiğinde yasalardan kurallara, kurallardan geleneklere kadar çok daha geniş bir yelpaze akla gelmektedir. Kurum bizde esas olarak kuruluş olarak, batıda ve daha çok da iktisat literatüründe kurum kurallar (oyunun kuralları) dizgesi olarak ele alınmaktadır ırken bu dizge içinde çeşitli bireylerin bu kısıtlamalar altında belirli amaçlara ulaşmak amacıyla oluşturdukları organizasyonlar ve yapılanmalar da kuruluş olarak tanımlanmaktadır.
Öte yandan ekonomi, kurumların oluşturduğu bir ortamda işlemektedir. Kurumların varlığı her şeyden önce oyunun kurallarının çok önceden belirlendiği, insanların ve ekonomik birimlerin bu kurallara göre oynadıkları dolayısıyla belirsizliklerin ortadan kaldırıldığı, en azından azaltıldığı bir ortamı tarif etmektedir. Kurumlar insanlar arasındaki etkileşimi biçimlendiren, insanların geliştirdiği kısıtlamalardır (North D.C.2010:9). Dolayısıyla kurumlar belirsizlikleri (tam olmayan veya bilinmeyen bilginin olduğu ortam) azaltır.

Bu çerçevede kurumlar bir toplumda bütün tarafların uymakla yükümlü oldukları oyunun kurallardır, insanlar arasındaki etkileşimi oluşturur ve insanlar tarafından getirilmiş kısıtlamalardır. Kurumsal değişim de bu kuralların zaman içinde evrimleşmesini sağlamaktadır. Kurumların gelişmesi genellikle (devrimler veya darbeler dışında) tedrici bir şekilde olmaktadır.
Firmalar, bankalar ve insanlar bu kurallar tarafından çevrelenmiş bir yapı içinde faaliyet gösterirler, üretimlerini, rekabetlerini, yatırımlarını ve hatta teknolojilerine bu kurumsal yapı içinde karar verirler. Bir başka deyişle kurumlar bütün birimlerin tercihlerini belirler ve sınırlandırır. O nedenle bunlardan bağımsız davranmaları veya böyleymiş gibi çerçeve oluşturulması ciddi bir eksikliği meydana getirmektedir.

Kurumlar enformel ve formel olabilmektedirler. Formel kurumlar insanların oluşturduğu anayasa, kanun/yönetmelik/tebliğ gibi kısıtlamalar olabilirken; tabu, gelenek, teamül gibi davranışlarda (mahalle baskısı) enformel kısıtları oluşturur (North D.C.2010:51-52). Formel kısıtlar daha kolaylıkla değişirken teamüllerin değişmesi zaman içinde küçük adımlarla olmaktadır. Formel kısıtları ise kural koyma yetkisine sahip olanlar koyabilirken (bazen toplum veya azınlıkları dışlayıcı kurallar da yapılabilmektedir), bazen de toplumsal kuruluşlardan, uluslararası kuruluşların (Avrupa Birliği, OECD, BIS veya IOSCO gibi) tavsiye veya zorlamalarından oluşmaktadır. Farklı ülkelerde aynı kurallar olsa bile uygulamaları ve sonuçları aynı olmayabilmektedir.

Basit bir şekilde işleyen karmaşık olmayan ve belirsizliklerin olmadığı toplumlar görece gelenek ve göreneklere göre yönetilebilir, işlemlerini ve sözleşmelerini yaptırabilir. Herkesin ne yaptığının bilindiği toplumlarda teamüller, atadan dededen gelen kurallar (enformel kurallar) yeterli olabilir. Fakat karmaşıklaşan toplumlarda, ticaretin kasabadan çıkıp uzak coğrafyalara yöneldiği, ticarete konu olan mal ve hizmetlerin karmaşıklaştığı ve tekrardan uzaklaştığı durumlarda belirsizlikleri ortadan kaldıran sözleşmeler ve sözleşmelerin yaptırılması yani kurumsal yapı olmazsa olmaz hale gelmektedir.
Düzgün işleyen, insanlara güven veren kurumlar girişimcilerin diğer ekonomik birimlerle kolay ve güvenle sözleşme yapmalarına, dolayısıyla yatırım yapmalarına, üretim artışına gitmelerine ve ekonomik performansı iyileştirmelerine yol vermekte ve onların kazançlarına sahip olmalarını (mülkiyet hakkı ve miras bırakabilmeleri) desteklemekte ve onları geleceğe yönelik karar vermeye (örneğin yatırım yapma, ticaret yapma) teşvik etmektedir.

Piyasalarda tam bilginin olmaması firmaların oluşumun varlık nedenlerindendir. İstenen nitelikte birinin araştırılması, bulunması, onunla sözleşme yapılarak oyunun kurallarının ve kurallara uyulmaması halindeki yaptırımların oluşturulması ciddi bir maliyet unsurudur. Bu işlemin her seferinde yapılması altından kalkılamayacak maliyetleri getirebilmektedir. İşlem maliyeti de denilen bu tür maliyetlerin bir kısmı firma oluşturularak azaltılabilmekte veya ortadan kaldırılabilmektedir. İşlem maliyetlerinin azaltılması ve tarafların uyacakları oyunun kurallarının belirlenmesi girişimcilerin geleceğe olan güvenlerini artıracak ve belirsizlikleri azaltacaktır. Belirsizliklerin azaltılması (bilgi sorunsalının çözümü) ve güvenin oluşması diğer bütün maliyetlere göre daha çok öne çıkmaktadır.

İşlem maliyeti, ticarete veya işleme konu edilen malın/hizmetin değerli özelliklerini (aradığımız mal mı? doğru fiyat mı? faiz yeterli mi? gibi) belirlemenin bedeli ile ona ilişkin hakları kullanmanın ve sözleşmeyi yürürlüğe sokmanın, sonrasında gerçekleştirilen faaliyetleri denetlemenin ve nihayetinde de sözleşmenin yerine getirilmemesi yüzünden doğabilecek maliyetler olarak da açıklanmaktadır. Dolayısıyla bu süreci kolaylaştıracak, belirsizlik yaratan sorunları ortadan kaldıracak ve tarafların güvenini artıracak tedbirler/kurumlar işlem maliyetlerini azaltıcı ve ekonomik performansı artırıcı olacaktır (Soydemir S.2018) . İşlem maliyetlerinin azaltılması işbirliği imkanlarının artmasını getirmektedir.

Kurumsal yapıların/sistemlerin karşısında kişiselleşmiş yapılar yer almaktadır. Kurumsal sistemler aile şirketlerinden, devletlere; devletlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar oluşturulan yapılarda sistemlerin kişilerden koparılıp kendi kendisinin işlediği mekanizmalar olarak da ele alınabilir. Kurumsuzlaşma ise subjektif bir sistemi doğururken, kurumsallaşma istikrar yaratır (Kalaycıoğlu E.2021). Kurumsallaşma ile;

  • Sorunlara standart cevaplar üretilir ve benzeri sorunlarda aynı çözüm yolları kullanılır. Bu statiklik yaratsa bile A’ya karşı başka; B’ye karşı başka çözüm üretmediği için taraflar hangi durumda nasıl bir çözümle karşı karşıya kalacaklarını bilirler, kararlar öngörülebilirdir. Dolayısıyla belirsizlik ortadan kaldırılır veya azaltılır ve ekonomik birimlar arası işbirlikleri artar. İşbirliğini artırabilen toplumlar işbirliğinden uzak duran toplumlardan giderek uzaklaşacaklardır (Soydemir 2018),
  • Her seferinde Amerika yeniden keşfedilmediği için enerji ve zamandan tasarruf edilir. Başka alanlara odaklanma ve kendini geliştirme olanakları yaratılmış olur. Kurumsallaşmış toplumlar daha çok sorun çözebilir hale gelirler,
  • Sonraki kuşaklara da oluşturulan bu normlar aktarıldığı için onlar da sorunların çözümünde kendilerinden önceki kuşakların birikimlerini kullanabilirler ve kendi enerji ve zamanlarının kullanımında verimliliklerini yükseltirler,
  • Kuralların önceden belirlenmiş olması nihayetinde kuralları oluşturanların da kendilerini bağlamalarını ve disipline etmelerini getirmektedir.

Kurumsallaşmadan uzaklaştıkça kişiselleşme, kurumsuzlaşma önce çıkar ve kararlar da istikrarsızlıklar başlar. Çünkü kişinin kararları subjektiftir. Kurumların varlık nedeni ise, özetle, toplumsal ve ekonomik ilişkilerde düzen sağlaması ve ticaretteki belirsizlikleri azaltmaya çalışmasıdır. “Kurumlar ve kullanılan teknoloji işlem ve dönüşüm maliyetlerini, dolayısıyla ekonomik faaliyette bulunmanın fizibilitesini ve kârlılığını” belirleyecektir (North 2010:152). Aksi halde kuralların yerini nasıl (ve ne zaman) değişeceği belirsiz olan subjektif (bastıranın istediği) kararlar aldığı sürece ekonomik faaliyetlerin fizibilitesi kötüleşecek ve kârlılığı da azalacaktır. Dolayısıyla iyi işleyen kurumların yokluğu halinde subjektif kararlar öne geçecek ve ekonomik performanslar olumsuz etkilenecektir.

Kurumsallaşmanın bir başka yönü ise kurumsal kapasitedir. Kurumsal kapasite kurumların veya şirketlerin yasalarında ve esas sözleşmelerinde belirlenen amaçlarına ulaşmak amacıyla bütün kaynaklarını seferber edebilme gücü olarak tanımlanabilir. Bu kapsamda kurumlardaki liyakat, yükselme kuralları ve kendi koydukları kurallara kendilerinin uyması önem taşımaktadır. Dolayısıyla, kurumların faaliyetleri ve kararları sonucunda ortaklarına ve/veya kamuya hesap vermeleri onların kurumsal kapasitelerini artıracaktır. Ancak, kurumlar veya şirketler özellikle bedavacılığın hâkim olduğu ortamlarda bu kapasitelerini kullanamayacaklardır.

Bedavacılık genel olarak karar verenlerin verdikleri kararın sonuçlarını kendilerinin üstlenmemesi, kararda söz ve yetki sahibi olmayanlara (onları istismar ederek) yükleyebilmeleri halinde ortaya çıkmaktadır. Bedavacılığın olduğu ortamlarda ise verilen kararların uzun uzadıya tartışılarak, risk değerlendirmeleri ve maliyet fayda analizleri yapılarak verilmesinin bir anlamı yoktur. Bedavacılığın öne çıktığı toplumlarda ise ekonomik performans doğal olarak olumsuz etkilecek ve karar verenler en riskli kararları kolaylıkla alabilecekler, fakat yanlış kararların sonuçları bu kararlarda hiç etkisi olmayan insanlar ve gelecek nesiller tarafından ödenecektir. Örneğin, küresel ısınmanın kavurucu ve yıkıcı etkilerini yaşayacak olan veya bugün yapılan tüketim ve insana yatırım dışı harcamaların borçlarını ödeyecek olan nesillerin sözkonusu kararlar ve sonuçlar için hiçbir etkilerinin olmaması bu çerçevede ele alınabilir. Onlar bizim ve bizden öncekilerin kararlarının faturasını ödeyecekler.

3. Şirketlerde Kurumsal Yönetişim

Ticaret kanunları şirketlerin yönetimini ve tarafların haklarının korunmasını düzenlemeye yöneliktir ve kurumsal yönetişim olgusu isim olarak olmasa da şirketler kadar eski bir olgudur. Ancak; küreselleşmesinin getirdiği boyutlar ve kanunların yenilenmesi süreçleri, yaşanan şirket skandalları dünya çapında benzeri oyun alanı yaratacak kurumsal yönetim ilkelerinin oluşturulmasında etkin olmuştur. Birleşik Krallık’ta 1980lerde yaşanan Poly Peck krizinin ardından hazırlanan Cadbury Report bu konudaki ilk raporlardan olmuştur .

Konu, özellikle şirket skandallarının artması ve şirketlerin çok geniş kitleler tarafından sahiplenilmesi yüzünden giderek önem kazanmış ve 1990’lı yıllarda OECD tarafından gündeme getirilen ve tartışılan ilkelerin 2003 yılında Türkiye’de de Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’nun halka açık şirketler için kurumsal yönetim ilkeleri belirleyip yayınlamasıyla resmiyete kavuşmuştur.

Kurumsal Yönetişim olgusunun temel nedeni şirketlerde, kamuda, derneklerde, kulüplerde, vakıflarda kooperatiflerde, birliklerde, odalarda, sendikalarda yöneten ve yönetilenin olduğu, kaynakları temin edenle kullananın farklı olduğu her yerde var olan bilgi sorunsalına dayanmaktadır. Kurumsal Yönetişim söz konusu bilgi sorunsalının (asymmetric information), temsilci-temsil edilen (vekalet) ilişkisinin yarattığı sorunları çözmeye, daha doğrusu azaltmaya yönelmiştir.

KY çeşitli teorik çerçevelerde açıklanmaya çalışılmıştır (Eldemir S.2019)

1. Vekalet Teorisi
2. İşlem Maliyetleri Teorisi
3. Kurumsal Organizasyon Teorisi
4. Paydaş Teorisi
5. Temsil (Stewardship) teorisi
6. Yönetim/Yönetici Hegomanyası Teorisi
7. Kaynak Bağımlılığı Teorisi
8. Miyopik Piyasa

Çalışmanın aşağıdaki bölümleri, yukarıdaki yaklaşımlardan ilk ikisinin bilgi sorunsalının sonucu olduğundan hareketle oluşturulmuştur.

3.1. Bilgi Sorunsalı

Ticari veya ticari olmayan herhangi bir ilişkide, bilginin o ilişkinin tarafları arasında farklılaşması bilgi sorununun (çarpık bilgi) kaynağını oluşturmaktadır. Esas olarak karardan önce ve karardan sonra olmak üzere iki şekilde ortaya çıkmaktadır.

1. Bilginin taraflar arasında farklılaşması insanları gerekli bilgiye sahip olduklarında vermeyecekleri kararları vermeye yönlendirmektedir. Tersi Seçim (adverse selection) olarak adlandırılan durumda insanların yanlış karar vermelerinin engelenmesi için “kamunun tam, doğru olarak zamanında aydınlatılması” gerekmektedir. Bunun içinde bilgi kaynakları ve bilginin dağıtım kanalları üzerinde konuya taraf olanların (karar vericilerin) kontrolünün olmaması gerekir. Aksi halde bilgi sapmalı olarak üretilebilecek, dağıtılabilecektir. Dolayısıyla; şeffaflık, bağımsız denetim, basın ve fikir (tartışma ve saçmalama) özgürlüğü konunun olmazsa olmazıdır.

2. Kaynaklar ve güç bir başkasına (temsilciye) devredildiğinde, devralan ile devreden (temsil edilen) arasında kaynakların ve gücün kullanımına ilişkin bilgi farklılığı olasılığı çok yüksek olarak ortaya çıkar . Yönetim gücüne sahip olanlar, yönettiklerine göre çok daha fazla bilgiye sahip olmalarından dolayı, sahip olunan bilgileri ve imkanları kendileri ve/veya yakınları (akraba, hısım, arkadaş ve birlikte hareket ettikleri) için kullanabilirler. İnsanlar, kaynaklarını ve gücünü başkalarının yönetimine verdiklerinde bilgi sorunu nedeniyle çıkar çatışması olasılığı ortaya çıkar. Yönetim yetkisini devredenler bu yüzden istismar edilme riskiyle yüz yüze kalabilmektedirler (moral hazard-ahlaki çöküş-istismar riski). Yöneticiler, ortakların tam bilgiye sahip olmamalarından dolayı şirketin (ortakların) kaynaklarını yüksek ücretler, yüksek faturalar, kişisel harcamalar, özel uçaklar, lüks otomobiller, lüks harcamalar ve/veya ilişkili taraf işlemleriyle kendilerine, birlikte davrandıkları kişilere veya gruplara aktarabilmektedirler.

İstismar riskinin varlığı “temsilcilik maliyeti” olarak adlandırılan maliyetlere (doğrudan ve dolaylı) yol açabilmektedir. Temsilcilik maliyetinin yüksekliği şirketleşmeyi ve işbirliğini zorlaştırmakta, girşimciler uzun vadeli girişimler yerine kısa vadeli rant peşinde koşabilmektedir.
Çarpık bilginin yarattığı risklerinin artması (veya fon talep edenlere olan güvenin azalması/kırılması) halinde de insanlar ya fonlarını başkalarının kullanımına sunmamakta ya da yüksek maliyetler talep etmektedirler. Bu da doğal olarak yatırımları ve büyümeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Üstelik bu durumlarda güvenilir olan şirketler piyasadan çekilmekte ve ortada riskli şirketler kalırken, tasarruf sahipleri kendilerini, başka zaman karşılaşmayı düşünmedikleri bu şirketlere yatırım yaparken bulabilmektedirler (Akerlof G.1970)

Şirketlerin varlık nedeninin “hayır” işleri olmadığı ve ana amaçlarının ortaklarına koydukları sermaye karşılığında kâr sağlamak (ortaklarının servetlerinin, mal varlıklarının artırılması) olduğu (Soydemir S.2018) dikkate alınırsa, yönetim kurulu ve yöneticilerin temel amacı özetlenmiş olmaktadır . Yönetim Kurulları aldıkları stratejik kararlarla, şirketin risk, büyüme ve getiri dengesini en uygun düzeyde tutarak akılcı ve tedbirli risk yönetimi anlayışıyla şirketin öncelikle uzun vadeli çıkarlarını gözeterek şirketi idare ve temsil ederler (SPK.2014)

Bir şirkette birbiriyle çatışabilme olasılığı olan çeşitli ilişkiler söz konusudur.

1. Ortaklarla Yönetim Kurulu,
2. Yönetim Kurulu ile Yönetim Kurulu Başkanı,
3. Yönetim Kurulu, Yönetim Kurulu Başkanı ve Diğer Yöneticiler ve Çalışanlar,
4. Küçük Ortaklarla Büyük Ortaklar,
5. Cari Ortaklar ile Potansiyel Ortaklar,
6. Yukarıdakilerle şirketin müşterileri, tedarikçileri, alacaklıları ve devlet
7. Yukarıdakilerle şirketin sosyal ve coğrafik çevsinde yaşayanlar

Sözkonusu ilişkiler içinde bir grubun çıkarının diğerlerinin önüne çıkması, belki kısa dönemde o grubun çıkarınaymış gibi gözükse de uzun dönemde şirketin aleyhine olacağının ileri sürülmesi yanlış olmaz. Çizilen çerçevede şirket yönetiminin bu ilişkileri dikkate alarak yapılması öngörülebilirliğini artıracak, “güveni” oluşturacak, dolayısıyla da işlem maliyetlerini ve tabi ki doğrudan (temsilciyi kontrol etmek için yapılan gözetim ve denetim harcamaları) ve dolaylı temsilcilik maliyetlerini (temsil edilenin, ücret, harcama, işlişkili taraf işlemi vs. için üstlenmek durumunda kaldığı) azaltacaktır.

Bu durumda kurumsal yönetişim şirketin yönetimi, yönetim kurulu, ortakları ve diğer paydaşları arasındaki ilişkiler seti olarak tanımlanabilir (OECD:2004). Kurumsal yönetim şirketin belirlenmiş amaçlarını, bu amaçlara ulaşım esnasındaki çeşitli etkileşimleri ve bu süreçte yer alan yönetimin performansının gözetimini belirlemekte ve şekillendirmektedir.

3.2. Tanım

Kurumsal Yönetişim ortaklar, yöneticiler, paydaşlar ve toplum arasındaki güç ve haklara yönelik oluşan kontrol ve dengeleri ve hesap vermeyi içermektedir. Kontrolsüz davranışlar 2008 krizindeki gibi felakete yol açabileceği gibi yönetimi tamamıyla kısıtlayan uygulamalarda şirketleri adım atamaz hale getirebilecektir. 2008 Dünya Ekonomik Krizi’nde özellikle finansal kuruluşlara atfedilen de, önemli finansal kuruluşların kurumsal yönetimden uzak (Turner A.2009) uygulamalardır. Kurumsal Yönetişim şirket içindeki ve dışındaki menfaat sahiplerinin çıkarlarını dengeleyecek şekilde yöneten, gözeten ve düzenleyen sistemdir (Plessis J.J., A.Hargovan ve M.Bagaric2011:10-11).

Kurumsal Yönetişimin çerçevesi,

i. Şirket yönetimi sürecini düzenleyen ve gözeten sistem olması,
ii. İçerideki menfaat sahipleriyle, şirketin kararlarından etkilenecek dışarıdaki menfaat sahiplerinin çıkarlarını dikkate alması,
iii. Sorumlu (topluma ve çevreye) şirket davranışını oluşturmaya katkı yapması ve,
iv. Nihai amaç olarak şirketin en üst derecede etkinliğe ve kârlılığa ulaşması olarak çizilebilir.

Bu çerçeveye içinde kurumsal yönetişim dört temel ilkeye dayanmaktadır.

i. Bütün ortaklara büyük küçük, yerli yabancı yapılmadan eşit (adil) davranılması;
ii. Bütün tarafların “doğru karar verebilmesi” için insanların kararları için gerekli olan bütün bilgilerin şeffaf bir şekilde tam ve doğru olarak zamanında verilmesi,
iii. İçeridekilerin (yöneticiler ve görevliler) dışarıdakilere (ortaklar ve diğer çıkar sahipleri) göre daha çok bilgiye sahip olmalarından dolayı gizli hareket edebilme olasılığı yüzünden dolayı hesap verilebilir olmaları, yönetim kurullarının sorumlulukları, bağımsız yönetim kurulu üyelikleri, ilişkili taraf işlemleri ve bağımsız denetim yaptırılması ve
iv. Şirketin faaliyet gösterdiği çevreye karşı sosyal sorumluluğunu taşıması.

Bahsedilen bu ilkelere ilaveten uyulması halinde şirketlerin disiplinli ve ortaklarından bağımsız sorumlululuğu olan kurumsal bir yapıya kavuşacağı beklenmektedir.

Kurumsal Yönetişim’de şeffaflık ve hesap verilebilirlik olmak üzere çok kullanıldığı kadar içi boşaltılmış iki kavram öne çıkmaktadır.

Şeffaflık (Transparency): Bir şeyin şeffaf olması, onun içinin, arkasının görülebilmesidir. Bu kapsamda şeffaflık; kararların, önceden belirlenmiş kurallar ve düzenlemeler (Soydemir 2018) çerçevesinde, kararlardan etkileneceklerin katılımıyla alınmasını, uygulanmasını, alınan kararlara o kararlardan etkileneceklerin erişiminin sağlanmasını, kararlara ilişkin bilgilerin ulaşılabilir, anlaşılabilir, sade ve somut olmasını içermektedir. Şirketlerin halka açılırken veya halka açık ortaklıkların halka arz sırasında “tam, doğru ve zamanında kamuyu aydınlatmaları”, periyordik raporlar yayınlamaları ve özel durum açıklamaları bu çerçevede ele alınmalıdır. Dolayısıyla şeffaflık, açıklığı, iletişimi, hesap verilebilirliği gerektirmektedir.

Şeffaflık, genellikle de “sır” kavramıyla örtülmeye, karartılmaya çalışılmaktadır, ancak “sır”ın varlığı şeffaflığı ortadan kaldırmaktadır. Şeffaflık azaldıkça, “sisli havada araç kullanmak” gibi ekonomik birimler önünü göremez hale gelmektedir.

Hesap verebilirlik (Accountability): Hesap verebilirlik, herhangi bir kişi ya da grubun, yerine getirdiği eylem ve işlemlerden dolayı, kendisi dışında yer alan başka bir kişi ya da gruba açıklama yapması veya cevap vermesi anlamını taşımaktadır (Eryılmaz B. Ve H.Biricikoğlu 2011). Bu noktada önemli olan ilk konu, “kendisi dışında” olanın, karar verenden bağımsız (mali, idari, atama ve sicil amirliği gibi) olması durumudur. Aksi halde arada işbirliği veya çıkar birlikteliğinin varlığında hesap verme söz konusu olmayacaktır. İkinci konu ise hesap soracak olanların hesap sorma kanallarının (serbetçe tartışma, sorma ve eleştirme, mahkemeye gidebilme) açık olması ve nihayet karar verenlerin verdikleri kararların sonucunda yargılanabileceklerini bilme durumudur .

Hesap verilebilirliğin olmadığı durumun bir yansıması olan cezasızlık halinde, karar vericiler verdikleri kararların “artılarını, kazançlarını kendilerine alıp, eksilerini, zararlarını başkalarına” yükleyebilmektedirler. Yukarıda da ele alındığı gibi bedavacılık problemi şeklinde tanımlanabilecek bu durumların varlığında ise karar vericiler her türlü kararı risklerini etraflı olarak değerlendirmeden, tartışmadan rahatlıkla verebilmektedirler.

4. Türkiye’de Kurumsal Yönetişim İlkeleri

2003 Yılında SPK tarafından belirlenen Kurumsal Yönetim İlkeleri 4 ana başlık altında ele alınarak, çeşitli taraflar arasında oluşabilecek çıkar çatışmalarının çözümüne, tarafların karar vermesine zemin hazırlayacak bilgi üretilmesine, yöneticilerin kontrolüne, şirketin kaynaklarını kullananların şirket sahiplerine hesap vermesine ve halka açık şirketlerde güvenin artırılmasına yönelik ilkeleri içermektedir.

i. Pay sahipleri: Şirketin mülk sahibi niteliğindeki pay sahiplerinin pay sahibi olmaktan doğan haklarını kullanımlarının kolaylaştırılması, şu veya bu sebepten önlerine engel çıkarılmaması, yöneticilerin performanslarını değerlendirirken yeterli “bilgi alma ve inceleme haklarının” açıkça belirlenmesi ve bu haklarını kullanacakları genel kurullara katılımlarının kolaylaştırılması bu kapsamda sayılmaktadır. Doğru bilgi alma hakları engellenmiş ortakların genel kurullarda sağlıklı karar veremeyecekleri açıktır. Bütün pay sahiplerine, büyük küçük, yerli yabancı demeden adil olarak davranılmasını içermektedir.

Aynı şekilde şirketin varlıklarının önemli bir bölümünü içeren satma-alma-devretme-imtiyaz oluşturma vs… gibi “önemli nitelikteki işlemlerin” büyüklüğüne göre genel kurul kararı alınarak yapılması, ya da yönetim kurulunun bağımsız üyelerinin çoğunluğu tarafından onaylanması gerekmektedir. Böylece şirket yönetimi üzerinde küçük ortakların kontrolü öne çıkarılmaktadır.

Ortakların elinden alınamayacak bir başka yetki de oy hakkıdır. Ortaklar genel kurullarda şirket yönetiminin bir yıllık icraatlarını değerlendirmekte ve geleceğe yönelikte strateji ve eylemelere onay vermek hakkını elinde bulundurmaktadır.

Öte yandan, oy hakkında imtiyazdan kaçınılır. Oy hakkında imtiyazın varlığı halinde halka açık payların sahiplerinin yönetimde temsilini engelleyecek nitelikteki imtiyazların kaldırılması esastır.

Şirketlerin büyük pay sahipleri haklarını koruyabilmekte ve bunun içinde masraf yapabilmektedirler. Ancak azınlıkta kalan pay sahipleri ise ne yönetim üzerinde kontrol imkânlarına ne de kendilerini hâkim ortağın kendini öne çıkaran kararlarından koruyabilmektedir. Bu nedenle azınlıkların (sermayenin %5’ini temsil edenler) korunması özellikle gündeme getirilmiştir.

Pay sahiplerinin haklarına yönelik olarak ileri sürülen ve getirilen ilkeler onların haklarının korunması, kararlarının sağlıklı olması ve istismar edilmelerinin önüne geçmeye yöneliktir.

Kâr Payı alma hakkı, pay sahipliğinin mali haklarındandır ve bu hakkın ihlâl edilmemesi ve uygulamalarda dikkat edilmesi gereken hususlardandır. İlişkili taraf işlemlerine, ücretlendirme politikalarına, yöneticilerin performanlarının değerlendirilmesine ve hatta şirketin bağış ve yardım politikalarına bu açıdan bakılabilir. KY Tebliği’ne göre bağış ve yardımlara ilişkin politika oluşturularak genel kurul onayına sunulması gerekir. Genel kurul tarafından onaylanan politika doğrultusunda dönem içinde yapılan tüm bağış ve yardımların tutarı ve yararlanıcıları ile politika değişiklikleri hakkında genel kurul toplantısında ayrı bir gündem maddesi ile ortaklara bilgi verilir.

ii. Kamuyu Aydınlatma ve Şeffaflık: Karar alma süreçlerinin en önemli halkasının tam ve doğru bilgiye zamanında sahip olmasına değinmiştik. Dolayısıyla “kamunun aydınlatılması ve şeffaflığın” sağlanması ayrı önem taşımaktadır.

Kamuya açıklanacak bilgiler açıklamadan yararlanacak kişi ve kuruluşların karar vermelerine yardımcı olacak şekilde, zamanında, doğru, eksiksiz, anlaşılabilir, yorumlanabilir ve düşük maliyetli ve kolay erişilebilir biçimde olmalıdır.

Geleceğe yönelik bilgilerin kamuya açıklanması durumunda ise yine cari ve potansiyel yatırımcıların yanıltılmasının önüne geçilebilmesi için dayanılan varsayımlar ve varsayımların dayandığı veriler de açıklanmak durumundadır. Bilgiler, dayanağı olmayan, abartılı öngörüler içeremez, yanıltıcı olamaz. Bu bilgilerin bağımsız denetciler tarafından kontrol edilip doğruluğunun onaylanıyor olması da özel önem taşımaktadır.Şirketlerin internet siteleri bu açıdan kullanılması gereken en önemli araçlardandır. Diğeri de kamunun aydınlatılması platformudur (www.kap.gov.tr).

Kamunun aydınlatılmasında periyodik raporlar, özel durum açıklamaları yanında yönetimin her yıl yaptıklarını değerlendirdiği ve ortaklarına sunduğu faaliyet raporları ortakların gerekli değerlendirmeleri yapabilmesine imkân tanıyacak kadar detaylı, şeffaf ve doğru olmalıdır.

Ayrıca yöneticilerin kendileriyle ilgili işlemlere, bağımsız üyelerin bağımsızlıklarına, yönetim hâkimiyetini elinde bulunduran pay sahiplerinin ve onların yakınlarının işlemlerine yer vermek durumundadır.

Bu şekilde amaçlanan yine istismar edilmenin önüne geçilmesini ve karar vermenin gerekli zeminini sağlamaktır.

iii. Menfaat Sahipleri: Şirketler varlıklarını tek başlarına sürdürmemektedirler. Çalışanları, müşterileri, tedarikçileri, çevrelerindeki komşuları ve nihayetinde düzenleyiciler ve devlet şirketlerin düzenli faaliyetlerinden yararlanan veya zarar gören taraflardır. Dolayısıyla onların da menfaatlerinin korunması ve onların da kararlar için gerekli bilgileri edinmeleri ve gerektiğinde kararlara katılmaları hem güven ortamının oluşması açısından hem de şirketlerin sosyal sorumlulukları açısından öne çıkmaktadır. Şirketler bu çerçevede bir politika üretmek zorundadırlar.

iv. Yönetim Kurulu: Alacağı stratejik kararlarla şirketin geleceğini etkileyebilecek, bu nedenle de ortakların mal varlıklarını artıracak veya azaltacak kararlar vererek ve risk, büyüme ve getiri dengesini en uygun düzeyde tutarak akılcı ve tedbirli risk yönetimi anlayışıyla şirketin öncelikle uzun vadeli çıkarlarını gözeterek şirketi idare ve temsil etmektedirler. Ortaklar adına şirketi yönettikleri için de faaliyetlerini şeffaf, hesap verebilir, adil ve sorumlu bir şekilde yürütmek durumundadırlar.

“Ortaklar adına” şirketi yönetmelerinden dolayı, temsilci-temsil edilen ilişkisi ve yarattığı temsilcilik maliyetleri bu konudaki düzenlemelerin esasını oluşturmaktadır. Doğal olarak çoğunluk oylarla seçildikleri için yönetim kurulu ile hakim ortaklar arasında bir ilişki olması her zaman mümkündür. Küçük ve azınlıktaki ortaklarında menfaatlerini gözetmek amacıyla yönetim kurullarında icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri içerisinde, görevlerini hiçbir etki altında kalmaksızın yapabilme niteliğine sahip bağımsız üyeler bulunmak durumundadır.

Yönetim kurulu üye sayısı, her durumda beş üyeden az olmamak koşulu ile, yönetim kurulu üyelerinin verimli ve yapıcı çalışmalar yapmalarına, hızlı ve rasyonel kararlar almalarına ve komitelerin oluşumuna ve çalışmalarını etkin bir şekilde organize etmelerine imkan sağlayacak şekilde belirlenir .

Yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğu icrada görevli olmayan üyelerden oluşur. İcrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri içerisinde, görevlerini hiçbir etki altında kalmaksızın yapabilme niteliğine sahip bağımsız üyeler bulunur.

Bağımsız üye sayısı toplam üye sayısının üçte birinden az olamaz. Bağımsız üye sayısının hesaplanmasında küsuratlar izleyen tam sayı olarak dikkate alınır. Her durumda, bağımsız üye sayısı ikiden az olamaz. Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin görev süresi üç yıla kadar olup, tekrar aday gösterilerek seçilmeleri mümkündür.

Bağımsız üyelerin varlığı daha çok istismar riskini azalmaya yöneliktir.

Bu nedenle:

  • Şirketin her türlü ilişkili taraf işlemlerinde ve
  • Üçüncü kişiler lehine teminat, rehin ve ipotek verilmesine ilişkin yönetim kurulu kararlarında bağımsız üyelerin çoğunluğunun onayı aranır. Onaylamaması halinde, durum işleme ilişkin yeterli bilgiyi içerecek şekilde kamuyu aydınlatma düzenlemeleri çerçevesinde kamuya duyurulur ve işlem genel kurul onayına sunulur.

Bağımsız Üye

Aşağıdaki kriterlerin tamamını taşıyan yönetim kurulu üyesi “bağımsız üye” olarak nitelendirilir.

a) Şirket, şirketin yönetim kontrolü ya da önemli derecede etki sahibi olduğu ortaklıklar ile şirketin yönetim kontrolünü elinde bulunduran veya şirkette önemli derecede etki sahibi olan ortaklar ve bu ortakların yönetim kontrolüne sahip olduğu tüzel kişiler ile kendisi, eşi ve ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları arasında; son beş yıl içinde önemli görev ve sorumluluklar üstlenecek yönetici pozisyonunda istihdam ilişkisinin bulunmaması, sermaye veya oy haklarının veya imtiyazlı payların %5’inden fazlasına birlikte veya tek başına sahip olunmaması ya da önemli nitelikte ticari ilişkinin kurulmamış olması.

b) Son beş yıl içerisinde, başta şirketin denetimi (vergi denetimi, kanuni denetim, iç denetim de dahil), derecelendirilmesi ve danışmanlığı olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin önemli ölçüde hizmet veya ürün satın aldığı veya sattığı şirketlerde, hizmet veya ürün satın alındığı veya satıldığı dönemlerde, ortak (%5 ve üzeri), önemli görev ve sorumluluklar üstlenecek yönetici pozisyonunda çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmaması.

c) Bağımsız yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle üstleneceği görevleri gereği gibi yerine getirecek mesleki eğitim, bilgi ve tecrübeye sahip olması.

ç) Bağlı oldukları mevzuata uygun olması şartıyla, üniversite öğretim üyeliği hariç, üye olarak seçildikten sonra kamu kurum ve kuruluşlarında tam zamanlı çalışmıyor olması.

d) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (G.V.K.)’na göre Türkiye’de yerleşmiş sayılması.

e) Şirket faaliyetlerine olumlu katkılarda bulunabilecek, şirket ile pay sahipleri arasındaki çıkar çatışmalarında tarafsızlığını koruyabilecek, menfaat sahiplerinin haklarını dikkate alarak özgürce karar verebilecek güçlü etik standartlara, mesleki itibara ve tecrübeye sahip olması.

f) Şirket faaliyetlerinin işleyişini takip edebilecek ve üstlendiği görevlerin gereklerini tam olarak yerine getirebilecek ölçüde şirket işlerine zaman ayırabiliyor olması.

g) Şirketin yönetim kurulunda son on yıl içerisinde altı yıldan fazla yönetim kurulu üyeliği yapmamış olması.
ğ) Aynı kişinin, şirketin veya şirketin yönetim kontrolünü elinde bulunduran ortakların yönetim kontrolüne sahip olduğu şirketlerin üçten fazlasında ve toplamda borsada işlem gören şirketlerin beşten fazlasında bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev almıyor olması.

h) Yönetim kurulu üyesi olarak seçilen tüzel kişi adına tescil ve ilan edilmemiş olması.

Şirkette hiç kimse tek başına sınırsız karar verme yetkisiyle donatılmamalıdır.

Ücretler: Yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilerin ücret durumları çarpık bilgi tartışmalarında üzerinde çok durulan konulardandır. O nedenle de kurumsal yönetişim ilkeleri içinde de söz konusu ücretlerin belirlenmesi önemli yer tutmaktadır.

  • Söz konusu kişilerin ücretlendirme esaslarının yazılı hale getirilmesi ve genel kurul toplantısında ayrı bir madde olarak ortakların bilgisine sunulmasının gerekçesi de bu noktada aranmalıdır. Genel kurula sunulmasıyla pay sahiplerinin hem bilgilenmesi hem de konu hakkında görüş bildirme imkânı yaratılmaktadır.
  • Ücret politikasına, şirketin internet sitesinde yer verilmesi de kamunun aydınlatılmasına yöneliktir.
  • Ücretlendirme esaslarına ilişkin önerileri ücretlendirme komitesi belirler ve yöneticilerin performanslarıyla ilişkilendirir.
  • Şirket, herhangi bir yönetim kurulu üyesine veya üst düzey yöneticilerine borç veremez, kredi kullandıramaz, verilmiş olan borçların ve kredilerin süresini uzatamaz, şartlarını iyileştiremez.
  • Yöneticilere verilen ücretler ile sağlanan diğer tüm menfaatler (Yapılan ödemeler, maaş, ikramiye, diğer düzenli ve arızi ödemeler gibi nakdi, hisse senetleri, hisse senetlerine dayalı türev ürünler, çalışanları hisse senedi edindirme planları kapsamında verilen hisse alım opsiyonları, mülkiyeti verilen ve/veya kullanım için tahsis edilen ev, otomobil gibi gayri nakdi olarak yapılan ödemeler ve sağlanan tüm menfaatleri kapsar), yıllık faaliyet raporu vasıtasıyla kamuya açıklanır. Kişi bazında açıklama yapılması esastır.

Yönetim kurulunun görev ve sorumluluklarını sağlıklı bir biçimde yerine getirmesini teminen “Denetimden Sorumlu Komite” (bankalar hariç), “Riskin Erken Saptanması Komitesi” (bankalar hariç), “Kurumsal Yönetim Komitesi”, “Aday Gösterme Komitesi, Ücret Komitesi” (bankalar hariç) oluşturulur. Ancak yönetim kurulu yapılanması gereği ayrı bir aday gösterme komitesi ve ücret komitesi oluşturulamaması durumunda, kurumsal yönetim komitesi bu komitelerin görevlerini yerine getirir.

YK, hem üyeler için hem de idari sorumluluğu bulunan yöneticiler bazında özeleştirisini ve performans değerlendirmesini yapar genel kurula sunar
Aday belirleme Komitesi YK ve idari sorumluluğu bulunan yönetici pozisyonları için uygun adayların saptanması ve değerlendirilmesi ve eğitilmesi konularında şeffaf bir sistem oluşturması için ilkeleri belirler. Yaklaşım esasını da sorumluluğu olan makamlara seçilecek olanların patronun akrabası, gelini, damadı olmasından öte liyakate sahip olanların seçilmesinin sağlanması oluşturmaktadır.

5. İlişkili Taraf İşlemleri

Bütün tarafların aynı bilgiye sahip olmamaları içeride olanlara (yöneticilere) dışarıda olanları, “gizli veya onların bilemeyeceği işlemler” yüzünden zarara uğratma, onların servetlerini (mal varlıklarını) azaltma imkanı vermektedir. Bu nedenle, ilişkili taraf işlemlerinin tanımlanması ve özel önem verilmesi kurumsal yönetişim ilkeleri açısından öne çıkarılmaktadır. İlişkili taraf işlemleri hem bütün ortaklara eşit davranılması hem de yönetim kurullarının ortakları istismar etme risklerinin azaltılması, onların kâr paylarının ve dolayısıyla mal varlıklarının azaltılmasına yol açabilceğinden vazgeçilmezdir.

Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) 24’e göre ilişkili taraf işlemi, ilişkili taraflar arasında yapılan mal alım veya satımı, araştırma ve geliştirme transferleri, lisans anlaşmalar ve sözleşmeler kapsamında yapılan transferler, finansman anlaşmaları kapsamında yapılan transferler gibi işlemlerdir. Taraflar arasında işlem bulunmasa dahi, kontrolün varlığı ve ana ortaklık ve bağlı ortaklıklarla yürütülen dolaylı işlemler de ilişkiler ilişkili taraf işlemi kapsamında değerlendirilmektedir (Aksoy M.A.2017).

TMS24’de konu muhasebe standartları açısından tanımlansa da ilişkili taraf işlemi, o işlemin taraflarını yani ilişkili tarafları tanımlamaları kurumsal yönetişim açısından da kabul edilmiştir.

İşletmeyle ilgili finansal raporları hazırlayan kişi ilişkili olan kişi veya işletme ilişkili taraftır. KY açısından “raporlayan” karar verenler olarak ele alınabilir.
a. Bir kişi veya bu kişinin yakın ailesinin bir üyesi, aşağıdaki durumlarda raporlayan işletmeyle ilişkili sayılır:
Söz konusu kişinin,

(i) Raporlayan işletme üzerinde kontrol veya müşterek kontrol gücüne sahip olması durumunda,
(ii) Raporlayan işletme üzerinde önemli etkiye sahip olması durumunda,
(iii) Raporlayan işletmenin veya raporlayan işletmenin bir ana ortaklığının kilit yönetici personelinin bir üyesi olması durumunda.
b. Aşağıdaki koşullardan herhangi birinin mevcut olması halinde işletme raporlayan işletme ile ilişkili sayılır:
(i) İşletme ve raporlayan işletmenin aynı grubun üyesi olması halinde (yani her bir ana ortaklık,bağlı ortaklık ve diğer bağlı ortaklık diğerleri ile ilişkilidir).
(ii) İşletmenin, diğer işletmenin (veya diğer işletmenin de üyesi olduğu bir grubun üyesinin) iştiraki ya da iş ortaklığı olması halinde.
(iii) Her iki işletmenin de aynı bir üçüncü tarafın iş ortaklığı olması halinde.
(iv) İşletmelerden birinin üçüncü bir işletmenin iş ortaklığı olması ve diğer işletmenin söz konusu üçüncü işletmenin iştiraki olması halinde.
(v) İşletmenin, raporlayan işletmenin ya da raporlayan işletmeyle ilişkili olan bir işletmenin çalışanlarına ilişkin olarak işten ayrılma sonrasında sağlanan fayda plânlarının olması halinde. Raporlayan işletmenin kendisinin böyle bir plânının olması halinde, sponsor olan işverenler de raporlayan işletme ile ilişkilidir.
(vi) İşletmenin (a) maddesinde tanımlanan bir kişi tarafından kontrol veya müştereken kontrol edilmesi halinde.
(vii) (a) maddesinin (i) bendinde tanımlanan bir kişinin işletme üzerinde önemli etkisinin bulunması veya söz konusu işletmenin (ya da bu işletmenin ana ortaklığının) kilit yönetici personelinin bir üyesi olması halinde.
Yukarıda yer alan bir bireyin yakın aile üyeleri tanımı, İşletme ile ilgili işlemler üzerinde etkisi olması ya da işlemlerden etkilenmesi beklenen aile bireyleridir ve aşağıda belirtilenler bireyin yakın aile üyesi kapsamında yeralır:
I. Bireyin eş ve çocukları,
II. Bireyin eşinin çocukları ve
III. Bireyin ya da bireyin eşinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler.

İlişkili taraf tanımında, bir iştirak, söz konusu iştirakin bağlı ortaklıklarını ve bir iş ortaklığı söz konusu iş ortaklığının bağlı ortaklıklarını kapsar. Bu nedenle örneğin bir iştirakin bağlı ortaklığı ile sözkonusu iştirak üzerinde önemli etkiye sahip yatırımcı birbirleri ile ilişkilidir.

TMS 24’de aynı zamanda ilişkili taraf sayılmayacak durumlar belirlenmiştir:

i. İki işletmenin, ortak bir yöneticiye ya da ortak bir kilit yönetici personele sahip olması durumunda veya işletmelerden birinin kilit yönetici personelinin diğer işletme üzerinde önemli etkiye sahip olması durumunda bu iki işletme.
ii. İki iş ortaklığı katılımcısının bir iş ortaklığı üzerinde müşterek kontrolü paylaşmaları durumunda söz konusu katılımcılar.
iii. (a) Finansman sağlayanlar,
(b) Sendikalar,
(c) Kamu hizmeti şirketleri ve
(d) Devlet makamları ve mercilerinden, raporlayan işletme üzerinde kontrol ya da müşterek kontrol gücüne veya önemli etkiye sahip olmayıp, işletme ile sadece olağan iş ilişkisi içerisinde olanlar (işletmenin serbest hareket etmesini etkileyebilecek ya da karar alma sürecine dahil olabilecek olsa da).

TMS24’de lişkili taraf işlemleri için bazı örnekler verilmektedir:

(a) Mal alım veya satımı (mamul ya da yarı mamul),
(b) Maddi duran varlık ve diğer varlıkların alım veya satımı,
(c) Hizmet sunumu veya alımı,
(d) Kiralamalar,
(e) Araştırma ve geliştirme transferleri,
(f) Lisans anlaşmaları kapsamında yapılan transferler,
(g) Finansman anlaşmaları kapsamında yapılan transferler (nakdi ya da gayri nakdi krediler ve özkaynak katkıları dâhil olmak üzere),
(h) Teminat veya kefalet karşılıkları,
(i) Belirli koşullar altında yürürlüğe girecek sözleşmeler (muhasebeleştirilmiş ve muhasebeleştirilmemiş) dahil olmak üzere, gelecekte belirli bir olayın meydana gelmesi ya da gelmemesi durumunda bir şeyin yapılmasına ilişkin taahhütler ve
(j) İşletme adına veya işletme tarafından söz konusu ilişkili taraf adına borçların ödenmesi.

IV. Bir işletmenin sadece ortaya çıkan ekonomik bağımlılık nedeniyle önemli hacimde işlem yaptığı bir müşteri, tedarikçi, acente, dağıtımcı ya da genel mümessil.

KY Tebliğinde ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının, ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri aşağıdaki 1 ve 2 nolu işlemlere başlamadan önce, yapılacak işlemin esaslarını belirleyen bir yönetim kurulu kararı almaları zorunludur.

1. Ortaklıklar ve bağlı ortaklıkları ile ilişkili tarafları arasındaki,
a) Varlık ve hizmet alımı benzeri işlemler ile yükümlülük transferi işlemlerinde; işlem tutarının, kamuya açıklanan son finansal tablolara göre varlık toplamına veya kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına ya da yönetim kurulu karar tarihinden önceki altı aylık günlük düzeltilmiş ağırlıklı ortalama fiyatların aritmetik ortalaması baz alınarak hesaplanacak şirket değerine olan oranının,

b)Varlık ve hizmet satışı benzeri işlemlerde; işlem tutarının (varlığın net defter değerinin yüksek olması durumunda net defter değerinin), kamuya açıklanan son finansal tablolara göre varlık toplamına veya kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına (varlığın devri, kiraya verilmesi veya üzerinde ayni hak tesis edilmesi durumunda, son yıllık finansal tablolara göre söz konusu varlıktan elde edilen karın ortaklığın sürdürülen faaliyetler vergi öncesi karına) ya da yönetim kurulu karar tarihinden önceki altı aylık günlük düzeltilmiş ağırlıklı ortalama fiyatların aritmetik ortalaması baz alınarak hesaplanacak şirket değerine olan oranının, %5’ten fazla olarak gerçekleşeceğinin öngörülmesi durumunda; işlem öncesinde işleme ilişkin Kurulca belirlenen bir kuruluşa değerleme yaptırılması zorunludur. İşleme konu varlığın pay olması ve söz konusu payların devrinin borsada gerçekleştirilmesi durumunda; ayrıca değerleme raporu aranmaz. Kiralama işlemlerinde ve/veya nakit akışlarının kesin olarak ayrıştırılabildiği diğer işlemlerde işlem tutarı olarak, toplam kira gelir/giderlerinin ve/veya diğer gelir/giderlerin indirgenmiş nakit akışı yöntemine göre hesaplanan net bugünkü değeri dikkate alınır. Bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde hesaplanan oranların negatif çıkması veya anlamlı olmayacak şekilde yüksek çıkması gibi sebeplerle uygulanabilirliğinin bulunmaması durumunda, söz konusu oran değerlendirme sırasında dikkate alınmaz ve bu durum yeterli açıklamayı içerecek şekilde KAP’ta açıklanır.

Öte yandan, yaygın ve süreklilik arz eden işlemlere ilişkin hükümler saklıdır.

c) Hasılatın %5 oranındaki kısmına isabet eden tutarın, toplam öz kaynakların binde biri oranındaki kısmına tekabül eden tutardan düşük olması halinde; hasılata dayalı oran uygulanabilir olarak kabul edilmez.

ç) Bankalar açısından hasılat, ana faaliyetlerinden elde edilen faiz geliridir.

2. Yukarıda belirtilen oranların %10’dan fazla olacağının öngörülmesi durumunda, değerleme yaptırılması yükümlülüğüne ek olarak işleme ilişkin yönetim kurulu kararlarında bağımsız üyelerin çoğunluğunun onayı aranır. Konunun görüşüleceği yönetim kurulu toplantılarında, ilişkili taraf niteliğinde olan yönetim kurulu üyeleri oy kullanamaz. Bağımsız üyelerin çoğunluğunun söz konusu işlemi onaylamaması halinde, bu durum işleme ilişkin yeterli bilgiyi içerecek şekilde KAP’ta açıklanır ve işlem genel kurul onayına sunulur. Söz konusu genel kurul toplantılarında, işlemin tarafları ve bunlarla ilişkili kişilerin oy kullanamayacakları bir oylamada karar alınır. Bu maddede belirtilen durumlar için yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmaz. Oy hakkı bulunanların basit çoğunluğu ile karar alınır. Bu fıkrada belirtilen esaslara uygun olarak alınmayan yönetim kurulu kararları ile genel kurul kararları geçerli sayılmaz.

3. İşleme konu gayrimenkul ile gayrimenkulün bütünleyici parçaları, gayrimenkul projeleri ve gayrimenkule bağlı haklar, Kurulun gayrimenkul değerlemesine ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde değerlemeye tabi tutulur.

4. Üçüncü sıradaki işlemler dışında verilecek değerleme hizmetlerinde, Kurulun değerlemeye ilişkin düzenlemeleri esas alınır.

İlişkili taraf işlemlerinin gerçekleştirilmesine karar verilmesi durumunda; işlemin taraflarının birbirleriyle olan doğrudan veya dolaylı ilişkileri, işlemlerin niteliği, değerlemede kullanılan varsayımlar ve değerleme sonuçlarını içeren değerleme raporunun özeti, işlemler değerleme raporunda ulaşılan sonuçlara uygun bir şekilde gerçekleştirilmemişse bu durumun gerekçesi Kurulun kamuyu aydınlatma düzenlemeleri çerçevesinde KAP’ta duyurulur .

Yaygın ve Süreklilik Arz Eden İşlemler: Ortaklıkların olağan faaliyetleri kapsamında ticari nitelikte olsun veya olmasın bir yıllık hesap dönemi içinde en az iki defa yapılan veya yapılacak aynı nitelikteki işlemler olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede, ortaklıklar ve bağlı ortaklıkları ile ilişkili tarafları arasındaki yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerin kapsamı ve bu işlemlere ilişkin şartlar yönetim kurulu tarafından karara bağlanır. Söz konusu işlemlerin kapsamında ve şartlarında önemli bir değişiklik olması durumunda, konu hakkında yeniden yönetim kurulu kararı alınır.

Ortaklıklar ve bağlı ortaklıkları ile ilişkili tarafları arasındaki yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerin bir hesap dönemi içerisindeki tutarının,

a) Alış işlemlerinde kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan satışların maliyetine olan oranının,
b) Satış işlemlerinde kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına olan oranının, %10’dan fazla bir orana ulaşacağının öngörülmesi durumunda, yönetim kurulu kararına ilaveten, ortaklık yönetim kurulu tarafından işlemlerin şartlarına ve piyasa koşulları ile karşılaştırılmasına ilişkin olarak bir rapor hazırlanır ve bu raporun tamamı veya sonucu KAP’ta açıklanır. Oranların hesaplanmasında, aynı nitelikteki işlemlerin toplu değerlendirilmesi esas olup, aynı ortaklık ile yapılan ve farklı nitelikteki işlemlerin her birinin ayrı birer işlem olarak değerlendirilmesi gerekir. Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun söz konusu işlemleri onaylamaması halinde, muhalefet gerekçesinin KAP’ta açıklanması zorunludur.

Hazırlanacak raporlarda asgari olarak aşağıdaki hususlara yer verilmesi zorunludur:

a) İşleme taraf şirketler hakkında ticaret unvanı, şirket ile ilgili olan faaliyetleri, halka açık olup olmadığı, yıllık bazda aktif toplamı, faaliyet karı, net satışlar gibi özet finansal veriler ve benzerlerini de içerecek bilgi.
b) İşleme taraf şirketlerle olan ilişkilerin niteliği, ortaklığın faaliyetlerine olan etkisi hakkında genel bilgi.
c) İşlemin dayandığı sözleşmenin tarihi, konusu, ticari sır niteliğinde olmamak kaydıyla sözleşmedeki önemli unsurlar, daha önce izahname gibi dokümanlarda yer verilmiş ise buna ilişkin bilgi.
ç) İşlemin piyasa koşullarına uygunluğu değerlendirilirken esas alınan kriterler.
d) İşlemin piyasa koşullarına uygun olup olmadığı hakkında değerlendirme.

Temettü dağıtımı, sermaye artırımı nedeniyle yeni pay alma hakkı kullanımı ve yöneticilerin mali haklarına ilişkin ödemeler ile menkul kıymet yatırım ortaklıklarının, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının ve girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının ilişkili taraflarından aldıkları portföy yönetimi, yatırım danışmanlığı ve sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık hizmetleri ile bankaların ve finansal kuruluşların olağan faaliyetlerinden kaynaklanan ilişkili taraf işlemleri için bu madde hükümleri uygulanmayacaktır.

6. Ekonomi Reformları’nda Kurumsal Yönetişim

Kurumsal Yönetişim İlkeleri, kaynakları ve gücü başkasına devredenlerle o gücü ve kaynakları kullananların farklı olduğu bütün yapılarda uygulanabilecek ilkeleri içermektedir. İlkelerin “mış” gibi yapılmadan uygulanması hem şirketleri hem de uygulayıcı diğer kurumların gelişmesine, güvenin yerleşmesine dolayısıyla işlem maliyetlerinin azalmasını sağlayabilecektir.

Kamu yönetiminin de kamudan (vergi vs yoluyla) aldığı kaynakları ve bu kaynakları yeniden dağıtma, yönetme gücünü halk adına kullanması “istimar riskinin-ahlaki çöküş- ve tersi seçim” risklerini potansiyel olarak içinde taşımasını getirmektedir. O nedenle bu potansiyelin harekete geçmemesi veya geçmesi ihtimalinin azaltılmasının sağlanması açısından “kurumsal yönetişim” ilkelerine kamu tarafından da uyulması gerekmektedir.

Onbirinci Kalkınma Planı’nında (SBB 2019) “Kamu yönetiminde hesap verme sorumluluğunun yerleştirilmesi, katılımcılığın güçlendirilmesi, kamu hizmet sunumunda eşit ve adil muamele yapılmasının sağlanması ve şeffaflığın artırılması temel amaç” olarak belirlenmiş olmasına rağmen, 12 Mart 2021 tarihinde açıklanan Ekonomi Reformları’nda altıncı amaç olarak sayılmış ve bir komite ve bir kurul kurulmasıyla beraber “kurumsal yapılar güçlendirilecek” başlığıyla yeniden sayılmıştır (HMB. 2021).

Ekonomi Reformları’nda dört temel eylemden bahsedilmiştir:

  • “Üst düzey kamu görevlerine atanmada aranan mesleki tecrübe şartları güçlendirilecektir (liyakat konusu),
  • Kamu görevlilerine başka kurumların yönetim/denetim kurullarında en fazla bir görev verilecektir (çoklu maaşların kaldırılması veya azaltılması)
  • Düzenleyici ve denetleyici kurum başkanlarının, diğer kurum yönetim ve denetim kurullarında görev almaması ilke olarak gözetilecektir ve
  • TÜİK “ilişkili kuruluş” yapısına dönüştürülecektir”

Ekonomik Reform paketinde bu şekilde belirlenen “kurumsal yönetişim”e yönelik adımlar ise, “Ekonomik Reform Eylem Planı” adı altında 23 Mart 2021’de açıklandı . Eylem Planı’nda yukarıda belirtilen başlıklar için tarih ve süreler belirtilmiştir. Halbuki, kurumsallaşma ve kurumsal yönetişim kavramı çerçevesinde ele alınması gereken konular dört başlık değil aksine, şirketlerde olduğu gibi çok detaylı ilke ve uygulama ve kamunun aydınlatılması çerçevesinde ele alınması gerekmekteydi.

7. Sonuç

Kurumsal yönetişim olgusu esas olarak bilgi sorunsalının yarattığı “ahlaki çöküş” riskinin yaratacağı sorunları çözümlemeye yöneliktir. Kaynakların ve gücün onların sahipleri adına kullanıldığı yapılarda bu risk yoğun bir şekilde ortaya çıkabilmektedir. Riskin varlığı ve ortaya çıkışı bir yandan “güven” sorununu derinleştirirken, bir yandan da kaynaklarını ve gücünü temsilciye devredenlerin temsilcilerini kontrol edebilmek için katlandıkları, bir tür işlem maliyeti sayılabilcek doğrudan ve dolaylı maliyetleri artırabilmektedir. Bu maliyetlerin artması ise doğal olarak yatırımları ve istihdamı ve büyümeyi olumsuz etkileyecek ve ekonominin verimsizleşmesine neden olacaktır.

O nedenle; kaynakların ve gücün temsilciler tarafından kullanıldığı derneklerde, vakıflarda, kooperatiflerde, diğer sivil toplum kuruluşlarında ve özellikle kamuda gerçekten kurumsal yönetişim ilkelerine uyulacaksa başlangıç noktası Sermaye Piyasası Kurulu’nun 2000lerin başında OECD ilkelerinden hareketle oluşturduğu Kurumsal Yönetim İlkeleri Tebliği olmalıdır. İlk atılacak adım da SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri Tebliği’nin ortaklıklar, ortaklar, yönetim kurulu, bağımız denetim gibi kavramları yerine kamu, vatandaşlar, hükümet, bağımsız denetim, bağımsız yargı ve bağımsız basın kavramlarının yazılarak uygulamaya geçilmesidir. Kurumsal yönetişim kurumsallaşmadır.

yönetisim
Dr. Selim Soydemir

Sermaye Piyasası Kurulu’nda 33 yıl çalıştıktan sonra 2016 yılında emekli oldu. 1997 yılında Gazi Üniversitesi’nden Doktora Derecesi aldı. Halen AÜ.SBF’de ve Başkent Üniversitesi’i İİBF ve Mühendislik Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak dersler vermektedir.

Seçilmiş Yayınları:
“Tuncer Bulutay’ın Bilimsel Yolculuğu” ; Mülkiyeliler Birliği Yayını, 2019, ( Bulutay T. ve S.Soydemir)
“Bankacılık, Sermaye Yeterliliği ve Yeni Ekonomi Programı” , Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl.8, Sayı.15, Yıl2019; s.301-325.
“Şirketleşme ve Kurumsallaşma” (Incorporation and Institutionalization); İktisat ve Toplum Dergisi, 2018, Sayı 92. S.39-43
“Borç Yiğidin Kamçısı mıdır? Osmanlı Devleti’nin Borçlanması ve Borçlanma Araçları”; Ekonomi-tek, 8(3), pp.20-41; 2019
“Sermaye Piyasası ve Borsa” (Selim Soydemir-Abdullah Akyüz) Scala Yayıncılık, 2015
“İsmail Türk’e Armağan” (T.Bulutay-Selim Soydemir-Dilek Özkök Çubukçu), Mülkiyeliler Birliği Yayını, 2013
“Haydi Danaya Girelim: Çiftlik Bank Hadisesi” https://www.tepav.org.tr/tr/yayin/s/1294; 2018

Kaynaklar

Abercrombie N., S.Hill ve B.S. Turner 2000: The Penguin Dictionary of Sociology; Fourth Edition; Penguin Books,
Akerlof G.A. 1970: “The Markets for Lemons: Quality Uncertainity and the Mechanism” Quarterly Journal Of Economics, 84, pp. 488-500.
Aksoy M.A.2017: “Sermaye Piyasası Kanunu’nun İlişkili Taraf İşlemi Düzenlemelerinin 6102 Sayılı TTK’nın Ortaklıklar Topluluğu Hükümleri Açısından Değerlendirilmesi” TFM 2017; 3(2), s. 23–40 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/392927
Cadbury Report 1992: The Financial Aspects of Corporate Governance; https://ecgi.global/sites/default/files//codes/documents/cadbury.pdf
Eldemir S.2019: “Kamu Yönetiminde Kurumsal Yönetim İlkeleri Ve Bir Kurumsal Derecelendirme Model Önerisi” Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü.
Eryılmaz B. Ve H.Biricikoğlu 2011: “Kamu Yönetiminde Hesap Verebilirlik ve Etik”; İş Ahlakı Dergisi, Mayıs May 2011, Cilt Volume 4, Sayı Issue 7, s. pp. 19-45
FidanY.2011: “Yönetimden Yönetişime:Kavramsal Bir Bakış”; Yalova Sosyal Bilimler Dergisi,Sayı 1; s.5-10; https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/800137
HMB. 2021: Ekonomi Reformları Kitapcığı; https://ms.hmb.gov.tr/uploads/2021/03/Ekonomik-Reformlar-Kitapcigi.pdf
Kalaycıoğlu E.2021: “Kurumsuz Siyaset”; https://medyascope.tv/2021/03/25/prof-dr-ersin-kalaycioglu-ile-siyasetname-17-kurumsuz-siyaset/ ; erişim 5 Nisan 2021
Neyaptı B.2019: Kurumlar, Kalkınma ve MB Bağımsızlığı, https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/kurumlar-kalkinma-ve-mb-bagimsizligi-1201 405
North D.C. 2010: Kurumlar, Kurumsal Değişim ve Ekonomik Perfomans, (Çev. Güven G.Ç) Sabancı Üniversitesi Yayını
OECD 2004: OECD Principles Of Corporate Governance; http://www.cya.unam.mx/index.php/cya/article/view/562
Plessis J.J., A.Hargovan and M.Bagaric 2011:Principles of Contemporary Corporate Governance; Second Edition, Cambridge University Press, Cambridge.
Robins N.2017: Dünyayı Değiştiren Şirket, Doğu Hindistan Kumpanyası’nın Modern Çokulululuğu Şekillendirmesi; Özekmekçi İ. (Çev), H2O Kitap; İstanbul
SBB 2019: Onbirinci Kalkınma Planı, https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2019/07/OnbirinciKalkinmaPlani.pdf
Soydemir S. ve A.Akyüz 2016: Sermaye Piyasası Ve Borsa, Ekonomik Analiz, Kurumal ve Yasal yapı, Tarihçe ve Tanıklıklar; 2.Baskı Scala Yayıncılık, İstanbul… 286-297
Soydemir S.2018: “Şirketleşme ve Kurumsallaşma”, İktisat ve Toplum; Yıl 8, Sayı 92; 39-45
SPK 2014: “Kurumsal Yönetim İlkeleri”; Kurumsal Yönetim Tebliği (II-17.1) eki
Şaylan G. 1998: “Devletin Yeniden Yapılanması”; TÜBA; Türkiye’de Bunalım ve Demokratik Çıkış Yolları, Ankara: TÜBA Yayınları, 119-161
Turner A.2009: Turner Review: A Regulatory Responce to the Global Banking Crises, www.fsa.org.uk

İlgili İçerikler

Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek
ABD

Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

Görüş Redaksiyon

1980'lerden bu yana küresel kapitalist ekonominin geçirdiği en dikkat çekici dönüşümlerden biri, finansal sektörün reel ekonomi üzerindeki ağırlığının artması, yani...

Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet
Ekonomi

Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

Görüş Redaksiyon

Buenos Aires, Arjantin’de çeşitli insan hakları, sosyal ve siyasi örgütlerin üyeleri ile sendikalar, Plaza de Mayo Anneleri’nin 39. Geleneksel Direniş...

temel demirer

Kapitalist Yıkımdan Çöküşe(1)

temel demirer

Özelleştirme Soygunu Üstüne

Keynes, Kapitalizmin Krizi ve Çok kutuplu Dünya

Keynes, Kapitalizmin Krizi ve Çok kutuplu Dünya

Çin’in 2025 Yurt Dışı Yatırımları: Temel Pazarlar ve Sektörel Eğilimler

Çin’in 2025 Yurt Dışı Yatırımları: Temel Pazarlar ve Sektörel Eğilimler

ABD Ekonomisi ve Popülist -Fantezi Politikaları

ABD Ekonomisi ve Popülist -Fantezi Politikaları

temel demirer

“Teknoloji”, “Otomasyon”, “Robot”, Vd.’lerinin” Sınıf Mücadelesine” Etkileri (“İddiaları”) Üzerine

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.