18 Ekim 2025, Cumartesi
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Halil Topcuk Yazdı | Goethe’de Dini Bireyselleşme: “Goethe ve Din” – 1. Bölüm

Halil Topcuk
27 Mayıs 2020
Okuma süresi: 10 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş

‘Goethe ve Din’ konusu hala güncelliğini korumaktadır. Sosyal medyada dolaşan yalan yanlış alıntılar bir tarafa, birçok kişi için belirli sorular cevaplanmamış gibi görünüyor: Goethe bir mümin mi, değil mi? Hıristiyan mıydı, pagan mı, hatta Müslüman mıydı? Bu konuyla ilgilenenlerin birçoğu taraf tutmak veya kendi tutumlarını güçlendirmek için açık ve net bir cevap arıyorlar. Bana göre mezkur sorulara herhangi bir biçimde net bir cevap vermek kabul edilemez ve aksi durum ikonik bir şair ve düşünürün hayatı ve düşüncesinden elde edebileceğimiz daha değerli bilgileri gözden kaçırmaya sebep olur. Bunun yerine Goethe’nin dini bireyselleşme süreci ve din meselesine olan kişisel yaklaşımı ile ilgilenmenin bizim için daha büyük bir getirisi olacağı kanaatindeyim.

“Çelişki ruhu ve bir paradoks arzusu hepimizde mevcuttur. Çeşitli görüşleri özenle inceliyorum ve sıkça duyduğum gibi neticede herkesin kendi dini görüşünü tasarlaması, bana gerçekleştirebileceğim çok doğal bir şey gibi geldi ve bunu büyük bir rahatlıkla yaptım.” Johann Wolfgang von Goethe’nin bu sözleri dinde bireyselleşmeye olan eğilimini gösteren tutumunu anlatıyor. Kendi dininizi inşa etmek ve farklı görüşlerle uğraşmak elbette doğal bir mesele gibi görünüyor.

İlgili İçerikler

Pablo Neruda: Aşkın, Politikanın ve Gizemin Şairi

Yazmak Eylemi ile Sözün Gücü

Goethe ve Gretchen Sorusu

Goethe’nin Faust’undan halk diline bir deyim olarak geçen “Gretchen sorusu” tabiri ve bu sorunun geçtiği sahne, Heinrich Faust’un dini sorgulayan ve pekâlâ dinsiz yaşayabilen ve böyle mutlu olabilmeyi öğrenmiş bir bilim adamı olarak göstermektedir. Bir roman karakteri olarak Faust, Goethe ile tam olarak özdeşleştirilmemelidir. Bu sahneler hiçbir şekilde Goethe’deki din ve dindarlığı anlamak için yeterli değildir. Bu tez tabii ki diğer eserlerindeki birinci tekil şahıs ağzıyla anlatılan ilgili bölümler için de geçerlidir.

“Eski bilgeler ve ekoller hakkında en sevdiğim şey şiir, din ve felsefenin bir araya gelmesidir,” der Goethe ve şiir ve felsefe olmadan düşünülemeyen din değerlendirmesini böyle ifade eder. Bu sözler dinin Goethe’deki rolünü daha iyi değerlendirmemize yardımcı olur, zira din Goethe için şiir ve felsefe gibi düşünce ve ruh dünyasının bir parçasıdır.

Alman tarihinin en önemli kişiliklerinden biri olarak kabul edilen şairler prensi, felsefe veya dinin merkezi temalarıyla başa çıkmak için bir ömür harcadı. Tabii ki, tüm çalışmalarını kronolojik sırayla okumalı ve ayrıca Goethe’nin bu anlamda görüşlerini kavramak için biyografisini incelemeliyiz. Ancak bu şekilde Goethe‘nin dini dünya görüşüyle ilgili değişiklikleri ve sabitleri tam olarak kavrayabiliriz. Yukarıda sorulan soruları cevaplamak bu şekilde daha kolay olacaktır. Genel olarak Goethe’nin bu konudaki çeşitli ve çelişkili olan ifadelerini bir sıraya koymanın basit bir iş olmadığını belirtmekte fayda var.

Dini Bireyselleşme

İlk olarak dini bireyselleşme kavramı üzerinde durup, sonra Goethe’nin geliştiği çevreyi ve tarihsel koşulları anlamak için özellikle Almanya’daki modernizmle değişen din algısını ele alacağız. Bir sonraki bölümde, biyografik köşe taşlarıyla konuya girip Goethe’yi etkilemiş olan dinlerden ve bir tür dini felsefe sayılabilecek Spinozizmden bahsedeceğiz.

Dini bireyselleşme nedir?

Bireyselleşme kavramının birkaç tanımı vardır. Bireyselleşme, birey ve toplum arasındaki ilişkide köklü bir değişikliği tanımlayan sosyolojik bir kavramdır. Bireyselleşme, kişinin özgünlüğünü, kişisel sorumluluğunu, kendine güvenini, haysiyetini ve özerkliğini varsayar. Burada tarif edilen insan imgesi, insanı “egemen bir özne” olarak anlayan modern insan imgesinin temel taşıdır. Bireyselleşme sürecinde birey, biyografisini daha çok kendisi şekillendirir. Bu değişim 20. yüzyılın ikinci yarısına ait bir olgu değildir, Orta Çağ’da bireyselleşmenin erken aşamaları gözlemlenebilir. “Özünde, bireyselleşme terimi, bireyin geleneksel sosyal ilişkilerden uzaklaşmasını ifade eder.” Dini bireyselleşme ise dinin, geleneksel olandan bireysel olana doğru olan dönüşümünü tanımlar.

Bu varsayım muhtemelen antik çağdan, yani Yunan felsefesinden kaynaklanmaktadır ve Yahudi-Hıristiyan geleneğinde, eşsizliğinin, haysiyetinin ve özgür iradesinin kurulduğu tanrıdaki insan imgesi kavramında devam etmektedir. Bu düşünce Avrupa-Batı düşüncesinin temeli haline geldi. 15. yüzyıldan itibaren ve özellikle Rönesans için bu temel belirleyici bir rol oynadı. Bu yeniden doğuş, bireylerin dönüşlü bir bireysel bilinç geliştirmeye başladığı çağı işaret eder. Bu temel fikirler sonunda Avrupa Aydınlanması tarafından ele alındı ve işlenmeye devam edildi. Kant’ın talebi “Sapere aude!”dir; yani, kişinin kendi zihnini kullanma cesareti ve ahlakın dine ihtiyaç duymadığı deyişini esasen 18. yüzyılın bu hümanist kurtuluş sürecinin temel fikirlerini oluşturur. Modern çağların başından beri artan dini çoğulculuk da işe yarar. Bu fikirler de literatüre aktı. Lessing’in çalışması “Bilge Nathan” hümanizme ve Aydınlanmanın hoşgörü kavramına odaklanır. Dini hoşgörü ve çeşitliliği öne süren dramanın üçüncü perdesindeki halka parabol özellikle ünlendi. Bu dönemde kilise üzerinden (katolik ve protestan) kurumsallaşmış din ve gelenek pratiklerinin itaat bekleyen sınırlayıcılığı olmaksızın, dinsel mesajın bireysel tercihler ve anlamlandırmalar ile kişinin günlük hayatına geçişine işaret eden “dinsel bireycilik” hızlı bir şekilde yaygın hale gelmiştir. Alman entelejiyansiyasında dünyevileşmeyle beraber din “bir anlam sistemi” olarak devam etmektedir; kurumsal anlam kaybı, bireysel anlam kaybı anlamına gelmemiş ve din bireysel bilinçteki yerini korumaya devam etmiştir.

Peter L. Berger’e göre, modernite dinde mutlak bir düşüşe değil, daha çok derinleşme ve çoğullaştırmaya sebep olmuştur. Bu durum tarihte ilk defa farklı dini görüşlerin daha çoğulcu bir şekilde rekabet halinde oldukları bir ortam yaratmıştır. Goethe, çoğulculuğun bu derinleşmesinin başlangıcını deneyimlemiş olabilir. Bunun nedeni, düşünürlerin avam halktan daha önce toplumu etkileyecek yeni fikirlerle temas etmeleri olabilir.

Modernleşme süreciyle ilişkili dini alanın çoğullaştırılmasının, dini inançların ve fikirlerin tartışılmaz gerçekler olarak statülerini kaybettiği ve tüm değerlerin ve geçerlilik iddialarının göreceli olarak serbest piyasada rekabet halinde olmalarını mümkün kılmıştır. Nihayetinde bu konuda bir paradigma değişikliği yaşanmıştır diyebiliriz. Bugün ise Batı’da dinin yerini hümanizm almıştır.

“Goethe’nin dini bireyselleşmesi” en azından zamanının entelektüel ortamı için anlamlı olabilir ve aynı zamanda modernitenin daha sonraki bireyselleşme dalgasının bir işareti olarak da anlaşılabilir. Özellikle dinin daha çok siyasi bir ideoloji haline geldiği toplumlarda ilk olarak dini otoritelere ve dini geleneğe mesafe koyarak, dinin özünü toplumsal ritüellerden ayrıştırarak, dini bireysel bir derinlik hissi olarak deneyimleme olarak anlamak birçok açıdan faydalı olabilir. Şekli dindarlık ve inanç düzeyi arasında ters yönde bir ilişki olması, dini afyon kılabilme tehlikesine sahiptir. 

Bireysellik bu kültürel süreci birey perspektifinden tanımlar. Bunun için toplumun kişiselleştirilmesi her şeyden önce dinamikleri serbest bırakmak demektir. Bu anlamda, zamanının bir entelektüeli olarak öncü bir rol oynamış olan Goethe ile bu süreci gözlemlemek ilginçtir.

Dini Bireyselleşme ve Goethe’nin Biyografik Zemini

Goethe’nin otobiyografik eseri olan Şiir ve Hakikat, kendisinin dini gelişimini tarihsel-sistematik bir düzene koymamıza yardımcı olur. Genç Wolfgang, yaşamın anlamını araştırmaya 1775 Lizbon depreminden sonra başladığını söyler. Aile evinde ciddi bir dini eğitim alır. Annesi Catharina Elisabeth Goethe dindar ve maneviyata ilgilidir ve oğlunu bu yönde yetiştirir. Daha sert mizaçlı olan babası bu eğitimde geleneksel otoriter baba rolünü oynar. Pazarları ailecek ayinlere katılınır ve sonrasında çocuk Goethe’ye vaazdan anladıkları sorulurmuş. Bunun dışında çocuk yaştan beri eski ve yeni ahit okumaları yapan Goethe otobiyografisinde protestan kilisenin ayinlerinin manevi yoğunluğunu eleştirir. Bu ibadetlerin ve ayinlerin topluma fazla getirisi ve net sonuçlarının olmadığını düşünür ve Protestanlıkta kutsal törenlerin azlığından yakınır. Bir yandan içeriği eleştiren Goethe’nin diğer yandan şekle ve geleneğe önem vermesi ilginçtir.

“Çocukluk ve gençlik döneminde sadece doğal bir din anlayışına doğru eğitilmiş, sonra şevkle kendimi bana en makul gelen inanç şekline adamıştım. Ayrıca iç gücüme güvenerek ve deneme yanılma ile nihayetinde inanca teslim olmuştum,” diye yazar Goethe, Bavyeralı İ. Ludwig’e ve bu minvalde kişisel dini gelişimini özetler.

‘Goethe ve Din’ adlı eserin yazarı Hans Joachim Sinn Goethe’nin gençliğindeki dini duruşunu kısaca şiirsel bir panteizm ve kendine has bir Hristiyanlık arasında olduğunu söyler. Buradaki kendine has Hristiyanlık vurgusu Goethe’deki bireyselleşme yaklaşımlarını doğrulamaktadır. Daha sonraki yıllarda da gençliğinde olduğu gibi dogmatik olarak katı ve bağnaz din anlayışlarını reddetti.

Kendisini Leipzig’de hukuk okumaktan ziyade güzel sanatlara ilgi duyan Goethe, bu dönemde teoloji ve doğa bilimleri ya da felsefe ile daha fazla meşgul oluyordu. 1768’de bir yıllığına Frankfurt’a dönmek zorunda kalan Goethe bu dönemde manevi meselelere daha açıktır. Nekahet devri Goethe’nin hayata bakışında bir takım değişikliklere sebep olur. Aile dostu olan bir Hanımefendi Goethe’yi hasta yatağında sıkça ziyaret eder ve Goethe’yi dine ve “Pietizm” akımına yakınlaştırır. Böylece Goethe mistisizm veya simya ile iştigal etmeye başlar. Pietizmin etkileri bir süre Goethe üzerinde devam eder.

1770’te Strazburg’a gidip hukuk eğitimini tamamlayana kadar orada kalır. Strazburg’da Goethe, kendisini geleneksel şiirin kurallarından ve biçimlerinden bilinçli olarak uzaklaşan diğer genç yazarlarla tanıştıran Johann Gottfried Herder ile arkadaş olur. Goethe İslam dinini ve peygamberini ilk olarak kendisi papaz olan Herder üzerinden tanımıştır. Herder Goethe’ye Kuran’ın ilk Almanca çevirisini (“Die türkische Bibel” yani “Türk İncili”, bu eser David Friederich Meğerlin tarafından Arapçadan direkt olarak Almancaya çevrilmiştir ve bilinen en eski Almanca Kuran tercümesidir.) okumasını Goethe’ye tavsiye eder. Bu tercümeyi önyargılı tutumundan dolayı beğenmeyen Goethe, Friedrich Rückert’i son derece şiirsel bir Kuran tercümesi yapmaya teşvik etmiştir.

Goethe ve Spinoza

Herder’in Goethe’nin dini düşüncesine olan diğer büyük bir etkisi Spinoza ve Panteizm/Spinosizm – ki bu kavramlar o dönemde eşanlamlı kullanılmışlardır- dolayısıyla olmuştur. Panteizm üzerinde ve bu teoriden türetip geliştirdiği fikirleriyle Herder zamanın dini düşünce dünyasını etkilemiştir. Genç arkadaşı Goethe, Herder vesilesiyle Panteizmin bir savunucusu olmuştur.

Goethe’nin Strazburg’da verdiği ilk doktora tezi komisyon tarafından reddedilir. Söz konusu çalışma şu an arşivlerde bulunamasa da şiir ve hakikat kitabında bu eserin içeriğine dair bazı bilgiler buluyoruz. Goethe tezinde, dini konularda devletin rolünü eleştirir ve tüm kamusal kabul edilmiş dinlerin muktedirler tarafından yürürlüğe konulduğunu iddia eder. Bundan şu çıkarım yapılmalıdır: “Devlet bu rolünden dolayı, din adamlarının ve ruhban sınıfının ne öğreteceği ve nasıl davranması gerektiği hakkında belirlemeler yapma hakkına sahip olur ve din adamı olmayan halkın hangi konuya nasıl bakacağını genel olarak dini görüşlerini tanzim etmek ister.” Büyük ihtimalle Goethe’nin bu görüşleri Protestan Pietizm mezhebinin etkisiyle gelişmiştir. Burada Katolik Kilisesi’ne karşı yapılmış dinsel bir hareket olan Reformun modern devletin homojen yapısını ciddi bir şekilde tetiklemiş olduğunu söylemek yerinde bir eleştiri olabilir. Bu örnekte de Protestan Kilisenin geldiği durum gözlemlenebilir.

Goethe Katolik mezhebiyle İtalya’ya yaptığı yolculuk sayesinde tanışır. Zengin kültürü bir yandan ve aynı zamanda biraz fazla şaşaalı bulduğu Katolikliği yakından değerlendirme imkânı bulur. İtalya gezileri sırasında yazdığı eserleri ayrıca Katolik mucize inancı ve ritüellerine yönelik birçok eleştiri içerir. Protestanlıktaki sakramentleri az bulan Goethe Katolik mezhebindekileri ise fazla bulacaktır. 

‘Almanya’da Din ve Felsefenin Tarihi’ isimli eserinde “Büyük pagan” Almanya’da Goethe’ye verilen isimdir, der Heinrich Heine. Ancak bu isim pek de uygun değildir. Bunun sebebi panteist olarak bilinen kişilere daha çok pagan yaftasının yakıştırılmasıdır. Goethe’nin özel durumu pek göz önünde bulundurulmadan söylenmiş bir söz olarak kabul edilebilir aynı zamanda bu deyiş. Peki Goethe gerçekten Spinozist miydi? Ya da Goethe, Hristiyanlık, Müslümanlık arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Bu soruların cevabını ve Goethe’nin ne kadar Spinozist veya Hıristiyan olduğunu ve İslam dini ile olan ilişkisini önümüzdeki yazılarda ele alacağız.

Yazıyı bitirmeden evvel Goethe’de şiirsel panteizminin Fırtına ve Coşku dönemlerinde hüküm sürdüğünü not etmiş olalım. Zira daha sonraki yıllarında hümanist dünya görüşü, Tanrı arayışı ve inancı kendi tabiriyle “göğsündeki saf çocuksu titreme” daha ciddi bir rol oynayacaktır.

Makalenin ikinci bölümü Pazar günü, 31.05.2020 de yayında

Halil Topcuk

Bochum ve Münster üniversitelerinde Hukuk okudu. Münih Askeri Üniversitesinde sosyal bilimler dalında lisans ve yüksek lisansını tamamladı. Halihazırda Alman ordusunda subay olarak görev yapmakta. İlgi alanları din sosyolojisi, Alman kültür ve edebiyatıdır. Özellikle Goethe ile meşgul olup, sosyal medyada bu yönde aktiftir.


*Görüş gazetesi, farklı disiplinlerden, farklı görüş ve içeriklere açık bir platformdur. Makaleler Görüş gazetesinin editoryal politikasıyla uyumlu olmak zorunda değildir.

İlgili İçerikler

Militan, İdamlık, Sürgün: Abdulkadir Konuk(*)
Diğer

Militan, İdamlık, Sürgün: Abdulkadir Konuk(*)

Doç. Dr. Sibel Özbudun

“Yenilemeyeceğim boyun eğmeyeceğim Hiç bir şeye Hep direnen bir yanım kalacak!” Öyle vasiyet etmiş: Küllerini, dostları Hollanda kıyılarından Kuzey Denizi’ne...

Barbarları Beklerken
Edebiyat

Barbarları Beklerken

Görüş Redaksiyon

CP Cavafy'nin ünlü şiiri "Barbarları Beklerken", bir imparatorluğun çöküşünü ve içsel çürümesini derin bir şekilde ele alırken, modern dünyadaki jeopolitik...

sibel özbudun

Anlatılmayanı Analtan; Görünmeyi Gösteren Hikayeler(*)

İktisatta Matematik, İstatistik ve Ekonometrinin Gelişimi

Martin Eden’ın Açtığı Yol: Nietzsche, R. Wagner, Böyle Buyurdu Zerdüşt, R. Strauss

temel demirer

İyi ki Yazdılar(*)

Zekeriya Simsek

Ölümünün 100. Yılında KAFKA ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER

temel demirer

Giderek Eksiliyoruz: Firuzan, Marion Levi…(*)

sibel özbudun

Mitostan Masala, Masaldan Hayata… Gazel’in Şahmaran’ı(*)

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı
Ekonomi

Bir Gecede 1 Trilyon Dolar Buhar Oldu: Algoritmaların Gazabı

Görüş Redaksiyon

2025 sonbaharında Washington’da alınan bir karar, dünya finans piyasalarında sarsıcı bir zincirleme reaksiyona yol açtı. Yüzeyde sıradan bir ticaret politikası...

israil ve siyonizm

İsrail Devleti ve Siyonizmin Kökenleri

Cingeneler ve romanlar

Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

nadir toprak elementleri

Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.