
Giriş
Geçtiğimiz birkaç hafta içinde, tüm gözler 25 yıllık Çin-İran anlaşmasına çevrilmişti (kaynaklara göre müzakereler son aşamalarında). Anlaşma, sadece Tahran ve Pekin arasındaki ekonomik bağları güçlendirmekle kalmayıp, stratejik analistlere göre aynı zamanda Çin’in bir Kuşak bir Yol Girişimi’ne (BRI) büyük destek verecek ve Pekin-Tahran-Moskova işbirliğini güçlendirecek (İran ayrıca Rusya ile 2001 yılında imzalanan ve ekonomik bağların, silah satışlarının ve aynı zamanda nükleer işbirliğinin güçlendirilmesini amaçlayan 20 yıllık bir anlaşmanın uzatılması peşinde)

Son aşamasında olan Çin-İran anlaşmasının önemli özellikleri arasında Çin’den İran’ın enerji sektörüne 280 Milyar ABD Doları ve altyapı sektörüne 120 Milyar ABD Doları yatırım yer alıyor. Çin’in sadece İran’ın enerji ve altyapı sektöründeki varlığını değil, bankacılık ve telekomünikasyon alanındaki varlığını da genişletecek olan anlaşmanın temel hükümleri, İran Dışişleri Bakanının Ağustos 2019‘da Çin’i ziyareti sırasında kesinleşmiş görünüyor.
Çin’in Kuşak ve Yol Projesi
Anlaşmaya göre Çin’in yatırım yapacağı önemli ulaşım projeleri arasında, İran’ın başkenti Tahran’ı Çin’in Sincan eyaletindeki Urumçi ile birleştirecek olan 2,300 kilometrelik bir yol projesi de bulunuyor. Bu projenin amacı, nihai olarak Çin Pakistan Ekonomik Koridoru’nun (CPEC) önemli bir parçası olan Urumçi-Gwadar karayolu ile bağlantı kurmak.
Yukarıdaki projenin yanı sıra Çin’in, Hürmüz Boğazı‘nın dışındaki büyük bir liman olan stratejik Jask Limanı’na da erişimi sağlanacak.
Anlaşmanın stratejik kısımlarına bakıldığında, bazı önemli hükümler göze çarpıyor. Her iki taraf da ortak eğitim ve tatbikatlar, ortak araştırma ve silah geliştirme ve istihbarat paylaşımı yoluyla askeri işbirliğini derinleştirecek (İran ve Çin bir silah anlaşması üzerinde de çalışıyorlar).

BAE-İran bağları ve önemi
Çin-İran anlaşmasının yanı sıra, özellikle Körfez bağlamında önemli olan bir başka gelişme de BAE’nin, ABD’nin JCPOA’dan çekilmesinden sonra, son yıllarda İran ile kötüleşen bağları iyileştirmek için yaptığı girişimlerdir.
Kurban Bayramında, bayramlaşma vesilesiyle görüşen İran Dışişleri Bakanı ve BAE’li mevkidaşı, ikili işbirliğini geliştirmenin yollarını görüştüler.
Görüşmeye ilişkin yorum yapan İran Dışişleri Bakanı şunları söyledi:
Özellikle bölge ciddi zorluklarla karşı karşıyayken ve önümüzde daha zorlu tercihler varken, umut konulu diyaloğa devam etme konusunda anlaştık.
2019’dan bu yana bağları geliştirme çabaları
İran ile BAE arasındaki bağları iyileştirme çabalarının 2019‘dan beri devam ettiğini belirtmek yerinde olacaktır. Suudi petrol tankerlerine yapılan saldırının ardından BAE, İran’ı doğrudan suçlamaktan kaçındı ve pandemi iki ülke arasındaki bağların geliştirilmesine yardımcı oldu. BAE, İran’a tıbbi yardım sağlamada başı çeken ülkelerden biriydi (BAE, dört kezden fazla yardım gönderdi).
BAE ile İran arasındaki ticaret son aylarda ilginç bir şekilde artış gösterdi. Tahminlere göre, İran’ın BAE’ye ihracatı 1 Milyar ABD Dolarının (967 Milyon ABD Doları) biraz altında. Bu, toplamda % 8’lik bir artışı temsil ediyor.
BAE-İran bağları birkaç nedenden dolayı önemlidir. İlk olarak, her iki ülkenin de karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklar düşünüldüğünde, COVID-19 salgınının ardından bu çok önemlidir. BAE, İran’la yakın ekonomik bağlardan faydalandı (2018’de BAE ile İran arasındaki ikili ticaretin 19 Milyar ABD Doları olduğu tahmin ediliyordu).
Her iki ülke arasındaki daha iyi bağlar, Orta Doğu’daki nüfus hareketliliğinin azaltılmasına da yardımcı olacak ve BAE ile daha iyi bağlar kurulması diğer Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ile bağlarını iyileştirebilecektir.
Üçüncüsü, son yıllarda Hindistan, KİK ülkeleriyle yakın ilişkiler geliştirirken, İran ile ilişkiler yokuş aşağı gitti. Bu nedenle Yeni Delhi, KİK ile İran arasındaki bağları dengeleme arayışıyla karşı karşıya kaldı. 2019 sonrası, Yeni Delhi’nin Tahran’la olan bağları, Tahran’dan petrol almayı bıraktıktan sonra kötüleşti (ABD, yaptırımlardan sağladığı muafiyetleri kaldırdı). Aynı zamanda, Yeni Delhi’nin KİK ülkeleriyle, özellikle Suudi Arabistan ve BAE ile bağları gelişti, ancak İran Yeni Delhi için önemlidir ve Çabahar Limanı, Hindistan’ın Afganistan ve Orta Asya’ya açılan kapısıdır.
Trump Yönetimi ve İran
Trump Yönetiminin uzlaşmazlığı ve yaptırımları İran ekonomisi üzerinde olumsuz bir etki yaptı. Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya ve Hindistan gibi ABD müttefikleri, İran’a yaklaşımlarıyla Trump’tan ayrıştı.
Washington’un daha esnek olması önemli ve Washington’daki bir yönetim değişikliği Tahran’a karşı daha pragmatik bir duruşa neden olabilir (Demokrat Başkan Adayı Joe Biden, KOEP’na (Kapsamlı Ortak Eylem Planı) yeniden katılmaya istekli olduğuna dair işaretler verdi. Washington’un zihniyetinde gerçek bir değişiklik olana kadar, Tahran’ın zaman zaman Washington’u Tahran’a karşı daha pragmatik bir duruş benimsemeye zorlayabilen ABD müttefikleriyle ilişki kurmaya devam etmesi önemlidir.
Sonuç olarak, İran ile BAE arasındaki olası bir yakınlaşma, sadece Orta Doğu için değil, küresel olarak da önemli ekonomik ve jeopolitik sonuçlara sahip olacaktır. Bu, her iki ülkenin ekonomilerini canlandırmanın yanı sıra, Hindistan gibi her ikisiyle de yakın bağları olan ülkelerin bıçak sırtında olmasına gerek kalmaması ve bir denge kurmaya çalışırken açmaza girmemesi anlamına da geliyor.

Tridivesh Singh Maini (doktora adayı) The Jindal Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde (Temmuz 2013-Temmuz 2014) misafir öğretim üyesi olarak görev yaptı. Ayrıca Hindu Siyaset ve Kamu Politikası Merkezi, Chennai (Kasım 2013-Mart 2014), Asya toplumu Hindistan-Pakistan Bölgesel Genç Liderler Girişimi (IPRYLI) Üyesi olup (2013-2014) Kamu Politikası Uzmanı olarak görevler aldı.
Araştırma ve ilgi alanları Hindistan’ın komşu ülkelerle (Pakistan, Bangladeş, Myanmar ve Çin) ekonomik ilişkileri ve tali bölgelerin ikili ilişkilerdeki rolünü kapsamaktadır. Maini Hindu, The Millenium Post (Yeni Delhi), The News (Lahore), The Friday Times (Lahore), The Global Times (Pekin) ve Diplomat için düzenli makaleler yazmanın yanı sıra GÖRÜŞ’te Güney Asya, Afrika ve Orta Doğu üzerine düzenli jeopolitik analizler yazmaktadır . Ayrıca Asya Enstitüleri dahil olmak üzere farklı akademik dergilerde makaleleri yayınlamıştır.
Çeviri Irmak Gümüşbaş