
J. Vitor Tossini
Beş Göz, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı dünyanın en eksiksiz ve kapsamlı istihbarat ittifakında bir araya getiriyor.
Beş Göz (FVEY), yaygın olarak dünyanın en önemli istihbarat ittifakı olarak kabul ediliyor. İttifakın kökenleri, İkinci Dünya Savaşı bağlamına ve esas olarak her iki ülkenin de yakın savaş güçlerini artırabilmek için İngiltere ve ABD arasında hayati bilgileri paylaşma zorunluluğuna kadar uzanıyor.
Beş Göz, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından UKUSA Anlaşması olarak bilinen, sinyal istihbaratında işbirliği için çok taraflı anlaşma (SIGINT) yoluyla 5 Mart 1946’da resmen kuruldu.
Başlangıçta, yalnızca Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nden oluşan ittifak, 1948’de Kanada’yı ve 1956’da Avustralya ve Yeni Zelanda’yı da kapsayacak şekilde genişledi. İngilizce konuşan bu son üç ülke Milletler Topluluğu üyeleri ve Britanya’ya benzer siyasi sistemlere sahipler. Böylece, önemli belge ve bilgilere erişebilen ‘gözleri’ içeren uzun ‘Yalnızca AUS/CAN/NZ/UK Görebilir’ sınıflandırma seviyesinden ‘Beş Göz’ terimi doğdu.
İngilizce konuşan beş ülkenin bir zamanlar gizli olan savaş sonrası ittifakı 70 yıldan uzun bir süredir küresel erişime sahip bir gözetim altyapısı oldu ve tarihimizin en karmaşık ve etki alanı geniş istihbarat ve casusluk ittifakı olmayı sürdüren FVEY için yaşlanmış olmak bir sorun değildir.
İttifak dünya çapında bilinmesine ve varlığı bitmek bilmeyen tartışmalara konu olmasına rağmen, Beş Göz’ün nasıl çalıştığına dair gerçek bilgiler, Beş Göz ile ilgili hemen hemen her şeyi kapsayan güvenlik önlemleri tarafından hala karartılıyor.
İttifakın gizliliği o kadar yüksek ki, Avustralya Başbakanı Gough Whitlam’ın ittifakı oluşturan anlaşmadan 1973 gibi geç bir tarihe kadar bilgisi olmamış ve 2005 yılına kadar da kamuoyunun haberi olmamıştı. UKUSA Anlaşması’nın tam metni İngiliz ve Amerikan hükümetleri tarafından ancak Haziran 2010’da yayınlandı ve ilk kez resmen tanındı.
UKUSA Anlaşmasının ve müteakip Özel İlişki için Beş Göz’ün öneminden bahsetmeye değer. Soğuk Savaş döneminde Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri arasında daha güçlü bir işbirliğinin temelini oluşturmaya yardımcı oldu, karşılıklı güveni güçlendirdi ve iki ülke arasındaki bağları derinleştirdi. Başka bir deyişle, Anlaşma İngiltere ile ABD arasındaki Özel İlişkiyi pekiştirdi.
İşbirliği Soğuk Savaş sırasında her iki ülke için de çok önemliydi, bunun bir örneği İngiltere için Beş Göz’ün Kuzey Atlantik ve Kuzey Denizi’ndeki Sovyet denizaltılarını balistik füzelerle izlemek için tamamlayıcı istihbarat sağlamadaki rolüyken, ABD özellikle Ortadoğu’da istihbarat sinyalleri için Britanya imparatorluğunun bir parçası olan bölgelerdeki köklü İngiliz dinleme noktalarına bel bağlamıştı.
Kamuya açık neredeyse hiç belge yok, ancak paylaşılan resmi belgelere bakıldığında Anlaşmanın birincil kapsamını anlamak mümkün.
1946 tarihli gizliliği kaldırılmış antlaşmanın orijinaline göre, ‘taraflar, dış iletişimle ilgili aşağıdaki işlemlerin sonuçlarının paylaşımını kabul ederler: trafik izleme, iletişim belgelerinin ve ekipmanlarının edinilmesi, trafik analizi, kriptanaliz, şifre çözme ve çeviri, bilgi edinme, iletişim organizasyonları, uygulamaları, prosedürleri ve ekipmanı hakkında bilgi toplanması’. Bu, anlaşmanın ilk kapsamını ve amacını göstermektedir.
Ayrıca, ittifakın her bir üyesinin dünyanın belirli bölgeleri üzerinde istihbarat toplama ve analizden sorumlu olduğu bilinmektedir. İngiltere, Avrupa, Batı Rusya, Orta Doğu ve Hong Kong’u izliyor. Bu arada Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu’nun yanı sıra Çin, Rusya, Afrika ve Karayipler’i de denetlemektedir. Avustralya, Güney ve Doğu Asya’dan, Yeni Zelanda ise Güney Pasifik ve Güneydoğu Asya’dan sorumludur. Kanada, Rusya ve Çin’in içini ve Latin Amerika’nın bazı bölgelerini izliyor. Bu bölünmeye rağmen, esas olarak birlikte çalışıyorlar ve ‘nihai ürün’ genellikle birden fazla üyesinin çalışmalarının bir sonucudur; birbirlerine yardım etmek bu anlaşmanın önemli bir parçasıdır.
Bununla birlikte, bölgelerin bölüşülmesi, tarafların çabalarını yalnızca bu bölgelere yönlendirmekle yükümlü olduğu anlamına gelmez; bu, İngiltere’nin bazı alanlardan ‘sorumlu’ iken, dünyanın sadece bu bölgelerini denetleme zorunluluğu olmadığı anlamına gelir.
Five Eyes’ın şu anki rolü, ittifakın stratejik deniz alanlarından geçen gemi trafiğini izlediği ‘deniz alanı’ ve balistik füze testleri, yabancı uydu konuşlandırmaları ve ilgili hava kuvvetlerinin askeri faaliyetlerini kapsayan ‘havacılık alanı’ gibi birçok dallara sahiptir.
Terör örgütleri ve ‘sorunlu rejimler’ tarafından yapılan silah ticareti anlaşmaları da Beş Göz’ün takibi kapsamındadır; özellikle bu ikisi, beş üyenin tümü için giderek artan bir endişe kaynağı ve aralarındaki istihbarat işbirliği, hükümetlerini en son bilgilerle güncel tutmak için şart. Bu, politika oluşturma sürecine yardımcı olmaktadır, çünkü ittifak tarafından toplanan ve analiz edilen veriler yalnızca bir kriz döneminde değil aynı zamanda hükümetin günlük işleyişi için hayati olabilir; özellikle, bu günlük çalışmalar, olası terörizm kaynaklarının ve diğer geleneksel olmayan tehditlerin izlenmesi ve belirlenmesinden oluşur.
Böylesine karmaşık bir anlaşma, beş üyenin hepsinin kesişen yönleri olmasaydı asla olmazdı. Üyeler, liberal demokratik değerler, benzer veya tamamlayıcı ulusal çıkarlar ve kültürler gibi ortak ilkeleri paylaşıyorlar. Bunun ötesinde, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana İngiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Amerika Birleşik Devletleri, geleneksel olsun ya da olmasın, ulusal güvenliklerine yönelik aynı tehditleri paylaşıyorlar.
Tüm bu özellikler onların çabalarını birleştiriyor ve Beş Göz için vazgeçilmez olan karşılıklı güveni besliyor. Karşılıklı güven çerçevesinde, beş ortak birbirini hedef almıyor gibi görünüyor; ama yine de, birbirlerini gözetlemelerini engellemenin bir yolu yok.
Ayrıca, Beş Göz çeşitli ‘Üçüncü Taraf’ ülkelerle çalışmakta, Danimarka, Fransa, Norveç ve Hollanda ile işbirliği ‘Dokuz Göz’ adını almaktadır ve daha önce bahsedilen Dokuz Göz’e ek olarak Belçika, Almanya, İtalya, İspanya ve İsveç’ten oluşan ‘On Dört Göz’ bulunmaktadır. Bununla birlikte, On Dört Göz’ün resmi adı SIGINT Seniors Europe’dur (SSEUR) ve birincil amacı, üyeleri arasında askeri sinyal alışverişini koordine etmektir.
Ayrıca, yukarıda bahsedilen birçok ülkenin, özellikle de üyelerinin güvenlik servislerinin başkanlarını bir araya getiren NATO Özel Komitesi aracılığıyla, başka istihbarat işbirliği bağlantılarına sahip olduğunu da belirtmekte fayda var.
Yani, 70 yılı aşkın bir süre sonra, Beş Göz, istihbarat ittifaklarının ‘altın standardı’ olarak kabul ediliyor. Kapsamı, yeni teknolojiler ve bu yeni teknolojilerden kaynaklanan gelişen güvenlik endişeleri ile birlikte büyüyor; bu nedenle Eyes, dijital dünyanın göz ardı edilemeyeceğini akılda tutuyor. Sayısı artan siber saldırılara bakılırsa, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nin rakipleri de bunun farkına varıyor.
Bu nedenle, Beş Göz, ‘İngilizce Konuşan Dünya’ vatandaşlarını daha güvende tutmak için muazzam bir kazanımdır ve üyeleri arasında güven ve itimat üzerine kurulmuş onlarca yıllık ilişkinin sonucudur.
İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda istihbaratlarını bir araya getirerek, potansiyelinin neredeyse sınırsız olduğunu ve hiçbir benzerinin bulunmadığını söylemek mümkündür.

J. Vitor Tossini, Sao Paulo Eyalet Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler doktora öğrencisidir. Ayrıca İngiliz emperyal ve askeri tarihini ve modern dünyaya olan miraslarını araştırıyor.
Bu makale UK Defence Journal’da yayınlanan İngilizce orijinalinden Türkçeye çevrilmiştir.
Çeviren: Irmak Gümüşbaş