
Daniel Pierce Bergin
Bu makale Twin Cities PBS dijital hikaye anlatımı Racism Unveiled [Gözler Önüne Serilen Irkçılık] projesinin bir parçasıdır.
Juneteenth, Teksas’taki köleleştirilmiş Afrikalı Amerikalıların Özgürlük Bildirgesi ve o sırada birçok kişinin “köle sahipleri isyanı” olarak söz ettiği İç Savaşın sona ermesi yoluyla özgürlüklerinden haberdar olmalarının anısını yaşatıyor.
Ancak tarihsel gerçek şu ki, Yeniden Yapılanma dönemini takip eden on yıllarda, kölelik, borç köleliği, ortakçılık ve diğer yeni kölelik biçimleri, Güney’in birçok bölgesinde II. Dünya Savaşı’na kadar sürdü. Yani, çok gerçek ve canlı bir şekilde, Amerikan köleliği 1865’te değil, 1945’te sona erdi.
Bu acı gerçek, Douglas A. Blackmon’un Pulitzer Ödüllü kitabı, Başka Ad Altında Kölelik: İç Savaştan İkinci Dünya Savaşı’na Siyah Amerikalıların Yeniden Köleleştirilmesi‘nde daha kapsamlı anlatılıyor.
Bu ay PBS, Blackmon’un Twin Cities PBS ile birlikte yürütücü yapımcılığını üstlendiği çalışmasının film uyarlamasını yeniden yayınlıyor (Editörün notu: Twin Cities PBS, Rewire’ın ana şirketidir). Sundance Film Festivali’nde gösterime girmesinden bu yana geçen yaklaşık 10 yıl içinde film, sınıflarda ve toplumda yaşamaya devam ederek, insanların tartışmasını sağlıyor ve görsel sanat, dans, müzik, burs, sınıf eğitimi, yeni belgeseller, podcast’ler, uzun metrajlı filmleri, sinema ve gazeteciliği etkiliyor.
Film üzerinde çalıştım ve Blackmon’dan e-posta yoluyla George Floyd cinayeti gibi geçmiş ve günümüz vahşet olayları arasındaki bağlantıları dile getirmesini istedim.
Kitabın popülaritesi ve etkisi, sizin neo-kölecilerin soyundan gelenlerle olduğu kadar, köleleştirdikleri Siyahların soyundan gelenlerle de iletişim kurmanızı sağladı. Onlarla film projesi aracılığıyla tanıştığımda, Afrikalı-Amerikalı soyundan gelenlerin direnci ve beyaz soyundan gelenlerin ailelerinin geçmişiyle yüzleşme cesareti beni çok etkiledi. Filmden yıllar sonra bu aileler ne durumdalar?
Douglas A. Blackmon: Torunların birçoğundan hâlâ kitap ve film aracılığıyla keşfettikleri tarihle boğuştuklarını duyuyorum. Çoğu kişi için filmin, insanların kendilerinin – ve ülkenin – kökenlerinin gerçeğini anlamalarına yardımcı olmayı sürdürdüğünü düşünüyorum. Aynı zamanda, bu tarihin tartışılıyor olduğunu yadsımayı ve bundan dolayı hayal kırıklığı yaşamayı sürdüren, korkunç şeyler yapmış olan insanların bazı torunları da hala varlar. Bu da sadece bunun ne kadar gerekli olduğunu kanıtlıyor.
2017’deki ölümcül toplantıları sırasında Charlottesville’deki beyaz üstünlükçülere karşı hızlı davrandınız. Yıllardır ırk ve ırkçılık hakkında açık yüreklilikle konuştunuz. Beyaz bir Güneyli erkeğin bu konular hakkında konuşması neden önemlidir?
Blackmon: Beyaz üstünlükçülerle kamuoyu önünde kavga ettiğimde, aslında onları farklı düşünmeye ikna etmeye çalışmıyorum. Zaten onların çoğu artık umutsuz vaka. Çok daha önemli olan, herhangi birimizin böyle korkunç fikirleri kusan insanlara doğrudan karşı çıkabileceğini – ve çıkması gerektiğini – göstermektir. Bu bir yandan, kimsenin bu seslerden etkilenmemesi gerektiğini açıklığa kavuştururken, bir yandan da zor şeyler hakkındaki tartışmaların birçok insanın düşündüğü kadar zor olmadığını gösterir. Felsefem şudur: Katılın. Ne kadar çok konuşursak ve bu konuda ne kadar az endişelenirsek, herkes için o kadar iyi olur.
Bugün Jim Crow benzeri oylama yasalarının ikiye katlandığını ve ırkçılık karşıtı eğitime karşı bir tepki görüyoruz. Sizinki gibi anlatılar bu gerici çabalarla mücadele etmek konusunda ne işe yarayabilir?
Blackmon: Kölelik ve Amerikan ırkçılık mirasının gerçeklerini gizlemeye yönelik bu yeni çabalar elbette korkunç. Ama aynı zamanda daha eşitlikçi bir toplum için kaydettiğimiz ilerlemenin bir nevi kanıtı. Gittikçe daha çeşitlilik içeren ve dürüst bir Amerika ortaya çıktıkça, bundan rahatsız olan insanlar zaman zaman bu ilerlemeyi durdurmak veya dürüst diyalogdan kaçınmak için daha da fazla mücadele edecekler. Umarım kapsamlı, doğrulanabilir, gerçek bir tarihe dayanan Başka Bir Adla Kölelik gibi çalışmalar, ülkemizi yanlış yöne götürmeye çalışan insanların aldatmacalarına ve kuruntularına direnmemize yardımcı olacak tüm dayanakları sağlayacaktır.
Geçtiğimiz yıl polis teşkilatının yaptıklarına ve sistemli ırkçılığa daha fazla odaklanıldı. Başka Bir Adla Kölelik, kanunların uygulanması, hapsetme ve bu yeni kölelik sistemleri arasındaki bağlantılara işaret ediyor. Bunun nasıl işlediğine dair bazı örnekler verebilir misiniz?
Blackmon: Başka Bir Adla Köleliğik’in gösterdiği en önemli şey, adalet sistemimizin – özellikle de polisin – inanılmaz gücünün her zaman otomatik olarak adil ve makul olanı yapacağını asla varsayamayacağımızdır. Gerçek şu ki çoğu polis, savcı ve hakim adil ve dürüst olmak istiyor. Ancak yine de hepimiz hükümetin bu yetkilerinin yanlış yönlendirilmiş, yetersiz, yalnızca kendi çıkarlarını düşünen veya açıkça ırkçı olanlar tarafından kötüye kullanılmadığından emin olmak konusunda uyanık olmalıyız.
Alabama kırsalında sahadayken ilk Konfederasyon anıtımla karşılaştım. Amerikan bilincinin ön planına itilmelerinden yıllar önce, bana bu işaretlerin bir bağlamını ve arka planını sağladınız. Bu anıtlarla nasıl başa çıkacağımız konusunda şimdi neredeyiz?
Blackmon: Konfederasyon anıtı tartışması benim için inanılmaz derecede olumlu ve moral verici oldu. Charlottesville’de olanlar ve anıtlarla ilgili diğer kargaşa bazen çirkin olsa da, bunların hepsinin Amerikalıların bu heykellerin gerçekte neyi temsil ettiğine dair anlayışlarındaki sarsıcı değişime bir tepki olduğunu hatırlamalıyız.
Yirmi beş yıl önce, Konfederasyon anıtlarının ciddi bir sorun olduğunu öne sürmeye başladığımda, bunların önemli olduğunu düşünen neredeyse hiç kimseyi bulamamıştım. Ve bu heykellerin savunucuları – beyaz üstünlükçüler ve Sons of Confederate Veterans (**) gibi propagandacılar – bu anıtları şiddet de dahil olmak üzere her türlü yolla korumaya kendilerini neredeyse çılgınca adadıklarını açıkça belirttiler. Ama şimdi, ezici çoğunluk görüşü, ırkçılığa ve ihanete yapılan bu övgülerin artık bizim kamusal alanlarımızda yeri olmadığı yönünde. Bu inanılmaz bir ilerleme.
Başka hangi gizli tarihler araştırmayı ve ortaya çıkarmayı gerektirir?
Blackmon: Beyaz üstünlüğünün şu anki dünyamızı ne kadar derinden oluşturduğunu ve şekillendirdiğini henüz yeni yeni anlamaya başladık. Orada yapılacak çok iş var. Kuzey Amerika Yerli halklarına yapılanların, başkalarına sağlanan çıkarların tarihi ve bu mirası açıklığa kavuşturmaya çalışmak için de durum böyledir. Her zaman daha fazlası vardır.
Başka Bir Adla Kölelik filminin mirasının ne olmasını umuyorsunuz?
Blackmon: Geçmişin gerçeğini görmenin – çirkin olsa bile – geleceğin kurtuluşu olduğunun anlaşılmasını.
(*) ABD’de iki yüz yıllık köleciliğin resmen son buluşunun kutlandığı gün olan 19 Haziran
(**) Sons of Confederate Veterans (Konfederasyon Gazilerinin Oğulları), merkezi Columbia, Tennessee’deki Elm Springs’de bulunan, Konfederasyon gazilerinin erkek soyundan gelenlerin kurduğu, bir Amerikan neo-konfederasyon kar amacı gütmeyen ve hayır kurumudur.
Başka Bir Adla Kölelik‘i TPT.org’da çevrimiçi olarak izleyebilirsiniz.

Daniel Pierce Bergin, Twin Cities PBS’in 15 kez bölgesel Emmy ödülü alan Tarih Baş Yapımcısıdır.
Bu makale Rewire’da yayınlanan İngilizce orijinalinden Türkçeye çevrilmiştir.
Çeviren: Irmak Gümüşbaş