18 Ekim 2025, Cumartesi
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    nadir toprak elementleri

    Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

    ekonomik kriz

    Küresel Krizin Anatomisi: ABD Dış Politikası, Avrupa’nın Ekonomik Çöküşü ve Neo-Con’ların Savaş Çıkmazı

    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Tarih Sıkıştırırken…[*]

    tükenmislik

    Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

    sibel özbudun

    TARİH, TEORİ, BUGÜN

    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    Cingeneler ve romanlar

    Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    the cyrpto crash

    The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

    Burnout and gigeconomy

    Burnout and the Entrepreneurial Self: Unmasking the Lie of ‘Maximum Autonomy’

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    The Shocking Truth: How a 77% Infrastructure Cut Plunged Argentina Back Into Crisis

    finande, debt and war

    The Zero-Sum Logic of War: How National Debt Becomes a Casus Belli

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Taksim Elbet – Bir Gün – Geri Kazanılacak!(*)

Doç. Dr. Sibel Özbudun
18 Mayıs 2025
Okuma süresi: 11 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
sibel özbudun

“Beş yüz bin emekçi vardık Taksim Meydanı’na girdik Öyle bir İstanbul gördük Sorarlar bir gün, sorarlar”[1]

Belki yaşlandık, ama ısrarımız, direncimiz sürüyor: İstanbul 1 Mayıs’ının adresi, şeksiz – şüphesiz, Taksim’dir.

Kimi “aklıevvel”lerin öne sürdüğü gibi, kör bir inatlaşma, “sol çocukluk hastalığı” (yaşımız “çocukluk hastalığı” için bir hayli ileri…) ya da “küçük burjuva narsizmi” (??!)nden kaynaklanmıyor, bu ısrar, bu direnç.

İlgili İçerikler

Tarih Sıkıştırırken…[*]

Kendinin CEO’su Olma Hilesi: Neoliberal Özgürlük Vaadi Neden Tükenmişlikle Sonuçlanıyor?

Biliniyor: 1 Mayıs’lar kutlanmaya başladıklarından beri işçilerin kentlerin merkezlerinde, tam yüreğindeki meydanlarda kitlesel olarak boy göstermeyi seçmesi, boşuna değildir. Gündelik yaşamda kenar mahallelere, kentlerin saçaklarına, fabrika duvarlarının gerisine sürülmüş, burjuva yaşamının “gözden ırak, gönülden ırak” tutmaya çalıştığı bir sınıfın, birleştiğinde ne denli yığınsal, kararlı ve güçlü olabileceğine dair bir gösteridir 1 Mayıs kutlamaları. Sömürülenlerin tahakküme, sömürücülere ve sömürü düzenine karşı gündelik olarak uygulayageldiği “gizli senaryolar”ın[2] açık gösteriye dönüştüğü bir “biz varız, var olacağız!” haykırışıdır.

Şu da biliniyor: Taksim Meydanı, İstanbul 1 Mayıs’ları için ayrı bir önem taşıyor. Kentin yüreği olmasının yanı sıra, 1977’de devlet güçlerinin gerçekleştirdiği katliamın mekânı, burası. Sular İdaresi binası ve Intercontinental Oteli’nden kitle üzerine açılan ateş ve bunu izleyen polis müdahalesinin yarattığı panik sonucunda kurşunlarla ya da ezilerek can veren yoldaşların sorulmayı bekleyen hesaplarının üstü üstüne yığıldığı alan. Egemenlerin işçi sınıfına, emekçilere ve devrimcilere ilan ettiği topyekûn savaşın simgesi. Bir yıl öncesine ilişkin örtülü-açık tehdit ve göz korkutmalara karşın, 1978’in 1 Mayıs’ında yine yüzbinlerle toplanıp “Burası 1 Mayıs Alanı” haykırışlarımızla yeniden adlandırdığımız meydan… Her toplumsal tepki momentinde belleğimizde yeniden ve yeniden su yüzüne çıkan; tıpkı Haziran 2013 isyanında olduğu gibi…

Özetle, “makul ve ihtiyatlı” olmak adına vazgeçilebilir bir talep değil, Taksim…

Ama DİSK-KESK-TTB-TMMOB yöneticileri, geçen yılki Saraçhane fiyaskosunu sonlandırdıkları “Bu yıl olmadı ama gelecek yıl mutlaka Taksim’deyiz” tiradına rağmen 2025’de de yetkililerle giriştikleri, artık usandırıcı bir alışkanlığa dönüşmüş olan, “1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak istiyoruz./ Olmaz, izin vermeyiz./ Peki o zaman, biz de başka yerde kutlarız. Ama alacağınız olsun!” “müzakere”sini tekrarlayıp, sonucu “Taksim irademizden geri adım atmadan Kadıköy’de buluşacağız (!?)”a[3] bağladı. Kim, nasıl, ne şekilde geri adım atmadı, sorusunun yanıtı DİSK yetkililerinin, Taksim taleplerini dile getirmek üzere genel merkez önünde toplanan öğrencilere verdiği yanıtta açığa çıkıyor: “Ancak hükümetten izin gelirse Taksim’e çıkarız!”[4]

Oysa, politik pratik açısından bakıldığında dahi Taksim, 2025’de çok daha kritik bir önem üstlenmişti: İktidarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşı darbe girişiminin son damlasını taşırdığı öfke, yığınsal bir tepki olarak sokağa dökülmüştü bir ay kadar önce. Yıllardır çıt çıkmayan üniversitelerde gençlik, güvenlik güçlerinin inanmaz bakışları altında polis barikatlarını yıkmış, Valiliğin koyduğu yasaklara kulak asmayan halk genciyle yaşlısıyla meydanları doldurmuştu.

Bütün bunlar, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı, işsizliğin zirve yaptığı, devletin dizginlerini ele geçirmiş bir avuç “azgın azınlık” ormanlardan kıyılara, dağlardan nehirlere, tarihi eserlerden mahalle büfelerine, depremzedelerin evlerinden Kanal İstanbul’un muhayyel kıyılarına, göz koydukları her şeyi doymak bilmez bir iştahla yağmalarken, yoksulluğun çöp kutularından, dağılan pazar yerlerinin artıklarından karnını doyurmaya çalıştığı, her gün 2-3 kadının koca/sevgili şiddetine, 4-5 işçinin iş cinayetlerine kurban gittiği, el kadar çocukların tarikat yurtlarında tecavüze uğradığı, göçmen kadınların kamyonlarla dolaştırılıp pazarlandığı… bir coğrafyanın “Artık Yeter!/ Edi Bese!” çığlığıydı. Emareleri yıllardır çevrelerini saran polis barikatlarına, dipçik darbeleriyle üzerlerine çullanan jandarmaya rağmen grev çadırlarını kuran, Ankara’ya yürüyüşe kalkışan işçiler, ekim alanları, su kaynakları için direnen köylüler veriyor. Ezilenlerin, sömürülenlerin, soluk alacak bir menfezden yoksun bırakılanların, “bu böyle gitmez,” uyarısı.

Bu nedenle 2025’in kitlesel bir 1 Mayıs gösterisi için Taksim’in hedef gösterilmesi, meşruluğu AYM kararıyla dahi tescillenmiş bir “hak”kın geri kazanılması, ama daha çok da ezilenlerin, sömürülenlerin, bastırılanların zedelenmiş özgüvenlerini geri alabilmelerinin bir vesilesi, iktidar açısından ise, ceberrutluğun, keyfiliğin bir sınırı/ sonu olduğuna dair bir hatırlatma olacaktı. Toplumsal muhalefeti kendini iktidara taşıyacak bir manivela, canı istediğinde sokağa sürülüp canı istediğinde “haydi artık evlerinize dönün” çağrılarıyla yatıştırılacak bir hazır kıta olarak gören CHP’ye ise “çantada keklik” olmayan bağımsız bir sınıf iradesinin varlığını gösterebilecekti.

Olmadı! DİSK-KESK-TTB-TMMOB “bürokratları” bu sefer de Kadıköy’e çağırdı kitleyi. “Ferman padişahın” diyenler ise, bu kez 1 Mayıs 2025 Taksim Tertip Komitesi’nin çağrısıyla, Boğaziçi Köprüsü’nden Okmeydanı’na, Yenikapı’dan Levent’e, Sirkeci’den Kabataş’a İstanbul yakasının tüm toplu taşıma hatlarını lağveden ulaşım yasaklarına, Mecidiyeköy-Taksim arasında kurulmuş sekiz polis barikatına, Taksim’e yönelen caddelere çıkan tüm sokakları kapatan barikatlara, İstanbul Valiliği’nin açıklamasına göre sahaya sürülen ve en küçük kıpırtıya orantısız ve amansız bir şiddetle müdahale eden 52 bin 656 polise[5] rağmen, Taksim iradesini yere düşürmedi. Sonuç?

Sonuç, DİSK-KESK-TTB-TMMOB mitinglerinin alışılageldik rehaveti içinde (ve Valiliğin rahat bir solukla açıkladığı üzere “olaysız”) geçen (oysa bu coğrafyada polisin müdahalesi olmadığı sürece her muhalefet mitingi “olaysız geçer”), medyanın şenlikli “orta sınıf” görüntülerini öne çıkardığı ve hava muhalefetinin de katkısıyla 2-3 saat içinde dağılan Kadıköy mitingi; sermaye düzeninin üzerine geçirdiği deli gömleğine karşı sınıf taleplerinin dile getiren, sloganları ve pankartlarıyla kendisine dayatılan cenderenin farkında olduğunu belli eden on binlerce işçinin katıldığı (yine “olaysız geçen”) Türk-İş Kartal mitingi, ve Taksim çevresinde kendini bekleyen devlet şiddetini bilip göze alarak kuşatmayı yarmaya çalışan, ablukaya alınan, yere yatırılıp ensesine basılan, saçlarından yerlerde sürüklenen, ama gün boyu güvenlik güçlerine karabasan yaşatan binler…

[Burada durup DİSK yönetimine sormak gerekmiyor mu: Haydi kitleyi polis şiddetine kırdırmamak gibi bir kaygınız, katılımı en geniş ölçekte tutmak gibi bir arzunuz ve işçi sınıfının birliğini sağlamak gibi bir hayaliniz var; Taksim çatışmalarına girmekten bu nedenle kaçınıyorsunuz. O hâlde neden, “sınıfın birliği” adına şimdilik daha “ılıman” bir duruşu temsil eder gözüken Türk-İş’li işçilerden uzak duruyor, iki konfederasyonun ortak miting düzenlemesi için çaba sarf etmiyorsunuz? Sorun DİSK’in Türk-İş’ten daha “devrimci” olması mı, yoksa pozisyon/ koltuk kaybı endişesi mi? Sahi CHP’nin gözünün içine bakan tutumunuz, sözleşme yetkisini elinizde bulundurduğunuz CHP’li yerel yönetimlerde tabanın itirazlarına kulak tıkayarak kapalı kapılar ardında bağladığınız uzlaşılarınızla, hepimizin onuru olan tarihiniz dışında, sizi daha “radikal” kılan nedir?]

Evet, devlet bir kez daha Taksim’i gerçek sahiplerine, yani “meydanın kaldırım taşlarını döşeyen, binaları inşa eden”[6] işçilere, “Ne yaparsanız yapın. Taksim’e çıkacak olan iradeyi durduramayacaksınız! Bu irade birkaç kişinin değil 19 Mart’ta ayağa kalkan halkın iradesidir. Tarihin en ağır yoksullaştırma programı karşısında ‘artık yeter’ diyen emeğin iradesidir. Barikatları aşarak umutlarımızı yeşerten gençliğin iradesidir,”[7] diye haykıran gençlere, müdahaleye tanıklık etmek ve haberleştirmek için uğraşan basın mensuplarına, göstericilere yönelik insan hakları ihlâllerine karşı alanda olan avukatlara karşı cansiperane bir biçimde “savundu”.

Belli ki bu kez fena korkmuşlardı: koca kentte ulaşımı geçmiş yıllardakine rahmet okutan bir ablukayla felç ettiler, neredeyse toplam gösterici sayısı kadar (50 küsur bin) polisi (TEM, KOM, Asayiş, trafik, Çevik, hatta bekçiler… Alayı görevdeydi) sokaklara sürdüler; avukatları gözaltı merkezlerine yaklaştırmadılar… Ama yapamadıkları bir şey vardı: bu kez Taksim iradesini “yasadışı terörist faaliyet” olarak kriminalize edemediler…

Tam tersi, kentin yaşamını felce uğratan, koca kenti dev bir tutukevine çeviren bu “yasaklı bayram” çelişkisi, daha bir göze batar, daha sorgulanır hâle geldi. İktidarın meşruiyet aşınımı süreci hızlanırken, Taksim’in 1 Mayıs alanı olma özelliği daha bir meşrulaştı…

“1 Mayıs alanı” elbet bir gün, üstelik de yakınlarda bir gün geri kazanılacak. O gün geldiğinde, hiçbir sendika ya da STÖ bürokratı, “muharebe kazanmış general” havasına bürünmesin. Taksim’e ellerimizde kızıl bayraklarımız, dilimizde Türkçe-Kürtçe Enternasyonal’le yığınlar hâlinde yeniden girişimiz, bugün ve geçtiğimiz yıllarda sokak sokak, barikat barikat meydanı zorlayan, biber gazı, plastik mermi yiyen, kafası-kolu kırılan, yerlerde sürüklenen adsız işçilerin, gençlerin, devrimcilerin, sosyalistlerin eseri olacak…

 Selam olsun onlara!

Doç. Dr. Sibel Özbudun

Akademisyen, antropolog, yazar, çevirmen, aktivist. 1956 yılında İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Fransa’ya giderek, üç yıl süresince Fransa’da dil ve Paris VII ve Paris Üniversitelerinde sosyoloji öğrenimi gördü. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü’ne girdi. Mezun oldu. Uzun süre yayıncılık (Havass ve Süreç Yayınları) ve çevirmenlik yapan Özbudun; 1993 yılında, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi görmeye başladı. 1995 yılında aynı bölümde araştırma görevlisi oldu. Doktorasını da aynı üniversitede verdi. İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen Özbudun’un çok sayıda çeviri ve telif eseri bulunmaktadır. Telif eserlerinin çoğu Temel demirer ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır.

Temel Demirer

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:

“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim…  Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”

N O T L A R

[*] Kaldıraç Dergisi, No:286, Mayıs 2025…

[1] Ruhi Su.

[2] “Gizli senaryolar” için bkz. James. C. Scott, Tahakküm ve Direniş Sanatları: Gizli Senaryolar, Ayrıntı Yay., 2010.

[3] “DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’den 1 Mayıs Kararı: Taksim irademizden geri adım atmadan Kadıköy’de buluşacağız”, Gazete Oksijen, 18 Nisan 2025… https://gazeteoksijen.com/turkiye/disk-kesk-tmmob-ve-ttbden-1-mayis-karari-taksim-irademizden-geri-adim-atmadan-kadikoyde-bulusacagiz-239987.

[4] “Üniversitelilerden DİSK önünde 1 Mayıs çağrısı: Öğrenciler Taksim’de, DİSK nerede?” Sendika.org, 25 Nisan 2025… https://www.sendika.org/2025/04/universitelilerden-disk-onunde-1-mayis-cagrisi-ogrenciler-taksimde-disk-nerede-725341.

[5] “1 Mayıs’ta Taksim’e Çıkmak İsteyenlere Sert Müdahale!”, 1 Mayıs 2025… https://www.gercekgundem.com/guncel/taksimde-1-mayis-hareketliligi-gozaltilar-var-533542

[6] 1 Mayıs’ta Taksim kuşatmasını yarmaya çalışan Yapı Yol İş’li bir işçinin polis barikatı önündeki sözleri (https://www.youtube.com/watch?v=VcD-Fa70oVY)

[7] “1 Mayıs Taksim Tertip Komitesi’nden Gözaltılara Tepki”, 30 Nisan 2025… https://halktv.com.tr/gundem/1-mayis-taksim-tertip-komitesinden-gozaltilara-tepki-taksim-iradesini-934213h

İlgili İçerikler

sibel özbudun
Politika

TARİH, TEORİ, BUGÜN

Doç. Dr. Sibel Özbudun

“Aslında insanlar sizi hayal kırıklığına uğratmıyor, sadece siz yanlış insanlar üzerinden hayal kuruyorsunuz.” Kürt meselesi (Filistin ile birlikte) Ortadoğu’nun aslî/...

Sibel_özbudun
Politika

Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

Doç. Dr. Sibel Özbudun

“Bir gün, hiçbir şey üretmeyenlerden izin almadan bir şey yaratamayacağını fark ettiğinde; para akışının mal veya hizmet üretenlere değil, sadece...

istanbul üniversitesi

Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

think tanks

Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

Sibel_özbudun

Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

temel demirer

Empyerlist Zorbalığın Trump’lı Aşaması

Sibel_özbudun

“Fabrika Kızları” Kafa Tutuyor… Osmanlı’dan Günümüze Kadın İşçi Eylemlerine Bir Bakış

devlet ve millet / Hüseyin Demirtas

Masumiyetin İnfazı Yazı Dizisi Bölüm-2

Son Makaleler

israil ve siyonizm
Orta Doğu

İsrail Devleti ve Siyonizmin Kökenleri

Görüş Redaksiyon

Bu derleme, Prof. Yakov Rabkin’in Neutrality Studies YouTube kanalındaki etkileyici söyleşisinin özetidir. Rabkin, Siyonizm’in Yahudilikle sıkça karıştırılan tarihini, Siyonizm’e yönelik...

Cingeneler ve romanlar

Görünmeyen Tarih: Çingenelerin Sürgün, Kölelik ve Kültürel Direniş Hikâyesi

nadir toprak elementleri

Çin’in Nadir Maden Hamlesi: ABD Hegemonyasına Meydan Okuma

the cyrpto crash

The 2025 Crypto Crash: US Tariffs Trigger a $1 Trillion Meltdown

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.