26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Hakikatın Şiircesi | Fazıl Hüsnü Dağlarca

Temel Demirer
11 Eylül 2021
Okuma süresi: 11 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
fazil hüsnü daglarca

“İnsan dallarla, bulutlarla bir,

Aynı mavilikten geçmiştir.

İnsan nasıl ölebilir

Yaşamak bu kadar güzelken?[1]

Hayatla 94 yaşında vedalaşan çocuk şairdi; 16 Ekim 2008’de kaybettik Onu.

RTE’nin “Faruk Nafiz Çamlıbel” zannettiği şairdi.

İlgili İçerikler

Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

Yalın, duru ve güçlü sesiyle toplumsal anlayışta şiirler yazmıştı.

Etrafı kalabalık da olsa yalnız içmeyi şiar edinmiş, içtiği rakının hakkını vermiş uzun soluklu şairdi.

Kendi ifadesiyle “yurtsever bir sosyalistti”. Türkiye’nin bağımsızlığı ve toplumsal eşitlik, üstüne titrediği konulardı. İnsanseverdi, insanlığa inanıyordu.

Sözü yormadan, duyguları, saf biçimde şiire dönüştürmeyi başarabilen Ona Cemal Süreya, “Şiir tankeri” derdi. Ve şiirle anılırdı hep…

Erdal Alova’nın ifadesiyle, “Şiir sanatı ve onun etkin öznesi olan şair, Sappho’dan, Homeros’tan, Yunus’tan bu yana, durup dinlenmeden bu kutsal çalışmasını sürdürürken, insanı yeniden insanla buluşmaya çağırır”dı.[2] Ve eklemişti Hasan Hüseyin Korkmazgil de:

“Yıllardır yazar, çizer, söylerim: bilineni bilinmeze, görüneni görünmeze, duyulanı duyulmaza, kısacası, somutu soyuta itme değildir şiirin işi. Tam tersi: bilinmezi bilinir, görünmezi görünür, duyulmazı duyulur, duyumsanmazı duyumsanır, algılanmazı algılanabilir yapmaktır.”

O da bunları yapardı… Şiiri birçok araştırmacı tarafından iki dönemde ele alınmaktadır. Birinci dönemi kendine has bir şiir biçimi oluşturmaya çalıştığı, hayal gücünün ön planda olduğu “sezgi” dönemidir. İkinci dönemi ise evrensel temalara yer verdiği ve dilin sadeleştirilmesi çabalarına katıldığı “akıl” dönemidir.

Toplumcu gerçekçi ve felsefi lirik şiirlerinin yanında özellikle destanları önemlidir.

Hakikâtin şiircesidir Dağlarca’nın dizeleri; geleceği anımsamak, henüz gelmemiş olanı tanımak babında…

Şiir, geleceği anımsatır elbette.

Şiir, gelecekten çok daha fazla gelecek isteyenin dilidir.

Şairliğin ne demek olduğunu çok sade sözlerle anlatan ve bir evreni peşinden sürükleyip ama ses çıkarmayan Fazıl Hüsnü Dağlarca, tanıştığı tüm genç şairlere, “Şiir için en fazla neyini feda edebilirsin?” diye soracak kadar şiire hakkını veren şairdi…

* * * * *

Evet, iyi bir şairdi; Ece Ayhan’ın, “Tabldot hükümet şairi”dir saptamasına rağmen…

Hakkında Haydar Ergülen, “Dağlarca bir ‘anıt-şair’di. Düşünceleri resmi, şiirleri sivil,”[3] şerhini düşerken; Cemal Süreya da, “Şiire getirdiği değerler kendine özgüdür. Öyle ki fazıl hüsnü diye bir şair gelmeseydi o değerler de gelmeyecekti,” derdi…

“Her yazdığı şiir olan, doğuştan şairler sınıfındandı”[4] olmasına da; “Dağlarca’nın şiirini hemen her kesim belli bir ölçüde mutlaka sever. Hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun, her okurun kendini bulacağı, seveceği şiirleri vardır Dağlarca’nın. Fakat ne yazık ki, bir bütün olarak, hiçbir siyasi, felsefi, ideolojik anlayış da Dağlarca’yı bütünüyle sahiplenemez. Çünkü inişleri, çıkışları, tezatları, yansımaları, labirentleri bunca bol bir şiir, tamamıyla kabullenilemez.”[5]

Şiirle arası iyi olmayanları bile duraklatacak kadar sakin, bir o kadar da yalındı diline söylenebilecek bir şey olmasa da denilebilir ki, “Şiirimizin önce Nâzım Hikmet, ardından Garip akımıyla çağdaşlık arayışlarında olduğu 1930 ve 40’lı yıllarda o, hiçbir akıma, anlayışa yaslanmayan, kaynağı belirlenemeyen bambaşka bir şiirin gelişkin örnekleriyle ortaya çıkmıştı. Çağdaş bir şiirdi yazdığı, ama ne Garipçilerle ne de sosyalistlerle ortak özellikler taşıyordu. Batı şiiri etkileri de görülmüyordu. 1950’lerle birlikte daha toplumsal konulara yöneldiği görüldü Dağlarca’nın.”[6]

“O, Cumhuriyet döneminin, özellikle ikinci kuşak şairlerinin en özgünü, nicelik ve nitelik bakımından en verimlisidir. Gerek dili, sözcükleri, gerek temaları, şiir kalıpları ile kendinden önceki şairlere benzemediği gibi, çağdaşlarına da benzemez…

Dağlarca, Fransızların Victor Hugo’ya yakıştırdıkları mâge (büyücü, müneccim) sözüne, dünya ölçüsünde, belki en çok hak kazanan, antenleri gözle görülür dünyaya olduğu kadar, gözle görünmeyen, insan aklını aşan sezgiler dünyasına pencereler açan tükenmez, tükenecek sandığımız bir anda, yeni yeni sezgileriyle insanı şaşırtan, kaynağı kurumaz bir şairdir…

Gerek kapsamı, önsezi yeteneği, hayal gücü hiçbir şiir geleneğine bağlı olmayan eserleri, gerek şiir dilinin özgünlüğü, hepsinin üstünde sözcüklere yüklediği düşünce ve duygu zenginliğiyle erişilemez bir doruktur. Daha 1939’larda Orhan Burian: ‘Dağlarca’nın şiiri ya cinnete, ya da dehaya varmak üzeredir,’ demişti.”[7]

* * * * *

“Nasıl yazıyorsunuz?” sorusunu, “Bende duyarlıkla matematik iç içedir. Eski duyarlıklar gide gide sayı olurlar diye düşünürdüm. Bu anlatımın büyük bir gerçeği dile getirdiğini öteki gözlerimle görüyorum,”[8] diye yanıtlamıştı.

“Önce şiir vardı. Görünenleri, duyulanları önce ozanlar sözcüklere döktüler. Ağaca ağaç, suya su, yeşile yeşil demeyi ozanlar öğretti.” “Şiir yazanlar üç dört kez daha fazla yaşarlar başkalarından.”[9]

“Şiirle yaşarım… Nasıl mı yaşarım? 24 saatimi nasıl mı geçiririm? Benim günümün yüzü yoktur. Günlerimin yüzleri vardır.”[10]

“Şiir yazmak için bana kalem tutacak iki parmağım ile tek gözüm yeter,”[11] derdi.

“90 yaşını aşmasına karşın, kendisini hâlâ çocuk olarak gördüğünü, dünyadaki en önemli kavramın ‘çocuk’ olduğunu ve çocuklara mutlaka çok değer verilmesi gerektiğini” söyleyip, “Ben 90 yaşında bir çocuğum ve hep böyle kalacağım,”[12] derdi.

“Şiirlerinizi hangi düzeydeki okurlarınızı göz önünde bulundurarak yazıyorsunuz?” sorusuna da, “Ben kesin bir amaç gütmedim, şimdi yapıtlarıma ta uzaktan baktığımda, gördüğüm şudur: Büyük bir deniz düşününüz. Denizin yüzeyinden derinlerine dek her santimetre suya sarkıtılmış bir sözcük var. Okuyucu balığı, kendi düzeyindekini okuyacaktır,” yanıtını vermişti.

Ozanlar haksızlığa uğrayan, ezilen, sömürülen bütün ulusların sorunlarını yansıtmalıdırlar. Ben kendimi Türkiye sınırları içine kapatılmış olarak görmüyorum. Benim bulunduğum yer yeryüzüdür.”[13] “Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir,” vurgusuyla birçok şeyin altını çizmişti.

Kolay mı?

‘Kara Çizgiler’ de, “Doğada ilk kirlenmedir/ Ülkelere/ Bölünmesi/ Yeryüzünün”; ‘Haydi’ de, “Anlamak/ Bir gezidir/ Bir başkasının/ Ülkesinde” vurgusuyla, “Kocaman/ dağları/ kardaş/ basa basa/ düz eylemek/ Çıkmak yavaş/ yavaş’lardan/ Eylem/ neyse/ tez eylemek/ Sessizliği türkü/ kılıp/ anlama/ dönüştürmeli/ Bir görevdir/ söz eylemek/ Gerçek yürür/ önümüzde/ Haydi kardaş/ adım adım/ geleceği iz/ eylemek,” diye haykırandır Fazıl Hüsnü Dağlarca…

* * * * *

1914 İstanbul doğumlu. Kuleli askeri lisesini ve harp okulunu bitirmiş. Yüzbaşı mertebesine kadar yükseldikten sonra “Şiir yazacağım,” diyerek askerlikten ayrılmıştı.

“O büyük bir şairdi. Ama büyüklüğü fildişi kulesinde oturmayıp, sokağın sesini şiirlerine yansıtması, kendi isyanını sokağa duyurmak için kitapçı dükkânının vitrinine 15 günde bir şiir afişler asmasındaydı.”[14]

Açtığı kitapevinde birçok eylem gerçekleştirdi. Şiirlerini okutmak, sevdirmek, devrim karşıtlarını, sömürü ve haksızlıkları eleştirmek için vitrinden yararlanıyordu. İnsan boyundaki beyaz bir kartona el büyüklüğünde harflerle şiirlerini yazdırarak oraya asıyor, geceleri aydınlatıyordu. Onbeş günde bir değiştirirdi onları. Değişen bu şiirleri çok kimse merakla beklerdi.

Dağlarca “karşı duvar” genel başlığını verdiği bu şiirleri daha sonra horoz adındaki kitabında topladı. Toplumcu şiirleri, bu şiirlerle dolu kitapları birbirini izlemeye başlamıştı. Halkın insanımızın, tüm insanlığın, kölelikten yoksulluktan kurtulmasını istiyor, başta Amerikan sömürgeciliği olmak üzere, her türlü sömürgeciliğe kafa tutuyordu.

Onun devrimciliği, emekten yana olması hükümeti rahatsız etti. Savcılığın emriyle gelen polisler vitrindeki “Horoz” başlıklı şiirini yerinden kaldırdılar.

O da hemen “Savcıya” başlıklı bir şiir yazıp, yine vitrine astı: “Savcı, nedir düşündün mü,/ Yazıları suçlu kılan?/ Usla, yürekle büyümüş gündüzler/ Geceye karşı,/ Ama nedir çağlar üzre,/ Beni senden güçlü kılan?”

Onu böyle sataşmalarla yıldıramayacaklarını anlayınca, evinde arama yaptılar. Subaylık zamanından kalma tabancasını bahane ederek gözaltına aldılar. Evindeki birkaç kitabına el kondu. Onbeş gün cezaevinde yatırdıktan sonra serbest bıraktılar

Anti-emperyalizm ve bağımsızlık düşkünü oluşu malûm işbirlikçi çevreleri hep rahatsız edegemişti; 12 Mart’ta da asılsız bahanelerle tutukladılar onu.

O, dizelerindeki üzere; Erken öten horoz”du.

Ama bir gün, o güneşli sabahlar için öten erkenci horozlar, motorları ışıklı maviliklere sürecek çocuklarla!

Temel Demirer

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:

“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim…  Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”

N O T L A R

[*] Ümüş Eylül, Yıl:10, No:40, Temmuz-Ağustos-Eylül 2021…

[1] Fazıl Hüsnü Dağlarca, “Söyle Sevda İçinde Türkümüzü”.

[2] Zeynep Oral, “Şairler Susmayacak!”, Cumhuriyet, 21 Mart 2021, s.15.

[3] Haydar Ergülen, “Dağlarca İçin Üç Yeni Cümle”, Cumhuriyet, 17 Ekim 2011, s.15.

[4] Doğan Hızlan, “Dağlarca Sergisini Gezin”, Hürriyet, 5 Kasım 2014, s.22.

[5] Polat Onat, “Şiirin Beyhudeliği ve Dağlarca’nın Asaleti”, Zaman, 15 Ekim 2011, s.23.

[6] Turgay Fişekçi, “Türkçenin Ses Bayrağı”, Cumhuriyet, 26 Ağustos 2014, s.16.

[7] Vedat Günyol, Çalakalem, İş Bankası Kültür Yay., 1999.

[8] Turgay Fişekçi, “Fazıl Hüsnü Dağlarca: Özgürlük Dille Başlar”, Cumhuriyet, 26 Ağustos 2014, s.16.

[9] Fazıl Hüsnü Dağlarca, Varlık Dergisi, No:1173, Haziran 2005.

[10] Fazıl Hüsnü Dağlarca, Hürriyet Gösteri, No: 21, Ağustos 1982.

[11] Fazıl Hüsnü Dağlarca, aktaran:  Refik Durbaş, “Şairin Azmi”, Birgün, 29 Ocak 2015, s.2.

[12] Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cumhuriyet Gazetesi, 3 Mart 2005.

[13] “Fazıl Hüsnü Dağlarca: Benim Bulunduğum Yer Yeryüzüdür”, Cumhuriyet, 15 Ekim 2015, s.17.

[14] Sennur Sezer, “Dağlarca Öldü”, 16 Ekim 2008… https://www.evrensel.net/haber/216376/daglarca-oldu

İlgili İçerikler

temel demirer
Kültür & Sanat

Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

Temel Demirer

“ve sen uçurumların ve karların üstünden götür götür beni güneşe” “İnsanın bütün faaliyetleri politiktir ve tiyatro da bu faaliyetlerden biridir....

hollywood, Sinema, Film
Kültür & Sanat

Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

Görüş Redaksiyon

Küresel Sinema Endüstrisi: Basit Bir İlhamdan Dijital Güç Odağına Sinemanın basit bir görsel yanılsamadan küresel bir dijital güç merkezine dönüşümünü...

Fransız Sineması: Sinematik İsyan ve Yeni Dalga’nın Kalıcı Etkisi

Fransız Sineması: Sinematik İsyan ve Yeni Dalga’nın Kalıcı Etkisi

Kırılgan Bir İkon ve Yorgun Bir Entelektüel: Marilyn Monroe ile Arthur Miller’ın Dramı

Kırılgan Bir İkon ve Yorgun Bir Entelektüel: Marilyn Monroe ile Arthur Miller’ın Dramı

temel demirer

Yazmak Eylemi ile Sözün Gücü

Militan, İdamlık, Sürgün: Abdulkadir Konuk(*)

Militan, İdamlık, Sürgün: Abdulkadir Konuk(*)

Zekeriya Simsek

Nijerya Sineması

Sirri Süreyya Önder'in ölümü

Sırrı Süreyya Önder: İletişimde Mizah, Samimiyet ve Derinlik

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.