26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Azınlık “Çoğunluk Tiranlığı”nın Panzehiridir(*)

Temel Demirer
21 Ekim 2024
Okuma süresi: 14 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
temel demirer

“Çoğunluk her zaman ve istisnasız olarak azınlığın haklarını çiğnemiştir.”[1]

“Çoğunluk” -sınırlarını sınıflı-sömürücü sınıfın çizdiği!- gündelik hayatın “muteber” kavramlarındanken; “azınlık” da bir o kadar “lanetli”dir.

Oysa çoğunluğa değil, hakikâte itibar edilmeli; çünkü çoğunluk kuvveti, güçlerin en hoyratıdır. Bu bağlamda da çoğunluğun “cenneti”, ötekileştirilen azınlık(lar) için cehennemdir.

İlgili İçerikler

Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

Tıpkı John Stuart Mill’in, “Çoğunluğun iradesi, diğer insanlar üzerinde baskı yapabilir; gücün çoğunluk tarafından kötüye kullanılmasının önlenmesi gereklidir. ‘Çoğunluğun tiranlığı’ topluma karşı bir kötülüktür ve toplum buna karşı korunmalıdır”…

Anooshirvan Miandji’nin, “Eğer bir yerde çoğunluk kendini olduğundan daha ahlâklı göstermeye çalışıyorsa, orada ahlâk sorunu vardır.” “Çoğunluğu doğruluk olarak görmek, demokrasinin en büyük yanılgısıdır”…

Eugene V. Debs’in, “Tarihte büyük değişiklikler meydana geldiğinde, büyük ilkeler söz konusu olduğunda, kural olarak çoğunluk yanlıştır”…

Hannah Arendt’in, “İnsanların sonuçları düşünmeksizin çoğunluk görüşüne itaati insanın basitliğidir”…

Ayn Rand’ın, “Bir karar çoğunluğun oyuyla alındı diye doğru olmaz”…

Mahatma Gandhi’nin, “Vicdan meselelerinde çoğunluk yasasının bir yeri yoktur”…

Walter Lipmann’ın, “Politikada çoğunluk kuralının haklılaştırılması onun ahlâki açıdan doğru olduğunu göstermez”…

Emma Goldman’ın, “Aramızda gerçeğin ve adaletin en büyük düşmanları, bir kitle hâlindeki çoğunluklardır, kahrolası kitle hâlindeki çoğunluklar”…

Giordano Bruno’nun, “İnsanın sırf çoğunluk, çoğunlukta olduğu için, kitlelerle ya da çoğunlukla aynı şekilde düşünmek istemesi aşağılık ve düşük bir kafası olduğunun kanıtıdır”…

Herbert Spencer’in, “Çoğunluğun azınlık tarafından yönetimi tiranlıktır; azınlığın çoğunluk tarafından yönetimi de tiranlıktır. Her iki durumda da ‘senin istediğin gibi değil, bizim istediğimiz gibi yapacaksın’ kuralı geçerlidir,” ifadelerindeki üzere…

* * * * *

Çoğunluğun alkışlarına inanmayın; çünkü çoğunluğun onayı yanlışı doğru yap(a)maz. Herkes yapıyor olsa da yanlış yanlıştır.

Sınıflı sömürücü şiddetin sürüleştirdiği çoğunluk otoriteyi sever; “Yöneten çoğunluğun azınlığı susturma hakkı olmadığı”nı aklından dahi geçirmez…

Çünkü “İmkânsız”, çoğunluğun lügatına kayıtlı bir sözcüktür; en kolayı bilmemek ve sürüye ait olmaktır. Tam da bunun için de çoğunluk bilgisiz ve önyargılıdır; yalanları gerçeklerden daha kolay kabul eder.

Böylesi bir otorite, azınlığın baş belası, çoğunluğun idolü olsa da; çoğunluk tarafından yapılması, yanlışı, yanlış olmaktan çıkarmaz.

Nihayetinde insan(lar)ın sonuçlarını düşünmeksizin çoğunluğun görüşüne itaati, teslim olması yabancılaşmış insan(lık)ın basitliğidir.

O hâlde net biçimde ifade edelim: Azınlığın çoğunluk tarafından yönetimi tiranlıktır; “Bizim istediğimiz gibi yapacaksın/ olacaksın” kuralının dayatılmasıdır; John Dalberg Acton’un, “Bir ülkenin özgür bir ülke olup olmadığını değerlendirmek için en iyi test azınlıkların sahip olduğu hakların güvence altına alınıp alınmadığına bakmaktır,” uyarısı kesinlikle “es” geçilmemelidir.

* * * * *

Bir an dahi unutulmasın: Gerçek daima azınlıktadır ve azınlık daima çoğunluktan güçlüdür. Yol gösteren asla statükocu çoğunluk değil, radikal azınlık(lar)dır. Çünkü bir gerçeği söylemek, muhalefet ve direniş göstermek anlamına gelir her zaman.

Sınıflı sömürücü yapının pompaladığı “Umutsuzluk” çoğunluğun çözümü; umut ise azınlığın itiraz ve duruşundadır. Komutan Yardımcısı Marcos, “Sömürülmüş, dışlanmış, ezilmiş ama karşı koyan ve ‘yeter’ diyen tüm azınlıklar,” diye betimlediği potansiyeldedir…

“İyi de azınlık” ne mi?

Søren Kierkegaard’ın, “Doğru her zaman azınlıktadır”…

Georges Bataille’ın, “Bilinçli insanlık azınlıkta kaldı”…

Gilles Deleuze’ün, “Çoğunluk hiç kimsedir, azınlık herkestir”…

George Orwell’in, “Deli dedikleri şey, tek kişilik bir azınlıktı belki de”…

Thomas Carlyle’nin, “Her yeni fikir, başlangıçta diğerleri arasında azınlıkta kalır”…

Anooshirvan Miyandji’nin, “Binlerce düşünceyi yıkacak güçte fikirler var ve bunların peşinde azınlık zihinler”…

Mahatma Gandhi’nin, Tek kişilik bir azınlık bile olsan gerçek hâlâ gerçektir”… sözleriyle tarif edebiliriz onu.

Özetin özeti: Bilenler azaldığında aptallar çoğal(tıl)dığı kapitalist yabancılaşma tablosunda azınlık zamanının önündeyken; çoğunluk zamanın önüne dikilendir.

Ancak kapitalist uygarlık krizinde herkes dışlanan azınlık tarafında olmaktansa dışlayan çoğunluk tarafında olunca rahat ediyor. Karşı tarafta olmadığı için seviniyor. Çoğunluğun içinde olunca da, azınlığa dair eziyet hâline gelen şeyleri düşünmeye gerek bile duymuyor.

“Çoğunluğuz” deyip, geçiyor!

Kapitalist “demokrasi” illüzyonu da bu değil mi zaten?!

Kaldı ki kapitalizm, her varyantıyla bir azınlık yönetimidir. İktidar her zaman bir avuç oligarkın, yönetici elitlerin, çokuluslu şirketlerin, bankaların elindedir, onların kamuoyuna kapalı “zirve”lerinde alınan kararlar uygulamaya konulur. “Çoğunluklar”da yönetenler kendileriymiş yanılsamasını yaratma görevi ise, her zaman oligarkların sözcüleri, temsilcileri olarak davranan popülist/ demagog politikacılara ve medyaya düşer. Bunlar eliyle pompalanan milliyetçilik, din, yabancı düşmanlığı, homofobi, ırkçılık, ataerki gibi harcıâlem fikirler, yığınlarda bir “çoğunluk olma” hissiyatı ve sahte bir özgüven yaratarak kendileri yönetiyormuş” yanılsamasına yol verir. Bir başka deyişle, “çoğunluğun tiranlığı” gerçekte güruhların bir avuç muktedir tarafından manipüle edildiklerinin farkına varmaksızın, kendilerini kudretli sanmaları yanılsamasıdır. “Çoğunluğun tiranlığı”nın hedef tahtasına yerleştirdiği azınlıkların uğradığı baskı ve ayırımcılığın yarattığı rantta aslan payı da her zaman muktedirlere gider: Ermeni soykırımıyla oluşan rantı (“emval-i metruke”) kim yedi, dersiniz?

Bu noktada Pierre Joseph Proudhon’un, “Demokrasi gizli bir aristokrasidir.” Noam Chomsky’nin, “Dev şirketler tarafından yönetilen bir toplumda özgürlük hakkında konuşmak saçmadır. Bir kurumda ne tür bir özgürlük var? Onlar totaliter kurumlar, yukarıdan emir alırsınız ve belki de onları altınızdaki insanlara verirsiniz,” saptamaları son derece yerindedir…

* * * * *

Euripides’in, “Kanunları zenginlerin çıkarı için yapıyorsunuz”…

Ovid’in, “Parlamentonun kapıları fakirlere kapalıdır”…

V. İ. Lenin’in, “Parlamento burjuvazinin ahırıdır”…

Marcus Aurelius’un, “Kurdun kuzuya dostluğundan daha çirkin bir şey yoktur. En çok bundan kaçın”…[2]

Anthony Burgess’un, “Seni bir makine biçimine sokmuşlar. Seçme hakkını elinden almışlar,” notunu düştüğü tabloda “seçim” güçlüler ile güçsüzler arasında iktidarın bekası için yaratılmış bir illüzyondur.

Açıktır ki soru(n)lar sadece bir kâğıt parçasını oy sandığına atmakla çözül(e)mez. Çoğunluğa uyan bir azınlık güçsüzdür, hatta böyle bir durumda azınlık bile sayılmaz. Aksine o, tüm gücünü ortaya koyduğu an yenilmez olacaktır

Kaldı ki Karl Marx ile Friedrich Engels’in teorize ettiği, V. İ. Lenin ve Mao Zedung gibi devrimcilerin geliştirip uyguladıkları teori açısından sınıfsal kazanımlar, ancak iktidar hedefli devrimci bir mücadele ile olasıdır.

Dahası: V. İ. Lenin ve Mao Zedung’a göre kazanılan hak ve özgürlükler de (iktidar) ancak radikal önlemlerle korunabilir. Durum buyken; yaygın çoğunluk kaygılarına tercüman (musallat!) olan “seçim”, “demokrasi” vb. söylenceler güdük ve gülünç olmuyor mu?

Noam Chomsky’nin, “Demokrasi içindeki insanların oyuncu değil izleyici olduğu bir sistemdir”; Dylan Riley’in, “Kapitalistler hiçbir zaman demokrasinin dostu olmadı”[3] uyarıları asla boşuna değil.

“Nasıl” mı?

Mesela… “Polisin yetkilerinin genişletilmesi, ceza ve yaptırımların artırılması gösteriyor ki İngiltere’de demokratik eylem yapma hakkı tehlike altında.”[4]

Ya da… Hükümet Brexit sürecinin kritik aşamasında Parlamento’yu 5 hafta süreyle askıya alma kararı açıkladı. Hükümet istedi, Kraliçe onayladı: İngiltere’de Parlamento askıya alınacak, muhalefet ‘Britanya usulü darbe’ diyor.”[5]

Veya… Fransa’da 2020 yerel seçimleri özellikle katılım oranın çok düşük seviyesiyle gündemde. Seçmenlerin sadece yüzde 40’ı sandığa gitti. Bu, Beşinci Cumhuriyet’in 1958’de kuruluşundan bu yana kaydedilen en düşük oran oldu… Fransız demokrasisi neredeyse yirmi yıldır derin bir kriz sürecinden geçiyor.”[6]

* * * * *

Gelelim sınıflı-sömürücü yapıların “çoğunlukçu demokrasi” illüzyonuna…

Öncelikle belirtelim: Friedrich August von Hayek’in, “Demokrasi teorisinin bugünkü yanlış anlaşılmasının kaynağı, Rousseau tarafından, halk iradesinin genel inancın yerine konması ve bunun sonucu olan halk egemenliği görüşüdür,” itirafındaki üzere, kapitalizm koşullarda -“serbest rekabetten tekelci”liğe!- sözcüğün tam anlamıyla gerçek bir demokrasi hiç bir zaman olmadı, olmayacaktır da.

Çoğunluk, -öyle olduğu “iddia” etse de!- genel iradenin onaylamadığı bir yürütme oluşturur. Örneğin kapitalist “demokrasi”de çoğunluk yönetir, ama azınlık susturulur.

Kaldı ki sürekli bir düşünce oluşturma, karar verme ve aktif katılım süreci olması gereken “demokrasi”, sadece oy verme, çoğunluk olarak anlaşılamaz.

Bu bağlamda “Rıza Demokrasisi” denilen şey manipülasyondur. Oysa benim sözünü ettiğim, yığın demokrasisidir; aktif katılımdır. Çünkü gerçek demokratik ilke, hiç kimsenin emeğin üzerinde bir güce sahip olmamasıyla mümkündür. Bu da kapitalizmin hiçbir versiyonunda, doğası gereği mümkün değildir.

Söz konusu hâlde “demokrasi” denilen şey çoğunluğun tiranlığına; yani çoğunluğun sınırsız gücünü temsil eden sisteme dönüşmüştür.

Öyleyse James M. Buchanan’ın, “Demokratik karar mekanizması garanti edildiği sürece her şey yolunda gider düşüncesini kabul etmiyorum. Ben bunu ‘seçim safsatası’ olarak adlandırıyorum,” uyarısı eşliğinde çoğunluğun tiranlığı ya da diktatörlüğü, çoğunluk kuralı doğrultusunda birey veya azınlık gruplara yönelik baskıyı ifade eden bir kavramdır.

O hâlde Alexis de Tocqueville’in, “… ‘Demokrasi’ ve ‘demokratik devlet’ kavramlarının kullanımı konusunda büyük bir eksiklik vardır. Bu kelimeler açıkça tanımlanmadıkça ve anlamları üzerinde uzlaşılmadıkça insanlar bu anlam karmaşası üzerinde yaşamaya devam edeceklerdir ve bu tartışmalar demogoji yapanların ve despotların işine yarayacaktır,” uyarısı şaşırtıcı değildir.

Devlet yönetimine halkın katılımı, özgür katılım ve denetimi “olmazsa olmaz”ken; olması gereken, “Vox populi, vox dei/ Halkın sesi, hakkın sesi” demekle kalmayıp, her adımda bunu hayata geçirmektir. Çünkü “Yürütme gücünü ellerinde tutanlarda halkın efendileri değil, görevlileridir; halk istediği zaman onları işbaşına getirir, istediği zaman da işten uzaklaştırır.”[7]

Bunun için i) kamusal kararlara katılma, ii) temsil etme hakkı ve iii) itiraz ya da muhalefet yapma hakkı tartışıl(a)maz olmalıdır. Söz konusu hâlin yol açabilmesi mümkün olan soru(n)lar da, yine tartışıl(a)maz ilkelerde daha fazla ısrarı gerektirir.

Olması gereken politikaya aktif katılımdır. V. İ. Lenin’in ifadesiyle, “merkezde proletarya diktatörlüğü, yörelerde özerklik”tir. Formül budur. Çünkü “Halkın iradesinin danışıldığı bir sistem izlendiğinde ve halkın refahına hizmet eden bütün eylemleri tek norm olarak kabul edildiğinde yönetmek ne kadar kolaydır,” Che Guevara’nın da belirttiği gibi.

* * * * *

Çoğunluk, adalet için hiçbir garanti vermezken; gerçeğin çoğunluk tekeline bağlı olduğu yalandır. O, çoğunluğun iradesinden değil, azınlığın öngörü, ihtiyaç ve itirazından kaynaklanır.

Tam da bunun için Lucius Seneca, “Gerçek daima azınlıktadır ve azınlık daima çoğunluktan güçlüdür. Kural olarak azınlık gerçekten bir fikre sahip olanlardan oluşmuştur”…

Jean de La Bruyere, “Gerçek, çoğu zaman, çoğunluğun inandığının tam tersidir”…

Howard Zinn, “Gerçekleri söylemek, özellikle de toplum tarafından kabul edilmeyen gerçekleri söylemek zordur”…

George Orwell, “Gerçekleri söylemek, özgürlüğü kaybetmek anlamına gelebilir,” diye uyarırlar…

Diyeceklerimi noktalıyorum: Azınlıkların varlığı bir kusur değil, güvencedir.

Olması gerek ise, azınlıkta olanların güvence altına olduğu, özgürlüklere saygılı eşitlikçi özgürlüğün çoğunluğudur.

Olması gereken gerçekleşene dek yapılması gereken, Nevzat Çelik’in dizelerinde kayıtlıdır:

“Çok olmadığımız kesin

Çok olan tarafta değiliz

Çok olan tarafta olmayacağız

Türkiye’de Kürt olacağız

Kürtlerde Ermeni

Ermenilerde Süryanî

Gidip Almanya’da Türk olacağız

Hollanda’da Surinamlı

Fransa’da Cezayirli

İran’da Azeri

Amerika’da zifiri zenci olacağız

Çoğalan zencide mutlaka Kızılderili

İsrail’de Filistinli

Köpeğin karşısında kedi

Kedinin karşısında kuş olacağız

Kuşun karşısında börtü böcek

Hakemler hep karşı takımı tutacak

Ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı

Çiçeklerden kamelya olacağız”…

Temel Demirer

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:

“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim…  Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”

[*] Avrupa Demokrat, Ağustos 2024…

[1] Max Horkheimer.

[2] Marcus Aurelius, Kendime Düşünceler, çev: Y. Emre Ceren, İş Bankası Yay., 2020.

[3] Dylan Riley, “Kapitalistler Hiçbir Zaman Demokrasinin Dostu Olmadı”, 1 Haziran 2024… https://www.ykp.org.cy/2024/06/kapitalistler-hicbir-zaman-demokrasinin-dostu-olmadi-dylan-riley-2/

[4] Andrea Brock-Nathan Stephens Griffin, “İngiltere de Polis Devletine Dönüştü”, Birgün, 20 Aralık 2022, s.10.

[5] “İngiltere’de Protesto: Darbeyi Durdurun”, Cumhuriyet, 30 Ağustos 2019, s.20.

[6] Anne Cécile Robert, “Seçmen Grevde”, Cumhuriyet, 1 Temmuz 2020, s.7.

[7] Jean-Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi, çev: Vedat Günyol, İş Bankası Yay., 2006.

İlgili İçerikler

think tanks
Genel

Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

Görüş Redaksiyon

Düşünce kuruluşları (think tanks), modern politika yapım süreçlerinin en önemli aktörlerinden biri haline gelmiştir. Bu kurumlar, bir yandan akademik bilgi...

Sibel_özbudun
Politika

Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

Doç. Dr. Sibel Özbudun

“Bilgi, öngörü ve bakım kurumları, örneğin tıp, siyasi iktidarı desteklemeye yardımcı olur. Psikiyatriyle ilgili kimi vakalarda bu, skandala varacak ölçüde...

temel demirer

Empyerlist Zorbalığın Trump’lı Aşaması

Sibel_özbudun

“Fabrika Kızları” Kafa Tutuyor… Osmanlı’dan Günümüze Kadın İşçi Eylemlerine Bir Bakış

devlet ve millet / Hüseyin Demirtas

Masumiyetin İnfazı Yazı Dizisi Bölüm-2

İçeriden Çökertme: Kılıçdaroğlu’na Yönelik Muhalif Maskeli Medya Saldırılarının Verilerle Analizi

İçeriden Çökertme: Kılıçdaroğlu’na Yönelik Muhalif Maskeli Medya Saldırılarının Verilerle Analizi

temel demirer

Kapitalist Bunalımın İkizleri = Irkçılık + Faşizm

sibel özbudun

Taksim Elbet – Bir Gün – Geri Kazanılacak!(*)

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.