26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

Aidiyet, Göçmen ve Toplumsal Çeşitlilik

Doç. Dr. Sibel Özbudun
11 Temmuz 2021
Okuma süresi: 16 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş
göç

“Bilgisini arttıran, tasasını da arttırır.”[1]

Sürdürülemez kapitalizmin “neo-liberal küreselleşme” yalanının karaya oturmasıyla ortaya çıkan göç(men) trajedisi; “küresel/ sınırsız köy olma” söylencelerini yıkıp; “homo fugitivus/ kaçan insan”ı ya da “kavimler göçü” sorunsalını “Aidiyet, Göçmen ve Toplumsal Çeşitlilik” bağlamında gündem maddesi kıldı!

Konuyla ilgili yapıtta da[2] ifade edildiği üzere “Toplumsal dönüşümün görülmedik derecede ivme kazandığı bir dönemde, göç hareketleri çok daha hızlanmakta ve farklı ülkelerden insanları çok değişik nedenlerle yeni mekânlar aramaya ve geleceklerini yeni yerleştikleri yerlerde kurmaya istekli kılmakta ya da mecbur bırakmaktadır.” (s.267)

İlgili İçerikler

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Sınır kapılarında çocukların “Bizi öldürme, insanız” ve “Bize yardım edin” pankartları taşıdığı;[3] “umuda yolculuk”un “ölüme yolculuk”a dönüştü(rüldü)ğü tabloda “Kapitalizm, ‘piyasa ekonomisi’ artistik ismiyle ışıldıyor; emperyalizme ‘küreselleşme’ diyorlar; emperyalizmin kurbanlarına ‘gelişmekte olan ülkeler’ diyorlar ki cücelere çocuk demek gibi bir şey bu; oportünizm ‘pragmatizm’ oldu; ihanetin adı ‘realizm’; yoksullara ‘yoksun, yoksun kalmış ya da kıt kanaat geçinen insanlar’ deniyor”![4]

* * * * *

Hissettiğin yerdeki aidiyet; “ait olma durumu”, “ilişkilendirilme”, “mensubiyet”, “merbutiyet”, “taalluk”tur. İnsana bazen güven duygusu, bazen de sıkışmışlık yaşatan hissiyat, mensubiyettir (benzerlik, özdeşlik, vb’i).

Büyük sarsıntıların, savaşların nihayetinde, derin krizlerde insanların kendilerini boşlukta hissetmeleri neticesi doğan ruhsal bitkinliğe cevap veren hâldir. Yani “tutunma”, “sığınılan liman” benzeri, “kimlik”tir bazen…

“Asıl kalıcı olan şey inançlardan ziyade aidiyetlerdir, ama inançlar, aidiyet kaidesinin üstünde yeniden yapılanır,”[5] tanımındaki üzere Amin Maalouf’un…

Yani güven ile karışık bir duygudur. İçinde, güvenmek ve güvenilmek hisleri taşırken; örgütlenmelerin, gruplaşmaların, ayrışmaların özünde yattığı kavram; yalnızlıktan kaçma duygusu, yani ait olma gereksinimidir…

göc ve kapitalizm

Birey olmayı öğrenememiş insanlar için çok daha tehlikeli bir içgüdü de olması muhtemel aidiyetin ürettiği bağlanma, bir yerde dışlanmışlıkla bağıntılıyken; aidiyetin kökeninde -nihai kertede- sahiplik vardır. Çünkü kişinin kendisini herhangi bir gruba, topluma, topluluğa, kuruma ait hissetmesi durumu olarak aidiyet; ait olunanın üstünlüğünü kabullenmek vardır. Bazen “sürü zihniyeti”nin temel gıdası da olabilen aidiyet bir süreçtir; ekledikleriniz, çıkardıklarınız, yaşandıklarınızla…

Aidiyetinizi ifade etiğiniz şey toplumsal konumunuzla (okul, şehir, futbol takımı, arkadaş çevresi, ülke, aile, din, göç vd’leriyle) ilintiliyken; birinin/ birilerinin sahip çıkması ihtiyacı ya da “modern hayat”ın gizli öznesidir.

“Toplumsal Çeşitlilik ve Yalnızlaşan Bireyin Aidiyet Sorunu”na (s.19) değinilen yapıtta göç(menlik)le ilgili “aidiyet” meselesi etraflıca irdelenirken; “Dünya görüşünün oluşturulmasında, sınıf farklılıklarının bir biçimde göz ardı edilerek, etnik ve dinsel faktörlerin öne çıkarıldığı bir dönemde, başka bir topluma yerleşme mücadelesi veren göçmenin kendine bir yer edinmesi, kendini inkâr etmeden yeni bir aidiyet oluşturması oldukça karmaşık bir süreçtir,” (s.268) gerçeğinin de altı çiziliyor.

* * * * *

“Göçmenlik durumundan kaynaklanan var olma hâlinin sadece göçmenin özgül durumuyla açıklanmayacağı, göçmenin sınıfsal pozisyonunun da dikkate alınması gerektiği” (s.272) iddiasındaki yapıtta “Göçü ve göçe ilişkin olguları içinde bulundukları toplumu anlama sürecinin bir parçası olarak görmek ve bu çerçevede anlamak ya da analiz etmeye çalışmak” (s.277) gerekliliği özenle vurgulanıyor.

Loic Gandais’ın, “Küreselleşme Sürecinde Yeni Yasadışılık Biçimleri”ne (s.69) değindiği mesele kaçınılmaz olarak “Yeni Dünya Düzen(sizliğ)i” ve “ulusal sınırlar”la bağıntılıdır.

Sınır, ilk anlamıyla iki yeri (ülkeler, kentler vb) birbirinden ayıran çizgilerdir. Yine bu tanımı gereği sınır, bir bitişi, diğer bir deyişle, bir limiti/sonu belirler. Aynı zamanda yalnızca bir bitişi değil, bir başlangıcı da belirtir.

Sınırlarla kuşatılmış bir dünyada, sınırları konuşmak, sınırların çizdiklerini takip etmek ve sınırları sorgulamak farklı düşünmenin yollarını da açabilirken; politik, ekonomik, sosyal ve kültürel teşekkülün çeperleri ve toplumsal hiyerarşilerin karşılaşma alanları olarak pek çok olgu için bir laboratuvar işlevi görmeye devam ediyor.

Özellikle on yıldır, sınırlarda hayatını kaybeden binlerce insan, kıyılara vuran ölü bedenler, kamplarda kapatılarak insanlık dışı yaşama mahkûm edilen yüz binlerce göçmen her gün gazete haberlerini doldururken, sınırlar ile göç arasındaki ilişki büyük önem kazandı.

Böylelikle konu göç hareketleri olunca; Benedict Anderson’ın deyişiyle “Hayali Cemaatler”i çevreleyen sınırları ve bu sınırların sığınmacı, mülteci, göçmen, vb. gruplara olan etkisini düşünmek bir zorunluluk hâline gelir.

Dolayısıyla güvenlikleştirme (securitisation) eksenli ulus-devlet politikalarının sinir uçları hâline gelmiş sınırlardan bahsederken göç(men)leri düşünmek kaçınılmaz oluyor.

Neo-liberal süreçlerin beslediği ve yükselişe geçen ırkçı, milliyetçi popülist siyasi hareketler ile ana akım medya ve kuruluşların, “göçmen/mülteci krizi” olarak nitelendirdiği mevzu, aslında, ana akım politika ve uygulamaların yeniden ürettiği ve muğlaklaştırmaya çalıştığı bir sistem krizi; daha fazla insanın ayrımcı ve baskıcı sınır rejimleriyle karşı karşıya bırakılmasıdır.

Arthur Schopenhauer’ın, “En ucuz gurur milli gururdur. Bu, kişinin gurur duyacağı ve başkalarıyla paylaşacağı hiçbir kişisel karakterinin olmadığını gösterir. Kendi yetenekleriyle gurur duyabilen bir kişi ulusunun hatalarını açıkça görebilir. İnsanlara sunacağı hiçbir önemli yanı olmayan kişi ise milli gurura sığınır, sadece bir ulusa ait olmanın onu iyi, yetenekli, başarılı ve diğer uluslardan üstün yaptığı duygusuyla hareket eder,” diye tariflediği ırkçılığı da bu tabloya eklemek “olmazsa olmaz”dır.

Özellikle söz konusu yapıtta Ayhan Kaya’nın, “Türkiye’de Suriyeli Diasporik Alanların Oluşumu” (s.185); Julie Alev Dilmaç’ın, “Türk Basınında Suriyeli Mültecilerin Temsili: Kültürlerarasılık Üzerine Çelişen Söylemler” (s.214) başlıklı metinleri değinilen tabloyu derinliğine çözümlüyor.

“Tablo” dedik! Hatırlatmadan geçilebilir mi?[6]

• “Avrupa hayaliyle bekleyenlerden biri 24 yaşındaki Pakistanlı Seyit Ali. İki yıl önce iki arkadaşıyla uzun ve maceralı bir yolculuk sonunda gelmişler Türkiye’ye. İstanbul’da inşaatlarda hafriyat temizleme işinde çalışmışlar. 60 lira yevmiyeyle. İnşaatlarda ve naylon barakalarda kalmışlar. Bir arkadaşları aracılığıyla fırında iş bulunca ‘Ekmek bedava’ diye sevinmişler. Çünkü onun öncesinde kazançları neredeyse karınlarını doyurmaya yetmiş. Sınırların açıldığını duyunca sırt çantalarını alıp düşmüşler yola. Pazarkule bölgesinden tarlalardan Yunanistan’a geçmeye çalışmışlar. ‘Tamam oldu’ dedikleri anda Yunanistan’ın güvenlik görevlileri çıkmış karşılarına. Önce kimliklerini, paralarını, sırt çantalarını almışlar. Kıyafetlerini çıkarmalarını istenince karşı çıkan Seyit Ali ve arkadaşlarını coplar ve tüfek dipçikleriyle darp etmişler. Seyit Ali, montunu çıkararak göğsünü gösteriyor, kocaman bir çürük. Kıyafetleri alınan üç göçmen zorla tellerin altından sınırın Türkiye tarafına itilmişler.”[7]

• “… ‘Avrupa’ya gitmek isteyen mültecileri engellemeyeceğiz’ haberleri sonrası, Zeytinburnu’da da yüzlerce mülteci otobüslere binip yollara düştü. Kimisi çalıştığı işyerinden apar topar çıktı, kimisi haftalık maaşını almayı dahi beklemedi, Kazlıçeşme’de otobüslere koştular, Avrupa’nın kapıları açıp açmayacağını ise hiçbiri bilmiyor. Özellikle Afgan mültecilerin yoğun olarak yaşadığı Zeytinburnu’da yüzlerce mülteci tek tarafı açılmış kapılardan geçme umuduyla Kazlıçeşme, 58’inci Bulvar gibi belli noktalarda otobüslere binip yola çıktı. İşyerlerinden apar topar çıkıp gelen, haftalıklarını patronlara bırakıp buralara koşan ve saatlerce otobüsleri bekleyen mülteci ve göçmenlere tüm bunları yaptıran tek bir şey var, umut!”[8]

• “Türkiye’nin her yerinden Avrupa’ya gitmek isteyen göçmenler, Edirne’ye akın etmeye devam ediyor. Soğuk ve yağmurlu havaya karşın geceyi sınırda geçiren göçmenler, tarlalarda yaktıkları ateşin önünde sabahladı. Sabah sınır kapısını tel örgüyle kapatan Yunan askerleri, sınırı geçmek için harekete geçen göçmenleri gaz bombaları atarak durdurmaya çalıştı. Sınır kapısındaki gerginlik sürerken bazı göçmenler de Meriç Nehri’nden botlarla karşı tarafa geçmeye çalışıyor. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu göçmenler, havanın aydınlanmasıyla sınır kapısına doğru yeniden yola çıkarken, Yunan askerleri ise otobüslerle çekerek kapattıkları alana sabah tel örgüler çekti. Tel örgüleri keserek karşı tarafa geçmeye çalışan göçmenler zaman zaman Yunan askerleriyle karşı karşıya geldi.”[9]

• “Yunanistan sınırına akın eden göçmenler, sınırın bir tarafında ayrımcılık, diğer tarafında ise şiddetle karşı karşıya kalıyor.”[10]

• “Sığınmacıların Türkiye-Yunanistan sınırındaki bekleyişi sürüyor. Coronavirüsün yanı sıra enfeksiyon hastalıkları da kapıda. Bulaşıcı hastalıkların göçmenler arasında yayılabileceği, özellikle çocuklar, yaşlılar, kronik hastalığı bulunanlar ile hamilelerin risk altında olduğuna dikkat çeken TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, ‘Sıkılan biber gazları özellikle bebek, yaşlılar ve astım hastalarını olumsuz etkilemektedir. Süreç çok dikkatli yürütülmeli, ayrıştırıcı, ötekileştirici dil kullanılmamalı, kaygı artırılmamalıdır,’ dedi.”[11]

• “25-30 yaşlarında bir çift. Annenin kucağındaki bebek 1 aylık, babanın kucağındaki iki yaşında. Gaz atıldığında ambulansta saklamışlar. Küçük bebek hasta.”[12]

• “Günlerdir gündemde olan mültecilerin, sıkışmışlığı yalnızca sınır kapılarında kalmıyor. Edirne Pazarkule Sınır kapısına giden, çocukları hasta olunca geri dönen aileler Zeytinburnu meydanında bir bankanın önünde bekliyorlar. Mülteciler günlerdir, soğuk ve yağmurlu havaya rağmen buz gibi betonun üzerinde, Avrupa’ya gidebilme umuduyla sınırların açıldığı haberini bekliyorlar. Konuştuğumuz mülteciler, yaşadığı bunca problem yetmezmiş gibi bir de dolandırılmışlar.

• Mülteciler, ‘Bizi, top gibi bir o tarafa bir bu tarafa gönderiyorlar. Türkiye şimdi mültecileri kullanarak, kendi gücünü gösteriyor, ‘gücümüz bunlar’ diyor. Bizi feda etti. Biz oyuncak mıyız? Bizim canımız önemli değil mi?’ diye soruyor.”[13]

• “Afgan zeytin gözlü 2 yaşındaki Zahra, 11 yaşındaki ablası Remziye ve etrafındaki çok sayıda çocuk gibi tüm yaşananlardan habersiz Midilli Adası’na bakıyor. Sahil kenarında oyun oynuyor. Mülteciler insan kaçakçılarının büyükler için 800 dolar, küçükler için 400 dolar istediğini anlatıyor. Korkmuyor musunuz diye sorunca ‘Çaresiziz be abla, ne yapalım’ diye yanıt veriyor. Bot temin eden mülteciler de bu zorlu yolculukta yalnız. Botlara kalabalık binmek zorunda kalan mülteciler botlarını da kendilerinin kullandığını söylüyor.

Afgan göçmen Kasım Zahoç da göç yolculuğunu şöyle anlatıyor: ‘2 yıl önce Afganistan’da savaş var, iş yok diye geldim. İstanbul’da bir fabrikada çalışıyordum. Yunanistan’a geçince devam edeceğim. Kardeşim Belçika’da oraya gideceğim. Burda hayat zor. Kimlik yok. Hastaneler kabul etmiyor.’ Botla karşıya geçmenin tehlikeli olduğunu söyleyerek korkup korkmadığını sorulduğunda ‘Çaresiziz be abla. Ne yapacağız başka’ diyor.”[14]

• “Avrupa’nın kendilerine sınır kapılarını açacağı umuduyla Edirne’yi dolduran mültecilerin bekleyişi hayal kırıklığına dönüşürken hükümetin, mültecileri Avrupa sınırlarına yönlendirme politikası beklenen sonucu vermedi. Sınırı geçmekten umudunu kesen yüzlerce göçmen, başta İstanbul olmak üzere geldikleri kentlere dönmeye başladı.”[15]

Bu kadarı yeter değil mi?

* * * * *

Yetmez! Bunun bir de Jan Spurk’un, “Göçmenlerin Karşısında: Önyargıların Gücü ve Muhtemel Gelecekler” (s.21), İbrahim Soysüren’in, “Çok Kültürlülüğün Ölümüne”ne Yabancıların Sınırdışı Edilmesi Üzerinden Bir Bakış Denemesi” (s.125) başlıklarında açığa çıkardıkları ırkçılık ayağı var…

Eduardo Galeano’nun, “Derimiz ne renk olursa olsun, hangi dili konuşursak konuşalım hepimiz aynı katmerli toprağın farklı çamurlarından değil miyiz?”[16] sorusu sonuna kadar haklı olsa da; mevcut hâl Amin Maalouf’un, “Azınlıkların ayrımcılığa ve baskıya maruz kaldıkları bir toplumda her şey çürür ve bozulur. Kavramların içi boşalır, anlamlarını yitirirler,” deyişindeki üzeredir hâlâ…

Bir örnekle noktalıyoruz: Fransa’da genellikle suç, güvenlik, göç üzerine tartışma programlarının yapıldığı, eleştirmenlerin ABD’deki Fox News kanalına benzettiği CNews kanalı, izlenme rekoru kırdı. Fransa’da 2022’de gerçekleşecek seçim öncesi ulusal kimlik, kanun ve düzen konularına odaklanan kanalın reytingindeki artış, “Aşırı sağcı aday Marine Le Pen’in öne çıkacağına ilişkin öngörüleri destekliyor,” biçiminde yorumlandı.

‘The Guardian’daki habere göre, “Fransa’nın Fox News’u” olarak nitelendirilen kanal CNews, izleyicilerinin sayısını ikiye katladı. Sağ kanattan yorumcuların sık sık yer aldığı tartışma programlarıyla popüler kanal, Fransa’da göç, kanun, düzen, terör, güvenlik konularına odaklanıyor. 

Kanalın en popüler ismi, tartışma programı Face à L’Info’da çıkan Eric Zemmour, 2010’da “Uyuşturucu satıcılarının çoğu siyah ya da Arap” dediği, 2019’da da Fransa’daki Müslümanları “sömürgecilere” benzettiği için yargılanmıştı.[17]

Bu ve benzeri soru(n)lar için “Aidiyet, Göçmen ve Toplumsal Çeşitlilik”i altını çize, çize okumakta yarar var!

Doç. Dr. Sibel Özbudun

Akademisyen, antropolog, yazar, çevirmen, aktivist. 1956 yılında İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Fransa’ya giderek, üç yıl süresince Fransa’da dil ve Paris VII ve Paris Üniversitelerinde sosyoloji öğrenimi gördü. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü’ne girdi. Mezun oldu. Uzun süre yayıncılık (Havass ve Süreç Yayınları) ve çevirmenlik yapan Özbudun; 1993 yılında, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi görmeye başladı. 1995 yılında aynı bölümde araştırma görevlisi oldu. Doktorasını da aynı üniversitede verdi. İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen Özbudun’un çok sayıda çeviri ve telif eseri bulunmaktadır. Telif eserlerinin çoğu Temel demirer ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır.

Temel Demirer

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır:

“Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim…  Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”

N O T L A R

[*] Newroz, Temmuz 2021…

[1] Andrey Tarkovski.

[2] Aidiyet, Göçmen ve Toplumsal Çeşitlilik, Derleyen: Mustafa Poyraz, Ütopya Yay., 2021.

[3] A. Cihan Soylu, “Mülteciler; Hem Kurban, Hem Silah”, Evrensel, 12 Mart 2020, s.7.

[4] Eduardo Galeano, Tepetaklak-Tersine Dünya Okulu, çev: Bülent Kale, Sel Yay., 2018, s.47.

[5] Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya, Yapı Kredi Yay., s.150.

[6] “Edirne’den Avrupa’ya açılmak isteyen göçmenlerin umut yolculuğu devam ederken; göçmenler arasında Almanya’daki ağabeyinin attığı konumu izleyerek Avrupa’ya ulaşmaya çalışan bir Türk vatandaşı da var.” (Kayhan Ayhan, “Mardinli Emir Konumun Peşinde”, Cumhuriyet, 4 Mart 2020, s.3.)

[7] İsmail Demiray, “Edirne’de Kesişen Dünyalar”, Birgün, 6 Mart 2020, s.4.

[8] Eylem Nazlıer, “Son Fotoğrafımızı Al, Ne Olur Ne Olmaz”, Evrensel, 29 Şubat 2020, s.12.

[9] Zehra Özdilek, “Ey Özgürlük!”, Cumhuriyet, 1 Mart 2020, s.16.

[10] “Bir Yanda Şiddet Öte Yanda Ayrımcılık”, Birgün, 4 Mart 2020, s.4.

[11] Sibel Bahçetepe, “Yaşamla Ölümün Sınırındalar”, Cumhuriyet, 18 Mart 2020, s.3.

[12] İlhan Cihaner, “Hoş Geldiniz, Güle Güle!”, Birgün, 4 Mart 2020, s.4.

[13] Eylem Nazlıer, “Mülteci Kadın: Evimizden Dışarı Çıkardılar, ‘Gidin’ Dediler”, 9 Mart 2020… https://www.evrensel.net/haber/399014/multeci-kadin-evimizden-disari-cikardilar-gidin-dediler

[14] Hazal Ocak, “İnsan Tacirleri, Ayvacık’tan Midilli’ye Geçişi ‘Ege Tarifesi’ Olarak Sunuyor!”, Cumhuriyet, 1 Mart 2020, s.16.

[15] Mustafa K Erdemol, “Arada Sıkıştılar”, Cumhuriyet, 2 Mart 2020, s.4.

[16] Eduardo Galeano, Biz Hayır Diyoruz, çev: Bülent Kale, Metis Yay., 2008, s.48.

[17]  “Fransa’da Aşırı Sağa Platform Sağlayan Televizyon Kanalı Reyting Rekorları Kırıyor”, 28 Mayıs 2021… https://www.avrupademokrat.com/fransada-asiri-saga-platform-saglayan-televizyon-kanali-reyting-rekorlari-kiriyor/

İlgili İçerikler

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları
Dünya

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Görüş Redaksiyon

Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte dünya yeni bir düzene girerken, barış ve istikrar vaatleri, yerini Batı hegemonyasının giderek artan zorlayıcı...

Dogal Gaz boru hatti Sibirya
Dünya

Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

Görüş Redaksiyon

Son 35 gün içinde nükleer enerji ve jeopolitik arenada yaşanan baş döndürücü gelişmeler, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin habercisi niteliğinde....

askeri Tören_CIN

Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

Finlandiya

Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

Turan Altuner

Toplumsal Piyasa Ekonomisi: Düşünürleri, İlkeleri ve Pratik Uygulamaları

Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi 2025

Jeopolitik Satranç Tahtası: Xi Jinping Çok Kutuplu Vizyonu ve ABD Hegemonyası

Alaska Zirvesi

Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama
Felsefe

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

Görüş Redaksiyon

Sabah uyandığınızda elinize aldığınız akıllı telefon, cüzdanınızdaki banknotlar, yaşadığınız ülke ve hatta kendinize dair sahip olduğunuz “birey” algısı… Tüm bunların...

temel demirer

Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

Sibel_özbudun

Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

sibel özbudun

Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.