26 Eylül 2025, Cuma
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş
  • Dünya
    • Tümü
    • ABD
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Kuzey Amerika
    • Latin Amerika
    • Orta Doğu
    siyasal siddet

    Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

    Dogal Gaz boru hatti Sibirya

    Primakov Üçgeni ve Nükleer Enerjinin Dönüştürücü Gücü

    askeri Tören_CIN

    Barışta Sivil, Savaşta Asker: Çin’in Çınlayan Gülleri

    Finlandiya

    Finlandiya: Neo-Conların Rusya ve Amerika’yı Çatışmaya Sürükleme Planı

    Alaska Zirvesi

    Alaska Zirvesi 2025: Trump-Putin Buluşması, Ukrayna Savaşı ve Avrupa Jeopolitiği l Görüş21

  • Ekonomi
    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    Kredi karti bocrlanmasi

    Türkiye’de Kredi Kartlarının Krize Dönüşen Yükselişi

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Paranın İktidarı: Wall Street’in Altında Ezilen Emek

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

    Neoliberalizmin Gizli Tarihi: Savaş, İmparatorluk ve Ekonomik Şiddet

  • Politika
    Sibel_özbudun

    Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

    istanbul üniversitesi

    Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Sibel_özbudun

    Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

  • Kültür & Sanat
    • Tümü
    • Edebiyat
    • Sinema
    temel demirer

    Üsküdar’dan Öte”nin Şairleri(*)

    sibel özbudun

    Mahpustan Aşka Dair Dizeler[*]

    temel demirer

    Zirvedeki Kürsüdür Sahne(miz)

    hollywood, Sinema, Film

    Hollywood’un Evrimi: Sessiz Filmlerden Dijital Yayına

  • Opinion Internatıonal
    • Tümü
    • Culture
    • Economy
    • Philosophy
    • Politics
    • World
    Dr. Jan Campell

    The 2025 China – Europe on Humanrights

    Dr. Jan Campell

    USA at a Crossroads: Weakness, Ignorance, and Arrogance

    opinion21

    Geopolitical Strategy and China’s Belt and Road Initiative

    Dr. Jan Campell

    Hauptansätze und Strategien Kasachstans in der Shanghaier Organisation für Zusammenarbeit (SOZ)

  • Gorüş TV
    humboldt

    Liyakatsız Bir Devletin Eğitim Reformlarıyla Yeniden Yapılandırılması: Wilhelm von Humboldt (2. Bölüm)

    humboldt

    Humboldt Kardeşler, Akademik Özgürlük ve Eğitim İdeali (1. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (2. Bölüm)

    Hüseyin Demirtaş

    Bir Askerin Gözüyle Rusya – Ukrayna Savaşı (1. Bölüm)

  • Görüş Podcast
    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    Ortadoğu’da Yeni Dönem: İran – İsrail Savaşı

    AKIN öztürk

    Uluslararası Hukuk Ne Diyor, Türkiye Ne Yapıyor? Akın Öztürk Örneği

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kura Çözüldü: Kenan Karabağ’ın Sözlü Tarihle Örülen Romanları

    Kenan_Karabag

    Kenan Karabağ ile Sözlü Tarih ve Maria Suphi’nin İzinde

  • Diğer
    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    Çin’in Zafer Günü: Yeni Bir Güç Ekseninin İlanı

    think tanks

    Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

    Nebiye - Hilal San

    Sahte Hayaller, Sahte Hayatlar

    aydinlanma

    Anti-Aydınlanma Çağı: Neoliberalizmin Gölgesinde Üniversite ve Toplum (1. Bölüm)

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Görüş

68’den Bugüne Kuşaklar Arası Bir Yolculuk | “ADINI SİZ KOYUN”

Turan Altuner
12 Kasım 2020
Okuma süresi: 86 dakika
A A
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşPinterest'te PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsApp'ta PaylaşTelegram'da PaylaşE-Mail ile Paylaş

– TA: Bir Alman gazetesinde okumuştum, ‘68’liler iktidar olmadan toplumu değiştirdiler, bir “Kültür devrimiydi o” demişti makalenin yazarı. Yaşadığım ülke Almanya da -ki bunu tüm Batı Avrupa ve içinde söylemek mümkün, bir ‘68 öncesi sonrası var. Abartılı olur mu bilmiyorum ama milattan önce milattan sonra gibi bir şey yani. Bunu Türkiye için de söylemek mümkün mü?

Bizim ‘68’imizi “Kültür Devrimi” tanımlamasıyla sınırlamak doğru olmaz.

İlgili İçerikler

Grev, İşçi Sınıfının “Savaş Okulu”dur…(*)

Neoliberalizm Üniversiteleri Ele Geçirdi: Öğrenciler Müşteri, Akademisyenler Taşeron

Yaşadıkları kesitte “Ne yaptılarsa doğru yaptılar,”[40] demekten bir an duraksamayacağım Onlar, katledildiler ama yenemediler! Onların idealleri yok edilemedi.

Edip Cansever’in dizelerindeki üzere, “Ne gelir elimizden insan olmaktan başka/ Ne çıkar siz bizi anlamasanız da/ Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar/ Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da./ Hiçbir şey!” diye haykıran bilinçli inançları, politik tercihleri, devrimci davaları için ölümsüzleşenlerin bedenleri toprağa karışsa da; mücadeleleri yaşadı, yaşıyor hâlâ…

Zor günlerde Dev-Genç Başkanlığı yapan Ertuğrul Kürkçü’nün, “1968’de Türkiye bütün küreyle birlikte yüzyılın son devrimci dalgasının içinden geçiyordu. Yalnızca üniversite gençliği değil, eşzamanlı olarak fabrika işçileri, işsizler, topraksız ve üretici köylüler de kendi hakları için ayaktaydı.

ertuğrul kürkçü | fakfukfon
Dev-Genç Genel Başkanı Ertugrul Kürkcü: Kızıldere‘den sağ kurtulan tek devrimci.

Türkiye’de toplumsal hayat nasılsa öğrenci hayatı aşağı yukarı onu yansıtıyordu. (…)

Öğrenci hareketlerinin bugüne en önemli etkisi Türkiye’de parlamento dışında bir sivil politik alan yaratılması oldu. 1968 ‘devrimcilik’ diye özgül bir yaşam tarzının doğmasına da ebelik etti.

Benim aklımdan çıkmayan olaylardan biri, öğrenciyken çalıştığım Ankara Belediyesi Nâzım Plan Bürosu için Ankara’nın ücra gecekondu semtlerinden birinde anket yaparken yoksul mu yoksul bir yaşlı kadınla aramda geçen diyalog. Kadın benim ne iş yaptığımı sorunca, ‘Öğrenciyim, bu işte geçici olarak çalışıyorum’ dedim. ‘Boykot yapıyon mu?’ diye sordu. ‘Yapıyorum’ deyince, ‘Yapın yapın, başlarına yıkın dünyayı’ dedi bana.

O zaman, mesajımızı duymayan kimse kalmadığına, artık yoksul halkı kazandığımıza kalben inanmış, çok heyecanlanmıştım,”[41] diye betimlediği ‘68’in Mahir Çayan’ı, Deniz Gezmiş’i, Sinan Cemgil’i, İbrahim Kaypakkaya’sı ve nicelerini gerçekten tanıdığınızı mı düşünüyorsunuz?

Onlar yeni bir dünyanın müjdecileriydiler!

Gelin onların pek bilinmeyen yönlerini değinelim…

Mesela Sinan Cemgil…

Adnan-Nazife Cemgil çifti öğretmendi. 1940’lar başında DTCF’deki üniversite mücadelesinin önde gelen aydınlarıydılar. Adnan Cemgil işsiz kaldı; hapis yattı, sürgüne yollandı.

Oğulları Sinan Cemgil o zorlu yıllarda 1944’te doğdu. Sinan Cemgil meraklıydı; babasına-annesine hep sorular sordu. Onlar da oğullarının anlayacağı bir dille anlattılar.

Nitelikli bir kültür ortamında yetişen Sinan çok başarılı öğrenci oldu. İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca öğrendi. Arkadaşlarına Dante’den İtalyanca dizeler okurdu.

Ünlü Amerikalı artist Clark Gable’nin taklidini yapıp herkesi güldürecek kadar espriliydi.

ODTÜ Mimarlık’ta öğrenci iken devrimci mücadeleye katıldı. Teorik derinliğiyle öğrenci liderlerinden oldu.

ODTÜ’de “Hoca” deme âdetini Sinan Cemgil başlattı. “Hoca” derlerdi arkadaşları bilgisinden ötürü.

Köylüleri, toprak ağalarına karşı ayaklandırmak amacıyla gittiği Nurhak Dağları’nda Jandarma tarafından öldürüldü. Sırt çantasından 4 kitap, bir de kuru soğan çıktı. Yirmi yedi yaşındaydı.

Bir yaşındaki oğluna, 21 yaşında öldürülen arkadaşı Taylan Özgür’ün adını vermişti.

Sinan Cemgil'in eşiyle düeti - YouTube
Sinan Cemgil eşi Şirin Cemgil ile

Oğlunun cesedini almaya giden anne Nazife Cemgil, tabut başındaki meraklı köylülere seslendi: “Bu oğlum Sinan. Bunlar da onun arkadaşları (Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan), kardeşleri. Onlar da oğullarım. Bu çocuklar, bu oğullar; bu ülkeyi, halkı, sizleri sevdiler. Başka bir istekleri yoktu. Her biri birer dehaydı. Her biri üstün zekâlı güzel çocuklardı. Dileselerdi, düzenin adamları olsalardı, şimdi burada cansız yatmazlardı. Birer milyoner olurlardı. Ama onlar, halkı, sizleri sevdiler. Sizin sorunlarınızı omuzladılar.”

Ayrıca “Güneşi batmayan bir ada/ Ben ne şuralıyım, ne buralıyım/ Adalıyım… Adalıyım,” diyen Mahir Çayan’ın şair olduğunu bilir misiniz?

Mahir Çayan: The revolutionary line and revisionism – New Solution
 Mahir Çayan: bir devrimci, bir şair.

Eşi Gülten Çayan atletti; 400 metrede milli takım seviyesinde bir koşucuydu.

Hüseyin Cevahir edebiyat eleştirmenliğine Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde başladı. Şiir de yazdı. Dersimli bir Alevî Dedesinin torunu Hüseyin Cevahir, Rolling Stones dinlemeyi de çok severdi. SBF’nin en çalışkan öğrencisiydi; “Devrimci başarılı olmalıdır” diyordu hep arkadaşlarına. Dürbünlü silahla hedef alınarak öldürüldüğünde 26 yaşındaydı.

SBF’nin efsanevi hocalarından Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, derslerinden hep tam not alan Cihan Alptekin’i yakından tanımak için evine davet etti. “Laz uşağı” Cihan yaşasaydı belki önemli anayasa profesörlerinden biri olacaktı. Kızıldere’de katledildiğinde 25 yaşındaydı.

Dersim’de yakalanıp işkenceyle öldürülen İbrahim Kaypakkaya’nın elinden; ‘Varlık’, ‘Papirüs’, ‘Soyut’, ‘Türk Dili’ gibi edebiyat dergileri düşmezdi. Türk dilinin yapısını, sözcük hazinesini, şiirdeki gücünü ve müzikalitesini araştıran şair Kaypakkaya öldürüldüğünde sadece 24 yaşındaydı…

Hüseyin Cevahir, bir ebebiyat eleştirmeni.

Ibrahim Kaypakkaya, Türk dilinin yapısını, sözcük hazinesini, şiirdeki gücünü ve müzikalitesini araştıran bir şairdi.

‘68’lilerden futbol takımı kurulsa Deniz Gezmiş ilk 11’e mutlaka alınırdı.

Deniz’in ayrılmaz parçası Cihan Alptekin de…

Mahir Çayan ise kesin teknik direktör; çok sevdiği futboldan iki bacağına takılan platin çubukları nedeniyle erkenden koptu.

Deniz Gezmiş sahada kesin hakemi kandırmaya çalışırdı. Onun mizahçı yönü bilenmeden Deniz Gezmiş portresi yazılabilir mi? Beyaz at üstünde ODTÜ yurdunda kız arkadaşına serenat yapan bir romantikti o. İdam edildiğinde henüz 25 yaşındaydı.

TÜSTAV, devrimci önderler Deniz Gezmiş ve Cihan Alptekin hakkında  düzenlenmiş polis fezlekelerini yayınladı
Deniz Gezmis ve Cihan Alptekin, ilk 11’e girebilecek iki futbolcu.

Aşkı da yaşadılar doyasıya…

Sevgilisini son bir kez daha görmek için saklandığı evden çıkan ODTÜ’lü Koray Doğan, sırtından yediği polis kurşunuyla sevgilisinin evinin önünde can verdi.

O da 25 yaşındaydı…

Koray Doğan (sağda), Çiğdem Sarısözen (ortada), Ertuğrul Kürkçü (solda) ODTÜ Mimarlık Fakültesi bahçesinde, 1968 sonbaharı
Koray Doğan (sağ başta): “Ortadoğu Teknik Üniversitesinin mimarlık fakültesi öğrencisi. Uzun saçlı, beatnik. Yakışıklı, Dev-Genç’li. Güler yüzlü, devrimci. Çok çalışkan, THKP-C’li” ve aşık.

Okul koridorlarında gazoz kapağıyla futbol oynayan bir kuşaktı onlar.

Sanmayın ki fasulyesine poker ya da blöflü pişti oynamadılar?

Sanmayın ki kolalı votka içmediler? Ya da rakı?

Emel Sayın konserine gitmediklerini mi düşünüyorsunuz?

Muhammed Ali, Joe Frazer’e yenildiğinde üzülmediklerini mi sanıyorsunuz?

Ya da hiç küfretmediklerini mi? En güzelini de bir ağız dolusuyla Deniz Gezmiş ederdi. Ve yine Deniz Gezmiş her fırsatta en sevdiği türküyü söylemez miydi: “Ne ağlarsın benim zülfü siyahım/ Bu da gelir bu da geçer ağlama/ Göklere erişti feryadım ahım/Bu da gelir bu da geçer ağlama…”

Dillerindeki şarkı: Imagine

Delikanlıydılar. İdealisttiler. Devrimciydiler.

Bozulmamış saf bir kuşaktı onlar.

Kızıldere’de katledilen Kazım Özüdoğru gibi, “halka inmeyi” ayakkabı boyacılığı yapmak sanıyorlardı.

İşten atılan Çorumlu belediye işçileri için yürüdüler.

Kürtler için de yürüdüler; Kürtçe slogan atıp, Kürtçe şiirler okudular. Varto depremi nedeniyle kan bağışı kampanyası düzenlediler. Azgın Zap Suyu’na köprü inşa ettiler.

Pancar, tütün, fındık, haşhaş mitingleri yaptılar…

‘68’li kızlar da vardı bu eylemlerde; hem de mini etekleriyle.

Hippiler yok muydu? “Özel okullara hayır” yürüyüşünde, uzun saçlı genç üniversiteli, sarışın kız arkadaşıyla hem sarmaş dolaş yürüyor hem de slogan atıyordu. O hippi; Kızıldere katliamından tek sağ kurtulan Ertuğrul Kürkçü’ydü…

Mahkemedeki savunmaları sırasında, Mevlânâ resmi çizip altına “Ben insanım” yazıp hâkime gönderecek kadar bu ülke değerlerine inanan bir kuşaktı.

Resimden, edebiyattan gelmişlerdi…

Dans da ettiler: SBF yatılı öğrencilerinin salı ve cuma akşamları 18.45-20.00 arası dans partileri vardı.

Carmina Burana’nın Türkiye’deki ilk bale gösteriminde harikalar yaratan balet Aydın Erol unutulabilir mi? Ya da onca işkenceye rağmen cezaevinin soğuk koğuşunda bale yapan 20 yaşındaki balerin kız Ayşe Emel Mestçi?

Anadolu türkülerini, Dadaloğlu’ndan Âşık Veysel’e şehre getiren ‘68’liler değil mi?

Tiyatro da yaptılar; Uluslararası Üniversite Tiyatroları Festivali’nde üçüncü oldular…

“Evet, ‘68 kuşağı yazmakla bitmeyecek bir destandır.”[42]

Hiç şüphe yok: Onlar yeni bir dünya hedefini işaret eden düşünce ve davranıştılar; radikal sosyalistlerdi…

“Bu arada Kemalistler mi dediniz”?

Çelişkili devrimci bütünlük ilişkisini, Türkiye’deki ‘68 hareketinin sembolleşmiş ismi Deniz gerçeğinde görürüz. 12 Mart’ı izleyen yıllarda herkesin bir Deniz’i olmuştur. Militan devrimcisi de iflah olmaz reformist sosyal demokratı da, Kemalist darbecisi de “anti-emperyalist” maskesi takan nasyonal sosyalisti de Deniz’i sahiplenir. Onu bayrak olarak kullanır, daha doğrusu istismar eder.

Deniz’i devrimcilerin sahiplenmesi kadar doğal ve meşru bir şey olamaz. Çünkü Deniz(ler) her şeyden önce gözü kara bir devrimcidir. Bu nedenle, hangi gerekçe ve biçim altında olursa olsun devrimciliğin dışında olmakla kalmayıp ona düşmanlık yapanlar için aynı şey söylenemez. Bu noktada iş artık siyasi kalpazanlığa ya da değer sömürüsüne girer.

Bu sonuncuların birçoğu, Deniz’in eylem ve söylemlerinden kendilerine bir dayanak bulup o parçaya yaslanırlar. Kimi Deniz’in anti-emperyalist yönünü, bu konudaki militan eylemlerini öne çıkarıp onların arkasına saklanarak günümüzde Kürt düşmanı şoven bir milliyetçiliğin maskesi olarak kullanmaya yeltenir. Kimileri Deniz’i “sıkı bir Kemalist”, “1961 Anayasası’nın kararlı savunucusu” olarak göstermenin peşindedir. Ki özellikle Ankara’da görülen ana THKO Davası’nın savunma ve dilekçelerinde her iki konuda da bol bol dayanak bulurlar kendilerine. Başka bir kategori, düzenin ancak silahlı devrim yoluyla değiştirebileceğini savunan ve bu amaçla kır gerillacılığına yönelen Deniz gibi ateşli bir devrimcinin hümanizmini “karıncaezmez bir yumuşakça” olarak resmetme çabasındadır. Bunlar aslında kendi “yumuşamalarını”, düzene ayak uydurup onun çizdiği sınırlar içinde eriyip kaybolmuş olmalarını rasyonalize etmenin peşindedirler.

Deniz(ler) ve onlarda cisimleşen değerlerin istismarına dair başka örnekler verilebilir. Fakat Deniz’i Deniz olmaktan çıkarmakta birleşenlerin ortaklaştıkları bir nokta daha vardır: Deniz’in ve her konuda olduğu gibi o 6 Mayıs gecesi ayrı ayrı çıkarıldıkları idam sehpasındaki son sözleriyle de birbirlerini tamamlayıp bütünleyen Yusuf ve Hüseyin’in son sözlerini “unutmak”!.. Hâlbuki Deniz’in hayatının, düşünce ve eylemlerinin, uğrunda dövüştüğü ideallerin yoğunlaşmış özet ifadesidir o sözler. Deniz’in vasiyeti olmanın ötesinde bir manifestodur. Deniz(ler)’i samimi olarak sevenler, geçmişe dair seçilmiş bütün parçalardan önce o sözleri kulaklarına küpe etmelidirler:

“Yaşasın tam bağımsız Türkiye!

Yaşasın Marksizm Leninizm’in yüce ideolojisi!

Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!

Kahrolsun emperyalizm!

Yaşasın işçiler, köylüler!”[43]

Tamamlıyorum; İbrahim Kaypakkaya’nın yoldaşı Muzaffer Oruçoğlu’nun, “O yaşamı yakından gördüm. Nedir o yaşam? Bir, sadeliktir. İki, mülk edinme duygusundan uzaklık. Üç, dayanışmadır,”[44] diye anlattığı hâl(ler) bizim ‘68’mizdir. Kuşkusuz Prometheus’ca bir kahramanlıktır.

Adı “önceden gören” anlamına gelen Prometheus, titanların soyundan gelmektedir. Akıl gücü bakımından diğer tanrılardan üstündür ve bu gücü Zeus’a karşı gelmek için kullanır. Fakat akıl gücü Zeus’un tekelindedir ve Zeus, dünya egemenliğini bu güçle ele geçirmiştir. Bu güce bir başkasının sahip olması, Zeus’un tepesini attırır. Prometheus aklını ve geleceği önceden görme gücünü, hep Zeus’a karşı kullanır.

Bu yüzden Zeus, demirci tanrı Hephaistos’a, onu yeryüzünün bir ucunda bulunan Kafkas Dağı’nda bir kayaya çırılçıplak zincirleme emri verir. Ardından tanrıların görevlendirdiği bir kartal, Prometheus’un her gece yeniden oluşan karaciğerini yer. Prometheus, bundan sonra “Prometheus Desmotes/ Zincire Vurulmuş Prometheus” diye anılır.

Prometheus, kendisini Kafkas Dağı’nın tepesindeki bu tanrı cezası işkenceden kurtaran Herakles’e: “Zeus tahttan inmedikçe benim işkencelerimin sonu yok” der, böylelikle de insanlığa özgürlüğün yolunu göstermiş olur.

Evet, evet bizim ‘68’imiz ve sonrası Prometheus’ca bir kahramanlıktır ve bu konuda “can yücel deniz gezmiş’le ilgili şiirinde, onun için ‘en sekmez lüverin namlusundan fırlayarak…’ der… bunların hepsi bir ölçüde doğru ve ama yine bir ölçüde tartışılmaya muhtaç tanım,”[45] notunu düşmeye kalkışmak ise, V. İ. Lenin’in, “Tarihte hiçbir sınıf, hareketi örgütleme ve yönetme yeteneğine sahip siyasal önderlerini, ileri temsilcilerini yaratmadan egemen olamamıştır,” saptamasından bihaber olmaktır!

Röportajın devamı bir sonraki sayfada… | > 68’in anti-emperyalist, 78’in anti-faşist eksenli mücadelesi

Sayfa 2 'nin 7 'si
Önceki123...7Sonraki

İlgili İçerikler

think tanks
Genel

Düşünce Kuruluşları (Think Tanks): Tarihsel Gelişim, İşlevleri, Eleştiriler ve Gelecek Perspektifleri

Görüş Redaksiyon

Düşünce kuruluşları (think tanks), modern politika yapım süreçlerinin en önemli aktörlerinden biri haline gelmiştir. Bu kurumlar, bir yandan akademik bilgi...

Sibel_özbudun
Politika

Hapishaneler”i Biliyoruz! peki ya “Tımarhaneler”i?(*)

Doç. Dr. Sibel Özbudun

“Bilgi, öngörü ve bakım kurumları, örneğin tıp, siyasi iktidarı desteklemeye yardımcı olur. Psikiyatriyle ilgili kimi vakalarda bu, skandala varacak ölçüde...

temel demirer

Empyerlist Zorbalığın Trump’lı Aşaması

Sibel_özbudun

“Fabrika Kızları” Kafa Tutuyor… Osmanlı’dan Günümüze Kadın İşçi Eylemlerine Bir Bakış

devlet ve millet / Hüseyin Demirtas

Masumiyetin İnfazı Yazı Dizisi Bölüm-2

İçeriden Çökertme: Kılıçdaroğlu’na Yönelik Muhalif Maskeli Medya Saldırılarının Verilerle Analizi

İçeriden Çökertme: Kılıçdaroğlu’na Yönelik Muhalif Maskeli Medya Saldırılarının Verilerle Analizi

temel demirer

Kapitalist Bunalımın İkizleri = Irkçılık + Faşizm

sibel özbudun

Taksim Elbet – Bir Gün – Geri Kazanılacak!(*)

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Makaleler

siyasal siddet
ABD

Siyasal Şiddetin Yeni Yüzü

Görüş Redaksiyon

Son yıllarda yaşanan küresel olaylar, modern politik şiddetin yalnızca ideolojik bir zemine dayanmadığını; aynı zamanda kişisel kin, ekonomik çaresizlik ve...

küresel siddet

Küresel Şiddet: Siyasi Kargaşa, Kurumsal Başarısızlıklar ve Toplumsal Yüzleşme

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

Küresel Savaşın Eşiğinde: ABD’nin Çin’e Karşı Savaş Hazırlıkları

mutsuzluk ve tüketim - yanilsama

Gerçeklik, Güç ve Yanılsama: Kant’tan Modern Çağa Neden Mutsuzuz?

KATEGORİLER

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Podcast
  • Gorüş TV
  • Diğer

SAYFALAR

  • Ansayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Görüş Hakkında
  • Görüş’te Yazmak | Become an Opinionmaker
  • Künye
  • Yayın ilkelerimiz
  • İletişim | info@gorus21.com

BİZİ TAKİP EDİN

gorus-stickyl-ogo-dark

HAKKIMIZDA

21. yüzyılın disiplinlerarası, uluslararası, farklı görüşlerin yer aldığı yayın organı

© 2025 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Hoş Geldiniz!

Hesabınıza aşağıdan giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluşturun!

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Retrieve your password

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Politika
  • Kültür & Sanat
  • Opinion Internatıonal
  • Gorüş TV
  • Görüş Podcast
  • Diğer
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol

© 2024 Görüş Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz.