I. Giriş
Yurttaşların bağlı bulundukları devletlerin çeşitli kademelerindeki karar alma mekanizmalarına ve yönetimsel süreçlere etki ettikleri eylemlerine siyasal katılım adı verilmektedir. Kuşkusuz, siyasal katılımın en önemli ölçütlerinden biri de mevcut ülkedeki seçim sistemi, ve ilgili sistemi oluşturan hukuki, teorik ve uygulamaya yönelik özelliklerdir.
Modern devletin yönetim tarzı demokrasidir. Demokrasinin günümüzdeki çağdaş uygulaması ise temsili bir modelde uygulanmaktadır. Bu kapsamda, oy vermek suretiyle yöneticilerini seçmekte ve bağlı bulundukları ülkedeki yönetim kadrolarına yetki vermektedirler. Ancak, bir demokrasinin gerçek niteliği salt seçim olgusuyla açıklanamaz. Bir rejimin demokratik niteliği, ilgili ülkedeki var olan seçim sisteminin tüm yurttaşların ve baskı gruplarının demokratik kararların üretilmesine katılacağı çoğulcu bir yapıda olmasıyla açıklanabilir. Bu kapsamda, seçim tıpkı düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, sendikal haklar, hukukun bağımsızlığı ve üstünlüğü, toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü gibi demokrasinin diğer ölçütleri içinde değerlendirilmelidir.
Günümüzde popülist siyasi hareketlerin dünya çapında yükselişi, otokratik iktidar yapılarını da beraberinde getirmiştir. Yükselen popülizmin seçimle iktidara gelen kadrıolar eliyle kitleselleştirilmesi seçim olgusunu sorunlu bir alana taşımaktadır. Bu kapsamda, seçimleri oluşturan süreçlerin incelenmesi oldukça önemlidir.
Açık oy, gizli sayım, eşit ve genel oy hakkı, farklı baskı gruplarını temsil eden siyasal partiler, eşit ve adil bir seçim ortamı ve seçim propagandası seçim süreçlerini oluşturan alanlardır. Seçimlerin düzenlenme süreçlerinde seçim propagandası yurttaşların karar verme eğilimlerine direk etki eden bir alan olması nedeniyle oldukça kritik bir rol oynamaktadır.
II. Seçim Propagandası ve Önemi
Propaganda, “yayılması gereken” anlamını taşıyan Latince “propagand” sözcüğünde gelmektedir. Propaganda kavram olarak uzun bir tarihsel yolculuk ile evrilmiş, günümüzde siyasal rejimlerinin barındırdığı temel kavramlardan biri haline gelmiştir.
Propaganda, kitlelerin düşünce ve tutumlarını değiştirmek ve etkilemek için önceden planlanmış mesaj ve aktivitelerin bir bütünüdür. Bu kapsamda toplum üzerinde rıza üretmeyi amaçlamaktadır.
Seçim süreçleri propagandanın en yoğun olarak kullanıldığı, kitlelerin ve baskı gruplarının düşünce ve eğilimlerinin farklı siyasal partilerce değiştirilmeye veya devam ettirilmeye odaklandığı dönemlerdir. Propagandanın gücünün seçim sonuçlarına olan etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Bu bağlamda, bir ülkedeki seçimin adil ve eşit şartlarda düzenlendiğinin göstergesi ilgili ülkedeki seçim propagandasının uygulama alanları, ve bu alanların seçim hukukundaki düzenlemeleridir.
III. Türkiye Cumhuriyeti’nde Seçim Propagandası ve Hukuki Düzenlemesi
Türkiye Cumhuriyeti’nde seçim propagandası temel olarak 02.05.1961 tarihli 298 numaralı “SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN” ile düzenlenmektedir. Bunun yanı sıra 18.01.1984 tarihli 2972 sayılı “MAHALLİ İDARELER İLE MAHALLE MUHTARLIKLARI VE İHTİYAR HEYETLERİ SEÇİMİ HAKKINDA KANUN” da propaganda ile ilgili düzenlemelerde bulunmaktadır. Yukarıda sözü edilen iki kanunun dışında, 03.03.2011 tarihli, 6112 sayılı “RADYO VE TELEVİZYONLARIN KURULUŞ VE YAYIN HİZMETLERİ HAKKINDA KANUN” ile 11.11.1983 tarihli, 2954 sayılı “TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON KANUNU” da seçim dönemi ve propaganda unsurlarına ait bir takım hükümler içermektedir.
Seçim propagandasına dair en temel ve detaylı düzenleme 298 sayılı kanunun 49. ile 66. maddeleri arasında yapılmaktadır. İlgili kanun hükümleri doğrultusunda seçim propagandası, oy verme işleminden önceki 10. günün sabahından başlamakta, ve oy verme gününün önceki günün saat 18:00’de sona ermektedir. Son yıllarda Türkiye’de ilgili hükmün tam manasıyla uygulanmasından bu noktada söz etmek oldukça zordur. Zira seçim kararı alınmasını takip eden ilk günlerde toplum yoğun bir seçim propaganda iklimine sokulmaktadır. Bu kapsamda, yazılı ve görsel basın önemli bir mecra olarak kendisini göstermektedir.
Propaganda açık ve kapalı yerlerde olmak üzere iki kategoride incelenmelidir. Açık alanda gerçekleştirilecek propaganda faaliyetleri 298 sayılı kanunda net bir biçimde düzenlenmiştir. Buna göre, seçim propagandası, genel yollar üzerinde, ibadethanelerde , kamu hizmeti verilen kurum ve kuruluşlarda , ilçe seçim kuruluşlarınca gösterilen meydanlardan başka meydanalarda yapılamaz. Son yıllarda ülkemizde düzenlenen tüm seçimler ne yazık ki yukarıda paylaşılan kanun hükmünden sapma örneği gösteren sayısız örneklerle doludur.
Kapalı mekanlarda yapılacak propaganda faaliyetleri de 298 sayılı kanunda düzenlenmektedir. Buna göre, seçimlere katılan siyasal parti ve adaylar kapalı mekanda propaganda faaliyetlerinde bulunabilmektedir. Kapalı mekan toplantılarını düzenlemek için siyasal parti veya aday üç kişilik bir heyet kurmakla yükümlüdür. Heyetin temel görevi toplantı esnasında asayişi sağlamak, olası gerginlikleri önlemek, ve gereken durumlarda kolluk kuvvetlerini çağırmak şeklinde özetlenebilir. Heyetin kararı dışında, kolluk kuvvetleri, muhtarlık veya ihtiyar heyeti toplantıya hiç bir şekilde müdahale edemez. Kapalı mekan toplantıları, hiç bir şekilde ibadethane , okul , askeri tesis ve kamu hizmeti görülen yerlerde yapılamaz. Ancak, ülkemizin yukarıda sözü edilen kuralla ilgili karinesi ne yazık ki olumlu değildir. Bir çok seçimde propaganda yasağının olduğu kapalı mekanlarda siyasi propaganda yapıldığına dair bir çok haber yazılı ve görsel basında yer almıştır.
Seçime dair propaganda faaliyetleri siyasi parti ve adaylarca kurulan seçim bürolarında icra edilebilir. Ancak 298 sayılı kanun hükümleri doğrultusunda, devlet ve diğer kamu tüzel kişileri ve bunlara bağlı kuruluşlara, devletin veya diğer kamu tüzel kişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklara, özel gelir kaynakları ve özel imkanları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklere ve devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıflara, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üretici birlikleri, kooperatif birlikleri, bankalar ve sendikalara ait bina ve tesisler bu amaçla kullanılamaz. Ancak, uygulamada, yukarıda paylaşılan hükme aykırılık oluşturan bir takım örnekler görülmektedir.
Seçim bürosu kuracak siyasi parti ve bağımsız adaylar, büronun adresini ve en az bir sorumlusunun kimlik ve iletişim bilgilerini seçimin başlangıcından yazılı propagandanın başlangıç tarihine kadar mahallin en büyük mülki amirine, propaganda süresinin başlamasından sonra ilçe seçim kuruluna vermekle yükümlüdür.
Seçim bürolarının listesi, mahallin en büyük mülki amiri tarafından ilçe seçim kurullarına gönderilmektedir. Açılma şartlarını taşımayan seçim bürolarının ilgilisine bu eksikliklerin üç gün içinde tamamlanması için süre verilir. Bu süreye uyulmaması halinde bürolar, şartları tamamlanıncaya kadar mülki amirlerce kapatılır. Seçim bürolarında görüntülü ve sesli propaganda yapılabilir. Ancak, seçim bürolarında yapılacak sesli yayınlar, çevresel gürültü ile ilgili mevzuata uygun olmak zorundadır. Seçim büroları saat 09.00’dan 23.00’e kadar halka açık faaliyette bulunabilir.
Seçime katılan siyasi partiler oy verme gününden önceki 7 nci günden itibaren oy verme gününden önceki gün saat 18.00’e kadar radyo ve televizyonda propaganda yapabilirler. Siyasi partilere ilk gün 10, son gün 10 dakikayı geçmemek üzere, programlarını ve yapacakları işleri anlatan iki konuşma hakkı tanınmaktadır. Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin her birine ilaveten 10’ar dakikalık propaganda, iktidar partisine veya iktidar partilerinden büyük olanına 20 dakikalık, iktidar partilerinden diğerlerine 15’er dakikalık ilave propaganda, ana muhalefet partisine ilaveten 10 dakikalık propaganda hakkı verilir.
Siyasi partiler, kendilerine tanınan propaganda sürelerinin yarısını aşmamak üzere propagandalarını görüntülü olarak verebilirler. Görüntülü propagandalar TRT dışında hazırlatılmalıdır. Görüntülü propagandalarda suç teşkil edecek görüntülere yer verilemez. Siyasi partilerin bu propagandaları bir defada iki dakikadan az olamıyacağı gibi bir günde toplam süresi on dakikayı geçemez. Siyasi partiler propaganda haklarını TRT’nin birden fazla kanalına dağıtabilirler. Yüksek Seçim Kurulu, TRT imkanlarına göre bu görüntülerin hangi süre içinde TRT’ye teslim edileceğini ve TRT’deki gösterilme zamanlarını düzenler. Bu görüntülerde suç teşkil eden bir husus bulunduğu takdirde Yüksek Seçim Kurulu bunların yayımına izin vermez. Radyo ve televizyon konuşmaları Türkiye’deki bütün radyo ve televizyon postaları ile aynı zamanda yayınlanır. Radyo ve televizyonda, yayınlanacak propaganda konuşmalarının her gün hangi saatte, hangi parti adına yapılacağı, Türkiye Radyo ve Televizyonları tarafından haber yayınları sırasında, önceden duyurulur.
Yüksek Seçim Kurulu ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu radyo ve televizyonda yapılacak propaganda yayınlarının, tam bir tarafsızlık ve eşitlik içinde yapılmasından sorumludurlar. TRT’de yayımlanan propaganda konuşmalarının muhalif adayın mensup olduğu partinin sosyal medya hesabından TRT talebiyle kaldırılması kuşkusuz tarafsızlık ilkesine uymamaktadır.
TRT kamu yayıncılığı yapmakla yükümlü bir kuruluştur. Bu kapsamda TRT, tarafsız, kapsayıcı, tüm partilere eşit mesafede durmakla yükümlüdür. 28 Ocak ile 28 Mart 2019 tarihleri arasında TRT ana haber bültenlerinde siyasi partilere ayrılan haber süresi 432 dakikadır. Sözü edilen 432 dakikanın 317 dakikası Cumhutr İttifakı’nı oluşturan partilere ayrılmış olup, ana muhalefet partsine ise sadece 73 dakika ayrılmıştır. 73 dakikanın 49 dakikası ise ana muhalefet partisi ile ilgili olumsuz haberlerden oluşmaktadır. Tüm yurttaşların vergileriyle finanse edilen devlet radyo ve televizyon kuruluşunun bu denli taraflı ve kutuplaştıcı yayın yapması kuşkusuz seçim propagandasının iktidar lehine uygulanarak seçimin adil ve eşit şartlarda yapılmasına engel olmaktadır.
Öte yandan TRT’nin yayıncılık anlayışı 6112 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanunu’nun 5. Maddesinin açık bir ihlalini oluşturmaktadır. İlgili madde hükümlerine göre TRT, “Haberlerin toplanması, seçilmesi ve yayınlanmasında tarafsızlık, doğruluk ve çabukluk ilkeleri ile çağdaş habercilik teknik ve metotlarına bağlı olmakla, haberler ile yorumları ayırmak ve yorumların kaynaklarını açıklamakla, kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmakla; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamakla” yükümlüdür.
Özel televizyonlarda yapılan propaganda faaliyetleri de 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 5, 20, 22 ve 23 üncü maddeleri ile 31 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine tâbidir. Bu kapsamda, seçimin başlangıç tarihinden itibaren oy verme gününden önceki yirmi dört saate kadar olan sürede, siyasi partiler veya adaylar radyo ve televizyonlarda birlikte veya ayrı ayrı açık oturum, röportaj, panel gibi programlara katılarak siyasal propaganda yapabilirler. Siyasi partiler veya adayların açık veya kapalı yer toplantıları, radyo ve televizyonlarda canlı olarak yayınlanabilir. Özel radyo ve televizyonların yayın ilkelerinin belirlenmesinde, Yüksek Seçim Kurulu görevli ve yetkilidir.
Yapılacak yayınların kanunlara uygunluğunun gözetim, denetim ve değerlendirilmesinde, ülke çapında yayın yapan özel radyo ve televizyonlar için Yüksek Seçim Kurulu; bunun dışında yayın yapan özel radyo ve televizyonlar için yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulları görevli ve yetkilidir. İlçe seçim kurullarının verdiği kararlara karşı, yirmidört saat içinde il seçim kurullarına itiraz edilebilir. İl seçim kurulu kararları kesindir. Ülke çapında yayın yapan özel radyo ve televizyonların hangileri olduğunu belirlemeye Yüksek Seçim Kurulu yetkilidir. Yüksek Seçim Kurulunun buna ilişkin kararı Resmî Gazetede yayımlanır.
Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adaylar, seçim propaganda süresinin sona ermesine kadar, yazılı basında ilan ve reklam yoluyla veya internet sitesi açarak sözlü, yazılı veya görüntülü propaganda yapabilirler. Vatandaşların, elektronik posta adreslerine gönderilecek mesajlarla, taşınabilir veya sabit telefonlarına sesli, görüntülü veya yazılı mesaj göndermek suretiyle propaganda yapılamaz. Ancak, siyasi partilerin kendi üyelerine gönderdiği sesli, görüntülü veya yazılı mesajlar her zaman serbesttir.
Oy verme gününden önceki on günlük sürede, yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtımı yasaktır. Bu sürenin dışında yapılacak yayınların; tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun olması şarttır. Kamuoyu araştırmaları ve anketlerin yayınlanması sırasında, araştırmanın hangi kuruluş tarafından yapıldığının, denek sayısının, araştırmanın kim tarafından finanse edildiğinin açıklanması zorunludur. Bu madde hükümlerine göre yapılacak propagandaların ve yayınların ilkeleri Yüksek Seçim Kurulunca belirlenir.
Seçim takviminin başlangıcından itibaren seçim propagandasının sona erdiği ana kadar Hoparlörle propaganda, halkın huzur ve rahatını bozmamak ve 50 nci maddenin son fıkrası hükümlerine uymak şartıyla serbesttir. Şu kadar ki, başka bir parti veya bağımsız aday adına açık veya kapalı yer toplantısı yapılan saatlerde, bu toplantıların yapıldığı yer veya binalardan işitilecek ve bu toplantıları rahatsız edecek biçimde hoparlörle propaganda yapılamaz. Siyasi partiler isterlerse ilçe seçim kurulunun düzenleyeceği programa göre varsa belediye hoparlörlerinden bedeli karşılığında eşit surette faydalanabilirler.
Seçime katılan siyasi partiler ve adaylar, seçimin başlangıç tarihinden seçim propaganda süresinin sona ermesine kadar, kendilerini tanıtıcı nitelikte broşür, el ilanları, parti bayrağı, poster, afiş veya ses ve görüntü içeren CD, DVD gibi her türlü yayını dağıtmakta serbesttir. Siyasi partiler ve adayların, bu fıkrada belirtilenler dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtmaları, dağıttırmaları veya bunların üçüncü şahıslar ya da kurum ve kuruluşlar aracılığı ile dağıtılması yasaktır. Ancak bir çok seçimde özellikle iktidar partisinin çay, kahve vb. hediyeleri yurttaşlara dağıtıldığı görülmüştür. Her ne kadar çay veya kahve makul hediyeler olarak değerlendirilse de ilke olarak kanuna aykırı davranmak kabul edilemez.
Propaganda için kullanılan el ilanları ve diğer her türlü matbuat üzerinde Türk Bayrağı ve dini ibareler bulundurulması yasaktır.
Siyasi partiler ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda, Türkçe’nin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yapılabilir.
Siyasi partiler ve adaylar, seçim bürolarına, seçimin başlangıç tarihinden itibaren, seçim propaganda süresinin sona erdiği tarihe kadar, parti bayrağı, afiş, poster, pankart ve benzeri malzemeleri asabilir veya yapıştırabilirler. Siyasi partiler genel merkez, il, ilçe ve belde binalarına sayılan malzemeleri her zaman asabilir veya yapıştırabilir. Siyasi partiler ve adaylar seçimin başlangıç tarihinden seçim propaganda süresinin sona ermesine kadar, açık veya kapalı yer toplantıları ile taşıtlarında; parti bayrağı, afiş, poster, pankart ve benzeri ilan ve reklam malzemesi kullanmakta serbesttirler. Miting günü, miting alanı çevresindeki güzergâhlarda, toplantı bitimine kadar bu malzemelerin kullanılması serbesttir.
Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adaylar, oy verme gününden önceki otuzuncu günden itibaren, kendilerini tanıtıcı poster, parti bayrağı, ilan, pankart veya afiş gibi malzemeleri asmak veya yapıştırmak amacıyla, o seçim çevresi içinde, belediyelerce doğrudan kullanılan ve ilçe seçim kurullarınca belirlenen sabit ilan ve reklam yerlerinden süresi, sayısı ve ücreti eşit olmak şartıyla yararlanabilirler. Şu kadar ki seçim zamanı dışında ücretsiz olarak isteklisine tahsis edilen ilan ve reklam yerleri için ücret talep edilemez. Bu yerler siyasi partiler ve bağımsız adaylar arasında eşit olarak paylaştırılır. Belediyelerin izni ile özel kişi ve kuruluşlarca kurulan veya belediyelere ait olup da özel kişi ve kuruluşlara kiraya verilen sabit ilan ve reklam yerlerinin, bu kişi ve kuruluşlar tarafından siyasi propaganda amacıyla kullandırılabilmesi için, bu hususta ilçe seçim kurulu başkanlığına yapılacak başvuru üzerine, ilçe seçim kurulunca, söz konusu yerlerin bu madde hükümlerine göre tahsisi gerekir. İlçe seçim kurulu, o seçim çevresi içindeki ticari amaçlı sabit ilan ve reklam yerlerini oy verme gününden önceki kırkıncı güne kadar belirleyerek, seçime katılan tüm siyasi partilere ve bağımsız adaylara yazılı olarak bildirir.
Siyasi partiler ve bağımsız adaylar bu bildirimden itibaren üç gün içinde yararlanmak istedikleri ilan ve reklam yerlerini ve süresini yazılı olarak ilçe seçim kuruluna bildirirler. İlçe seçim kurulu, başvuruda bulunan siyasi parti ve bağımsız adaylar arasında bu maddeye göre tahsis yapar. Aynı ilan ve reklam yerleri için birden fazla siyasi parti ve bağımsız adayın talepte bulunması halinde, ilçe seçim kurulu, ilgilileri aynı anda davet ederek son tercihlerini yazılı olarak bildirmelerini ister. İlgili parti veya bağımsız adaylar arasında anlaşma olmaması durumunda ilan ve reklam yerleri ad çekme işlemi yapılarak eşit süre, sayı ve ücret karşılığında tahsis edilir. Ad çekme işlemi, birden fazla istekte bulunulan her bir ilan ve reklam yeri için, propaganda süresinin tamamı, istekli sayısına bölünmek suretiyle, eşit sürelerle yapılır. Şehir dışında karayolları kenarında bulunan sabit ilan ve reklam yerlerini de aynı usulle belirlemeye ve tahsis etmeye il seçim kurulu yetkilidir. Ancak il seçim kurulu bu yetkisini, yetkili ilçe seçim kuruluna devredebilir.
Ad çekme işleminden sonra, ilan ve reklam yerinden yararlanmak istemediğini il veya ilçe seçim kuruluna yazılı olarak bildiren siyasi parti veya bağımsız aday için ayrılan yerler, başvuruda bulunan siyasi parti veya bağımsız adaya tahsis edilebilir. Bu Kanunda yasaklanan yerler dışında, kamuya açık alanlara yerleştirilmiş görüntülü reklam ve ilan yapmaya uygun sabit dijital reklam panoları vasıtasıyla da görüntülü propaganda yapılabilir. Ancak bu araçlarla sesli propaganda yapılamaz. Bu panoların hangi gün ve saatlerde siyasi propagandalar için kullanılacağı seçim kurulları tarafından belirlendikten sonra, bu süre içinde yapılacak propagandaların sıra ve süresi yukarıdaki fıkralarda belirtilen usule göre belirlenerek, siyasi parti veya bağımsız adaylara tahsisi yapılır.
Seçimin başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar siyasi partiler, bağımsız adaylar, herhangi bir kurum veya kuruluş ya da vatandaşlar tarafından, bu Kanunda belirtilen yerler dışında, siyasi ilan ve reklam içeren afiş, poster, pankart veya parti bayrağı gibi malzemelerin asılması, yapıştırılması veya teşhiri yasaktır. Aksi halde, bu ilan ve reklamlar kaldırılır ve masrafları ilgilisinden tahsil edilir. Sözü edilen yasaklarla ilgili işlem yapma yetkisi, seçimin başlangıç tarihinden oy verme gününden önceki otuzuncu güne kadar mülki makamlara, son otuz gün içinde ilçe seçim kurullarına aittir. Belediyeler, bu maddede belirtilen yetkili mercilerin talebi üzerine, maddeye aykırı hususları gidermek için gerekli araç, gereç ve personeli sağlamakla yükümlüdür.
Seçimin başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar; şehir içi veya şehir dışında, toplu taşıma amacıyla kamu hizmetlerinde kullanılan hava, kara, deniz ve raylı sistem taşıtlarında yer alan reklam yerleri ve araçlarında siyasi propaganda içeren yayın yapılamaz. Yolcuların inip bindiği kapalı alanlarda da bu hüküm uygulanır. İlçe seçim kurulları, bu fıkradaki yasaklara aykırılıkların önlenmesi için mülki makamlar vasıtasıyla gerekli denetimi yaparlar.
El ilanı mahiyetindeki matbuaları dağıtacak kimselerin seçme yeterliğini haiz olmaları şarttır. Devlet, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, İktisadi Devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişiliklerinde memur ve hizmetli olarak çalışanlar, ilan dağıtamazlar.
Genel menfaatlere hadim cemiyetler ve bunlarda görev almış bulunan memur ve hizmetliler seçimlerde de tarafsızlıklarını muhafaza etmek zorundadırlar. Yukarıda yazılı olanların, 5830 sayılı kanunda yazılı yasak hükümleri saklı kalmak üzere seçim süresince siyasi partilere veya adaylara her ne nam ile olursa olsun bağış ve yardımlarda bulunmaları, memur ve hizmetlileriyle her türlü araç ve gereç ve imkanlarını siyasi bir partinin veya adayın emrinde veya her hangi bir siyasi faaliyette çalıştırmaları, kullanmaları veya kullandırmaları yasaktır.
Birinci fıkrada yazılı olanlarla, Bankalar Kanununa tabi teşekküllerin, siyasi bir partinin lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyuna tesir etmek maksadiyle her türlü yayınlarda bulunmaları yasaktır.
Seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar olan süre içinde, 62 nci maddede sayılı bütün daire, teşekkül ve müesseselerle Bankalar Kanununa tabi teşekküllere ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmetler dolayısıyla, (açılış ve temel atma dahil) törenler tertiplemek, nutuklar söylemek, demeçler vermek ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayınlarda bulunmak yasaktır.
Seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar olan süre içinde Başbakan ve bakanlarla, milletvekilleri, yurt içinde yapacakları seçim propagandası ile ilgili gezileri makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapamazlar. Ancak uygulamada bir çok aksi örnek görülmektedir. 2019 yerel seçimlerinde iktidar partisinin İstanbul büyükşehir belediye başkanının devletin kiraladığı aracı kullandığı yazılı basına konu olmuştur. Bu maksatla yapacakları gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalarla törenler yapılamaz ve resmi ziyafet verilemez. Yukarıda yazılı süre içinde Başbakan ve Bakanlar seçimle ilgili faaliyetlerinde ve konuşmalarında bu kanun hükümleriyle bağlıdırlar.
Seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar geçen süre içinde Başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve adayların seçim propagandası ile ilgili olarak yapacakları gezilere hiç bir memur katılamaz. Ancak özellikle 2019 Yerel Seçimleri süresince yukarıda tanımı yapılan yasağın bir çok kez iktidar partisi lehine delindiği görülmüştür. 11Mart 2019 tarihinde Korucular, öğretmenler ve işçilerin otobüslerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hakkâri mitingine taşındığı, okulların gayriresmî tatil edildiği belirtilmiştir.
IV. SONUÇ
Siyasi propagandaya odaklanan çalışmamızda Türkiye Cumhuriyeti’nde seçimleri düzenleyen ilgili kanun maddeleri incelenmiştir. Kanun maddeleri ile uygulama arasında oldukça büyük farklar bulunmakta olup, bir çok maddenin iktidar lehine delindiği, devletin resmi araçlarından, radyo ve televizyon kuruluşuna kadar bir çok imkanının iktidar lehine kullanıldığı açıkça kendisini göstermektedir. Yanı sıra resmi kurum ve kuruluşlarda iktidar lehine ciddi ölçüde siyasi propaganda ve seçim çalışması yapıldığı bir çok örnekle kanıtlanmıştır. Yurttaşların vergileriyle desteklenen kamu kurum ve kuruluşlarının iktidar partisi ve adaylarına seçim kampanyası için ev sahipliği yapması açık bir anti demokratik uygulamadır.
Seçimi düzenleyen kanunların felsefesi incelendiğinde, seçimlere egemen olan propaganda dilinin de özellikle üzerinde durulması gerekmektedir. Ne yazık ki, seçim süreci iktidar temsilcilerinin nefret söylemleriyle işgal edilmektedir. 27 Şubat 2019 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin tarafsız olması beklenen Cumhurbaşkanı’nın resmi twitter hesabından “Millet İttifakında yer alan partileri terör örgütlerinin uzantısı olmakla suçlaması” nefret diline ait önemli bir örnektir. Bu anlayıpşla yapılan siyasi propaganda toplumsal birliğin salahiyeti açısından da önemli riskleri barındırmaktadır.
Kuşkusuz, demokrasi, kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı, özgür basın, aktif sivil toplum, çeşitlilik barındıran baskı grupları mevcut seçim sisteminin iyileştirilmesi için elzemdir. Demokrasinin kurumsallaması için gerekli olan tüm önlemler alındığında, seçim sistemimizin batılı demokrasilerdeki sistemlerle eş seviyeye gelmesi olasıdır.
1980 yılında İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Ünibersitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı lisans mezunudur. MEF Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden Özel Hukuk yüksek lisansını geçtiğimiz yıl tamamlayan Buğra Konuk, bu yıl da Yeditepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitisu’nde tarih yüksek lisansına başlamıştır. Sağlık sektöründe orta kademe yönetici olarak çalışmaktadır.